Sınav anı tek bir gün için maksimum performansınızı sergilemek üzerinedir. Bu nedenle TOEFL sınavına mental hazırlık söz konusu olduğunda sınav anında maksimum performansın gösterilebilmesi için sınava giren kişilerin zihinlerinin açık olması gerekir. Peki zihnimizi nasıl en aktif şekilde kullanabiliriz? Nasıl sınav günü odaklanmamızı en yüksek seviyeye çıkarabiliriz? Vücudun temel ihtiyaçlarından tutun o günkü ruh haliniz dahil her şey sınavdaki mental durumunuzu etkileyecektir. Zihin biyolojik ve psikolojik durumunuzdan etkilenmektedir. Önceden uygulanan rutinler ve pratiklerle mental olarak en iyi halinizle sınava girmeniz mümkündür.

TOEFL Sınavına Mental Hazırlık: Beslenme

Zihnimiz enerjiyi yediğimiz besinlerle sağlamaktadır. TOEFL sınavına girmeden en az bir ay önce beslenmenizi düzene sokmak mental kapasitenizi arttırmak ve algınızı kuvvetlendirmek için faydalı olacaktır. Özellikle konsantrasyon için protein içerikli besinlere ağırlık vermekte fayda var. Yumurta, yoğurt tüketimine ağırlık vermeniz daha rahat konsantre olmanızı sağlayacaktır. Bunun dışında a tıştırmalık olarak abur cubur yerine kuruyemişleri tercih etmeniz ve yulaf tüketmeniz yine zihninizin kapasitesini arttıracaktır. Bu besinler aynı zamanda sınav esnasında İngilizce kelimeleri daha rahat hatırlamanızı sağlayacaktır çünkü bunlar hafızayı kuvvetlendiren gıdalardır. Brokoli, ıspanak gibi K vitamini açısından zengin besinler ise bir yandan hafızayı destekleyiciyken diğer yandan tetikte kalmanızı sağlar.

TOEFL Sınavına Mental Hazırlık: Heyecan

Heyecan ve kaygı zaman zaman karıştırılan konseptler. Herkes sınav için heyecanlanabilir önemli olan gereğinden fazla kaygılanıp stres olmamaktır. TOEFL sınavına girerken heyecanlıysanız bunu engellemek değil doğru yorumlamanız ve olumlu hale dönüştürmeniz önemli olandır.  Bazen vücudumuzun verdiği tepkileri yanlış anlayabiliriz ya da tepkileri yorumlayarak yarattığı hissin artmasına neden olabiliriz. Örneğin sınava girmeden önce kalp atışlarınız artmaya başladığında kendinize “Stres yaptım işte yine…” diyorsanız bu size problem yaratacaktır. Belki de sadece biraz heyecanlanmışsınızdır. Gerçekten stres yapmış da olabilirsiniz. Fakat bu cümleyi aklınızdan geçirerek stresin oranını arttırıyorsunuz ya da yalnızca heyecanlıyken bu heyecanınızı strese dönüştürüyorsunuz. Burada yapılması gereken “Bildiklerimi göstermek için heyecanlanmaya başladım.” Demek ve bu fiziksel belirtilere bir nevi meydan okumaktır. Bir açıdan heyecan ayık olmanız ve tam kapasite mental beceri göstermeniz için gereklidir.

TOEFL’a Mental Hazırlık: Düzen

Sınava yakın dönemlerde başlayan günlük rutine sahip olmak zihninizi sınava hazırlayacaktır. Son bir ay aynı sınav saatinde kendinize denemeler yapmanız TOEFL sınavına zihinsel olarak hazır olmanızı sağlayacaktır. Sınavdan önceki gün neye dikkat ediyorsanız son bir ay boyunca da aynı şeylere dikkat edin. Örneğin erken yatmaya ve erken kalkmaya çalışın. Beslenmenizi düzene sokun. Son bir ay düzenli olarak hafif spor yapın ve stresinizi azaltın. Araştırmalar spor yapmanın zihni rahatlattığına, vücuttaki gerginliği aldığını göstermektedir. Son bir ay düzeninize yürümek, koşmak, bisiklet sürmek, yoga yapmak gibi hafif fiziksel aktiviteleri ekleyin.

Konu hakkında detaylı bilgi ve destek almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Toefl sınavına hazırlık aşamasında profesyonel bir eğitim almak için Aba Academy’nin deneme derslerine katılabilirsiniz. Bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Sınav öncesi çocuklarımız için oldukça kritik ve önemli bir süreçtir. Çocuklarımızın bu dönem içerisinde neler yapacağı oldukça merak edilmektedir. Aileler bu süre zarfında neler yapacağı konusunda uzmanlara çok fazla soru sormaktadır. Çocuklarımız sınavlardan önceki dönemlerde ders mi çalışmalıyım yoksa dinlenmeli miyim diye çok fazla düşünmektedir.

Ya da bunun dışında, “son tekrarlarımı nasıl yapayım” gibi sorular çocuklarımızın zihnini çok fazla karışmaktadır. Bu dönemde en başarılı ya da en çok çalışan öğrenciler bile son haftalarda çok fazla stres yapmakta ve kendilerini sıkıntıya sokmaktadır. Çünkü çocuklarımızın sınav dönemi yaklaştıkça stres ve gerginlik oranları artmaya başlar. Peki, bu stres ile nasıl başa çıkabiliriz?

Sınav Yaklaştıkça Neden Çocuklarımız Gerilir?

Sınav öncesi ailelerin ilk olarak bilmesi gereken konu çocuklarımızın neden bu kadar gerildiğidir. Aileler çocuklarının neden gerildiğini ya da stres yaptıklarını anlaması bu konuda çocuklarına yaklaşımlarının daha düzgün ve doğru olmasına sebep olacaktır. Bunun en baş sebebi ise öğrencilerin yıllarca süren emeğinin karşılığını alacak olmalarıdır.

Çocuklarımız YKS sınavı gibi sınavlara yıllarca emek verdiler. Sınav ile çocuklarımız artık bu emeklerinin karşılığını alacaklar. Bir tarım işçisi gibi çocuklarımızın yıllarca ekip biçtiği eğitimlerinin filizlenmesini ve meyvesini vermelerini beklemeleri sırasında heyecanlanmaları gerilmeleri oldukça normaldir. Özellikle yıllarca süren bu emeğin tek bir gün ve belli bir saat içerisinde sonuçlanacak olması çocuklarımız için oldukça heyecanlandıracak bir durum olmaktadır.

Sınav Öncesi Son 21 Gün Stres Nasıl Giderilir?

Sınav öncesi stres nasıl giderilir diye merak ediyorsanız sizler için Aba Psikoloji olarak bir liste hazırladık. Sınavlardan önceki dönemlerde gerginliğinizi kontrol altına almanız bu süreç içerisinde oldukça önemli olacaktır. Bu yüzden ihtiyaçlarınızı atlamadan son dönemi en faydalı şekilde geçirmeniz sizler için en faydalısı olacaktır. Bu anlamda çocuklarımızın olduğu kadar velilerimizin de dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır.

1 – Son Hafta Uykusuzluğa Dikkat

Son haftalarda çocuklarımızın tekrar yapması ve deneme çözerek bildiklerini tekrar etmesi oldukça önemlidir. Fakat özellikle son 1 hafta çocuklarımız dinlenmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu anlamda molalar vermesi onlar için çok faydalı olacaktır. Genel olarak öğrenciler son haftalarda kendilerini daha fazla çalışmaya zorlayarak yıpratabilirler.

Öğrenciler konu yetiştirmek ya da daha fazla soru çözmek için uykularından feragat edebilirler. Fakat çocuklarımızın uykusuz kalması onların gerginliğinin ve stresinin daha fazla artmasına sebep olacaktır. Bu yüzden öğrenciler uykuları geldiği zaman kendilerini daha fazla yormadan direk uyumaları gerekir.

2 – Sınav Öncesi Son 21 Gün: Sınav Öncesi Beslenme Düzeninin Önemi

Sınavdan önce rahatlamak için çocuklarımızın pek dikkat etmediği konulardan bir tanesi beslenmektir. Bu stres ve telaş içerisinde çocuklarımız sağlıklı beslenmeyi ikinci plana atabilirler. Fakat son haftalarda besin değerlerinin yüksek olması çocuklarımızın daha iyi performans göstermesine sebep olmaktadır.

Çocuklarımızın çalıştıklarını işleme sokan mekanizma beyindir. Beyinin bu anlamda iyi çalışması ve tam performans göstermesi için çocuklarımız bu dönemlerde beslenmelerine çok dikkat etmelidir. Fazla şekerden ve karbonhidrattan uzak durmak ve yumurta gibi bol proteinli besinler ile beslenmeleri çocuklarımız için en iyi sonuçları doğuracaktır.

Buna ek olarak sınavdan önceki dönemlerde çocuklarımızın su tüketimine çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Su tüketimi konusunda çocuklarımızı uyarmalı ve bol bol su içmelerini sağlamalıyız. Su da diğer besinler gibi beynin çalışmasında oldukça önemli bir etkiye sahiptir.

3 – Dinginlik Arttırıcı Aktiviteler Çocuklarımıza İyi Gelir

Bu zorlu zamanı çocuklarımız yoga, yürüyüş ya da dinlendirici müzikler dinleyerek zihinlerini ve psikolojilerini koruyabilirler. Bu anlamda bedenin ve zihnin bir bütün olduğu gerçeğini bilmemiz gerekir. Son hafta stresi çocuklarımızın bedenine yansıyacaktır. Bedensel dinginlik sağlayacak aktiviteler bedeni dinlendirdiği kadar zihni de dinlendirecektir.

4 – Düşen Netler Canınızı Sıkmasın

Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu sınav öncesi netlerinin düştüğünü fark eder. Bu sizleri sakın olumsuz etkilemesin. Daha önceden de sizlere söylediğimiz gibi yıllarca süren emeğin karşılığını alacağınız için oldukça doğal bir gerginlik durumu yaşayabilirsiniz. Bu gerginlik özellikle sınav yaklaştıkça sizleri daha fazla rahatsız edebilir.

Doğal olarak da sizlerin bu gerginliği sosyal hayatınıza yansıyacağı gibi aynı zamanda netlerinize de yansıyabilir. Bu durumda net düşüşlerinin gerginlik ve stres odaklı olduğunun farkına varmanız çok önemlidir. Daha sonra ise netlerinizi arttırmaktan önce son hafa sınav kaygınızı azaltmaya yönelmeniz gerekmektedir. Aba Psikoloji gibi bu alanda uzman kuruluşlardan yardım alabilir ve bu dönemi daha sağlıklı geçirebilirsiniz.

5 – Sınav Öncesi Son 21 Gün: Doğaya Karışın

Açık havalarda yürümek, eğer imkânınız var ise ormanlık ya da yeşil alanda vakit geçirmek sınava girecek çocuklarımızın rahatlaması için oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Çıplak ayak ile toprağa basarak kendinize topraklama yapabilirsiniz. Bu sizin çok basit gelebilir. Fakat yaptıkça etkisini kendiniz hissedeceksiniz.

Sınav öncesi yapılması gerekenler listesinde kendinizi topraklamayı hiç hafife almayın. Dünyada doğaya ait olmayan canlı yoktur. Çocuklarımız özellik sınav süresince doğadan çok ayrı kalmaktadır. Topraklama ile çocuklarımız bedenlerini fiziksel ve zihinsel olarak dengelemek için bir bağ kuracaklardır.

Read More

Kardeş kıskançlığı sıkça karşılaştığımız bir konu… Kıskançlık öfkeli bir kaygı halidir. Kardeşi olan her çocuk yaşına ve kişilik özelliklerine göre kabullenme sürecini farklı biçimde yaşar. Kıskançlık bu süreçte meydana gelen doğal bir duygudur. Sevilen kişinin bir başkasıyla paylaşılmasından ve temelde güvensizlik kaynaklı bir duygu olduğundan söz edilir. Kardeşi olana kadar kendine yöneltilen ilgi ve dikkatin bir anda kardeşine yöneltildiğini gören çocuklar bu durumdan rahatsızlık duyabilir.

Kardeşinin dünyaya gelmesi ile birlikte kendisine ayrılan zamanın azalması, kardeşine karşı gibi görünen fakat aslında siz ebeveynlerine karşı olan kırgınlık kızgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir. Çocuğunuz bu dönemde kendisini terk edilmiş hissedebilir. Desteksizlik ve güvensizlik duygusuna kapılabilir.

Kardeş Kıskançlığı Belirtileri

Kardeş kıskançlığı ile birlikte, çocuğunuzun davranışlarında farklılıklar meydana gelebilir. Çocuğunuz kardeşini kıskanıyorsa bazı belirtiler gözlemeyebilirsiniz. Büyük çocuğunuz bebek gibi davranıp, emekleme, biberonla süt içme gibi gerileme davranışları gösterebilir. Kardeşinin doğumuyla birlikte sizden uzaklaşıp içine kapanabilir. Yemek yememeye, zayıflamaya başlayabilir. Büyük tuvaletini tutuyor ya da altına kaçırıyor olabilir. Bunlar kardeş kıskançlığı söz konusu olduğunda görülebilen belirtilerden bazıları olarak karşımıza çıkıyor.

Çocuklar Neden Kıskanır?

Peki çocuklar neden kıskanır? Yeni doğan bebek aile içi dengeleri tamamen değiştirir. İkinci çocuğunuzun dünyaya gelişi evin ilgi odağı olan ilk çocuğunuz için işlerin farklılaşmasına neden olabilir. İlk çocuğunuz her konuda evde ilk ve tek olmaya alıştıysa kardeşinin doğumuyla birlikte ailenin merkezindeki konumunun sarsıldığı hissine kapılabilir. Yeni doğan bebek kendisinden fazla ilgi görürse bu durum onu tedirgin edebilir.
Tabi ki kıskançlık her zaman büyük kardeşin küçük kardeşi kıskanması şeklinde gerçekleşmeyebilir. Tam tersi durumlarla da sıkça karşılaşıyoruz. İlk çocuğun ilk göz ağrısı olma durumu, ebeveynler tarafından daha özel bir yere sahip olduğu düşüncesi küçük kardeşin abla ya da abisini kıskanmasına sebep olabilir.

Rekabeti Arttıran Tutumlardan Kaçınmak Gerekiyor

Bu konuda ebeveynlerin tutumu büyük önem taşır. Kardeşler arası ayrımı pekiştiren tutumlardan kaçınmak gerekir. Anne-babanın ilgisi kardeşler arasında her zaman rekabeti arttıran bir konudur. Bu konuda çocuğunuzun bireysel özellikleri de elbette önem taşır. İletişimi daha güçlü olan kardeş daha fazla ilgi görebilir ya da daha başarılı olan çocuğunuz ilgi odağı konumuna gelebilir. Anne-baba olarak kardeşleri olumlu ve olumsuz yönlerine göre birbirleri ile kıyaslamanız hiçbir zaman doğru bir tavır olmayacaktır. Böyle bir tutum karşısında kardeş kıskançlığı daha ciddi problemlere evrilebilir. Kardeşler arasındaki ilişkiyi dengelerken rekabeti arttıracak davranışlardan kaçınılmalıdır.

Kardeş Kıskançlığı konusunda daha detaylı bilgi edinmek isterseniz aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilir, sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Psikolojiye dair diğer videolarımıza ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Otizm çeşitleri konusu oldukça tartışmalı bir konu ve henüz bir sonuca varılmış değil. Fakat, otizm bozuklukları çok çeşitli mekanizmalar üzerinden farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Otizm çeşitleri, otizm testleri ve otizm aşamaları hakkında bilmemiz gerekenlere gelin birlikte göz atalım.

Yüksek İşlevli ve Düşük İşlevli Otizm

En önemli ayrımlardan bir tanesi; zihinsel geriliğin eşlik ettiği form ile zihinsel yetilerin ve zekanın normal ya da üstün olduğu form arasında… Bu bağlamda otizm çeşitleri; “yüksek işlevli otizm” ve “düşük işlevli otizm” olarak farklılık gösteriyor. “Otistik regresyon” denilen bir fenomen var. Bu da; ayrı bir alt tipi olacağının düşünülmesi gerektiği ve çocuklarda normal bir gelişimi takiben otizmin ortaya çıkabileceğini ifade ediyor.  Her ne kadar bazı çevreler tarafından ortaya çıkış nedeninin anne-babanın ayrılığı, taşınma, aşı gibi kaynaklara dayalı olduğuna inanılsa da bu durumun da genetik bir nedeni olduğu düşünülüyor. Otizm çeşitlerinin daha çok sayıda olması muhtemel ve otizm araştırmalarının en önemli hedeflerinden birini oluşturuyor.

Otizmde, epilepsi %30 oranında görülüyor. Epilepsi görülen tipler ve görülmeyen tipler arasında bir fark olması muhtemel… Otizm oldukça sık rastlanan bir hastalık. Erkeklerde görülme sıklığı ise daha fazla. Dolayısıyla otizm çeşitleri cinsiyetlere göre farklılık gösteriyor demek de mümkün. Henüz bilim bu konuda net bir cevap vermiyor. Fakat; otizmi anlamak için otizm çeşitleri hakkında bilgi sahibi olmak şart.

Otizm Çeşitleri: Otizm Gelişmekte Olan Bir Beyinde Ortaya Çıkıyor

Otizm aşamaları konusuna gelecek olursak; ilk olarak otizmin gelişmekte olan bir beyinde ortaya çıktığını söylemek gerekiyor. Henüz doğmadan, beyin gelişimi sırasında bazı aksamalarla ortaya çıktığı düşünülüyor. Farklı otizm çeşitleri, farklı mekanizmalar üzerinden, farklı semptomlarla ortaya çıkıyor olabilir. Gelişimsel aşamalar genellikle çocuğun yaşına göre tespit ediliyor. İlk 8 aylık dönemde otizm belirtileri hakkında fikir sahibi olmak mümkün. 18 aylıkken bilimsel taramalar yapılabiliyor. Kesin tanı ise 3 yaşında konuyor. Bunun sebebi ise çocuğun konuşmaya başlamasının otizm konusunda ayırt edici bir özellik taşıması ve beyin gelişiminin 3 yaşına kadar hızlı bir gelişim göstermesi.

Otizm Çeşitleri: Otizm Testleri

Otizm testleri konusunda ise ne yazık ki tanı için kesin bir test yok. Biyolojik ya da psikolojik bir test yok. Yine de kullanılan ve güvenilen bazı testler mevcut. Bu testler klinik gözlemlere yardımcı oluyor. Hem bilimsel çalışmaların ilerleyişi açısından hem de çocuklardaki gelişimleri ölçmek açısından önem taşıyor. En çok kullanılan otizm testleri ise CARS (The Childhood Autism Rating Scale) ve ADOS (Autism Diagnostic Observation Schedule).

Otizm Tedavisi

Otizmin tedavisi yok. Yani beyindeki anormalliklerin tamamen düzeltilmesi mümkün değil. Ancak; bu durum çocukların adaptasyon yetisinin gelişmeyeceği ya da otizm belirtilerinin kendiliğinden ortadan kalkmayacağı anlamına gelmiyor. Otizmde %20 oranında hatta bazen daha yüksek oranlarda düzelmeler söz konusu olabiliyor. Bu da erken dönemde teşhis ve uygulanan terapilerle mümkün olabiliyor. Bazı formları aşma konusunda beynin kendi esnekliği, kendi özellikleri de etkili olabiliyor. Otizm tedavisinde zaman zaman ilaç terapileri uygulanabiliyor. Bunlar özellikle otizme eşlik eden uykusuzluk, saldırganlık, iştahsızlık, kendine zarar verici davranışlar üzerinde etkili oluyor. Ancak; otizmde ilaç tedavisinden ziyade otizmi kavramak ve bir yol haritası çizmek gerekiyor. Buna ek olarak otizmin seyri konusunda bilinçli olmak gerekiyor. Otizm çeşitleri, testleri ve aşamaları hakkında daha detaylı bilgi almak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilir, YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Etkili zaman yönetimi sınavın yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Hangi sınava nasıl hazırlanacağınız ve sınav esnasında nasıl stratejiler izleyeceğiniz sınav formatına göre değişmekte. Bu nedenle hazırlandığınız sınavın formatını iyi bilerek ona göre hazırlanmak ve sınav esnasında zaman yönetimini sistematik bir şekilde organize etmek başarılı olmak için çok daha fazla önem arz etmektedir.

Bu önemli konu için blog yazımızda YKS için zamanı etkili kullanmayı baz alarak sınava nasıl hazırlanmanız ve sınav esnasında nasıl stratejiler izlemeniz gerektiğini anlatmak istedik:

YKS’ye Hazırlanırken Zamanı Etkili Kullanmak için Nasıl Çalışmalısınız?

  1. Sınav Biçimine göre Çalışmalar Yapın

YKS format olarak test formatında bir sınav fakat bazı öğrenciler  test çözmek yerine konu anlatımına daha çok önem vererek hata yapmaktadırlar. Konuları biliyor olmaktan çok bilginizi yansıtabilmeniz önemli olan.

Test sınavlarına hazırlanırken konu çalışmasının hemen ardından test çözmeniz sizi sınava hazırlayacak en etkili yöntem olacaktır. Test çözmeye daha çok ağırlık vererek yapamadığınız soruların çözümünü öğrenmek sınavda başarılı olmanız için büyük avantaj sağlayacaktır. Üstelik test formatına alışık olduğunuz için sınav esnasında zaman sıkıntısı yaşama ihtimalinizi düşürecektir.

  1. Sınav Formatına Bağlı Çalışmalar Yapmayı Tercih Edin

YKS bölünmüş sınavlardan oluşmaktadır. TYT AYT ve YDT adı altında 3 çeşit sınav bulunmaktadır.

TYT’ de Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik  ve Fen Bilimleri Testleri yer almaktadır.

AYT’de Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1, Sosyal Bilimler-2, Matematik ve Fen Bilimleri Testi yer almaktadır. YDT’de ise, Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rusça testleri yer almaktadır.

Bu formata sahip denemeler çözmeniz daha faydalı olacaktır. Aynı sınavdaymış gibi süre tutarak deneme sınavları çözmeniz daha başarılı olmanızı sağlayacaktır. Çalışırken her dersten ayrı ayrı testler çözmek yerine sıklıkla deneme çözmeniz daha büyük katkı sağlayacaktır.

Sınavda verilen alanları ardı ardına yapabilmeniz ölçülen şey bu yüzden dersleri bir arada çalışmanız daha iyi olacaktır. Testleri her dersten ardı ardına çözmek sınava daha kolay adapte olmanızda etkili olacaktır. Böylelikle sınav formatına alışık olduğunuz için zaman yönetimini de daha iyi yapabileceksiniz.

  1. Derslerin Puan Getirisine Göre Hazırlık Yapın

Alanınıza göre çalışmalar yapmanız size puan kazandıracaktır. Hangi derslerin size daha çok puan katkısı sağlayacağını göz önünde bulundurarak daha fazla katkı sağlayacak derslere çalışma önceliği verilmesi daha iyi bir sonuç çıkarmanızı sağlayacaktır. Ayrıca o dersler üzerine daha çok çalışma yaptığınız için o derslerin sorularını çözmekte hızınız artacaktır.

Sınav Esnasında Zaman Yönetimi

  1. Başarılı Olduğunuz Alandan Başlayın

Hangi alandan başlamanız gerektiği oldukça kişisel. Fakat daha yüksek başarı gösterdiğiniz derslerden başlamak motivasyonuz açısından daha etkili olacaktır. Soruları çözebildikçe özgüveniniz artacaktır. Aynı zamanda zaman yönetimi açısından daha etkili olacaktır. Daha başarılı olduğunuz alanları daha hızlı çözdüğünüz için o alanın sorularını aradan çıkarmış olacaksınız. Böylelikle size daha zor gelen derslerin sorularıyla daha fazla ilgilenecek vaktiniz olacaktır.

  1. Sorularda Takılı Kalmayın ve Çözmeden Önce Soruları Gözden Geçirin

Soruları gözden geçirip kolay olan sorulardan başlayın. Unutmayın bu tip sınavlarda her kitapçık da soru sıralaması farklıdır. Hem zor hem kolay sorular olacak fakat sizin kitapçığınızda zor sorular önce denk gelmiş olabilir. Motivasyonunuzun düşmemesi için önce kolay  soruları seçip çözmeniz bir avantaj olacaktır.

Soruları yapamadığınız zaman kabullenip boş bırakıp geçmek size zaman kazandıracaktır. İlk denemenizde yapamadığınız zaman oyalanmadan o soruyu geçip kitapçıktaki tüm soruları gördükten sonra boşlarınıza geri dönmeniz daha hız kazandıracaktır.

  1. Başarılı Olduğunuz Derslerde Kontrolü Kaybetmemeye Çalışın

Başarılı olduğunuz dersler çeldirici olabilir. Bu derslerin sorularını çözmekte ısrarcı davranış gösterme ihtimalimiz daha yüksektir. Eğer kontrol kaybedilirse boş bırakmak yerine soruları inatla çözmeye çalışabiliriz. İyi olduğunuz bir alan olsa bile sınav çok zor olduğu ya da özellikle o alanın soruları bu yıl için zor olduğundan zorlanıyor olabilirsiniz. Sevdiğiniz ve başarılı olduğunuz bir alan olmasına rağmen yapamadığınızda zorlamayın. Zorlamak zaman kaybettirecektir. Boş bırakın ve diğer sorulara baktıktan sonra  geri dönün.

Zeynep Bengisu Çetin

Read More

“Derste çok iyi anlamıştım, şimdi hepsi aklımdan uçup gitti.”

“Dilimin ucunda cevap ama bir türlü gelmiyor aklıma.”

“Sınavdayken bir an aklıma gelmedi.”

Eğer aklınıza gelmiyorsa aslında tam olarak öğrenmemiş olabilir misiniz?

Öğrencilerin sıklıkla yaptığı hata derste çok iyi kavranan bir konunun öğrenildiğini zannetmek. Fakat ne yazık ki o an anlamış olmamız konuyu öğrendiğimiz anlamına gelmez.

Konuyu  gerektiğinde hatırlayabilmemiz için gerçekten öğrenmiş olmak, gerçekten öğrenmiş olmak için tekrar etmemiz gerekir.

Tekrar etmek = Öğrenmek

Bir bilgiyi kalıcı hale getirmek için tekrar etmemiz gerekir. Konuyu kavradığınızı düşünerek bir daha çalışmamak yapılacak en büyük hatalardan birisidir. İlk öğrenme sürecinde zihniniz edindiğiniz bilgileri sadece kısa süreli belleğe aktarmaktadır. Tekrarlar ise zihninizin o bilgiyi uzun süreli belleğe taşımasına ve kalıcı hale gelmesine imkan sağlayacaktır.

 

Öğrenme Sürecimizi Tekrarlar Yoluyla Nasıl Kolaylaştırırız?

  1. Not Tutmaya Özen Gösterin

Yazmak tekrar etmenin en etkili yollarından biridir. Yazarken yazdığımız bilgileri tekrar düşünmekteyiz. Bu da daha kolay öğrenmemizi sağlayacaktır.

  1. Laptoptan Not Almak Yerine Kağıt Kalem Kullanmayı Tercih Edin

Araştırmalar eski moda yöntemle, kağıt kalemle not almanın çok daha faydalı olduğunu söylüyor. Laptopa yazmak bir süre sonra elin otomatikleşmiş bir eylemi olacaktır. Aksine kağıda not alırken yazdığımız yazı üzerine düşünüyor ve odaklanıyoruz. Kısacası kalemle not almak bilgiyi daha sağlam ve kolay şekilde öğrenmenizi sağlayacaktır. Öğrendikleriniz daha rahat aklınızda kalacaktır.

  1. Kendi Not Alma Biçiminiz Olsun

Kendi cümlelerinizi kullanarak not almayı deneyin. Öğrendiklerinizi olduğu gibi defterinize geçirmek pek de işlevsel olmayacaktır. Kendi cümlelerinizle not almanız konuyu anlamanızı gerektirir. Bunu alışkanlık haline getirmek beyninizin bilgiyi daha iyi sindirmesini sağlayacaktır.

  1. 24 Saat İçinde Tekrar Edin

Bilgimiz ders esnasında not alarak ve dinleyerek kısa süreli hafızaya aktarıldı. Şimdi sıra onu uzun süreli hafızaya taşımakta. Bir bilginin uzun süreli hafızaya taşınması için bir günü aşmadan tekrar edilmesi önemlidir. Tekrar edilmeyen bilgiler maalesef unutulmaya mahkumdur.

  1. Gece Yatmadan Önce Tekrar Yapın

Gece yatmadan önce tekrar edilen bilgiyi zihniniz uyurken tekrar gözden geçirecektir. Bu nedenle gece yatmadan önce tekrar etmek daha rahat öğrenmenizi sağlayacaktır.

  1. Farklı Duyulara Hitap Edecek Şekilde Çalışın

Tekrarlarınızı sadece yazarak ya da okuyarak yapmak yerine farklı duyularınıza da hitap edecek şekilde yapmaya çalışın.

Bunlar dışında görselleştirerek tablo haline getirmek ya da çizmek, konuyla ilgili videolar izlemek birden fazla duyunuzu çalıştırmanızı sağlayacaktır. Birden fazla duyunun kullanılması hatırlamanızı ve bilginin kalıcılaşmasını kolaylaştıracaktır.

Zeynep Bengisu Çetin

Read More

LGS (Liseye Geçiş Sınavı) Etkili Zaman Yönetimi

“Zamanım olsaydı tüm soruları yapabilirdim”

Çoğu öğrenciden duyduğumuz bir cümledir. Fakat özellikle yerleştirme sınavlarının çoğunun ölçtüğü şey: Zaman yönetimidir.

Öğrencilerin çoğu sınava yanlış hazırlanmak ve sınav esnasında işlerine yarayacak stratejiler belirlemekte zorlanmaktadırlar. Hazırlanılan sınavın amacını iyi bilmek çoğu zaman göz ardı edinilen fakat sınav başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biridir.

Bu nedenle size özellikle sınavların biçimine göre zamanı nasıl etkili şekilde kullanabileceğinize dair bir blog yazısı hazırlamak istedik.

Bu blog yazımızda özel olarak etkili zaman yönetimi için LGS’ ye nasıl hazırlanmanız ve sınav esnasında nasıl bir strateji izlemeniz gerektiğini anlatmak istedik:

LGS Sınavına Hazırlanırken Etkili Zaman Yönetimi için Nasıl Çalışmalısınız?

1.Sınav Biçimine göre Çalışmaya Özen Gösterin

Konuları biliyor olmanız değil sınav esnasında kağıda yansıtabilmeniz önemli olan. Bunu yapabilmek için sınavın biçimine göre çalışmak en mantıklı metottur.

Bazen öğrenciler konu anlatımına gereğinden fazla önem vermektedirler fakat LGS  test biçimine sahip bir sınavdır. Test sınavlarına hazırlanırken konu anlatımını bir kere dinledikten sonra hep test çözerek yapamadığınız soruların üzerinden gitmek daha büyük avantaj sağlayacaktır.  Ayrıca bolca pratik yaptığınız için sınav esnasında zaman sıkıntısı yaşama ihtimalinizi düşürecektir.

  1. Sınav Formatıyla Benzer Soru Çözümleri Yapın

LGS formatı 2 kitapçıktan oluşuyor. İlk kitapçıkta sözel ardından aradan sonra sayısal kitapçıklar dağıtılacak. Evde sınava çalışırken çoğu öğrenci derslerle ilgili ayrı ayrı testler çözmekte. Öğrenme sürecinde bu elbette yapılmalı fakat zaman zaman sınav formatına uygun deneme niteliğinde sınavlar çözmeniz sizi 10 adım öteye taşıyacaktır.

Geçek sınavda sözel bölümdeki Türkçe, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi,  İngilizce olmak üzere 4 farklı ders bulmakta.

İkinci kitapçık yani sayısal bölümde ise Matematik ve Fen Bilimleri olmak üzere iki farklı ders bulunmakta.

Aynı bu formata sahip denemeler çözmeniz daha iyi olacaktır çünkü sınavda bu farklı ders alanlarını bir arada çözmeniz beklenecektir.

  1. Hangi Dersin Ne Kadar Fazla Puan Getirdiğine Yönelik Çalışmalar Yapın

LGS puan ağırlıklarına göre size daha çok puan getiren derslere ağırlık vermeniz önemli. Elbette daha az puan getiren derslerde başarılı olabilirsiniz fakat istediğiniz gibi bir sonuç elde edebilmek için bu konuda stratejik davranmalısınız.

 

Matematik 1 soru netinin değeri: 4,9527

Fen Bilgisi 1 soru netinin değeri: 4,0725

Türkçe 1 soru netinin değeri: 3,6714

Din Kültürü 1 soru netinin değeri: 1,9407

İnkılap Tarihi 1 soru netinin değeri: 1,6849

Yabancı Dil 1 soru netinin değeri: 1,6320

Bu nedenle Matematik ve fen öncelikli olmak üzere ek olarak Türkçe’ ye diğer derslere göre daha çok ağırlık vermek size daha çok puan getirecektir.

Sınav Esnasında Zaman Yönetimi

1.İyi Olduğunuz Alandan Başlamayı Tercih Edin

Hangi dersten başlamalıyım? Her zaman tartışılan bir konudur. Bu konuda kesin bir şey    söylemek doğru değil. Öğrencinin bu anlamda kendisini tanıyarak kendine özgü bir metot belirlemesi akıl kârı olandır.

Sözel kitapçığında ya da sayısal kitapçığında hangi alanda iyiyseniz ondan başlamanız her zaman daha iyi bir taktiktir. İyi olduğunuz alanı çözmek genelde çok daha az zamanınızı alacaktır.

2.     Soruları Çözmeden Önce İnceleyin

Soruları kontrol ederek kolay olanları öncelikli olarak çözmeye çalışın. Kolay olan sorulardan başlamanız motivasyonunuzu yüksek tutmanızı sağlayacaktır. Mutlaka kolay bulduğunuz sorulara daha az vakit harcayacak ve rahatlıkla çözebileceksinizdir. Çözmüş olmanın verdiği his hem içinizi rahatlatacak hem de özgüveninizin ve motivasyonunuzu yüksek tutacaktır.

Kolayları çözerek aradan çıkarmanız ve ardından zor sorulara odaklanarak daha çok vakit ayırmanız stratejik olarak size zaman kazandıracak bir taktiktir.

3.     Sorulara Takılı Kalmayın

Soruları ilk denemede yapamadığınız zaman kabullenerek başka sorulara geçin. İlk anda yapamayabilirsiniz. Vakit kaybetmemek için başka sorulara geçin ve en sonunda boş bıraktıklarınıza geri dönerek uğraşın.

Size zor gelen bir soruyla uğraşarak (belki de hiç çözemeyeceğiniz bir soruyla) daha kısa zamanda çözebileceğiniz bir soruyu kaybediyor olabilirsiniz. Diğer soruları gördükten sonra geri dönmeniz başarınızın sınav sonucunuza daha iyi yansımasını sağlayacaktır.

4.     Başarılı Olduğunuz Derslerde Dikkatli Olun

Genellikle iyi olduğunuz alanlar “Nasıl çözemedim. Çözmem gerek!” diyerek hırs yapmanıza yol açabilir. Eğer başarılı olduğunuz alan o an size zor geliyorsa bilin ki herkese zor geliyor. Her ne kadar iyi olduğunuz bir alansa da sorulara karşı hırs yapmamaya çalışın. Hırs yapmanız zaman kaybettirecektir. Yapamadığınızda boş bırakın ve diğer soruları çözdükten sonra geri dönün.

 

Zeynep Bengisu Çetin

Read More

Mayıs ayıyla birlikte üniversiteye ve liseye giriş sınavları için önemli ve kritik bir döneme giriyoruz. YKS ve LGS sınavı yaklaşıyor. Son zamanların nasıl değerlendirildiği sınav performansını yüksek oranda etkileyecektir. Endişelenmeyin, bu süreci nasıl en verimli şekilde yöneteceğiniz konusunda yanınızdayız.

Düzenli Çalışma Planı

Sadece YKS ve LGS için değil, tüm sınavlar için düzenli çalışma planına sahip olmak başarıyı yüksek oranda arttıracaktır. Koca müfredatın gözünüzde büyümemesi için konuları günlere ve haftalara bölmeniz mantıklı bir strateji olacaktır.

  • Kalan zamanınızı göz önünde bulundurarak bu süreçte bitirebileceğiniz kadar konuyu gerçekçi olarak hesaplayın.
  • Ajanda tutun. Çalışmanız gereken konuları böldükten sonra günlük ve haftalık planlar hazırlayın.
  • Tamamlayamayacağınız konu eksikleriniz varsa çok çıkan soru ve konulara daha çok ağırlık verdiğiniz bir program yapın. Her konuyu bilmenizden ziyade stratejik davranmanız size net kazandıracaktır.
  • Listenizde az bildiğiniz ya da bilmediğiniz konularla ilgili çalışma planı yaparken bildiğiniz konuları da tekrar etmeyi planlamayı unutmayın.

Ne kadar sıklıkla ara verilmeli?

Ara vermek hassas bir konudur. Çalışmanızın verimini arttırmak için önemliyken çalışma düzeninize zarar vermemesini sağlamak iyi bir düzen ve denge gerektirmektedir.

  • Bir konuyu çalışırken aralarınızın çalıştığınız süreden daha az olmasına özen gösterin. Örneğin her 40 dakikada 5-10 dakikalık aralar verin.
  • 1 saatten fazla ara vermeden çalışmayın. Zihninizin sınırları var. 1 saatten fazla hiç ara vermeden çalışmanız odaklanma problemi yaşamanıza neden olacaktır. Dikkatinizi tekrar toplamanız için küçük bir ara vermekte fayda var.
  • Verdiğiniz aranın uzunluğundan emin olmak ve çalışma düzeninizi korumak için mutlaka süre tutun.
  • Her kalkmak istediğinizde ne olursa olsun çalışmak için planladığınız süre bitene kadar kalkmayın. Sıkılsanız dair masadan kalkmayın. İlla yeni bir konu çalışmanıza gerek yok sıkıldığınızda. En azından konuyla ilgili daha önce aldığınız notları tekrar okuyun. Burada önemli olan planladığınız saat düzenlemesine uyum sağlamak Kalkmamanız oluşturduğunuz saat düzenine gün geçtikçe daha rahat adapte olmanızı sağlayacak.

Çalışmalarınıza Renk Katmanın Önemi

 Elinize kağıdı kalemi alıp defalarca yazmak ya da aynı metinleri tekrar tekrar okumak sizi sıkacak ve yoracaktır. Zaman zaman alternatif çalışma yöntemleri uygulamanız motivasyonunuzun düşmesini engelleyecek ve öğrenmenizi kolaylaştıracaktır.

Alternatif çalışma yöntemleri:

  • Arkasında terimlerin tanımları yazan renkli oyun kartları hazırlayarak kendinizi test edin.
  • Çözemediğiniz soruları bir kavanozda biriktirip ara ara onları incelemek, tekrar çözmeye çalışın.
  • Alt alta sıralanan bir liste yapmak yerine konularla ilgili aşağıdaki gibi bir zihin haritası hazırlayın.
  • Konuyla ilgili videolar izleyerek çalışın.
  • Arkadaşlarınızla görüntülü konuşarak birbirinize bildiğiniz konuları anlatın.
  • Sesli okuyarak çalışın.
  • Ezberlemesi zor gelen şeyleri melodik ezberlemek ezberlemenizi kolaylaştıracaktır.

Zeynep Bengisu ÇETİN

Read More

Yetenek Yönetimi 21.Yüzyılda bireylerin kendi yol haritalarını doğru bir şekilde belirlemede önemli bir rol oynuyor. Kendi ilgi alanlarımızı, bilgi ve becerilerimizi keyfederek hangi mesleklerde daha başarılı olabileceğimizi ortaya koyan bir sistemdir. Özellikle öğrenciler ve anne babaların çocuklarının hangi alanlarda iyi olduklarını, becerilerini bilmeleri gerekiyor. Böylelikle çocukların erken yaşta doğru mesleklere yönlendirilmesi ve hayatları boyunca istedikleri alanda başarılı olmalarını getirir. Bu süreçte, örneğin; Lise çağındaki öğrencilerin üniversiteyi hangi ülkede okuyacağına veya hangi bölümü okuyacağına karar vermeleri gerekir.

Bu belirlemelerden sonra öğrencilerin okul dışı faaliyetlerinde de becerileri ölçülmelidir. Örneğin; spor, müzik, tiyatro bunlardan bazıları. Bu alanlarda bireylerin ne kadar başarılı oldukları veya hangi alanda ilgisinin olduğu da ölçülerek bu süreç yönetilmelidir. Yetenek Yönetimi, tüm bu süreçleri takip ederken, aynı zamanda 21.yy da ’da hangi mesleklerin revaçta olduğunu veya ilerleyen yıllardan hangi alanların en popüler ve gerekliliği arttıracak mesleklerin olduğunu da tespit eder. Böylelikle, bireyleri bu süreçte daha bilinçli ve ileriye dönük istekleri konusunda da doğru yönlendirmeyi sağlar. Bu sürecin en önemli aşaması, bireylerin tüm bu süreci belirli periyotlarda tamamlaması ve sonuca gidilmesini sağlamaktır. Bu periyotları biz 3,6,12,24,48,72 aylık süreçlerde takip ediyoruz. Bu süreçlerde bireylerin eksik alanları ve bu alanlarda kendilerini nasıl geliştirebilecekleri belirlenmiş oluyor. Böylelikle bireyler tüm bu sürecin sonunda kendine daha iyi bir vizyon çizebiliyor, hangi alanlarda başarılı olduğunu görebiliyor ve bununla paralel olarak istediği meslekleri kendisi rahatlıkla seçebilir hale geliyor.

Bu süreçte bir diğer önemli unsur ise, kişilerin bireysel gelişimlerini göz önünde bulundurmaktır. Burada biz, süreç boyunca bunu göz önünde bulundurarak bireylerin gelişimi sırasındaki farklılıkları da takip ediyoruz. Çünkü her bireyin gelişim ve değişime karşı olan farkındalığı, değişim gösterdiği unsurları farklıdır.

Yetenek Yönetimi ile ilgili daha fazla bilgi almak için YouTube videomuza göz atabilirsiniz.

Read More

Genç olmanın doğasındaki düşünce: “Kimse beni anlamıyor.“ Özgür ruhları anlamak zor gelirken bir de onları kısıtlayarak evde tutmalıyız… Kişilik karmaşalarının içerisinde oradan oraya savrulmak genç olmanın doğasında var. Hadi bir de özel koşullardan ötürü özgür bir ruhun kanadını kestiğimizi düşünelim: “Artık dışarı çıkamıyorsun.”

Onlar için kolay olmadığı kadar evdeki otorite için de kolay değil… Bu durumda ebeveynlerin ne yapması gerektiği oldukça tartışmalı.

“Onunla nasıl baş edeceğiz şimdi?” “Onu zorlamalı mıyım?” “Karışmamam mı gerekir?” “Benimle iletişimi güçlü değil, nasıl iletişim kurmalıyım?” “Odasından çıkmıyor, bizimle iletişime geçmek istemiyor.” “Uyku ve yeme düzeni çok bozuldu bu konuda ne yapmalıyım.”

Maalesef bu soruların tek bir cevabı yok. Her ergenlik çağındaki birey her insan gibi farklı düşüncelere sahiptir. Hepsinde işe yarayacak bir çözüm bulmak imkansız… Fakat fikirlerine, kişiliğine ve durumu algılayış biçimine göre sizi nasıl davranmanız gerektiğiyle ilgili sonuca ulaştırabiliriz!

Farklı Davranış Örüntüleri

Temelinde ergenlik çağındaki bireyler sosyalleşme ihtiyacı duyarlar ve kendilerini kanıtlama iç güdüsü içerisindedirler. Bu sebeple eskiden olsa eve kapanmak her genç bireye zor gelir diyebilirdik.  Yalnız artık durum farklı. Sosyal medyayla iç içe yaşadığımız bu çağda bazısına evde kalmak daha cazip bile gelebilir.

Diğer bir yandan gençlerin geçirdiğimiz döneme bakış açıları da kişisel farklılıklar gösterecektir. Bazı gençler hiç panik yapmazken, bazısı çeşitli sebeplerden korku ve endişe besleyebilir. Örneğin özellikle sosyal yönleri güçlü çocukların: “Zaman kaybediyorum!” diye düşünmesi ya da yarım kalan planlarına üzülme eğilimi göstermesi beklenen bir durumdur.

Ne Düşündüğünü Anlamaya Çalışın

Farklılıkların olması ebeveynleri olarak sizi korkutmasın. Buradaki kilit nokta genç olmanın ortak özelliği “kendilerini kanıtlama iç güdüsü” dür.   Kendilerini değerli hissetme ihtiyacı duyan gençlere ilk uygulamanız gereken taktik durumla ilgili düşüncelerini sormak duygularını anlamaya çalışmak olmalıdır.

 Yargılamayın

Duygularını açıklarken daha çok olumsuz duygular içerisinde olduğunu ve geleceğe ümitsiz baktığını fark edebilirsiniz. Böyle bir durumda yargılamayın. Böyle hissetmek için birçok geçerli nedeni olduğunu anlamaya çalışın. Ergenlik döneminde yapmak istenilen şeyleri yapmak bir ihtiyaçtır. Ergenlik kimlik arayışıdır. Yani gençler yapmak istenilen her türlü etkinliği yaparak özünün neyden beslendiğini bulmaya çalışır bu süreçte. Hareket alanı kısıtlandığı için büyük ihtimalle olumsuz duyguları artacaktır. Onu anlamaya çalışın. Olumsuz duyguları eleştirmek yerine onu anladığınızı ve üzücü bir durum olduğunu belirtin. Ardındansa geleceği ve şuanı kapsayan umut verici cümleler kurmaya çalışın:

“ Her şey düzelecek, merak etme. “

“ Hepimiz yapmak istediklerimizi yapamıyoruz, hepimiz için zaman durdu. Yalnızca sen değil arkadaşlarında aynı durumdalar. ”

“ Güven bana gerekli önlemleri aldığımız sürece bugünleri de sağlıklı bir şekilde atlatacağız.”

Bağlılık, Yeterlilik ve Özerklik İhtiyacını Karşılayın

Bu üç psikolojik ihtiyacı sakın unutmayın. Özellikle gençler bu üç psikolojik ihtiyaca yoğun bir şekilde gereksinim duymaktadırlar.

Bağlılık için aile ruhunu yansıtmanız, çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmeniz yetecektir.

Yeterlilik için ona çocuk gibi davranmayın. O artık bir çocuk değil. Basit sorumluluklar konusunda uyarmayın. Mesela ona kalkmasını söylemeyin. Aslında bu süre aynı zamanda onların sorumluluk alıp almadıklarını gözlemlemenizi sağlayacaktır.

Özerklik için gerekli oranda özgürlük alanı sağlayın. Emir verici cümleler kurmayın. Ona günlük planını sorun. Ardından yapması gerektiğini düşündüğünüz bir sorumluluk varsa (örneğin ev işlerine yardım etmesi gibi) planına bunu da ekleyebilir misin diyerek kibarca rica edin. Sorumluluğun içinde onu boğmayın. Fakat  kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrenmeye başladığı gençlik döneminde sorumluluk almayı öğrenmesi gerekmektedir. Kolay ve az miktarda, rica yoluyla görevler vermekten çekinmeyin.

Plan Yapması İçin Yönlendirin

Okulun olmaması onu plansızlığa itebilir ve düzeni bozulabilir. O artık yetişkinlik için ilk adımlarını atmış bir birey. Bu yüzden onun planını siz oluşturamazsınız. Bunun yerine onu plan yapmaya yönlendirebilirsiniz. Sabahları ya da akşamları gün içerisinde neler yaptığını sorun, bu onu günlerini düşünerek değerlendirmeye itecektir. Sorumluluklarının yerinde saymadığını hissedecek ve plan yapmaya kendiliğinden yönelecektir.  Örneğin meraklı bir şekilde online derslerinde ya da kendi kendine çalışırken ne çalıştığını, neler öğrendiğini sormak bu bağlamda işe yarayabilir.

Zamanını Sürekli Verimli Geçirmesine Gerek Yok

Gerginlik ve kaygı duyulan süreçlerde ,yaş grubu fark etmeksizin, sürekli kendimizi bir şeyler yapmaya zorlamak doğru değildir. Süreç içinde gençlerin zamanını sürekli verimli geçirmemesi beklenen ve hatta önerdiğimiz bir durum. Ara sıra bırakın ne istiyorlarsa onu yapsınlar. Yalnızca tek yönlü etkinliklere ağırlık vermemesi konusunda dikkatli olun. Özellikle sürekli internetle vakit geçiriyorsa değişik yöntemler uygulamakta fayda var. Her gün ailecek oynayabileceğiniz eğlenceli bir kutu oyunu oynamak güzel bir çözüm olabilir.

Read More