Sınav kaygısı nedir sorusu sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin merak ettikleri önemli bir konudur. Kaygının genel bir tanımını yaparak konuya giriş yapabiliriz. Kaygı, bireylerin kendilerine korku veren ya da kendilerinin tehdit unsuru olarak algıladıkları durum sonucunda verdikleri ruhsal ya da bedensel tepkilerdir.

Türk Dil Kurumu sözlüğünde kaygı kelimesi; üzüntü, endişe duyulan düşünce, gam ve tasa olarak aktarılmaktadır. Psikolojide yer alan tanım, sözlük tanımı ile benzer olmaktadır. Ancak psikolojideki tanımda ‘anksiyete’ kelimesi kaygı yerine daha sık bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca kaygı durumuna neden olan bir iç ya da dış uyaranın olması gerektiğinden de bahsedilmektedir. Uyaranın neden olduğu endişe hali de bireyde bazı durumların gözlemlenmesine neden olmaktadır.

Sınav Kaygısı Nedir?

sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Sınav kaygısı, sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin öğrendikleri bilgilerin, sınav esnasında öğrenciler tarafından kullanılamamasına neden olan durumdur. Bu durum öğrencilerin sınav başarısını düşürebilmektedir. Sınav sürecinde kaygıya neden olan pek çok faktör bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından sınava yüklenen büyük anlamlar, ailelerin sınav hakkında öğrencilere telkinlerde bulunması, sınav sonrası duruma yönelik ortaya çıkan düşünceler, öğrencinin sınavı geçerse hayatında meydana geleceğine inandığı büyük değişimlere yönelik düşünceler gibi çok sayıda neden sayılabilir.

Bu nedenler sınav kaygısını meydana getiren önemli nedenler arasında bulunmaktadır. Kaygı, sınav anında ortaya çıkabildiği gibi, sınavlara hazırlık sürecinde de kendini gösterebilmektedir. Ne zaman ortaya çıkarsa çıksın, kaygı durumu öğrencileri zora sokan bir durumdur.

Sınav Kaygısı Nedir? Sınav Kaygısı Belirtileri Nelerdir?

aba-psikoloji-sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Sınav kaygısı Nedenleri ortaya çıktığında öğrencilerde kaygıya yönelik belirtiler de görülebilmektedir. Kaygının fiziksel ve ruhsal olarak çok sayıda belirtisi tespit edilmiştir. Kaygı ile mücadele edebilmek için öncelikle kaygının belirtilerini bilmek gerekmektedir. Öğrencilerde ortaya çıkan sınav kaygısına yönelik belirtiler şunlardır:

  • Mide bulantısı,
  • Halsizlik,
  • Baş dönmesi,
  • Karın ağrısı,
  • Başarısızlık korkusu,
  • Sıkıntı,
  • Terleme,
  • Uyku bozuklukları,
  • Titreme,
  • Çalışmayı istememe,
  • Güven azalması.

Sınav kaygısı nedir sorusu kadar Sınav kaygısı ile başa çıkma için neler yapılması gerektiği de merak edilmektedir.

Sınav Kaygısı Yaşandığı Nasıl Anlaşılır?

aba-psikoloji-sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Sınav kaygısı yaşandığında öğrencilerin mevcut hallerinde meydana gelen değişim gözle görülebilmektedir. Öncelikle öğrencilerin önceki başarılı durumlarında belirgin bir düşüş ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerin bu durumda iken sınav hakkında konuşmaktan kaçınma, ders çalışmayı erteleme, sınav hazırlıkları yapmak istememe gibi eylemleri dikkat çekmektedir.

Ayrıca kaygı nedeniyle öğrencilerin iştah azalması yaşamaları, kendilerinde mide bulantılarının görülmesi, terlemeler, derslere odaklanamama, dikkat dağınıklığının yaşanması gibi durumlar da ortaya çıkmaktadır. Kaygı yüzünden, öğrencilerin herhangi bir sınava çok çalışmasına rağmen bir türlü istediği sonuçları alamadıkları da görülebilmektedir. Ergenlerde sınav kaygısı sorunu yetişkinlere göre daha sık karşılaşılan bir durumdur.

Sınav Kaygısının Etkileri Nelerdir?

aba-psikoloji-sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Anksiyete durumunda Sınav kaygısının etkileri de merak edilen bir konudur. Kaygı nedeniyle öğrencilerin okuduklarını anlamadıkları, bildiklerini sınav kağıdına aktaramadıkları, düşünceleri toparlayamama, dikkat azalması ve enerji azlığı yaşadıkları görülmektedir. Sınav kaygısı, öğrencilerde, gerçekte olmayacak olan düşünceleri akla getirmektedir. Öğrenciler sırf kaygı nedeniyle kendi hareketlerini dahi kontrol edemez duruma gelebilmektedir.

Sınav Kaygısı Nedir? Sınav Kaygısı Neden Oluşur?

aba-psikoloji-sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Sınav kaygısı nedir sorusu ile birlikte kaygının neden oluştuğu da merak edilmektedir. Kaygının en önemli nedeni, gerçek olmayacak düşüncelerin bireylerde oluşmasıdır. İnsan yapısı, kaygının oluşma derecesini de belirleyebilmektedir. Birey mükemmeliyetçi bir yapıya sahipse kaygı durumu ile karşılaşma riski yüksektir. Ayrıca rekabetçi yapıya sahip olan bireylerde de kaygının yüksek düzeyde oluştuğuna rastlanmaktadır. Sınav sürecinde öğrencilerin yaşadıkları çevre baskısı ve ailelerin tutumları da kaygıyı ortaya çıkarabilmektedir. Kaygının ortaya çıkmasına neden olan çok sayıda faktör bulunmaktadır.

Sınav Kaygısının Oluşmasında Etkisi Olan Olumsuz Otomatik Düşünceler Nelerdir?

aba-psikoloji-sinav-kaygisi-nedir-sinav-kaygisi-hangi-etkilere-yol-acar

Sınav kaygısına neden olan faktörlerin yanı sıra bazı düşünce kalıpları da bu sürece etki etmektedir. Düşünce yapıları bireyde meydana gelen ruhsal durumların oluşmasında oldukça etkilidir. Olumsuz düşünceler bireyde farklı rahatsızlıkların oluşmasına yol açabilmektedir. Sınav kaygısının meydana gelmesine neden olan otomatik düşüncelerden bazıları şunlardır:

  • Sınav konularını anlamıyorum, aptal olmalıyım,
  • Bu konuları neden öğreniyorum, Bu konular çok gereksiz,
  • Sınava çok çalıştım ancak hiç hazır hissetmiyorum,
  • Sınavı geçemeyeceğimi biliyorum,
  • Sınavda çok konu var, hepsi birbirine karışacak,
  • Sınavım çok kötü geçecek,
  • Sınav konuları ne işime yarayacak,
  • Sınava hazırlanmak için hiç zamanım yok,
  • Sınava hazırlık için az zamanım kaldı.

Sınav Kaygısı Nedir? Alternatif Düşünceler Nelerdir?

aba-psikoloji-alternatif-düşünceler-neler

Sınav kaygısı söz konusu olduğunda olumsuz düşüncelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bir düşünceyi yok etmenin en iyi yolu, bu düşünceye alternatif düşünceler oluşturmaktadır. Olumsuz bir düşünce, olumlu bir düşünce ile takas edilmelidir. Sınav kaygısı ile baş etmek için Sınav kaygısı azaltma teknikleri olarak olumlu düşünce üretme yönetimi bulunmaktadır. Olumsuz düşüncelere karşı üretilebilecek alternatif düşünceler şöyledir:

  • Kendimi biliyorum, sınavda yapabileceğimin en iyisini yapabilirim,
  • Zamanım yeterli olmayabilir, mevcut zamanda yapabildiğimin en iyisini yapacağım,
  • Sınavı başarırsam hayatım için önemli bir adım atmış olacağım,
  • Sınavdaki tüm bölümlere çalışmış olmasam da çalıştığım bölümlerden yüksek puan alsam yeterli olacak,
  • Eğer sınavdan başarısız olursam bu benim tembel olduğumu göstermez, yalnızca sınava daha çok çalışmam gerektiğini görmüş olurum,
  • Bu sınav dünyanın sonu olmayacak, nasılsa telafi edebilirim.

Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma Yolları Nelerdir?

 aba-psikoloji-sınav-kaygısıyla-başa-çıkma-yöntemleri-neler

Sınav kaygısı nedir ve ‘kaygı ile başa çıkma yolları nelerdir’ sorularına işe yarar cevaplar vermek mümkündür. Kaygıları yok etmek için çok sayıda yöntem bulunmaktadır. İlk olarak olumsuz düşüncelerle mücadele etmek ve onları olumluları ile değiştirmek faydalı sonuçlar sağlayabilir. Gerçekçi olmayan düşünce alışkanlıkları bireyler tarafından mantık çerçevesinde yeniden değerlendirilmelidir.

Sınav nedeniyle ortaya çıkan kaygıyı bastırmaya çalışmak yerine kaygıyı kabul etmek daha doğru bir davranış olmaktadır. Ayrıca kaygıyı kabul etmek, kaygıyı çok doğru bir şekilde tanımak için de bireye fırsat tanımaktadır. Bunun dışında kaygıyı azaltan teknikler arasında; nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri de bulunmaktadır. Kaygı oluştuğu sırada dikkati başka bir yöne çekmek ve olumsuz düşünceleri durdurmak için de çalışmalar yapılabilmektedir.

Öğrenciler Sınav Öncesinde Neler Yapabilir?

aba-psikoloji-sinav-oncesi-neler-yapilmali

Yeni bir zihinsel yapılanma oluşturmak öğrencilere olumlu sonuçlar sağlamaktadır. Bunun için çalışma alışkanlıkları öğrenciler tarafından yeniden gözden geçirilmelidir. Zamanı iyi kullanabilmek adına zaman yönetimine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Zaman sorunu için öğrencilerin deneme sınavlarıyla bu sorunu aşmaları mümkündür. Öğrencilerin sınav çalışmaları dışında günlük yaşamlarına dikkat etmeleri de tavsiye edilebilir.

Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin dengeli beslenmeleri önerilmektedir. Ayrıca yeterli ve düzenli uyku süreleri belirlenmelidir. Hazırlık sürecinde arkadaşlarla sosyal aktiviteler ihmal edilmemelidir. Spor alışkanlığının kazanılması ve belirli sürelerle spor yapılması, öğrencilerin mental anlamda rahatlamalarına yol açabilmektedir. Sınavlara hazırlık aşamasında sınavdan önceki son güne sınav müfredatının bırakılmaması da dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurdur.

Sınav Esnasında Neler Yapılabilir?

aba-psikoloji-sınav-esnasında-neler-yapılmalı

Sınav kaygısı nedir sorusuna doğru cevabı bulduktan sonra kaygının sınav esnasında ortaya çıktığı durumlarda neler yapılması gerektiği de bilinmelidir. Çünkü kaygının en tehlikeli anı sınav sırasında ortaya çıkan kaygıdır. Olumsuz düşünceler ortaya çıktığında bu düşünceleri alternatif düşüncelerle değiştirebilmek gerekmektedir. Ayrıca öğrenciler sınavda bildikleri sorulardan başlayarak da kaygı ile mücadele edebilirler. Bunun dışında kaygıyı azaltan teknikler kullanılmalıdır.

  • Dikkat arttırma teknikleri,
  • Nefes egzersizleri,
  • Gevşeme hareketleri,
  • Düşünceyi kontrol altına alma çalışmaları kaygıyı azaltmada etkili olan tekniklerdir.

Sınav Kaygısı İçin Sınav Sonrasında Neler Yapılabilir?

aba-psikoloji-sınav-sonrası-neler-yapılabilir

Sınav kaygısı ile geçen bir sınavdan sonra öğrencilerin kendilerini ödüllendirmeleri önerilebilir. Ayrıca öğrencinin hoşuna giden aktiviteler de sınav sonrasında yapılabilir. Öğrenciler kaygı yaşadıkları bir sınavdan sonra sınava hazırlık sürecinde ortaya çıkan eksikleri gözden geçirmelidir. Neleri daha iyi yapabileceğine karar vererek gelecek planları yapılabilir.

Sınav Kaygısı ve Aile İlişkisi Nasıldır?

aba-psikoloji-sınav-kaygısı-ve-aile-ilişkisi

Sınav kaygısı ekşi sözlük yorumlarında kaygı ile aile ilişkisi üzerine çok sayıda yorum yapıldığı görülmektedir. Bu doğrudur, çünkü aile ilişkisi ile öğrenci kaygısı arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Ailelerde meydana gelen kaygılar genellikle öğrencilere yansıtılmaktadır. Bazen öğrencilerdeki kaygı sebepli davranışların, ailelerin davranışları ile aynı olduğu görülmektedir.

Aileler için de bu süreçte suçlayıcı bir ifade kullanmak doğru değildir. Aileler, çocukları için yüksek beklentilere sahip olabilmektedir. Ayrıca bazı ailelerin fazla ayrıntıcı olmaları, çocuklarının davranışları ile çelişen davranışlar sergilemelerine yol açabilmektedir. Bu aşamada ailelerin çocuklarına yüklenmemeleri, sınav sonucunun çocuklarının sağlığından daha önemli olmadığının bilincinde olmaları gerekmektedir.

Ailelere Neler Önerilmektedir?

Aileler sınav kaygısı nedir sorusunun cevabını doğru bir şekilde kavramalıdır. Aileler çocuklarına her zaman için pozitif davranışlar sergilemelidir. Çocuklarına gerektiği zamanlarda destek olmalı, güven aşılamalı, süreci önemsemeli ancak bu durumu stres unsuru haline getirmekten kaçınmalıdır. Aileler, kendi çocuklarını akranlarıyla kesinlikle kıyaslamamalıdır. Hatta arkadaşları ile bir kıyaslamaya sokarak çocuklarının arkadaşlarıyla olan ilişkilerine de zarar vermemelidir.

Sınava olduğundan daha fazla anlam yüklemeyerek, gerçekçi tutumlar sergilemeleri tavsiye edilebilir. Çocuklarını her zaman için cesaretlendirmeleri, onların sınav sonucu ne olursa olsun yanlarında olduklarını hissettirmelidir. Aileler her zaman için çocuklarına doğru bir model olmalıdır. Çocukların ders çalışmaları için gerekli olan huzurlu ortamı sağlamaları da sürecin minimum kaygı ile atlatılmasında önemlidir. Ailelerin çocuklarından yüksek başarı beklemeleri haklarıdır.

Bunun için aileleri eleştirmek doğru değildir. Çünkü belki de çocukları için maddi ve manevi yüksek boyutta yatırımlar yapılmıştır. Ancak şartlar ne olursa olsun ailelerin çocuklarından beklenti düzeyleri her zaman gerçekçi boyutta olmalıdır.

Sınav Kaygısı Nedir? Kaygı İçin Psikolojik Destek Gerekli midir?

aba-psikoloji-kaygı-için-psikolojik-destek-gerekli-midir

Sınav nedeniyle ortaya çıkan kaygının pek çok olumsuz duruma neden olduğundan bahsettik. Bu durumlarla baş etmek her zaman için kolay olmayabilir. Yani kaygıyı azaltmak için kullanılan basit yöntemler her koşulda sorunu çözücü bir etkiyi sağlamayabilir. Böyle durumlarda öğrencilerin psikolojik destek almaları gerekmektedir. Sınav sürecinde kaygı sorunu yaşayan öğrencilerin psikolojik destek alarak başarı düzeylerini yükseltmeleri mümkündür. Öğrencilerde;

  • Depresyon,
  • Uyku bozukluğu,
  • Farklı alışkanlıklar edinme,
  • Fiziksel sorunlar,
  • Bazı davranış bozukluklarının görülmesi sonucunda derhal destek için başvuru yapılmalıdır.

Destek almak için kesinlikle vakit kaybetmemek gerekmektedir. Sorunun çözümü için ne kadar erken davranılırsa çözüme ulaşmak o kadar kolay olacaktır. Bu süreçte aileler, çocukların tutumlarını yakından takip etmelidir. Bu sayede normal dışı gözlemlenen davranışlar sonucunda, çocukların mevcut durumları hakkında fikir sahibi olabilirler.

Konu hakkında akademik olarak hazırlanmış Sınav kaygısı makale çalışmaları pek çok yöntemin kaygıyı yok ettiğinden bahsetmektedir. Ancak psikolojik rahatsızlık belirli bir seviyeye ulaşmışsa destek almak artık kaçınılmaz olmaktadır. Aba Psikoloji olarak sınav kaygısı nedeniyle ortaya çıkan tüm anksiyete bozukluklarını profesyonel kadromuzla çözüme ulaştırmaktayız.

Sınav kaygısı nedir ve nasıl baş edilir konusunda desteğe ihtiyaç duyuyorsanız aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Sınav kaygısı kadar sınav stresi de öğrenci başarısını etkileyen önemli bir durumdur. Her türlü destek talepleriniz için bizlere ulaşabilirsiniz. Güncel konular hakkında bilgilendirici videolara erişmek için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz. Ayrıca konu hakkında sorularınızı form aracılığı ile Doç. Dr. Gamze Sart’a ulaştırabilirsiniz.

Read More

Çocuk gelişimi hassasiyetle yaklaşılması gereken bir konu… Özellikle doğumdan okula başlayana kadar geçen süreç kritik bir önem taşıyor. Çocuk gelişimi konusunda atılabilecek yanlış adımlar çocuğun neredeyse bütün hayatını olumsuz yönde etkileyebilecek sonuçlara yol açabiliyor. Peki çocuk gelişimi için atılması gereken doğru adımlar neler? Çocuk gelişiminde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Tüm ebeveynlerin ortak arzusu elbette çocuklarını iyi yetiştirebilmek… Bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar bulunuyor. Bu temel noktaları şu şekilde sıralayabiliriz;

Koşulsuz Sevin

Çocuğunuz koşulsuz sevildiğini bilmeye ihtiyaç duyar. Zaman zaman ebeveynlerin istemeden olsa kurduğu cümleler ya da sergilediği tavırlar; çocuğun, sevilmek için belli koşulları yerine getirmesi gerektiğini düşünmesine yol açabilir. Hata yaptığında ona olan sevginizin azalacağını düşünmesi gelişimi açısından son derece olumsuz bir durumdur. Çocuğunuz her koşulda ve hatalarına rağmen onu seveceğinizi bilmesi ve hissetmesi oldukça önemlidir.

Çocuğunuza Vakit Ayırın

Bazen ebeveynler günlük koşuşturmacalar nedeniyle çocuklarına vakit ayıramayabiliyorlar. Hatta bazen aynı ortamda olsalar bile herhangi bir paylaşımda bulunmayabiliyorlar. Ancak gelişimini sağlıklı biçimde sürdürebilmesi için çocuğunuzun sizinle vakit geçirmeye ihtiyaç duyduğunu unutmamanız gerekiyor. Bu sebeple hangi koşulda olursa olsun mutlaka çocuğunuza vakit ayırmanız ve duygularına, düşüncelerine ve günlük yaşantınıza dair paylaşımlarda bulunmanız önem taşıyor.

Çocuk Gelişimi: Mükemmeliyetçi Yaklaşımdan Kaçının

Hiçbir insan mükemmel olmadığı gibi çocuklarınız da mükemmel değil. Yaptıkları her işi dört dörtlük yapmaları da söz konusu değil. Bu nedenle çocuğunuza karşı mükemmeliyetçi yaklaşım sergilemek onun yetersiz hissetmesine neden olur. Bu mükemmeliyetçi yaklaşım çocuğunuzun var olan becerilerinin körelmesine, performansının olumsuz etkilenmesine ve ilgisini kaybetmesine neden olur. Bu nedenle çocuğunuzun yaptığı işleri ve girişimlerini desteklemeli ve başarılarını takdir etmeniz önemlidir.

Çabalarını Takdir Edin

Çocuğunuzun yaptığı bir işle ilgili çabasını takdir edin. Bu bir ödev, bir sınav ya da bir hobi olabilir. Değerli olanın sonuç değil çocuğunun gösterdiği çaba ve verdiği emek olduğunu unutmayın. Sizin desteğinizi ve ona inandığınızı görmek sonuç her ne olursa olsun bir sonraki sefer için motivasyonunu artıracak ve hedefine ulaşmak için aradığı gücü bulmasına yardımcı olacaktır.

Çocuk Gelişimi: Başkalarıyla Kıyaslamayın

Çocuğunuzu hiçbir koşulda başkalarıyla kıyaslamayın. Başkalarıyla kıyaslanan çocuklar zamanla özgüven ve özgünlüklerini kaybederler. Bu durum kendi kişiliklerinden uzaklaşmalarına sebep olur. Çocuğunuzun performansını ve başarılarını başkalarıyla kıyaslamak çocuk gelişimi konusunda atılabilecek yanlış adımlardan biridir.

Çocuğunuza Güvenin

Çocuğunuza güvenin ve güvendiğinizi ona hissettirin. Çocuğunuza sürekli şüpheyle yaklaşmanız, kontrol etmeye çalışmanız, mahremiyetine saygı duymamanız son derece yanlıştır. Bu çocuğunuzu size karşı dürüst davranmaktan çok yalana itebilecek bir davranıştır. Çocuğunuza güven duymanız ve desteklemeniz hem sizinle olan bağını güçlendirecek hem de sorumluluk ve özgüven gelişimine katkıda bulunacaktır.

Tutarlı Olun

Çocuğunuzun sağlıklı bir gelişim göstermesi için elbette belli kurallara ihtiyaç var. Tutarlılık ise bu sınırlarla ilgili bir kavram… Örneğin; çocuğunuzun bir ebeveyninin hayır dediğine diğerinin evet demeyeceğini bilmesi gerekir. Kurallar ancak bu şekilde anlam kazanır. Kurallar duruma ya da kişiye göre değişmemelidir. Bu anlamda tutarlılık son derece önemlidir.

Sosyal Becerilerini Geliştirmesine Yardımcı Olun

Çocuklar sosyal becerilerinin gelişimi noktasında desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar. Kendilerini daha kolay ifade edebilme, doğru iletişim kurma, arkadaş edinme, empati gibi konulardaki deneyimlerine destek olmak çocuğunuzun sağlıklı gelişimi açısından önem taşır.

Kendinizi Sürekli Geliştirin

Çocuğunuzun sizi rol model olarak gördüğünü unutmayın. Çocuklar taklit ederek öğrenmeye eğilimlidir. Söylediklerinizden çok davranışlarınızı gözlemler ve benzer davranışlar sergilerler. Bu yüzden kendinizi sürekli geliştirerek ve çocuğunuzun gelişim sürecine de olumlu katkı sağlayabilirsiniz.

Çocuk Gelişimi: Psikolojik Değerlendirme Testlerinden Faydalanın

Psikolojik değerlendirme testleri, çocukların çeşitli alanlardaki güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymakta önemli kaynaklardır. Psikolojik değerlendirme testleri, çocuğunuzun öğrenme biçimleri, sosyal ve duygusal becerileri gibi pek çok konuda ipucu verebilir. Bu nedenle çocuk gelişiminde psikolojik testlerin önemli bir yeri vardır ve olumlu katkı sağlayabilir.

Çocuk gelişimi konusunda daha detaylı bilgi edinmek için aba psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ya da desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Eğitim ve psikolojiye dair daha fazla içerik için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Çocuklarda bağlanma sorunu nasıl ortaya çıkar? Bağlanma nedir? Bağlanma teorisi nedir? Bağlanma ve bağlanma bozukluğu türleri nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim…

Bebek ile temel bakım veren arasında kurulan bağ, bağlanma olarak tanımlanmaktadır. Bebeğin anne ile gerçekleştirdiği bağlanma ise birincil bağlanma olarak adlandırılır. Bağlanma fiziksel temas sonucunda oluşabileceği gibi bebek ve anne arasındaki sosyal etkileşim ile de oluşabilir.

Bağlanma teorisi ise psikanalist John Bowlby ile gelişim psikologu Mary Ainsworth tarafından geliştirilen ve bebek ile temel bağlanma figürü arasındaki ilişkiye odaklanan bir teoridir. Gelişim psikoloğu Mary Ainsworth, bağlanma teorisi çerçevesinde yaptığı araştırmalar sonucunda, çocuklarda bağlanma sorunu ve bağlanmayı farklı şekillerde sınıflandırmıştır. Ainsworth, bağlanmayı, güvenli bağlanma, güvensiz bağlanma, kaçınan bağlanma ve endişeli bağlanma olarak dört sınıfa ayırmıştır. Bağlanma bozuklukları ise; bağlanamama bozukluğu, saldırgan bağlanma bozukluğu, ketlenmiş bağlanma bozukluğu, gelişigüzel bağlanma bozukluğu ve rollerin yer değiştirdiği bağlanma bozukluğu şeklinde sınıflandırılmıştır.

Bağlanamama Bozukluğu

Bağlanamama bozukluğu, genellikle belirgin bir bağlanma ilişkisi geliştirme fırsatı bulamamış çocuklarda görülmektedir. Genellikle yetiştirme yurtlarında büyüyen ya da ihmal edilen çocuklarda bu bağlanma bozukluğu türüne rastlanır. Sorun bağlanma becerilerinden yoksun olmaları değil bu tür ilişkileri yaşama fırsatı bulamamalarıdır. Genellikle içe dönük olur ve yabancılarla ilişki kurmaktan kaçınırlar. Temel bağlanma figüründen ayrılmaları durumunda kaygı belirtileri göstermezler.

Çocuklarda Bağlanma Sorunu:Saldırgan Bağlanma Bozukluğu

Saldırgan bağlanma bozukluğunda öfkenin ön plana çıkması söz konusudur. Çocuklar hem kendilerine hem de temel bağlanma figürüne karşı öfkeli ve saldırgan bir tutum içerisinde olabilirler. Saldırgan bağlanma bozukluğu genellikle fiziksel şiddet görmüş ya da fiziksel şiddete tanıklık çocuklarda görülür.

Ketlenmiş Bağlanma Bozukluğu

Ketlenmiş bağlanma bozukluğu yaşayan çocuklar çekingen ve içe dönük bir yapıya sahiptirler. Yabancıların yanında kendilerini güvende hissetmezler. Temel bağlanma figürü tarafından terkedilmekten korkarlar. Bu bağlanma sorunu genellikle otoriter ve istismar edici bir bağlanma figürünün ya da ortamın varlığı nedeniyle ortaya çıkar. Ketlenmiş bağlanma bozukluğunda çocuklar genellikle bağımlı ve kaygılı bir kişiliğe sahip olarak tanımlanırlar.

Çocuklarda Bağlanma Sorunu: Gelişigüzel Bağlanma Bozukluğu

Gelişigüzel bağlanma bozukluğu ise temel bir bağlanma figürünün varlığı söz konusu olsa da çocuklar birden fazla kişiye bağlılık gösterebilirler. Korktuklarında ya da tehlike altında hissettiklerinde yalnızca temel bağlanma figürüne değil herhangi bir yetişkine yönelirler.

Rollerin Yer Değiştirdiği Bağlanma Bozukluğu

Rollerin yer değiştirdiği bağlanma bozukluğu temel bakım veren ile çocuk ilişkisinde görevlerin yer değiştirdiği bir bağlanma türüdür. Çocuklar davranışlar anlamında farklılık gösterebilirler. Dikkatli ve aşırı ilgili, otoriter ve reddedici olabilirler.

Çocuklarda bağlanma sorunu ve bağlanma teorisiyle ilgili daha fazla bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Eğitime ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak isterseniz YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Çoklu zeka kuramı nedir ve çoklu zeka türleri nelerdir? 1983 yılında Howard Gardner tarafından geliştirilen çoklu zeka kuramının; zekayı tek yönlü bir yetenek olarak ele almak yerine, farklı boyutlardan oluştuğunu ileri süren bir kuram olduğu biliniyor. Gardner’a göre bilişsel beceriler geniş bir yelpazeden oluşuyor ve aralarında oldukça zayıf bir korelasyon bulunuyor. Kuram hala tartışmalı olarak görülse de eğitimciler kuramın ileri sürdüğü yaklaşımları uygulamalı yönüyle destekliyor.

Gardner’a göre zeka türlerinin belirlenmesi ve değerlendirilebilmesi için bazı ölçütler bulunuyor. Bunları şöyle sıralamak mümkün;

  • Beynin hasarına karşı potansiyel koruma
  • Çekirdek etkinliğinin oluşumu
  • Evrimsel süreçteki konum
  • Kodlamaya duyarlılık
  • Ayırıcı gelişimsel süreklilik
  • Özel bir beceriye sahip, ayırt edilmiş bireylerin dahilerin, bilginlerin varlığı
  • Psikometrik sonuçlar ve deneysel psikoloji tarafından desteklenme

Çoklu zeka türleri ise şöyle sıralanıyor;

  • Sözel – Dilsel Zeka
  • Mantıksal –Matematiksel Zeka
  • Görsel-Mekansal Zeka
  • Bedensel Zeka – Kinestetik Zeka
  • Ritmik Zeka
  • Sosyal Zeka
  • İçsel Zeka
  • Doğasal Zeka

Çoklu Zeka Türlerinin Özellikleri

Sözel – Dilsel Zeka

Sözel – Dilsel Zeka düşünme, okuma, anlama, dilin kullanımı gibi pek çok beceriyi kapsar. Somut ve soyut düşünme, dil bilgisel özellikler ile dilin aktif kullanımı, karmaşık ifadeleri anlama ve analiz edebilme, benzer sözcükleri bulma ve kullanma, akıcı anlatım, okuduğunu anlama gibi pek çok özelliği ifade eder. Kurama göre; sözel – dilsel zekaya sahip bireylerin kelime dağarcığı diğerlerine oranla daha gelişmiş olur. İletişim ve hitabet becerileri ile başkalarını etkilemeleri mümkündür. Bu zeka türüne sahip insanların genellikle, edebiyat, dilbilim, hukuk, siyaset gibi alanlarda daha başarılı olabileceğine inanılır.

Çoklu Zeka Kuramı ve Çoklu Zeka Türleri: Mantıksal – Matematiksel Zeka

Mantıksal – matematiksel zeka türüne sahip kişilerin düşünce dünyasını sayılar ve semboller oluşturur. Zeka oyunlarına karşı oldukça ilgili, matematiksel araştırmalara ve deneylere yatkındırlar. Problem çözme, parçadan bütüne ulaşma, hesaplama, mantıksal ilişki kurabilme gibi yetenekleri vardır. Eleştirel düşünme beceriler gelişmiştir. Matematik, mühendislik, ekonomi, bilgisayar bilimleri, mimarlık, istatistik gibi alanlara oldukça yatkındırlar.

Çoklu Zeka Kuramı ve Çoklu Zeka Türleri: Görsel – Mekansal Zeka

Görsel – mekansal zeka türüne sahip insanlar dünyayı algılarken, şekiller, imgeler, sembollerden yararlanırlar. Bu zeka türüne sahip kişilerin, gözle iletişim kurabilme, gördükleri her şeyi somut ve görsel malzemeye dönüştürme gibi becerileri oldukça gelişmiştir. Tasarım, grafik, görsel sunum ve çizimler ilgi alanlarını oluşturur. Güzel sanatlara, mühendislik, mimarlık gibi alanlarda başarılı olabilirler.

Bedensel – Kinestetik Zeka

Beyin – beden koordinasyonu gelişmiş kişiler kinestetik – bedensel zeka türüne sahiptir. Kendilerini vücut dilleriyle ifade etmekte zorlanmazlar. Dokunarak algılama becerileri gelişmiştir. Dans, spor gibi alanlarda oldukça yetenekli oldukları düşünülür. Aynı anda farklı spor dallarıyla uğraşabilir ve başarı elde edebilirler. Fiziksel sağlıkları konusunda hassas davranırlar.

Ritmik Zeka

Ritmik zeka türüne sahip kişiler çevrelerinde duydukları tüm seslere karşı oldukça duyarlıdırlar. Ritm, nota ve müzik becerileri oldukça gelişmiştir. Bir ya da birden fazla enstrüman çalabilirler. Hatta çaldıkları enstrümanları hiçbir yardım almadan öğrenebilir ve geliştirebilirler. Şarkı ve şiirler söz konusu olduğunda güçlü bir belleğe sahiptirler. Müzik, kompozisyon, orkestra şefliği gibi alanlarda başarı yakalayabilirler.

Sosyal Zeka

Sözlü ve sözsüz iletişim becerileri oldukça gelişmiştir. Sosyal zeka türüne sahip insanlar ekip çalışmalarında başarılı olabilirler. Duygu, düşünce ve davranışları yorumlama ve empati yetenekleri gelişmiştir. Çevrelerine karşı duyarlıdırlar. Kendilerini ifade etmekte zorlanmazlar. Farklı bir ortama girdiklerinde kolaylıkla uyum sağlayabilirler. Organizasyon becerileri gelişmiştir. Eğitim, siyaset, iletişim bilimleri, psikoloji gibi alanlara yatkındırlar.

İçsel Zeka

İçsel zeka türünde bireyin kendini tanıma, farkındalık gibi yetenekleri ön plana çıkar. Bu zeka türüne sahip kişiler kendini geliştirme konusunda oldukça duyarlıdır. Bireyselliğe eğilimlidirler. Genellikle çalışmalarını da bireysel olarak yürütmekten hoşlanırlar. Çevrelerine karşı duyarlıdırlar. Genellikle içe dönük bir yapıya sahip olurlar. İlgi alanları ve kişisel gelişim konusunda kendilerine sürekli yeni hedefler belirler ve bu hedeflere ulaşmaya çalışırlar. Edebiyat, felsefe, güzel sanatlar gibi alanlarda başarılı olabilirler.

Çoklu Zeka Kuramı ve Çoklu Zeka Türleri: Doğasal Zeka

Bu zeka türü doğasal zeka ya da doğa zekası olarak adlandırılır. Bu zeka türüne sahip kişiler, doğayla oldukça yakından ilgilenirler. Farklı canlı türlerini araştırmaya heveslidirler. Canlı türlerinin isimlerini ve özelliklerini rahatlıkla hafızalarında tutabilirler. Bitki ve hayvan türlerine karşı ilgilidirler. Çevre konusunda duyarlı bir yapıya sahiptirler ve sorumluluk almayı severler. Biyoloji, Tıp, Botanik, Zooloji, Fotoğraf, Kimya, Arkeoloji, Antropoloji gibi alanlara yatkındırlar.

Çoklu zeka türleri ve çoklu zeka kuramı hakkında daha detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Psikolojiye dair her türlü sorunuz için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji hakkında daha fazla içeriğe ulaşmak isterseniz YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

AP sınavı kaygı durumu AP sürecinde öğrencilerin performansını olumsuz anlamda etkilemektedir. Kaygı sınava hazırlık aşamasında öğrencilerin başarısız olacaklarına yönelik olumsuz düşüncelerin meydana gelmesidir. Kaygının ortaya çıkmasına neden olan pek çok faktör bulunmaktadır. Sınav sürecinde kaygıya yönelik tedbir alınmadığı takdirde öğrencilerin sınav için harcadıkları çabaları boşa gidebilmektedir.

Sınav hazırlık sürecinde kaygıyı azaltıcı terapiler ve basit uygulamalar oldukça etkilidir. AP sınavı yurt dışında eğitim almak isteyen öğrenciler için önemli bir süreçtir. Sınavları başarı ile veremeyen öğrencilerin hedefledikleri üniversitelerde okumaları hayal olarak kalmaktadır. Bu durum öğrencilerde ciddi anlamda kaygının oluşmasına neden olmaktadır. AP sürecinin lise müfredatı ile birlikte yürütülmesi kaygı düzeyini artırmaktadır.

AP Sınavı Kaygı Durumu İle Nasıl Baş Edilir?

AP sınavı kaygı durumu ile baş etmek için öğrenciler profesyonel destek alabilirler. Bireysel anlamda bir tavsiye arayanlara, sınavlara yeterli hazırlık yapma önerisi verilebilir. Ancak buna rağmen öğrencide oluşan kaygı, sınav hazırlık sürecini sekteye uğratacak kadar önemli düzeydeyse destek almak için daha fazla beklememek gerekmektedir. Aba Psikoloji profesyonel kadrosu ile öğrencilere destek olmaktadır. Kaygı düzeyini minimum seviyeye indirerek sınavlardan hedeflenen skoru almak mümkün hale gelmektedir. Öğrencilerin AP sınavlarına hazırlık aşamasında nelere dikkat etmeleri gerektiği de bu kapsamda öğretilmektedir. Öğrencilerin kolay olmayan AP maratonunu rahat bir şekilde tamamlaması için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz.

Sınav Süreci Neden Kaygı Oluşturur?

AP süreci öğrencilerin hayalleri olan üniversitelere bir kapı görevi üstlenmektedir. Pek çok öğrenci için AP sınavlarından başarılı olmak hayallerine kavuşmakla eş değerdir. Ayrıca ailelerin öğrenciler üzerinde kurdukları baskı da kaygı oluşumuna neden olabilmektedir. Öğrencilerin bu süreçte aileler tarafından baskı altına alınmaması ve sınava yönelik telkinlerin öğrencilere yapılmaması gerekmektedir. Bu durum öğrencilerde daha fazla stres ve kaygının oluşmasına neden olabilmektedir. AP sınavları için konu tekrarlarının düzenli aralıklarla yapılması, sınavlara yönelik bol soru pratiklerinin yapılması ve sınav çalışmaları dışında diğer aktivelere de zaman ayırılması bu sürecin rahat bir şekilde atlatılmasına yardımcı olmaktadır.

AP sınavı kaygı durumu ile ilgili destek almak için aba Psikoloji ile görüşebilirsiniz. Yurt dışında eğitim almak için gerekli olan sınavlar hakkında bilgi edinmek üzere aba Yurt Dışı Eğitim blog sayfasını takip edebilirsiniz. Farklı konularda bilgilendirici videolara erişmek için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

AP süreci lise düzeyindeki öğrenciler için önemli bir maratondur. AP sınavlarından alınan puanlarla öğrencilerin pek çok avantaj elde ettikleri görülmektedir. Dünya genelinde prestijli üniversitelerde eğitim almak isteyen öğrencilerin AP diploma programını verimli bir şekilde tamamlamaları gerekmektedir. Eğitim alınmak istenen bölüme yönelik AP sonuçlarının alınması için disiplin bir çalışma programı belirlenmelidir.

AP sınavları lise müfredatı ile birlikte yürütüldüğü için süreç öğrenciler açısından biraz ağır olabilmektedir. Bu durum öğrencilerde stres ve kaygıyı ortaya çıkarmaktadır. Stres ve kaygı, öğrencilerin başarısını engelleyen önemli psikolojik durumlardır. Öğrencilerin AP aşamasında stres ve kaygıyı azaltıcı yöntemlere başvurmaları gerekmektedir. Bu süreçte öğrencilerin profesyonel bir destek almaları başarılarını yakından etkilemektedir.

AP Süreci Neden Stresli Geçmektedir?

AP süreci öğrencilerin ihtiyaç duydukları AP sınavlarının tamamlanmasına yönelik bir süreçtir. Lise öğrencileri 1 yılda en fazla 6 farklı AP alabilmektedir. AP sınavlarına erken dönemde başlayan lise öğrencileri bu anlamda daha avantajlıdır. Lise öğrencilerinin AP konusunda 10 ve 11.sınıfları verimli geçirdiklerinde ciddi düzeyde stres yaşamadıkları görülmektedir.

Ancak ne zaman ki AP sınavları son döneme kaldığında öğrencilerde ciddi anlamda psikolojik sorunların ortaya çıktığına rastlanmaktadır. Bu durum zaman yönetimi konusunda öğrencilerin tedirgin olduklarını göstermektedir. AP programının tamamlanması için gerekli olan sürenin sonu yaklaştıkça öğrencilerin sınavlara odaklanmalarında bazı sıkıntılar baş göstermektedir.

AP İçin Neler Yapılmalıdır?

Öncelikli olarak sınavlara yeterli bir hazırlık yapılmalıdır. Sınavlara yeterli bir hazırlık yapıldığında öğrencinin motivasyonu daha yüksek olacaktır. Her şeyden önce AP için sürece erken başlamak gerekmektedir. ‘Erken giden yol alır’ misali AP sınavları için lise son senenin beklenmemesi tavsiye edilebilir. Ayrıca sınavlara hazırlık aşamasında öğrencilerin performansını etkileyen stres ve kaygı gibi unsurlarla mücadelede profesyonel bir destek alınabilir.

Aba Psikoloji profesyonel kadrosu ile öğrencilere AP programında yardımcı olmaktadır. Öğrencilere öğretilen teknikler sayesinde sınav anında yaşanan stresin önüne geçilebilmektedir. Ayrıca stres ve kaygı kaynaklı fiziksel rahatsızlıklar da doğru yönlendirmelerle sorun olmaktan çıkmaktadır.

AP süreci söz konusu olduğunda stres ve kaygı ile baş etmek son derece önemlidir. Bu süreçte destek almak için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. AP sınavları hakkında bilgi edinmek için aba Yurt Dışı Eğitim blog sayfasına göz atabilirsiniz. Farklı konularda bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

AP için hazırlanan öğrencilere verilecek tavsiyeler diğer sınav tavsiyelerinden biraz farklıdır diyebiliriz. AP öğrencilere üniversite hayatında büyük kolaylık sağlayan alternatif sınavlardan birisidir. Öğrencilerin yurtdışındaki üniversitelere kabul almalarını kolaylaştırırken üniversite hayatını rahat geçirmeyi ya da çift ana dal yapmayı kolaylaştıracaktır.

AP sayesinde  öğrenciler üniversiteden önce bazı dersler alarak onların sınavlarını verip o derslerden üniversitede muaf tutulabilmektedirler. Dolayısıyla bu ekstradan kolaylık sağlamak adına girilen sınavın öğrenciler üzerindeki psikolojik etkisi ve öğrencilerin sınava karşı yaklaşımları çok farklıdır.

AP’ye Hazırlanmak Bile Bir Kazançtır

AP sınavı için öğrencilere verilecek tavsiyeler arasından ilki ve en önemlisi sınava hazırlanmaya başlamanın bile size bir sürü kar getireceğidir. Diyelim ki sınavda başarılı olamadınız. Ardından üniversitede başarılı olamadığınız dersi tekrar almaya başladınız. İlk anda bu bir zaman kaybı gibi görünebilir. Ancak zaten konuya ve derse önceden aşina olduğunuz için diğer öğrencilere göre çok daha kolay gelecektir ders size.

Böylelikle az bir çalışmayla bile iyi notlar alabilir ve ortalamanızı o ders sayesinde yüksek tutabilirsiniz. İşte AP sınavına bu açıdan yaklaşılmalıdır. Zaten ekstra fayda sağlamak adına yaratılmış bir sınavdır. Başarısız olsanız dahi kazancınızın olacağını hep aklınızda bulundurun. Ayrıca bu sizin sınava daha rahat girmenizi sağlayacaktır. Çünkü her türlü çalışma sürecinin karını bilmek AP sınavının değil çalışma sürecinin daha önemli olduğunu düşünmeye itecektir.

AP Sınav Anı için Öğrencilere Verilecek Tavsiyeler

AP için sınav anı için ise öğrencilere verilecek tavsiyeler daha çok sınavın içeriğiyle alakalı tavsiyelerdir. Tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınız için soru seçme taktiğini kullanın. Önce soruları inceleyerek kolay olanları seçerek çözün. Zaman kaybettirecek uzun ve zor sorular yerine kolay sorulara öncelik vermek zamandan kazanmanızı sağlayacaktır. Bunun haricinde bir soruya çok fazla vakit harcadığınızı anladığınız an hemen onu bırakıp geçin.  Bırakıp geçebilmek çok önemlidir. Aksi taktirde yetiştiremeyebilirsiniz. Diğer soruların hepsini gördükten sonra o soruya geri dönebilirsiniz.

AP sınav anı için öğrencilere verilecek tavsiyeler arasında plan yapmak vardır. Tüm AP sınavlarında planlamak kolay olmayacaktır. Örneğin matematik için plan yapmak mümkün olmayabilir. Ancak essay kısmı olan AP sınavı için plan yapabilirsiniz. Ana fikir ve thesis dediğimiz sav/önerme kısmını hızlıca düşünüp ayarlayın. Bunu yapmazsanız yazınızın bir bütünlüğü olmayacaktır ve puan kaybedeceksinizdir. Heyecan yapmadan öncelikli olarak essay kısmı için plan yapmanız gerekir. Çok fazla heyecanlandığınızı hissederseniz her şeyi bırakıp gözlerinizi kapatıp  3 kere burundan nefes alıp ağızdan verin. Bu zaman kaybı olmayacaktır tersine sizi rahatlatacaktır.

Read More

Çalışılan konuları unutmamak çoğu öğrencinin hayalidir. Eğer neden unuttuğumuz üzerinden çıkarımlarda bulunursak çalışma düzenimizi buna göre ayarlayabiliriz. Çünkü unutma sebeplerinden birisi de yanlış çalışmaktır. Öğrenciler test yerine çoğunlukla  çalışmaya vakit harcayarak sonrasında unutmak ile karşı karşıya kaldıklarından yakınırlar. Bu gibi durumlarda öğrenci harcadığı vakitten ötürü kendini küçümseme eğilimi gösterebilir. “Ben başarılı bir öğrenci değilim. Başarısız bir öğrenciyim. O kadar sıkı bir çalışma yapmama rağmen başarılı olamıyor.” Gibi yakınmaları öğrenciler tarafından çok fazla duyuyoruz. Halbuki öğrencinin  büyük ihtimal ile konu çalışma programında, soru ve test çözme konusunda bir hatası vardır. Sadece öğrenme için farklı bir yöntem izlenmesi gerekiyor olabilir. Bu blog yazımızda çalışılan sınav konularını unutmamak için ne yapmalı ya da yapmamalıyız üzerine yoğunlaşacağız.

1.    Konuları Unutmamak için Dene Yanıl Öğren

Çalışılan konuları unutmamak adına çalışma düzeniyle alakalı herkesin özgün bir stilinin olduğunu unutmamak gerekir. Bazıları yazarak, bazıları okuyarak, bazıları bir şeyleri görselleştirerek daha rahat öğrenir ve hatırlar. Yeni bir konu çalışırken size iyi ve faydalı gelen zihinsel yapımınıza uyumlu olan yöntemi bulmak önemlidir. Bunun için öğrenme yönteminizi araştırmalısınız. Peki ne yapabilirsiniz? Başarılı öğrenci öğrenme yolunu bilen ve kendini tanıyan öğrencidir. Kendinizi tanımak için bol bol deneyip yanılmanız gerekir. Farklı çalışma ve öğrenme biçimlerini deneyerek kendi hafızanızı test edebilirsiniz. Acaba unutma durumunuz hangisinde daha az oluyor? Bunun için farklı konuları farklı çalışma stilleriyle deneyerek üstüne test çözün. Hangisinde başarı oranınız gözle görülür şekilde arttı? Çalışma biçiminizi size en etkili ve kolaylaştırıcı gelen bu yöntem ile oluşturun.

2.    Konuları Unutmamak için Bol Test Çöz

Öğrenciler konuları unutmamak için konu çalışma üzerine fazladan yoğunlaşabiliyorlar. Konu öğrenmek önemlidir ama konu sadece çalışma yapılarak öğrenilmez. Test çözme öğrenme sürecinin önemli bir parçasıdır. Yapılamayan soruların nedenini öğrenerek hatırlama güçlendirilebilir. Çalışılan bir konuyu unutma ihtimali önceden yanlış yapılan ama doğrusu öğrenilen bir soruyu unutma ihtimalinden yüksektir. Konu temel hatlarıyla öğrenme aşamasından geçtikten sonra soru çözme eylemine geçilmelidir. Gerçekte hazırlandığınız şey sınav bu nedenle test çözme öğrenci için en etkili pratiktir. Bazı şeyleri soru üzerinden öğrenme çok daha pratiktir. Başarılı öğrenciler bazen sırf konu çalışmasına odaklanarak kendilerini başarısız zannedebilirler. Halbuki çalışma konusunda yanlış yöntem kullanıyorlardır. Bol bol test çözme unutma sorununu ortadan kaldıracak ve öğrenme olayını pekiştirecektir.

3.    Unutmamak için Ayrıntıda Kaybolma

“Çok çalıştım ama konuları unutuyorum başarısız biriyim.” diyen öğrenci konuları unutmamak için ayrıntıda kaybolmamalıdır. Konu detaya girilmeden genel hatlarıyla bilinmesi beklenir. Çoğu sınav içerik açısından kısıtlıdır. Konu derya deniz gibi görünse de geçmişte çıkmış soru kalıplarına bakıldığında hatırlama beklenilen şeyler çok spesifiktir. Geçmiş sınavların iyi incelenmesi size bu açıdan ipucu verecektir. Öğrenciler arasından unutma problemi yaşıyorsanız ve ayrıntıda kayboluyorsanız geçmiş sınav çözümü yapmanızı öneririz. Tüm geçmiş test içeriklerini çözmek zor gelebilir. Ancak çözemeseniz de size ağır gelen bir konu ile ilgili sorulmuş soruların soru tiplerini göz gezdirin. Neyi çalışacağınız ve ne kadarını öğrenme gereksinimiz olduğunu bu yolla bulabilirsiniz. Bu yöntem ile aslında başarılı bir öğrenci olduğunuzu ama çalışma biçiminizde bir yanlışlık olduğunu anlayacaksınız.

4.    Konuları Unutmamak için Tekrar Yap

Konuları unutmamak için öğrenme gerçekleşmelidir. Öğrenme konu tekrarı ile mümkündür. Sınav için konuların hepsini bir kitaptan tekrardan okumanız oldukça mantıksız olur ve vakit kaybıdır. Bunun yerine ilk çalışma anında konularla ilgili özet bilgi kitapçığı hazırlayarak unutma gerçekleşmemesi adına zaman zaman notlarınız üzerinden tekrar yapın. Öğrenciler bazen konu tekrarını tekrar tekrar yapmaları gerektiğini ve aylar önce çalıştıkları için unutma yaşadıklarını düşünebilir. İşte bu sorunu  aşmak için notlar gözden geçirilmelidir. Öğrenci yalnızca özet notlar ve konu çalışma yoluyla öğrenme işlemini gerçekleştirecektir. Soru çözme yanlışlara bakmak da pekiştirici bir tekrar yapma yöntemi olacaktır. Başarısız olduğunu düşünen bir öğrenci başarılı olduğunu bu yeni çalışma yöntem değişikliğiyle gözle görülür hale getirebilir. Bu yöntem yoluyla sınav sonuçlarında artışı fark edecektir.

Tüm bunları özetleyecek olursak konuları unutmamak adına çalışma yöntemi:

  • Öğrenci kendine özgün doğru çalışma yöntem analizi yapar ve bulur.
  • Tam anlamıyla konu çalışma bir kere yapılır.
  • Geçmiş sınav soru incelemesi yapılarak detay bilgiler ayıklanır.
  • En çok çıkan sorular özetlenerek özet kitapçık oluşturulur.
  • Hatırlama adına bol bol test çözülür.
  • Test çözme sonrası yapılamayan soruları öğrenciler tekrardan gözden geçirir. Yanlışlarının nedenini öğrenme gerçekleşir.
  • Her konu bir hafta boyunca sindirilmek için testlerle ve özet kağıtla desteklenir.
  • Sonrasında da ayda bir özet kağıt tekrar gözden geçirilir.
  • Konu çalışmaya ağırlık vermek yerine bir kere konu çalışıldıktan sonra test çözme konusuna ağırlık verilir.
  • Son olarak öğrenmek gerçekleştiği için başarısız olduğunu düşünen öğrenciler bu yollarla başarılı olduğunu gözleriyle görür.

Çalışılan konuları unutmamak için ne yapılması gerektiği hakkında detaylı bilgi edinmek üzere aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Farklı konularda bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Psikolojik olarak sınav kaygısı ile mücadele etmek her öğrenciye kolay gelmeyebilir. Geleceğini fazla etkilemeyen sınavlarda bile heyecanlanan öğrenciler vardır. Bu durumda onları suçlamamak gerekir. Geçmişte sınavlardan istediği gibi sonuçlar alamamış, sınavı fazla ciddiye almış öğrenciler kendi kontrolleri dışında psikolojik bir kaygı yaşayabilirler. Bu durumda öğrencilerin daha profesyonel bir yaklaşıma ihtiyacı olabilir.

Sınav kaygısı ile mücadelede bazı terapi uygulamaları onlara iyi gelecektir. Yalnızca blog yazımızla bir terapi uygulamamız elbette mümkün değil. Ancak bilişsel davranışçı terapi (BDT) dediğimiz yaklaşımla sınav kaygısıyla nasıl mücadele edilebileceğini anlatarak bir nebze destek olabiliriz. Daha fazla desteğe ihtiyacınız olduğuyla ilgili bir düşünceniz varsa Aba Psikoloji merkezimizi arayarak randevu alabilirsiniz.

Bilişsel Davranışçı Yaklaşım

Bilişsel davranışçı yaklaşım sınav kaygısı ile mücadele etmek için en etkili yaklaşımlardan birisidir. Bunun nedeni kaygı yaşayan öğrencilerin çoğunun kendilerine bilişsel bariyerler kurmaları ve bu bariyerlerin sonucunda da bunları destekleyecek davranışlarda bulunmalarıdır. Örneğin başarısız olacağına inanan bir öğrenci başarısızlık korkusuyla çalışmaktan kaçacaktır. Çalışma saatlerinin çoğunluğunu “Kesin başarısız olacağım. Ya yapamazsam…” gibi düşüncelerle harcayacaktır. Odaklanmakta zorlanacaktır. Yani düşünceleri davranışlara da yanşayacaktır. Sonucunda da belki de düşündüğü şey aslında kendi davranışlarından dolayı başına gelecektir. Bunun önüne geçmek adına hem düşünceleri hem de davranışları üzerine değişim yaratmaya çalışmak en makul çözüm olacaktır.

Sınav Kaygısı ile Mücadele Etmek: BDT Uygulamaları

Sınav kaygısı ile mücadele etmek adına bazı BDT temelli kurtarıcı uygulamalara değinebiliriz. Öncelikle düşüncelerin farkında olup gerçekçi olmayan düşüncelerin üzerinden geçilmesi gerekir. Sınavla ilgili kaygılarınızı fark edin. Ekstra heyecan, kaygı ve stres durumu yaşıyorsanız mutlaka sınavın sonucuna dair doğrudan başarısız olacağınıza odaklı düşünceler kuruyorsunuzdur. Ancak başarısız olmak kadar başarılı olmanızın da ihtimali olduğunu kendinize hatırlatın. Üstelik çalışarak başarılı olma ihtimalinizi arttırdığınızı kendinize hatırlatın ve bu size çalışma motivasyonu olsun. Bazen başaracağınızı hayal etmek de başarmaya olan inancınızı arttıracaktır.

Sınav kaygısı ile mücadele etmek için BDT yoluyla düşüncenin üzerinde çalışmak dışında davranışımıza da bu yeni düşünceleri adapte etmemiz gerekir. Sınava karşı yüksek kaygı duyuyorsanız davranışlarınıza da bu yansıyordur. Başarı inancınız olmadığı için pes ediyor olmanız muhtemel. Kendinize çok yükleniyor olabilirsiniz. Konuları bölmek ve bir gün için sadece bir test çözmek bile yeterli olabilir. Özellikle inancını kaybetmiş öğrencilerin bir süre daha yapılması kolay ve sınavlarda sıklıkla çıkan sorular üzerine çalışmaları iyi olacaktır. Eğer bir öğrenci masa başına oturmakta zorlanıyorsa en başta yalnızca 15-20 dakika kadar kısa sürelerle başlamakta da fayda vardır. Bir anda zorlamak çalışmaya karşı soğutacaktır. Bu yolla denemelerde netlerinin artması ve çözdükleri testlerde ilerleme kaydetmeleri kendilerine umut ışığı olacaktır. Bir yandan başarıya olan inançlarını yükseltirken aynı zamanda bunun somut örneklerinin de olması inançlarını pekiştirecektir. Ardından zorlamadan yavaş yavaş çalışılan saatlerin ve konuların yoğunluğu arttırılabilir.

Read More

SAT yurtdışında üniversite eğitimi almak isteyen öğrencilerimizin girmesi gereken sınavlardan birisi olduğu için SAT’de sınav stresiyle başa çıkmak oldukça önemlidir. Avrupa’da bazı prestijli üniversiteler ve ABD’deki üniversiteler için SAT’den yüksek puan alabilmek bu üniversitelere giriş koşuludur. Öte yandan SAT bu denli önem arz ettiği için öğrencilerde ekstradan sınav stresi yaratabilmektedir. Başarısız olma korkusu öğrencilere ağır gelebilir. Bu gibi SAT’nin yarattığı korku, kaygı ve stresle mücadele etmek adına öğrencilerin yapabileceği bir şeyler var mı? Bu noktada önemli olan planlı olmak aslında. SAT sınav (https://abapsikoloji.com/sat-stres-ile-mucadelede-etkili-yontemler-neler/ ) stresiyle başa çıkmak için de planlayarak 6 kurala uymak etkili olacaktır.

SAT Sınav Stresiyle Başa Çıkmak: Kural 1

SAT sınav stresiyle başa çıkmak için öncelikle sınava karşı duygunuzu ve kaynağını tanımlayın. Kaygılı mısınız? Korkuyor musunuz? Sizi endişelendiren nedir? Anneniz ve babanızı hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyor olabilirsiniz. Bu sınav sizin için önemli olduğu için başarısızlık durumunda bunun sizin yetersiz olduğunuzun göstergesi olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Başarısızlık durumunda arkadaşlarınızın ve diğerlerinin diyeceklerinden, düşüneceklerinden korkuyor olabilirsiniz. Başka şansınız olmadığını düşünüyor olabilirsiniz bu da strese yol açıyor olabilir.

SAT Sınav Stresiyle Başa Çıkmak: Kural 2

SAT sınav stresiyle başa çıkmak için ikinci olarak başarısız olursanız başınıza neler geleceğini düşünün. Başınıza en kötü neler geleceği üzerine bir durum analizi yapın. Korku ya da kaygı duyduğunuz, sizi strese sokan sonların hepsini yazın. Gerçekçi ya da gerçek dışı ayırt etmeksizin. Kendinize dürüst olarak tüm olumsuz düşüncelerinizi kağıda aktarın. Yazarken bile sandığınız kadar durumun kötü olmayacağını fark edeceksiniz. Yazmak konunun üzerinde gerçekten tekrardan düşünmek demektir. Tekrardan düşününce bazı şeylerin o kadar da korkutucu olmadığını göreceksinizdir.

SAT Stresiyle Başa Çıkmak: Kural 3

Sınav stresiyle başa çıkmak adına üçüncü olarak olumlu olabilecekleri not edin. Hep genelde kaygılarımızla “Ya olmazsa?” üzerine düşünüyoruz. Peki ya olursa? Sınavda başarılı olursanız sizi nelerin beklediğini not edin. Hatta bir gün uyanın ve başarmışsınız gibi davranın. İstediğiniz üniversiteyi kazanmış gibi davranarak hareket edin. O günü öylece geçirin. Kendinizi bu şekilde ödüllendirerek stresten arındırın.

SAT Sınav Stresiyle Başa Çıkmak: Kural 4

Şimdi her iki başarı ve başarısızlık durumuna da bakmak sınav stresiyle başa çıkmak için 4. Kuraldır. Gerçekler gözünüzün önünde iki ihtimal de başınıza gelebilir. Ancak başarılı olma ihtimalini çalışarak destekleyebilir ve olasılığını arttırabilirsiniz. Bunu kendinize hatırlatın. Çalıştıkça stresinizin azalması gerekir. Elinizden geleni yaptığınızı ve başarıya yakın olduğunuzu çalıştıkça kendinize hatırlatın.

Stresle Başak Çıkmak İçin Kural 5

Başarısız olacağınıza dair yazdıklarınıza sınav stresiyle başa çıkmak için cevaplar yazın. Sanki olumsuz konuşan arkadaşınıza tavsiye verirmişçesine sandığı kadar kötü olmayacağını bir sınavın her şey için belirleyici olmayacağı gibi cevaplar yazın. Kendi zihninizle bu yollarla savaşmak işlevsel olacaktır. SAT’la ilgili kendi kendinizi olumlu düşünceyi düşünmeye yöneltmek ve aşılamak olacaktır. Bu da stresinizin azalmasını sağlayacaktır.

SAT Sınav Stresiyle Başa Çıkmak: Kural 6

Başarılı olacağınız kısma yönelik hayaller kurmak sınav stresiyle başa çıkmak için 6. kuralımız. Başardığınız anı gözünüzde canlandırmak ve başardığınızı düşünmek SAT sınavına karşı stresinizi azaltacaktır. Bu aktivite, kendinizi başarmış hayal etmek kendinize inancınızı arttıracaktır. Dolayısıyla inancınız arttıkça sınava karşı kaygılarınız da azalmalar gözlemleyebilirsiniz.

Sat sınav stresiyle başa çıkmak konusunda destek almak için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Yurt dışında eğitim almak için ihtiyaç duyulan sınavlar hakkında bilgi edinmek için aba Yurt Dışı Eğitim YouTube kanalını takip edebilirsiniz. Farklı konularda bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz. 

Read More