Otizm spektrum bozukluğunun kesin ve kalıcı bir tedavisi yoktur ancak erken tanı, bir ömür boyu sürecek ve tedaviyi destekleyecek eğitim süreci için büyük önem taşımaktadır. Üç yaşından önce teşhis konulan çocuklarda, özel eğitime bir an önce başlama imkânı vardır. Bu özel eğitimler haftada 20 ila 35-40 saatlik sürede olabilir. 

Otizm tedavisinde en etkili yöntemler özel eğitimler, davranış tedavileri, alternatif ve destekleyici tedaviler ve de gerekli görülürse ilaç tedavisidir.

Özel Eğitimler

Otizmli çocukların kendilerine özgü ihtiyaçları ve bu sebeple özel öğrenme gereksinimleri vardır. Özel eğitimler de, bu özel ihtiyacı karşılamaya yönelik en uygun çözümü sunar. Bu eğitimlerin etkisi çocuğun yaşına göre de değişkenlik gösterir. 

Erken çocukluk döneminde verilen eğitimler genelde bir eğitmen ile anne babasının ortak çalışması ile sağlanır. Dersler ilgili kurumlarda ya da gerekli görülürse evde devam ettirilir. Okul öncesi dönemde verilecek eğitimler genelde özel eğitim ana sınıflarında yapılır. İlkokul döneminde ise özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar için bir istisna söz konusudur. 66 aylık zorunlu okula başlama yaşı, bu çocuklar için 78 aydır. 

Çocukluk döneminde gerekli eğitimleri alan çocuklar, genellikle lise döneminden sonra kaynaştırma programlarına dâhil edilirler. Bu programlar ile çocukları kendi yaşıtları ile aynı ortamda bulunması, iletişim yeteneklerini, sosyal becerilerini geliştirmeleri hedeflenmektedir.

Davranış Tedavileri

Davranış tedavileri alanında en yaygın yaklaşım uygulamalı davranış analizi, birçok araştırma ile desteklenen bilimsel kaynaklı bir yaklaşımdır. Bu uygulamaların en bilinenlerinden biri, otizm spektrum bozukluğu yaşayan birçok çocukta başarılı sonuçlar veren erken yoğun davranışsal uygulamadır. Bunun yanında oyun temelli, gömülü ve temel tepki öğrenimi kapsayan doğal öğretim yöntemi de vardır. 

Bu programların temel amacı, erken çocukluk döneminden başlayarak çocuklar için yaratılan pozitif öğrenme alanında, eğlenerek, keyif alarak öğrenim görmelerini sağlamaktır.  

Alternatif ve Destekleyici Tedaviler

Otizm tedavisinde bilimsel açıdan etkileri kanıtlanmamış olsa da alternatif yöntemler de kullanılmaktadır. Bunlar arasında, vücutta bulunmaması durumunda alınan tepkilere göre oluşturulmuş tedaviler vardır. 

Bazı araştırmalar bebeklik döneminde sıkça tüketilen buğday, arpa ve yulaftaki glüten ile sütteki kazein proteinlerinin otizme sebep olduğu iddiasını ortaya atmıştır. Bu sebeple alternatif yöntem olarak glüten/kazein diyeti uygulanmaktadır.

Varsayımdan öteye geçememiş olsa da kurşun, civa, alüminyum gibi ağır metallerin de otizme yol açtığı iddiası vardır. Ağır metallerden arındırma tedavisinde de vücut, erken çocukluk döneminde yapılan kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının içinde bulunan ağır metallerden gerek bitkisel, gerek kimyasal yöntemlerle arındırılmaya çalışılır. 

Bunlara ek olarak otizmli çocukların bağırsak sistemlerinin hassas olması ve beslenmede çok seçici olmaları göz önünde bulundurularak başvurulan bir diğer tedavi yöntemi de vitamin ve mineral desteğidir. Bağırsak sağlığı ile beyin fonksiyonları arasındaki bağlantı da deneysel olarak kabul gördüğü için bu tedaviye de başvurulmaktadır.

İlaç Tedavisi

Günümüzde çok rağbet görmeyen bir yöntem olarak ilaç tedavisi de, sonuçları bilimsel olarak kanıtlanmamış bir tedavi yöntemidir. Ancak ilaçla kontrol altına alınabilecek dikkat bozukluğu, hiperaktivite, öğrenme ve davranış problemleri gibi durumlarda bu yöntem kullanılmaktadır.

Kaynakça:

  1. https://www.otizmvakfi.org.tr/
  2. https://www.cdc.gov/ncbddd/autism/treatment.html
  3. https://www.zicev.org.tr/905
  4. https://www.autismspeaks.org/what-autism/treatment/complementary-treatments-autism
Read More

Lise, bir insanın geleceğini şekillendiren en önemli dönemlerden biridir. Uygun bir lise tercihi, öğrencinin eğitim sonrası hayatına bir adım önde başlamasını sağlarken, yanlış bir tercih ile öğrencinin potansiyeli boşa harcanabilir. Bu yüzden, lise seçmeden önce bütün seçenekler değerlendirilmeli ve öğrencinin istek ve yeteneklerine uygun bir tercih yapılmalıdır.

Liselerin Özellikleri

Lise tercihindeki en önemli koşul elbette tercih edilebilecek liselerin özellikleridir. 2018 yılında tercih sisteminde yapılan değişikliklerle beraber, öğrencinin evi ile lise arasındaki uzaklık oldukça önemli hâle gelmiştir. Öğrenciler hem sınavla hem de yerel yerleştirmeyle liselere yerleşebilmektedir. Ancak sınavla yerleşilen liselerin de eve ve şehrin geri kalanına olan uzaklığı, tercih sistemini etkilemese de öğrencinin hayatını etkileyeceği için oldukça önemlidir. Seçilen lisenin ev ve potansiyel dershanelere uygun uzaklıkta olması veya ulaşım ağı bulunması, öğrencinin lisenin son yıllarında daha rahat etmesini sağlayacaktır.

Elbette lise tercihi yapmak sadece mesafe ile bitmiyor. Bazen, iyi bir lise için öğrenciler evden oldukça uzağa gitmeyi göze alabilir. Sınavla alan liseler arasında fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, üst düzey anadolu liseleri ve yatılı liseler oldukça revaçta. Öğrencinin böyle liselere puanının yetmesi durumunda eğitim kalitesi, eve olan mesafeden daha önemli bir etken hâline gelebilir. Bu tür liseler arasında seçim yaparken en önemli özellikler okul türü, yabancı dil eğitimi, üniversiteye yerleştirme başarısı ve fiziki imkânlar olur.

Lisede hangi yabancı dilin ağırlıkta olduğu ve ikinci yabancı dil için seçeneklerin neler olduğunu önceden araştırmak gerekir. Çoğu zaman ağırlıklı yabancı dil İngilizce, ikinci yabancı dil de Almanca olarak belirlenir ancak bazı okullarda ağırlıklı yabancı dil Almanca veya Fransızca olabilir. İkinci yabancı dil de okulun imkânları doğrultusunda değişebilir. Üniversiteye yerleştirme başarısı, okulun öğrencileri ve öğretmenleriyle ilgili bilgi sağlar. Üniversiteye yerleştirme oranı yüksek olan bir okulun öğrencilerinin üniversite sınavında da başarılı olduğu sonucuna varılabilir.

Özel liseler için de benzer koşullar geçerlidir. Sınavla alan özel liseler arasında Robert Kolej, Saint Joseph, Üsküdar Amerikan Koleji gibi okullar, puanları oldukça yüksek olmakla beraber yabancı dil ve üniversiteye yerleştirme açısından başarılı ve kapsamlıdırlar. Ayrıca bu okullardan mezun olan çoğu öğrenci, IB veya Fransız Bakaloryası sahibi olup yurt dışında üniversite okuyabilmektedir. Bu okullarla ilgili tercih yaparken, her okulun kendine özgü bir tarihi, kültürü ve müfredatı olduğu unutulmamalıdır. Her özel okulun öğretmenleri ve eğitimde öncelik verdikleri ilkeler birbirinden farklı olacaktır. Seçim yaparken bunların araştırılması ve öğrenci için en uygun koşulların seçilmesi oldukça önemlidir.

Öğrencinin Tercihi

Liseyi okuyacak olan asıl kişi öğrencinin kendisi olduğu için, öğrencinin bireysel özellikleri lise seçiminde büyük önem taşır. Fen grubu derslerini sevmeyen bir öğrenciyi fen lisesine gitmeye zorlamak yanlış bir yaklaşımdır. Öğrenciye, kendi istek ve hedefleri doğrultusunda seçim yapma hakkı tanınmalıdır. Öğrencinin ilgileri ve yetenekleri ile puanı doğrultusunda seçebileceği en iyi okulların kesiştiği yerde, kendi isteğinin de örtüştüğü bir okulu tercih etmek, hem öğrenci hem de veli için en iyisi olacaktır.

Read More

Üniversite tercihlerini yapmadan önce her aday kendi yeteneklerinin ve kişiliğinin farkında olursa bölüm ve meslek tercihinde daha rahat kararlar verebilir. Fakat eğitim sisteminden ve okulların müfredat içeriğinden dolayı pek çok öğrenci ve üniversite adayı kendi isteklerinin ve yeteneklerinin farkında olmadan tercih döneminde bilinçsiz tercih yapabiliyor ya da herkes tarafından seçilen popüler bölümlere yönelebiliyor. Peki, kendi yeteneklerinizi ve ilgilerinizi nasıl öğrenebilirsiniz? Bunlar kişilik testleriyle ablaşılabileceği gibi aynı zamandakişinin kendi davranışlarını ve karakterini tanımasıyla da öğrenilebilir.

Öncelikle kendinizi analiz edin 

Bir bölüm ve meslek tercihi yapmadan önce üniversite adaylarının kendilerine sorması gereken pek çok soru var. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

Öncelikle ofis insanı olup olmadığınıza karar verin. Sahada mı yoksa ofis içinde masa başında mı çalışmak istiyorsunuz? Bu soru meslek tercihinizde size çok büyük kolaylık sağlayacaktır. 

İkinci olarak ise insanlarla çalışmaktan zevk alıyor musunuz, bu soru önemli. Pek çok meslek insanlarla birlikte çalışmayı gerektiriyor fakat eğer insanlarla iyi bir iletişim kuramıyorsanız sürekli insanlarla birlikte çalışacağınız mesleklerden uzak durmalısınız.

Üçüncü olarak ise bir takımla çalışmaktan mı yoksa bireysel çalışmaktan mı hoşlanıyorsunuz? Günümüzde pek çok şirket ve işveren grup hâlinde çalışabilen insanlara ihtiyaç duyuyor fakat bireysel olarak yapılabilecek işler de hâlâ mevcut. Bu yüzden meslek ve bölüm seçimi yapmadan bireysel mi yoksa bir takımla birlikte mi çalışmayı mı tercih ettiğinizi belirlemeniz doğru bir tercih yapmanıza yardımcı olacaktır.  

Dördüncü olarak ise ideallerinizi bölüm tercih ederken göz önünde bulundurmanız doğru bir tercih yapmanızı kolaylaştıracaktır. “Gelecekte kendinizi nasıl hayal ediyorsunuz, ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?” gibi sorular kişinin meslek seçiminde yol gösterici nitelikte olabilir. Tabii ki, bu ideallerde biraz gerçekçi olmakta da yarar var. Örneğin sayısal derslerde başarılı değilseniz yazılım alanına yönelmeniz daha sonra size büyük bir hüsran yaşatabilir. 

Kişilik testleri 

Kişilik testleri de kişiliğinizi belirlemede başvurabileceğiniz metotlardan biri. Bu testler belirli sorulardan oluşarak bireylerin kişilik özelliklerini belirlemede kullanılır. Bu testler sayesinde güçlü ve zayıf yönlerinizi ve hangi mesleklere uygun bir kişiliğe sahip olduğunuzu da öğrenebilirsiniz. Pek çok internet sitesinde kişilik testleri mevcut. Aba Psikoloji bünyesinde katılabileceğiniz Kişilik Testi bunlardan bir tanesi. 2-2,5 saat süren bu testlerin sonuçlarını 2-3 hafta içerisinde öğrenebilir ve kişiliğinizi, karakterinizi ve ilgi alanlarınızı belirlemede bu testlerden yararlanabilirsiniz.

Read More

Yıllar süren eğitimin ardından hayatın yepyeni bir aşamasına geçen gençler için en kritik kararlardan biri üniversite seçimi. En az 2 yıl sürecek ve ömrünüzün geri kalanını şekillendirecek olan bu karar için dikkat etmek gereken bir çok faktör var ve aslında temelinde önemli bir soruya dayanıyor: Mutlu olacak mısınız? Bu soruya uzun vadede olumlu cevap verebilmek için üniversite seçimi nasıl yapılır, biraz araştırmak gerekiyor. Zira faktörlerin doğru kombinasyonuyla yapılan tercih, yeni hayatınıza uzanan yolu daha rahat ve daha mutlu yürümenizi sağlıyor. 

Üniversite Olanakları

Meslek seçiminizi yapmış olun ya da olmayın, üniversite seçerken nelere dikkat etmek gerektiği konusunda dikkatli olmak şart. Hayallerinizi süsleyen mesleği bulmuş olun ya da olmayın, alanında en iyi eğitimi, en iyi akademik kadro, en iyi sosyal ve teknolojik olanaklar, iş dünyasına entegrasyon gibi kriterleri bir arada bulunduran, globale entegre üniversitenin belirlenmesi önemli. Üniversitenin sunduğu staj olanakları kariyer başlangıcında büyük önem taşıyor. Kişisel motivasyonunuzu arttıracak burs olanakları, öğrencilik sürecindeki mutluluk katsayısını yükselterek eğitim sürecinizi daha huzurlu yaşamanızı sağlıyor. 

 

Sosyal ve Kişisel Gelişim İmkânları

Tercih ettiğiniz bölüm ne olursa olsun, üniversitelerin yurt dışı bağlantıları, yabancı dil imkânları, eğitiminize yönelik uygulama olanakları kadar, kişisel gelişiminize katkıları da önem taşıyor. Üniversite tercihi esnasında, okulunuzun yürüttüğü ve/veya dahil olduğu sosyal sorumluluk projeleri, kulüp etkinlikleri, kampüs ve ulaşım olanakları gibi detaylar, seçim esnasında unutulmaması gereken kriterler.  

Akademik Kadro

Öğrenme sürecinde büyük önem taşıyan bilginin doğru kaynaktan, doğru kişiler tarafından, doğru şekilde aktarımı zincirinin en önemli halkası üniversitenin akademik kadrosu. Seçtiğiniz alanla ilgili bu güne dek yapılan önemli çalışmalar ve yayınlar, akademisyenlerin uzmanlaştıkları alanlara katkıları ve iş dünyasındaki bağlantıları, geleceğinizi şekillendirecek faktörler arasında. 

Yurt Dışı ve Yabancı Dil Olanakları

Üniversite seçiminde okulun globalizasyonu bir diğer önemli faktör. Bölümünüzün yabancı dili yalnızca eğitim dili olarak değil, günlük hayata katarak, deneyimleterek ve yaşatarak sunup sunamadığına dikkat etmek gerekiyor. Okulunuzun dâhil olduğu değişim programları ve seçtiğiniz bölümün yurt dışındaki üniversitelerle akreditasyonu kadar; eğitim sürecinde birlikte uzun saatler geçireceğiniz yabancı öğrencilerin üniversitenizdeki oranı dâhi, sosyal ve psikolojik olarak hem eğitiminizi hem de gelişiminizi etkileyen faktörler arasında. 

Teknolojik Olanaklar

Seçtiğiniz bölüm ne olursa olsun, üniversitelerin sahip olduğu teknolojik donanım ve olanaklar, eğitiminizi kolaylaştıracak öneme sahip. Bilim ve teknolojinin yalnızca takipçisi değil, AR-GE sürecine dâhil olabilecek yeterlilik; bilginin pratik edilerek işlenmesi ve öğrenmenin uzun vadede kalıcı olması açısından önem taşıyor. Uygulamalı eğitimin kazandırdığı pratikte sürat, zamanın en değerli şey olduğu günümüzde, sizi rakiplerinizin önüne geçiriyor. 

Read More

Üniversite tercihleri birçok öğrenci için geri kalan hayatta büyük bir önem yaratacak, seçim yapması en zor süreçlerden biridir. Geçmişten günümüze çoğu öğrenci tercih sürecinde belli bir alanda çalışmaya karar verse de spesifik bir bölüm mü, yoksa üniversite mi seçeceğine karar veremiyor. Zorlu geçen tercih sürecini kolaylaştırabilmeniz için yetenek ve ilgileriniz dâhilinde size kılavuzluk edecek bir rehber hazırladık.

Öncelikle gelecekte ne yapmak istediğinizi hayal edin, buna göre bir plan çizmeye çalışın.

Bazı meslekler bütün ömrünüz boyunca sizin yaşam tarzınız haline gelen, üzerine emek ve gönül vermeniz gereken mesleklerdir. Örneğin doktor olduğunuzda bütün kariyer hayatınızı bu meslek etrafında geliştirecek, bir alanda spesifikleşip o alanda uzmanlık yapacaksınız. Üniversitedeki bazı bölümler ise çalışma alanlarınızda biraz daha esneklik sunabilen, kendinizi yönlendirme durumuna göre gelişebileceğiniz ya da akademik anlamda kendinizi yönlendirebileceğiniz bölümlerdir. (1) Bu yüzden, öncelikle gelecekte ne yapmak istediğinize ana hatlarıyla karar vermeniz, meslek seçecekseniz bu meslekler hakkında detaylı araştırma yapmanız önemlidir. Aynı şekilde seçeceğiniz üniversitedeki bölümün de sizin ilgi alanlarınızla uyuşmasına önem vermelisiniz.  

Seçmek istediğiniz üniversitelerin imkânlarını araştırın.

Bir üniversite, size salt eğitim veren ve sizi alanınızda yetkin hale getiren bir kurum olmaktan ziyade aynı zamanda içeride sosyalleştiğiniz, kendi ilgi alanlarınızı edindiğiniz, bir bakış açısı kazandığınız ve hayata dair fikir sahibi olabildiğiniz ortamlardır. Bu açıdan bir üniversitenin sahip olduğu kimlik, misyon ve vizyon, öğrenci ve akademik personel durumu size çok şey söyleyebilir. Aynı zamanda üniversitenin sahip olduğu fiziksel ve sosyal imkânlar hakkında fikir edinmek de doğru yerde olabilmenizi kolaylaştıracaktır. 

Tercih edeceğiniz üniversitenin size ilgi alanlarınıza dair neler sunabileceğini araştırmak, bu konuda sosyal faaliyetleri hakkında fikir edinmek işinizi kolaylaştıracaktır. Bunun için üniversitelerin tercih dönemlerindeki tanıtım günlerine katılmanız ya da üniversitenin internet ve sosyal medya sayfalarını incelemeniz buna yardımcı olabilir.

Bölümlerin müfredatına ve verilen derslere bakın, buna göre seçim yapın.

Üniversite departmanları genel olarak belli bir çizginin içinden çıkmasa da her üniversitenin kendine has bir sistemi ve yönetmeliği bulunmaktadır, bölümlerin müfredatları ve verilen dersler de üniversitenin sistemi etrafında şekillenir. Tercih yapacağınız üniversitenin seçmeli ders imkânlarına bakmalı, seçeceğiniz bölümün müfredatını ve hangi alanlarda uzmanlıkların olduğunu araştırmalısınız. Özellikle çeşitli alanlarda yetkinlik kazanmak istiyorsanız tercih edeceğiniz üniversitenin çift ana dal ve yan dal imkânlarını araştırmak size yol gösterici olabilir. Aynı şekilde, seçmeli ders imkânlarınızı, hangi dersleri alabileceğinizi öğrenmek de size doğru bir yol gösterebilir.

Kendi becerilerinize ve eğiliminize uygun bölüm ya da üniversite tercihi yapın.

Üniversite tercihleri zamanında, kendi kişiliğinizi, becerilerinizi ve kişisel yeteneklerinizi bilmek akademik planlama yapmanızı kolaylaştırır, böylece kariyer planınıza daha kolay ve sistemli bir şekilde yön verebilirsiniz. Uzman psikolog ya da psikolojik danışmanlar size bu tarz bilgilerinizi öğrenmeniz için psikolojik testler uygulayabilir ve kişilik analizlerini yapabilirler. Bu sayede kişisel yeteneklerinizi öğrenebilir, hangi kişilik tipine sahip olduğunuzu ve bu kişilik tipine uygun meslek ve kariyer planlarını görebilirsiniz. 

Read More

Bir bireyin davranış örüntülerinin ve kişilik kalıplarının standardize edilerek objektif bir şekilde ölçülmesi psikolojik testleri oluşturmaktadır. (1) Test sonuçlarıyla birlikte bireylerin kişiliklerinin analizi yapılır, ilgileri ve kişisel yetenekleri belirlenir ya da mental kapasiteleri ölçülür. Özellikle bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını esas alarak yapılan psikolojik testler, birçok kategoriye ayrılmıştır. Peki birçok şeyi belirlemede kullandığımız psikolojik testlere neden gereksinim duyuyoruz? 

Bireylerin Farklı Yönlerini Tespit Etmek İçin Psikolojik Testler

Birçok teoriye göre her insanın kendine özel bir karakter yapısı bulunmaktadır. Çoğu psikolojik test de bunları açığa çıkarmaktadır. Başlıca kişilik testleri ve yetenek testleri bireylerin kendine has varoluşlarını objektif ve standart bir biçimde ölçer. Esas amaç kişilerin karakterleri dâhilinde kendilerine uygun yönlendirmeler yapmak ve buna uygun bir plan oluşturmaya yardımcı olmaktır. Aynı zamanda ilgi, değer ve tutum ölçekleriyle kişilerin kişisel yetenekleri ve ilgileri ölçülür, bu sayede bireylere daha doğru yönlendirmeler yapılabilmektedir. (1)

Kişilerin Gelişimini ve Başarısını Hedef Almak için Psikolojik Testler

Psikolojik testlerin bireylerin kendine özgü yönlerini açığa çıkardığından bahsetmiştik. Bu sayede bireylerin kişisel gelişimi için adımlar izlemesine de yardımcı olunabiliyor. Psikolojik testlerle birlikte aslında kişisel başarıya ilgi ve tutumlar dâhilinde ulaşılabilir. Diğer taraftan kişilerin zihinsel fonksiyonlarını ölçen zekâ testleriyle de kişilerin eksik ve güçlü yanları ölçülebilir. Kariyer planlamasında da kullanılan psikolojik testlerle ilgi alanlarına göre yönlendirmeler ve planlamalar da yapılmaktadır, meslek seçimine de yardımcı olmaktadır. 

Klinik Alanlarda ve Araştırmalarda Psikolojik Testler

Bireyin değerlendirilmesinde araç olan psikolojik testler, aynı zamanda klinik alanda bireylere tanı koyabilmek ve araştırmalarda bireysel farklılıkları doğru bir şekilde yapılandırmak için kullanılmaktadır.(2)  Psikolojik testlerle birlikte araştırılan konuların daha objektif, geçerli ve güvenilir bir şekilde değerlendirilebilir. (1) Aynı zamanda bu testlerin klinik alanda kullanılması için testi uygulayacak uzmanların ölçüm aracından sağlanan bilgilere hâkim olması gerekir, bu sayede bireylere doğru tanı yapılabilir. Bazı bireyler diğer bireylere göre mental veya ruhsal olarak daha farklıdır ve bu farklılıklara göre ihtiyaçları oluşabilir, bu ihtiyaçları giderebilmek için doğru tespit çok önemlidir. Bu sayede ihtiyaçlar daha doğru bir şekilde giderilir ve buna göre yönlendirme yapılabilir.

 

Kaynakça

(1): http://www.monapsikoloji.com/psikolojik-test-nedir/

(2): http://www.psikolojitestleri.com/259-57-blog-makale-psikoloji-testleri-veya-psikolojik-testler-nedir.aspx

Read More

Şüphesiz ki üniversite seçimi, eğitim hayatına dair verilecek kararlar arasında en önemlilerinden biri. Eğitim hayatının türlü zorluklarla dolu olması, öğrencilerin zaman zaman tercihlerinde çok da seçici olmamalarına, başarma ve yola devam düşüncesine daha çok ağırlık vermelerine neden olabilir ancak yapılacak seçimlerle geleceğin şekillenecek ve de bu kararın kişiye bir takım sorumluklar yükleyecek olması da unutulmamalı. Bu yüzden doğru bir kariyer planlamasının ilk adımı da doğru üniversiteyi seçmekten geliyor.

Tercih aşamasındaki öğrencilerin gerekli araştırmaları yaparken aşağıdaki 5 önemli soruyu cevaplamaları ve yola ona göre devam etmeleri çok önemli. 

Önemli 5 Soru

Hangi Bölümü Tercih Etmeliyim?

Üniversite tercih döneminde verilecek en önemli karar kesinlikle bölüm seçimi. Üniversiteye kadar alınan eğitimin ilgi ve yetenekler açısından seçim gerektirmeyen bir dönem olması, bu tercihin daha da kritik bir hal almasına neden oluyor. Çünkü eğitimin ve de daha önemlisi kariyerin temeli tam da bu noktada atılıyor. 

Doğru tercih için ilgi duyulan konulara yakın bölümleri araştırmak ve bu bölümlerin yetenekler ile uyuşup uyuşmadığını görmek gerekli. İlgi alanlarını listeleyip bunlarla örtüşen derslerin verildiği üniversiteleri inceleme altına almak iyi bir başlangıç olabilir. Bu bölümlerde anılmaya değer bir başarısı olan üniversiteler, bu ilgi ve yeteneklerin ileride daha da güçlenmesini ve severek yapılan bir mesleğe sahip olunmasını sağlayabilir.

Tercih Listemdeki Üniversiteler İlgi ve Yeteneklerime Karşılık Verebiliyor mu?

Ülkemizde ve dünyada artık hemen hemen tüm üniversiteler, çeşitli bölümlerde eğitim imkânı sunuyor. Ancak bu, tercih edilecek bölümün her üniversitede aynı yeterliliğe sahip olduğu anlamına gelmiyor. 

İlgi ve yeteneklere birebir karşılık verebilecek kurumu tespit edebilmek için üniversitenin ziyaret edilmesi, eğer ki böyle bir imkân varsa örnek ders içeriklerinin incelenmesi, bölüm öğretim görevlileriyle ilgili detaylı bilgi alınması ve mezunlarla iletişime geçerek merak edilenlerin sorulması bu konuda atılacak en doğru adımlar olabilir.

Üniversitenin Konumu Kişiliğime, Yaşam Şartlarıma Uygun mu?

Üniversitede alınacak eğitimin kalitesi kadar, konumunun yaşam şartlarınıza uygun olması, konaklama ve diğer ihtiyaçlar için gerekli imkânları sunması da çok önemli. Ulaşımın zor olduğu, maddi açıdan öğrencinin zorlanmasına ve sıkıntı çekmesine neden olacak kampüsler eğitim hayatının da olumsuz etkilenmesiyle sonuçlanacaktır. Bu yüzden en iyi şartları ya da uyum sağlanabilecek ortalama şartları sunan üniversite tercih listesinin başına alınmalı. 

Bunlara ek olarak öğrencinin psikolojik ve kültürel anlamda kendini rahat hissedebileceği bir konumda olması da çok önemli. Üniversite hayatı sırasında değerlendirilebilecek yarı zamanlı iş imkânları da bu şartlara katkıda bulunabilir.

Üniversitenin konumunun, öğrencinin ihtiyaç duyduğu durumlarda sağlık hizmetlerine kolayca erişebilmesine elverişli olması da büyük bir avantajdır. 

Sosyal İmkânlar Yeterli mi?

Yine eğitim kadar önemli olan bir başka nokta da sosyal imkânlar. Öğrencinin ilgi ve yeteneklerine hitap eden aktiviteler, sosyal gruplar ve topluluklara katılabilmesi hem kendi gelişimi hem de mutlu bir eğitim hayatı geçirmesi açısından önemli bir nokta. Öğrenciler üniversitelerin kampüslerinde bulunan kariyer gruplarından spor, müzik ekiplerine, gezi gruplarında destek topluluklarına kadar birçok imkândan faydalanabilir.

Mezuniyet Sonrasında da Destek Alabilecek miyim?

Öğrencinin üniversite olan tek bağı, eğitim süresi boyunca alacağı eğitimden ibaret değildir. Tercih edilen üniversite bir ömür boyu özgeçmişte yer alacak, yeri geldiğinde kariyer basamaklarında referans olabilecek bir konuma gelecektir.

Mezuniyet sonrası kurumun yeni mezuna sağlayacağı destek, iş hayatında atılan ilk adımlarda büyük bir fark yaratabilir. Bu destek, uzmanlık edinmek üzere alınabilecek mezuniyet sonrası programlardan olabileceği gibi, eski mezunların deneyimlerini ve iletişimde oldukları bağlantıları paylaştıkları topluluklardan da gelebilir.

 

Kaynakça:

  1. https://www.universitylanguage.com/guides/new-college-student/
  2. http://www.bestcollegevalues.org/8-steps-for-choosing-the-right-college/
Read More

Oyuncakların çocukların bedensel ve zihinsel gelişiminde önemli bir rol oynadıklarına şüphe yok. Üstelik farklı yaş gruplarına hitap eden envaı çeşit oyuncak var. Bu oyuncaklar çocukların keyifli zaman geçirmesinin yanı sıra onları yetişkinliğe hazırlayan eğitim araçları olarak da çok işlevsel. Peki, hangi oyuncaklar çocuğunuzun gelişimine yardımcı olur? İşte okul öncesi çocuklar için eğitici nitelikteki bazı oyuncaklar.

Legolar

Legolar çocuklar için vazgeçilmez oyuncaklardan biri. Çünkü legolar kendiliğinden sunulan tek biçimli oyuncakların yerine çocuklara yeni bir şeyler yaratma şansı verir. Parçaları sürekli takıp çıkarmak çocukların kaslarına hakim olmasına yardımcı olur, onları duyu ve hareket açısından geliştirir. Çeşitli biçimler ve modeller yaratmak, bir şey inşa etmek çocukların hayal gücünü çalıştırır. Legolar bu yüzden çocuklar için hem bedensel hem ruhsal açıdan faydalıdır.

Top Oyunları

Top, sıradan bir oyuncak olduğu kadar keyifli ve faydalıdır da. Elle veya ayakla topa vurmak çocuklara nesne hakimiyeti kurma becerisi verir. Spor yapmak çocukların kas gelişimini olumlu yönde etkiler.

Top oynamanın sosyal faydaları da önemlidir. Genelde gruplar halinde oynayan çocuklar oyunun kurallarına uymayı, sıranın kendilerine gelmesini beklemeyi öğrenir. Bu yüzden çocuklarınızın yakar top, voleybol, futbol gibi oyunlar oynamasını teşvik etmelisiniz.

oyuncak

Oyun Hamurları

Şekilden şekle giren yapılarıyla oyun hamurları tam da çocukların ihtiyacı olan türden bir oyuncaktır. Çocukları üretmeye teşvik eder. Herhangi bir kuralın olmaması çocukların iç dünyalarını diledikleri gibi ifade edebilmelerine yardımcı olur. Ayrıca oyun hamurları sayesinde eldeki kas yapısının gelişmesi, kalemi daha rahat bir şekilde tutmaya olanak verir. Böyle ince motor becerilerinin kazanımı da başta yazı yazma gibi pek çok önemli konuda çocukların işlerine yarar.

Yapbozlar

Yapbozlarla uğraşmak çocukların şekil tanıma, görsel hafıza, el-göz koordinasyonu ve ince motor becerilerini geliştirir. Bir sürü parçayı bir araya getirebilmek için hem bedenin hem de zihnin ortak çaba göstermesi gerekir.

Yapboz öğrenmenin bir diğer faydası da problem çözme becerisine katkıda bulunmasıdır. Çünkü yapbozlar belli bir amaca, bir şeyi tamamlamaya yönelik tasarlanmıştır. Çocuklar bu amacı başarmak için düşünme kapasitelerini etkili bir biçimde kullanmaya çalışırlar. Yetişkinlerin de önemli bir hobisi olan yapboz, çocuklar için de geliştiricidir.

Read More

İnsanın sevdiği ve istediği işi yapması, hayat boyu mutluluğu getiren öncelikli faktörler arasında yer alıyor. Bunun için ne istediğini ve bu yolda nasıl yürüyebileceğini genç yaşta keşfetmek önem kazanıyor. Bu aşamada ebeveynlerin stratejik yetenek yönetimi ile çocuklarını doğru şekilde yönlendirmesi çok değerli. Çünkü ancak çocuğunuzun kendini tanımasına yardımcı olarak doğru mesleği seçmesine yardımcı olabilirsiniz.

Çocukların becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesini sağlayan stratejik yetenek yönetimi, doğru kariyer planı için önemli bilgiler verir. Gelin, konuya biraz daha yakından bakalım:

İlgi ve yeteneklerin farkına varmak

Çocuğunuzun nelerden keyif aldığı sorusu ona uygun mesleği bulma yoluna çıkış noktasıdır. Bunun için çocuğunuzu iyi tanımanız ve iyi gözlemeniz gerekir. Çocuğunuzun ilgi alanlarına kulak vermeli ve saygı göstermelisiniz.

İlgi alanlarının tamamlayıcısı niteliğinde olan becerileri de çocuğunuzla beraber keşfetmeniz gerekir. Çocuğunuzun güçlü yönlerini ortaya çıkaran bir meslek, onun için muhtemelen uygun olacaktır. Bunun için ilgi alanlarını ve zeka türünü analiz eden WISC-V gibi psikolojik testler çok verimlidir. Tüm bu testleri içeren stratejik yetenek yönetimi, hangi becerilere hangi mesleklerin en uygun olduğunu belirlemede son derece başarılıdır.

stratejik yetenek yönetimi

Zayıf yönleri güçlendirmek

Meslek yöneliminde genelde beceriler ve güçlü yönler vurgulanır. Ancak çocuğunuzun becerilerine kıyasla zayıf olan yönleri geliştirilebilir. Eğer onun hayal ettiği noktaya varması yolunda dezavantaj olan bir özelliği varsa bunu anlamanız kritiktir. Çocuğunuzun zayıflıklarını nasıl daha iyi hale getireceğini anlaması için onu doğru şekilde yönlendirmeniz gerekir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta söz konusu zayıf özelliğini geliştirmenin çocuğunuzu olumlu bir noktaya götürecek olması ve onun da bundan keyif almasıdır. Çocuğunuzun her alanda başarılı olması gerekmiyor. Belli hedefler doğrultusunda davranmak, keyifle öğrenmesine ve gelişmesine yardımcı olur.

Makul hedefler belirlemek

Doğru meslek seçiminde güçlü yönleri öne çıkarmak ve zayıf yönleri geliştirmek kadar hangi yolda nasıl yürüyeceğini belirlemek de önemlidir. Bu aşamada çocuğunuzun sizin hayal ettiğiniz yaşamaktansa kendi hayallerini gerçekleştirmesi gerektiğini unutmamanız gerekir. Bu yüzden çocuğunuzun kişisel özellikleri kadar tercihleri de baz alınarak bir yol haritası çizilmelidir.

Stratejik yetenek yönetimi makul hedef belirleme noktasında ebeveynler tarafından gözardı edilebilen pedagojik unsurları ortaya çıkarabilir. Böylece çocuğunuzla aranızda köprü olarak onu doğru yere ulaştırmayı amaçlar. Neticede yetenek analizi ve doğru hedefler, çocuğunuzun mutlu olacağı bir iş hayatına sahip olmasının anahtarıdır.

Read More

Günümüzün sürekli değişen ve hızlı bir akış içerisinde pek çok işe yetişmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla stres ve kaosla bilerek ya da fark etmeden gün boyu uğraşıyoruz. Bundan dolayı, çeşitli psikolojik problemlerle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz hale geliyor. Bu problemler ve farklı mental sorunlarla baş etmek içinse sanat terapisi son zamanlarda büyük ilgi görüyor.

Bu anlamda stres düzeyimizi azaltacak ve can sıkan rutinlere nefes olacak bu terapilerinin ne olduğu büyük bir merak konusu. Şimdi gelin, sanat terapisi nedir ve kimler uygulayabilir birlikte bakalım.

Sanat terapisi nedir?

Genel anlamda, danışanların hayal dünyasını bir araç olarak kullanan psikolojik bir tedavi ve destek yöntemidir. Kişilerin günlük streslerini, endişelerini ve atlatmaya çalıştıkları travmatik olayların etkilerini azaltmak üzere geliştirilmiştir.

Bilinçli bir şekilde sözel olarak sorunları ifade etmek bazen zor olabilir. Diğer taraftan farklı kişi ve durumlar için sözel ifadedense sanat yoluyla ifade etmek daha verimli sonuç verebilir. Bu noktada sanat terapileri; resim, heykel gibi sanatsal aktiviteler sayesinde danışanların, iç dünyalarını ve bilinçaltlarını ifade etmek için kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. 

Sanat kişilerin yaratıcılıklarını kendi başlarına anlamlandırarak oluşturdukları tüm somut ve soyut ürünlerin kapsamını içerir. Bu yüzden müzik, hikâye yazma, resim, heykel vs. gibi birçok sanat kolu bu terapide kullanılabilir.

sanat terapisi nedir

Sanat terapisi kimlere uygulanabilir?

Bilinçaltında bastırılan problemleri olan ve bunların olumsuz etkilerini yaşayan, günlük hayatta baş edemediği stresi olan, geçmişte yaşadığı travmaları olan bireylerde başarılı sonuç gösterir. Sorunlarla baş etme yetisi kazandırılmak üzere kullanılan bir psiko-terapi yöntemi olan sanat terapisi, aslında hemen herkes için uygun bir yöntemdir.

Örneğin çocukların yaşadığı çekingenlik, utangaçlık, dikkat eksikliği, asosyallik, okula adaptasyon gibi günümüzün yaygın sorunlarında sanat terapisi son derece etkilidir. Aynı zamanda geçmişte trajik bir olay ve büyük kayıplar yaşamış konuşma güçlüğü çeken, anksiyete ve panik atak yaşayan yine günümüz sorunlarından şikayetçi bireylerin tedavisinde de kullanılabilir.

Sadece psikolojik bir rahatsızlık yaşayan kişiler mi sanat terapisi alır?

Kesinlikle, hayır… Duygularını açığa çıkarmak isteyen, günlük hayatta kendini daha iyi ifade etme arzusunda olan her birey için sanat terapisi anlamlı ve yardımcı bir destek terapisidir.

Sanat terapisi bireyin içinde tuttuğu gürültülü sessizlikleri tekrar dışa vurup sorunlarını azaltmayı hedeflemiş bireysel bir yöntemdir. Geçişlerin çok yumuşak olması kişinin zaman içerisinde güçlü adımlar atarak sanatın estetiği ile kendini ifade etmesi, iç dökmesi sürecini kapsar.

Read More