Kişinin harekete geçmesini sağlayan stres faktörü, ideal düzeyde olduğunda üretkenliği artırıyor. Bu sebeple başarının gerçekleşmesinde önemli rolü olan stres, heyecanı artırıp hedefe odaklanmak gibi pozitif işlevlere sahip. Öte yandan stres seviyesini her zaman optimum düzeyde tutmak oldukça zor. İş ortamı, okul dersleri, şehir hayatının karmaşası ve özel hayatta yaşanan birtakım çıkmazlarla stres seviyemiz artıyor ve olumsuzluklarla baş etme yeteneklerimiz azalıyor. 

Yoğun stresin kişiye hem duygusal hem de fiziksel açıdan birçok zararı var. Ancak tepkilerimizi yöneterek strese karşı direnmek mümkün. Stres yönetimi faydaları ile olumlu düşünceler kazanıp kendinize olan güveniniz ile emin adımlarla hedeflerinize ulaşmanızı sağlayan son derece etkili bir yöntemdir. Stres yönetimi eğitimi denilen bu metotla hedeflerimize nasıl ulaşıp başarıyı elde edeceğimizi hep birlikte öğrenelim. 

Stresin Kaynağını Keşfetme

Stresin kaynağına inmek ve sizi nelerin çıkmaza soktuğunu tespit etmek ilk adımdır. Baskı altında olduğumuz anlarda beynimiz derhal negatif düşünceler üretmeye başlar. Bu durum sorunlarımıza çözüm üretmek yerine canımızı acıtmaya başladığında kontrol mekanizmamız işlevsiz kalacaktır. Stres yönetimi aşamaları ile kaygının tetikleyicilerini keşfetmek ve onlara karşı değişen duygu durumumuzu saptamak önemlidir. Bu durum düşüncelerimizi düzenleyip yönetmek için oldukça faydalıdır. 

Olumlu ve Yapıcı Düşünce

Kişinin stresten uzak başarılı bir hayat sürmesi öncelikle kendini tanımasından geçiyor. Gün içerisinde çözmemiz gereken bir sorunla karşılaştığımızda kendi kendimize konuşur, kafamızda birçok muhasebe yaparız. Ancak olaylara aşırı tepkiler verdiğimiz durumlarda düşüncelerimiz de negatif ve önyargılı olacağından stres seviyemiz hızla yükselir. Başarılı olmak adına olumsuzluklardan ziyade olumlu ve yapıcı şeyleri düşünmek her zaman daha motive olmamızı sağlayacaktır.

Başarı= Zaman İyi Kullanma 

Başarının gerçek sırrı üzerine konuşurken iyi bir kariyere sahip insanların çoğu zamanlarını verimli kullandıklarından bahsederler. Gün içerisinde uyku haricinde çalışmak ve üretmek için aslında bir hayli zamanımız oluyor. Ancak yapmamız gereken görevlerimizi sürekli ertelediğimizde ödevlerimizi zamanında teslim edemiyor, sunumlarımızı vaktinde hazırlayamıyor veya toplantılarımıza geç kalıyoruz. İşte bu noktada yetiştirememe duygusu yoğun bir stresin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu nedenle zamanımızı iyi kullanmak için listeler yapmak ve planlı olmak işlerimizde başarı elde etmemizi sağlayacaktır. 

Spor ve Egzersizler

Hobi edinmek stresi azaltmak için etkili bir yöntemdir. Yaşam kalitenizin artmasını sağlayan bir diğer metot ise spor ve nefes egzersizleri. Yoğun baskı altında olduğunuzu düşündüğünüz zamanlarda işlerinizi birkaç dakikalığına bırakıp rahatlatıcı nefes tekniklerini uygulayabilirsiniz. Bir anlamda hayata es vermenin yolu olan bu teknikler özellikle sınav sırasında konsantrasyonu bozulan öğrencilerin sakinleşmelerinde çok etkilidir. Gün içerisinde yapılan basit bir yürüyüş, bisiklete binme gibi sporlar da kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. 

Kaynaklar

Read More

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) nedir?

DEHB, en yaygın çocukluk çağı bozukluklarından biri olan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğudur. Semptomlar dikkatsizlik, dürtüsellik ve hiperaktiviteyi içerir, ancak kişiden kişiye farklılık gösterir. Hem çocuklar hem de yetişkinler DEHB olabilir, ancak belirtiler her zaman çocuklukta başlar. DEHB’si olan çocuklar uzun süre hareketsiz oturmada, talimatları ve evde veya okuldaki görevleri tamamlamada zorluk çekebilirler.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuğunuzun okuldaki başarısını ve ilişkilerini etkileyebilen karmaşık bir nörogelişimsel bozukluktur. DEHB belirtileri çocuktan çocuğa değişmekle beraber bazen tanı koymak zor olabilir. DEHB genellikle çocuklarda, ergenlik çağında teşhis edilse de ortalama tanı yaşı 7’dir. Semptomlar sergileyen daha büyük çocuklar da olabilir, ancak semptomlar genellikle çocukluk yıllarında belirgin bir şekilde kendini gösterir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteli çocukları olan aileler için iletişim önerileri

Unutmayın asıl düşmanınız çocuğunuz değil DEHB’dir. Başkalarını ve dış faktörleri suçlamayı bırakıp çocuğunuzun ve kendinizin iyi yönlerine odaklanın. Çocuğunuzun, diğer tüm çocuklar gibi, kusursuz olmadığını kabul edin. Çocuğunuzla ilgili “normal” olmayan bir şeyler olduğunu kabul etmek kolay değildir. Ancak, ebeveynlerinin kızgınlığını ve çocuklarıyla ilgili karamsarlıklarını algılayan bir çocuğun, mutlu ve sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için ihtiyaç duyacağı özsaygı yeterince gelişmez. Ve bu da başka sorunlara yol açar.

Tedavinin gücünü hafife almayın. Günümüzde DEHB tedavisi için kullanılan ilaçlarla ilgili birçok farklı görüş duymak mümkün. İlaçların çocukları uyuşturduğu, kalıcı bir çözüm sağlamadığı hatta daha da zarar verdiği gibi söylemleri duymak mümkün. Yine de, DEHB’li
birçok çocuk için doğru ilaçların doğru zamanda kullanılması davranışlarında büyük bir fark yaratacaktır. Fark yaratan tek şeydir ilaç değildir. Kendi çabalarınızı ve çocuğunuzun çabalarını da dikkate alın. Birçok davranışının çocuğun kontrolü dışında gerçekleştiğini
unutmayın ve bu yüzden çocuğunuzu cezalandırmayın. Bu noktada disiplin ve ceza arasındaki farkı bildiğinizden emin olun. Günümüzde birçok ebeveyn disiplin ve ceza terimlerini birbirinin yerine kullanmaktadır.

DEHB’li çocuğunuzu disipline etmenin en iyi yolu onun için yaşına uygun, yapılabilir görevler vermektir. Bu davranışı kalıcı hale gelene kadar sistematik olarak pekiştirmek gerekir. Ödül vermek yerine bu süreçte gösterdiği çabayı takdir edebilir, yanınızda olduğunu hissettirebilir, onunla daha kaliteli vakit geçirebilirsiniz.

Çocuğunuzun olumlu davranışlarına daha fazla dikkat edin. Birçok ebeveyn çocuk davranış bozukluğu gösterdiğinde diğer olumlu davranışları ve çabaları gözden kaçırır. Ortaya çıkan mutsuzluk ise kimse için iyi olmaz.

References

  • https://www.webmd.com/add-adhd/childhood-adhd/adhd-children#1
  • https://www.healthline.com/health/adhd/signs
Read More

Çocuklar büyüdükçe ve geliştikçe, bazen okulda zorluk çekebilir, konulara yoğunlaşmakta sorunlar yaşayabilirler, ya da başkaları ile başa çıkmakta zorlanırlar. Bu tür durumlar ile karşılaşıldığında psikolojik testler zorlukların nerede olduğunu belirleyebilir.

Psikolojik Değerlendirme Nedir?

Psikolojik bir değerlendirme, çeşitli alanlarda güçlü ve zayıf yanları değerlendirmek için yapılandırılmış bir dizi görüşme, standartlaştırılmış test ve ankettir. Bu testler, örneğin öğrenme stillerini ve sosyal-duygusal işleyiş biçimlerini tanımlayabilir.  Bazı ebeveynler, çocuklarının gösterdiği bazı davranışların getirdiği endişelerden yola çıkarak psikolojik bir değerlendirme talep edebilir. Öte yandan bazı ebeveynlere, bir ya da daha fazla profesyonel tarafından, bu bir eğitimci, bir akıl sağlığı uzmanı ya da çocuk doktoru olabilir, psikolojik testlere başvurmaları önerilebilir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Değerlendirmeler

Psikolojik değerlendirmeler, insanların kendileriyle ve davranışlarıyla ilgili ne bildiğini göstermek ve duyguları anlamaya ve açıklamaya yardımcı olmak için neler yapabileceklerini ortaya çıkarmak için kullanılır.  Hangi testin uygulandığına bağlı olarak kişiyi izlemeyi, soru sormayı ve kişinin bazı görevleri yerine getirmesi gibi adımları içerebilir. 

Psikolojik testler çocuklar ya da gençler okulda zorluk çekerken veya beklenmeyen şekillerde hareket edip problemli davranışlar geliştirdiklerinde kullanılabilir. Söz konusu kişiler genç insanlar olduğundan, genç bir insanın neler yapabileceğini öğrenmesi ve bazı durumlarla yüzleşmesi zaman zaman zor bir hal alabilir. Sonuçlar genellikle okul ve ev için beraber çalışmak üzere program planlamalara yardımcı olur. Ek olarak diğer olası çözüm önerileri için bir öngörü oluştururlar.  

Sonuç olarak bir testin yapılması, bir çocuğun dünyasındaki herkesin aynı hedeflere doğru çalışmasını sağlamak içindir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Testler Düşünülürken…

  • Değerlendirme dönemleri ve toplantı öncesi, sırası ve sonrasında sorular sorun. Anlamadığınız yerleri mutlaka kafanızda netleştirin.
  • Kendi endişelerinizi paylaşın. Değerlendirme sırasında tüm alanları dikkate almak önemlidir.
  • Çocuğunuzun doktoruyla raporları ve sonuçları paylaşmak ve danışmak yararlı olabilir.

Sürmekte Olan Bir Değerlendirmede Ebeveynler Neler Beklemeli?

İlk randevu almadan önce, ebeveynler çocuğun gelişimsel, tıbbi, sosyal ve akademik tarihiyle ilgili anketleri doldurarak psikolojik bir değerlendirmenin ilk adımını tamamlarlar. Bir sonraki aşama, hem ebeveynler hem de çocuk ile yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Ebeveynler çocuğun güçlü ve zayıf yönleri hakkında bilgi verir ve özel ilgi alanlarını tartışırlar. Sırada ise çocuğun bilişsel, eğitsel ve sosyal-duygusal işleyişi inceleyen birkaç test oturumu vardır. Yazılı rapor tamamlandığında, testi yürüten kişi sonuçları gözden geçirmek ve tavsiye edilen önerileri tartışmak için velilerle görüşür.

References

https://www.beyondbooksmart.com/executive-functioning-strategies-blog/psychological-testing-for-your-child-who-benefits-and-why

https://www.cyh.com/HealthTopics/HealthTopicDetails.aspx?p=114&np=122&id=2942

Read More

Türüne bakılmaksızın tüm kariyer testlerinin amacı aslında aynı diyebiliriz. Her biri adayların başarılı olacağı alanları keşfetmeye ve şirketlerin ihtiyacına uygun olan adayları tespit etmeye yardımcı olur. Tek başlarına bir değerlendirme kriteri olarak kullanılmasalar da değerlendirme pastasındaki payları kayda değerdir. Ana amaç ise başarı ve iş tatmininin sağlanmasıdır. Bu iki maddenin sağlanması hem çalışan hem de işveren için kesinlikle karlı bir ortam yaratır.

Bu testleri içerdikleri sorulara göre 3 türe ayırmak mümkün:

*İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

*Yetenek Testleri (Skill Tests)

*Kişilik Testleri (Personality Tests)

İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

İlgi alanı testleri size hangi tür işleri sevebileceğini ve hangi tür işlerde başarılı olabileceğinizi söyler. Bu testlerin algoritması sizin ilgi alanlarınızı belirlemek ve bu ilgi alanlarını belirli mesleklerle eşleştirmeye dayanır. Doğru uygulama ile tutkuyla yapacağınızı mesleği keşfetmeniz, hatta unuttuğunuz ilgi alanlarınızı yeniden hatırlamanız da mümkün. Bu testlerle ilgili önemli nokta ise cevaplayanın belirli seçeneklere zorlanmaması. Örneğin; 3 şıklı bir soruyla karşı karşıya olduğunuzu düşünelim. Sizden 3 meslekten birini seçmeniz bekleniyor ama siz hiçbirisine yakın hissetmiyorsunuz. Sadece cevap vermek zorunda olduğunuz için herhangi birini seçmeniz sizi yönlendirmesi açısından da, firmaları yönlendirmesi açısından da sağlıklı olmaz. Spesifiklik karakterden çok uzaklaşmayan ancak adayları belirli cevaplara yönlendirmeyen testler ilgi alanı kategorisinden en başarılı sonuç veren testlerdir.

Yetenek Testleri (Skill Tests)

İlk seçenekten farklı olarak burada ilgi alanı değil, yetenek sorgulanır. Sorular adayın sahip olduğu becerileri ortaya koymak ve bu becerileri belirli mesleklerle eşleştirmek için kurgulanır. Kesinliği tartışmaya açık olmakla birlikte, yetenek testlerinin ana fikri adayın yetenekli olduğu alanlara ilgisinin de olduğu varsayımıdır. Doğruluğunu kanıtlar nitelikte örnekleriyle de karşılaştığımız bu iç görü kesindir diyemeyiz. Yetenekli olduğu alanlarla ilgilenmekten zevk almayan adaylar da mutlaka olacaktır. Tam da bu nedenle, hiçbir yetenek testi tek başına bir sonuca varamaz. Adayın görüşleri, deneyimleri, başarıları ve hatta başarısızlıkları da onunla ilgili bütünü oluşturan yargının içinde test çıktılarının yanı sıra mutlaka mevcut olmalıdır.

Kişilik Testleri (Personality Tests)

Kişilik testleri kendinizi daha iyi tanımanızı ve izlemek istediğiniz yol ile ilgili farkındalığınızı artırmanızı sağlar. Bu testler temel değerlerinizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmeye yarar. Kişilik yapılarını belirli bir sayıda kategoriye bölen bu testler hangi kişilik türüne hangi mesleğin uyumlu olduğunu da ortaya çıkarma potansiyeline sahip. Ancak en başta da belirttiğimiz gibi testlerin sonuçlarını planlarınız için birer yol gösterici olarak düşünmeli ancak kesin-net yargılar olarak değerlendirmemelisiniz. Kariyeriniz ve geleceğiniz için son sözün her zaman sizde olduğunu unutmayın.

Read More

Psikolojik testler birçok farklı amaç için kullanılabilir. Testler hitap ettikleri alanlar açısından farklı kategorilere ayrılabilirler.Genel olarak en yaygın sınıflandırma şu şekildedir; yetenek testleri ve kişilik testleri. Yetenek testleri ve kişilik testleri de kendi içlerinde alt gruplara ayrılır. Psikolojik testlerin genel-geçer bir şekilde uygulanabilmesi için birtakım kontrollerden ve testlerden geçmesi gerekir. Kendi içinde yapılan testler ve uygulamalardan sonra testlerin geçerlilik ve güvenilirliği o testin kullanabilmesi için uygun olup olmadığını söyler. Testleri uygulayan, bunun için gerekli sertifikaları almış kurumları bulmak oldukça mümkün. 

Çocuklara bu tür testlerin uygulanması birçok ebeveynde olumsuz ve negatif duyguları pekiştirebiliyor.

Bazı vakalarda, ebeveynler mevcut sıkıntıları görmezden gelmeye kadar gidebiliyor. Bu noktada çocuğa bakım veren kişinin, genelde bu kişiler anneler-babalar olur, kendini suçlu ve yetersiz hissetmemesi kritik bir öneme sahiptir. Bir birey yetiştirmek kolay bir iş olmadığı gibi bu süreçte meydana gelen problemleri kucaklamak da bir o kadar zor olabiliyor. Çocuk ve ebeveynlerin böyle bir sürece girmesi ebeveynlerin kendi travmalarını kaşıyabiliyor. Çocuğun öğretmenleri, ebeveynleri ve varsa aile danışmanı arasındaki işbirliği bu süreci herkes için daha kolay bir hale getirebilir. Öyle ki bazı durumlarda teşhisin gecikmesi olayları herkes için daha zor bir hale getirebiliyor. Öte yandan, testin uygulanmasının ne kadar gerekli olduğu, gerçekten bizi istediğimiz amaca götürüp götürmeyeceği bu işbirliği sayesine daha kolay saptanabilir. Ayrıca testi uygulayacak kişilerin çocuğa yaklaşımı da işbirliği kadar önemli bir etkiye sahip.

Çocuğun kendini rahat hissetmesi, yargılanmayacağını ve kıyaslanmayacağını bilmesi testin daha sağlıklı bir sonuç vermesi oldukça önemli. 

Gidilen kurumun çocuk dostu bir mekan olması, hem anne-babayı anlayan ve kaygılarını paylaşan hem de çocuğa karşı kucaklayıcı bir tutum sergileyen bir düzenleme içermesi işleri herkes için kolaylaştırır. Unutulmamalıdır ki herkes çocuğun iyiliği için oradadır kimse kimseyi vaka üzerinden yargılayacak ve suçlayacak değildir. Sonuç olarak amaçlanmak istenen çocukta gözlemlenen belirli bir davranış kalıbının nesnel ve standart bir şekilde ölçülmesidir.  Bu süreçte çocuğun hayatında olan herkesin, yani onu yetiştiren, onunla en çok vakit geçiren kişilerin ( öğretmeni, annesi, babası, bakıcısı, anneanne,babaanne, dede vs..) yorumları ve düşünceleri ilerisini yorumlamak açısından oldukça önemlidir. 

Read More

Kuşaklar doğdukları yıllar baz alınarak Baby Boomer, X, Y ve Z olmak üzere 4 gruba ayrılıyor. Bu grupların en genci bazılarına göre 1996’dan bazılarına göre de 2000’den sonra dünyaya gelen Z kuşağı. Peki Z kuşağı nedir? İnternet kuşağı olarak da anılan bu grup teknoloji çağının içine doğmuş bir grup olduğundan yaşayış ve dünyayı anlama noktasında önceki nesillerden farklı bir yerdeler. Bu farklılıklar aile içi ilişkilere de yansımış durumda. Bu nedenle iyi bir ebeveyn olmak için Z kuşağı anneleri ve babaları olarak onları tanımak ve onlarla iletişim kurmanın en iyi yollarını keşfetmek gerekiyor.

Z Kuşağının Dünyası

İnternetsiz bir dünyadan haberdar olmayan bu neslin zamanlarının büyük bir bölümünü geçirdikleri yer sanal ortam. Z kuşağının özellikleri olarak ilk akla gelen onların ders çalışırken önceki nesiller gibi kütüphanedeki ansiklopedileri taramak yerine internet sayesinde istedikleri tüm bilgiye tek tıkla ulaşabiliyor oluşları. Z kuşağı istediği filmi veya şarkıyı da sanal ortamdan buluyor. Z kuşağı arkadaşlarıyla da akıllı cihazları vasıtasıyla sohbet edip sosyalleşebiliyor. Kısaca Z kuşağından olan çocuklar için hayat önceki nesillere göre oldukça kolay ve hızlı.

Z Kuşağı Karakteri

Z kuşağı üyelerinin imkanlarının fazla olması onların özgür ve kendilerine güven duyan bireyler olmalarını sağlıyor. Kariyer odaklı ve fayda-zarar dengesini kurabilen bir nesil olan Z kuşağı kendilerini geliştirmek için oldukça hevesli. Hızla değişen ve sürekli ilerleyen teknoloji nedeniyle bu nesil kendini ispat etmek ve hıza ayak uydurmak için sürekli bir çaba içerisinde. Girişimci ve çabuk öğrenen Z kuşağını anlamak için belki de onların aynı zamanda geleceğin dijital dünyasını da kuracak bir nesil oluşunu kabul etmek gerekiyor.

Z Kuşağı Ebeveyni Olmak

Ebeveynler internetin olumsuz yanlarını düşünerek Z kuşağından olan çocuklarının sanal ortamda fazla zaman geçirmesinden endişeli. Bu konuda elbette haklılar. Ancak internet ve teknoloji doğru kullandırıldığında çocukların eğitimi ve geleceğin dünyasına hazırlanmaları için gerekli. Şöyle ki dijital çağda çocukları internetten tamamen mahrum etmek, çocuğa en az internetin olumsuz yanları kadar zarar verecektir.
Bu nedenle çocuğunuzu teknoloji eğitimlerine göndermek, onun girişimci yanlarını teşvik etmek ve interneti kontrollü şekilde kullanımına izin vermek en doğru yol gibi gözüküyor. Ayrıca başarı odaklı bir ruha sahip Z kuşağından çocuğunuzu motive etmek için ödüllendirmek ve onunla iletişimde doğal olan yüz yüze iletişimi kurmak da önemli bir diğer nokta.

Kaynaklar
https://www.parentmap.com/article/generation-z-how-raise-kids
https://www.egitimpedia.com/bir-kusagi-anlamak-z-kusagi-kimdir/
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/409590

Read More

Wısc-v testi nedir? Ne için kullanılır

WISC Testi (Çocuklar için Wechsler Zeka Ölçeği) okullar veya psikologlar tarafından 6-16 yaş arası çocuklara uygulanan IQ testidir. Sınavın amacı, bir çocuğun yetenekli olup olmadığını anlamak ve aynı zamanda öğrencinin bilişsel olarak güçlü ve zayıf yönlerini belirlemektir. WISC Testinin içinde bulunan alt testlerle birlikte testin uygulanma amacı çocuğunuzun değerlendirilme nedenine göre online olarak veya birebir görüşme şeklinde gerçekleştirilebilir. WISC-V’de 10 birincil alt test ve 6 ek alt test vardır. WISC–V, sözlü anlama, görsel uzam, akışkan zeka, kısa süreli hafıza ve işleme hızı bileşenlerinden oluşan bir değerlendirmeyi kapsıyor. Genel olarak, tam sınav, verilen birincil ve ikincil alt testlerin sayısına bağlı olarak 65-80 dakika sürer. Wisc-v testi güvenilirliliği ve geçerliliği kanıtlanmış, sonuçları genellenebilen, birçok farklı örneklemde denenmiş ve stabil sonuçlar veren dünyaca tanınmış testlerden biridir. WISC-V, zihinsel engellilik, üstün zekalılık, öğrenme yetersizlikleri, uzmanlık programlarına yerleştirme ve klinik müdahalenin tanımlanması amacıyla kullanılabilir. 

Çocugunuzun Öğrenme Potansiyelini Keşfetmek için Wisc-V Testi

WISC-V çocuğunuzun akademik ilerlemesini ve potansiyelini değerlendirmek için en güvenilir araçlardan bir tanesidir. Test, çocugunuzun IQ’sunu ölçerek genel olarak entelektüel kapasitesi hakkında bilgi verir. Sonuçlar, çocuğunuzun öğrenme yeteneğini etkileyen sorunları tanımlamaya yardımcı olur. Böylece ileriye dönük en iyi erken müdahale yöntemini ve programını bulmanız için size yol gösterir. Eğitimciler bilir ki erken müdahale bir çocuğun ilerde akademik ve sosyal olarak birçok sorunla baş edebilmesini kolaylaştırır.

Aba Psikoloji ‘de İşin Ehli Güvenilir Eğitmenler

Aba Psikoloji Wisc-V Testini Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı ‘nın bir parçası olarak ve Amerikan normlarında uygular. Üstelik testin en güncel hali kullanılmaktadır. Böylece çocuğunuzun geleceğiyle ilgili daha güvenilir bilgiler elde ederek daha parlak bir gelecek planı yapmanız kolaylaşır.

Testler uygulanırken;

Belirli bir mantıksal, uzamsal, bellek ve sözel becerileri değerlendirildiği için çocuğunuz okulda sorun yaşıyorsa Wisc-V IQ testi yardımcı olabilir. Ancak yine de bir IQ testi tek başına birçok şeyin göstergesi olamaz. Diğer bir deyişle, bir test üzerinden çocuğunuzun bütün becerilerini belirlemiş olmazsınız. Günümüzde uzmanlar, zekânın çok yönlü olduğunu ve birçok farklı şekilde kendini gösterdiğini konusunda hem fikir oldular. Dolayısıyla, birden fazla ölçeğin uygulanması daha güvenilir sonuçlar vermesi açısından daha sağlıklı olacaktır.

Read More

Yetenekler bütünü olarak görülen uzamsal akıl yürütme eğitim, iş ve günlük hayatımızın işleyişinde önemli bir etken olarak görülüyor. Metaforları anlamak ve yorumlamak, yol bulmak veya zihinden tahmini hesaplamalar yapmak için uzamsal akıl yürütmeyi kullanıyoruz. Uzamsal sorunlara getirilen bir çözüm olduğu için uzamsal zekâ da deniliyor. Uzamsal zekâ tanımı olarak beynin sağ lopunun birincil işlevi olduğu söylenebilir.

Uzamsal akıl yürütme ve sayı duyusunun arasında paralellik ise oldukça yüksek. Yazımızın devamında uzamsal akıl yürütme nedir ve uzamsal zekâ nasıl geliştirilir gibi soruların cevaplarını bulabilirsiniz. 

Uzamsal Akıl Yürütme Nedir?

Bu konuda birçok farklı tanımlama yapılmış olsa da uzamsal akıl yürütmeyi en basit ve yalın haliyle bir şekli zihnimizde canlandırma becerimiz olarak açıklayabiliriz. Daha detaylı bir tanımlama yapacak olursak uzamsal akıl yürütme için kişinin görsel deneyimini yeniden oluşturabilmesi için çevresindeki görsellikleri algılama ve onlar üzerinde değişiklikler yaparak ilk algıladığından farklı bir şekil yaratma süreci de denilebilir. 

Uzamsal Akıl Yürütmeden Yararlanma

Uzamsal beceriyi kullanabilen kişiler zihinlerindeki görsel görüntü ve nesneleri yeniden düzenlenip dönüştürülebildiğinden STEM denilen bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında başarılı işler ortaya çıkarıyorlar. Uzamsal beceride nesneler ve şekiller 2 ve 3 boyutlu uzayda zihinsel olarak düzenleniyor. Uzamsal zekâ ile kişiler renk, çizgi, şekil, uzay ve kendi aralarındaki ilişkiyi yönlendirebiliyorlar. 

Bu duruma mimarlar ve mühendislerin bir yapı tasarlarken, heykeltıraşların bir eser yaparken, modacıların bir kıyafet tasarlarken ve kimyagerlerin molekülleri düşünürken uzamsal becerilerini kullanmaları örnek verilebilir. 

Uzamsal Akıl Yürütmenin Önemi

Kendimizi konumlandırmamız ve uzayda nerede olduğumuzu bilmememizin birçok yönden avantajı var. En basitinden hareket etmek için veya istediğimiz bir noktaya varabilmek için hayalimizde gideceğimiz yolu çizip rotamızı belirlememiz gerekir. Ayrıca en temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için araç gereç kullanabilmede de uzamsal yerimizi belirlememiz gerekir. 

Uzamsal Akıl Yürütme Nasıl Geliştirilir?

Zekanın geliştirilebildiği gibi uzamsal zekâ ve akıl yürütme de geliştirilebilmektedir. Uzamsal zekanın genetik ve cinsiyete bağlı olduğuna dair söylemler olsa da doğru egzersizler yapılarak olumlu sonuçlar elde edilebilmekte. Egzersizlikler uzamsal manada döndürebilme, nesneleri karşılaştırabilme ve dikkati yoğunlaştırabilmeyi öğrenmek için ideal. Uzamsal akıl yürütmenin geliştirilmesi bilişsel öğrenme, hafıza ve düşünebilme yetisi gibi beynin birçok alanında gelişmesini sağlıyor.

Uzamsal Akıl Yürütmeyi Geliştirme Yolları

Araç kullanmak uzamsal akıl yürütme becerisini geliştiren bir yöntemdir. Araçla hareket halindeyken çevredeki binaların, ağaçların ve tabelaların boylarına ve birbirlerine olan oranlarına dikkat ederek uzamsal algınızı geliştirebilirsiniz. Zekâ küpü, yapboz, satranç ve tetrisle oynamak veya çizimler yapmak, grafik programları kullanmak da sizi geliştirecektir. 

Kaynaklar

Read More

Hayatta mutlu ve başarılı olmak için çok çalışmak, odaklanmak, hobilere zaman ayırmak, öğrenmeyi asla bırakmamak gibi kriterler sayabiliriz. Ama tüm bunlardan önce sağlıklı bir vücut, bunun için de düzenli uyku şart. Bu yazımızda düzenli ve kaliteli uyku için kolayca uygulayabileceğiniz yöntemleri inceledik.

1- Kafein, Alkol ve Nikotinden Uzak Durun

Kafeinli ürünler uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bütün kahve severler kafeinin uyku kaçırma özelliği olduğunu bilir. Uyumadan 4-6 saat öncesinde kafein ve nikotin tüketimini kesmek daha kaliteli bir uyku sağlar. Alkolde ise durum daha farklıdır. Vücuda ilk girişinde uyku getirebilir ancak birkaç saat sonra uyku kaçırıcı bir uyaran olarak devreye girer. Alkol tüketimini maksimum 2 kadehte tutarak uyumadan önce en az 3 saat önce alkol alımını durdurmak daha iyi bir uyku için faydalı. Bu zararları ürünleri hiç tüketmemenin kaliteli bir uyku için çok daha faydalı olduğunu ve vücudu rahatsız eden horlama gibi durumları azalttığını hatırlatalım.

2- Ufak Değişikliklerle Odanızı Kaliteli Bir Uyku İçin Dekore Edin

Sessiz ve fazla ışık almayan ortamlar uykuya dalmanızı kolaylaştırır ve uyku kalitesini artırır. Koyu renkli perdeler, içeriğe ışık girmesini engeller. Koyu renk perde tercih etmiyorsanız göz bandı da kullanabilirsiniz. Ortopedik yatak ve ortopedik yastık kullanımı da vücudunuzun optimum koşullar altında dinlenmesini destekler. Oda sıcaklığını 18-23 derece arasında tutmanız da uykunuzu engelleyebilecek fazla sıcak ya da fazla soğuğa karşı önlem almanızı sağlar. Bilgisayar, televizyon gibi dikkat dağıtıcı objeleri yatak odanızdan uzak tutmanız da oldukça önemli. Bu yöntem sizi geç saatlerde uykunuzdan alıkoyan sürükleyici dizi ve filmlerden uzak tutar.

3- Uykuya Hazırlık Ritüeli Oluşturun

Her gün tekrar edebileceğiniz kolaylıkta bir ritüel oluşturabilirsiniz. Bunu uykudan önce hazırlık niteliğinde tekrarlamanız vücudunuzu uykuya alıştırır ve daha kolay uyumanızı sağlar. Duş, vücut sıcaklığınızı artırıp azaltarak optimum seviyeye getirir ve sizi kaliteli bir uykuya hazırlar. Yatmadan önce okuma ışığında kitap okumak ise gözlerinizi uyku için hazır hale getirir. Yatmadan önce ılık bir duş, birkaç sayfa okuma ve küçük bir bardakta hazırlanmış bitki çayı sizin için kaliteli uykuyu garantiler.

4- Beslenme ve Egzersizin Gücünü Unutmayın

Günlük düzende uygulayacağınız 10-15 dakikalık egzersizler kaslarınızı çalıştırır ve sizi daha sağlıklı bir vücuda kavuşturur. Düzenli beslenme ile desteklenen egzersizin ise uyku düzenlemesinde önemli bir yeri var. Uzun yıllardır uzmanlar kaliteli uyku ve egzersiz arasındaki ilişkiyi somut bir temele dayandırmak için araştırmalarına devam ediyor. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin araştırması konuyla ilgili şu bulguları sunuyor: Kişiler egzersizin uykuya dalmalarını kolaylaştırdığını, daha derin uyku sağladığını, sabah uyandıklarında kendilerini daha iyi hissettiklerini bildirmişlerdir (2). Özellikle sabah egzersiz yapıldığında ya da akşam geç saatte yapılan ve yoğunluğu fazla olan egzersizle uykunun daha olumlu etkilendiği bildirilmiştir (2). Japonya’da uzun yaşayan insanların yoğun olduğu bir bölgede, 60-93 yaşları arasındaki 788 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada (5), egzersiz ve günlük yürüyüşlerin iyi bir uyku için önemli bir faktör olduğu ortaya konmuştur. Ancak bu çalışmalarda elde edilen sonuçların olumlu görülmesinin, egzersizin yorgunluğa yol açmasının aynı zamanda uykuya yol açma şeklinde düşünülüyor olmasından, iyi uyuyan kişilerin ayrıca egzersize daha istekli olmasından ya da egzersiz yapan kişilerin kafein ve sigara kullanımından daha uzak durmalarından da kaynaklanabileceği belirtilmektedir.”

Buradan hareketle uyku ve egzersiz arasında karşılıklı bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz.

5- Uyku Saatlerinizi Sabit Tutun

 

Günlük aynı saatte uyuyup uyanmanın uyku düzeni üzerinde doğrudan olumlu etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu düzen biyolojik saatinizin her gün aynı koşullara göre düzenlenmesini ve dolayısıyla da rahatça uyuyup uyanmanızı sağlar. Vücudunuz bu düzene alıştığında kendiliğinden uykuya dalacak ve hatta sabahları alarm yardımı olmadan kendiliğinden, dinç bir şekilde uyanacaktır.

Kaynak

http://geneltip.org/upload/sayi/46/GTD-00344.pdf 

http://healthysleep.med.harvard.edu/healthy/getting/overcoming/tips 

Read More

Otizm, 3 yaşına kadar başlayan ve ömür boyu devam eden gelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Otizmliler arasında öğrenme güçlüğü çekenler olduğu gibi normal ve hatta yüksek zekalı bireyler de vardır. Otizmli bireylerin duyuları oldukça gelişmiştir. Bu nedenle diğer insanları normal koşullarda rahatsız etmeyen ses, ışık gibi etmenler otizmli bireyleri oldukça rahatsız edebilir. İletişim konusunda etkin olamayan otizmli bireylerin genellikle içe dönük kişilikleri vardır. İkili ilişkileri sürdürme konusunda zorlandıklarından onlarla konuşurken en uygun yöntemi seçmek gerekir. Yazımında otizmli bireylerle nasıl iletişim kurulur sorusunun püf noktalarını okuyabilirsiniz. 

1. Basit ve Kısa Cümleler Kurun

Bire şey anlatırken basit cümleler kurmak otistiklerle iletişim kurarken onların sizi daha iyi anlaması için oldukça etkili bir yöntemdir. Ayrıca karşınızdaki kişinin dil ve anlama becerisine göre sözcüklerinizi seçmeli ve dolaylı anlatımlardan kaçınmalısınız. Yavaş konuşmak ve biraz ara vererek cümleler kurmanız da doğru otizmli bireylerle iletişim sağlamak için yararlı olacaktır.

2. Jest ve Mimik Kullanın

Otizmliler jest ve mimiklerini oldukça fazla kullanırlar. Bu nedenle onlarla sohbet ederken yüz ifadesi ve vücut dilinizi kullanmanız dikkatlerini çekecektir. Hem sohbete odaklanmaları hem de sizi daha iyi anlamaları için konuşma sırasında ses tonunuzu değiştirerek ilgilerini de çekebilirsiniz. Bunlara ek olarak konuşurken neşeli ve canlı olmanız da otizmli bireylerin ilgisini çekecek ve iletişimin süresini uzatacaktır. 

3. İletişim Kurmalarını Sağlayın

Sohbet esnasında otizmli bireyin de konuşmasını sağlamak için gözlerinin içine bakıp ona doğru eğilebilirsiniz. Bu bedensel hareketiniz ondan karşılık beklediğinizi gösterecektir. Ayrıca kaşlarınızı kaldırmak ve diğer yüz mimiklerinizi kullanmanız da işe yarayabilir. Otizmli birey söze başladığında onu dinlemeli, müdahale etmemeli ve kesinlikle sözünü bitirmesini beklemelisiniz. 

4. Çok Soru Sormadan İlgisini Çekmeye Çalışın

Otistik iletişim bozukluğu sorununu gidermek ve dil gelişimini sağlamak için onlara sadece gerektiği zaman sorular sorun. Çok soru sormak yalnızca karşınızdaki otizmli kişiyi rahatsız edip bunaltacaktır. Eğer merak ettiğiniz soruları yeri geldiğinde sorar ve bu merakınızı da ona yansıtabilirseniz karşılıklı iletişimi de başlatmış olursunuz. Ayrıca otizmlilerin yaptıklarını gözlemleyip o anki hareketlerinden tahminler yürüterek sohbet konusu da açabilirsiniz. Otizmlilerden size sadece kelimelerle karşılık vermesini beklemeyin onların çıkardıkları sesler de birer iletişim yöntemidir. 

5. Dikkatli Bir Dinleyici Olun

Konuşmakta zorlanan ve sadece birtakım sesler çıkarabilen bir otistik bireylerle iletişim kuruyorsanız onu anlamanız biraz zaman alabilir. Böyle bir durumda onu anlamadığınızı belli etmemeniz konuşmanın devam etmesi için son derece önemlidir. Anlamazsanız bile vücut hareketlerinizle iletişim halinde olduğunuz otizmli bireyin size ifade etmeye çalıştığı şeyi anladığınızı gösterin. Bu durum onun iletişime devam etmesini sağlayacaktır. 

Kaynaklar

Read More