Son yıllarda yapılan araştırmalar, öğrencilerin metakognitif stratejileri öğrenerek okuma becerilerini geliştirebileceğini gösteriyor. Çünkü Metacognition, nelere inandığımız ve nasıl öğrendiğimize yönelik farkındalığımızı arttırıyor. Yani, öğrencilere öğrenme süreçleri boyunca düşünmek üzerine aktif düşünme becerisi kazandırmak, daha etkin bir öğrenmenin gerçekleşmesine yardımcı olur.

Metacognition nedir?

İyi birer öğrenci olmaları için çocuklara ve gençlere yol göstermek gerekir. Diğer bir deyişle, iyi bir öğrenci olmak da öğrenilmesi gereken şeylerden biri. Metacognition, kişiye özel öğrenme süreçleri boyunca öğrencinin;

  • kendi bilişsel süreçlerini yönlendirebilme,
  • problem veya seçenekler karşısında planlama, izleme ve değerlendirme gibi yönetsel süreçleri idare etme;
  • bilişi etkileyen faktörlere yönelik farkındalık becerileri kazanmasını sağlar.

Metacognition yöntemiyle öğrenen çocuklar, diğerlerine öğrenme becerilerine daha çok güvenir ve öğrenmek için daha motivedirler. Bu sayede akademik olarak diğer akranlarına göre çok daha iyi performans gösterirler.

Peki, çocuklarımıza metacognition becerisini nasıl kazandıracağız?

Çocuklarımızın akademik başarılarına destek olmak için metacognition becerisi kazanmalarına yardımcı olmamız ve onları ‘düşünmek üzerine düşünmenin’ ne kadar önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunun için temelde ebeveynler ve eğitmenler olarak kullanabileceğimiz birkaç yöntem var.

Hedef belirleyin

Her bir çalışma oturumundan önce bu kısa deneyimin ardından neler edinmiş olacağına dair hedefler koyun. Bir saatin sonunda belli bir konunun tamamlanması, belli sayıda soru çözümü gibi hedefler belirleyebilirsiniz.

Sorular sorun

Soru sormak, cevaba ulaşmanın en kolay yollarından biridir. Ders çalışırken öğrencilere doğru soruları sormak, öğrenme sürecinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlamalarına ve bu noktalara odaklanmalarına yardımcı olur.

Özetleme ve tekrara önem verin

Her bir yeni bilgiyi öğrencilerin kendi sözcükleriyle anlatması ve tekrar etmesi bilgileri bir bağlama oturtmasına yardımcı olur. Bunu ne kadar sık yaparsa konunun özünü o kadar iyi anlar ve öğrenir.

Kendin gözlemlemeyi öğretin

Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerinin farkında olacak stratejiler kazanmasını sağlayın. Konuyu anladıklarında ya da düşünürken kısık sesle mırıldanmak ya da “hmmm” gibi sesler çıkarmak bu konuda yardımcı olabilir.

Her bir öğrencinin kendine has öğrenme süreci vardır. Bu süreci keşfetmek ve daha sonrasında uygun şekilde yönlendirmek akademik başarı için çok önemlidir. Bu nedenle metacognition yöntemi ile çocuklara kendi öğrenme şekillerinin farkında olmalarını ve bu sürecin kontrolünü ellerine almalarını öğretmemiz gerekiyor.

Read More

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da kısaca DEHB’nin etkilerini öğrenme süreci üzerinden ele alırken, öğrenmenin ne olduğunu hatırlayarak konuya bir giriş yapmak faydalı olabilir.

Özellikle eğitim bilimlerinde öğrenme, ‘yaşantı sonucu davranışta meydana gelen davranış değişikliği’ olarak tanımlanır. Öyleyse, öğrenme sürecini değerlendirmek için kişinin önceki davranışlarını ve sonraki davranışlarını karşılaştırmak gerekir.

Bu bilgiyi aklımızda tutarak DEHB’ye dönecek olursak, DEHB’li her yaştan birey dikkat kaybı, sıkılganlık ya da sabırsızlık gibi özelliklere sahiptir. Bu özellikler, çevreyle kurulan iletişimi ve haliyle bütün hayatı etkisi altına alacaktır. Bu durumda DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde de etki yaratması kaçınılmaz hale gelir.

Farklı öğrenme deneyimleri ve profesyonel destek

Öğrenme tanımında geçen ‘yaşantının’, yani yeni bir bilgi ve deneyimin yaşandığı yer olan okulda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar ve gençler diğer öğrencilerden ve hatta birbirinden farklı davranabilir. En sık görülen haliyle, DEHB’li çocuklar çok hareketli olacakları ve dikkatlerini toplamakta zorlanacakları için bilgiyi alırken farklı bir deneyimden geçerler.

Buraya kadar gördüğümüz gibi, DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu çocuklar, yalnızca farklı bir öğrenme rutinine sahiptir ve buna göre farklı bir öğrenme sürecinden geçmelidir. Bu süreçte profesyonel bir yardım almak bu farklılıkların keşfedilmesi ve başarılı bir şekilde yönetilmesi yolunda büyük önem taşır.

Çocuğunuza özel bir çalışma alanı yaratın

DEHB’si olsun ya da olmasın her çocuğun öğrenme süreci kendine özeldir. Bu süreci desteklemek için çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan bir çalışma ortamı yaratılmalıdır. Konu DEHB’li çocuklar olduğu zaman mümkün olduğunca dikkatlerini dağıtacak eşyalardan arındırılmış bir çalışma ortamı yaratmak gerekir.

Çocuğunuzla konuşarak dikkatini dağıtacak eşyaların neler olduğunu keşfedebilir ve dikkatini toplaması için neler yapabileceği konusunda ona yardımcı olabilirsiniz. Akranlarına göre bazen daha fazla desteğe duyabilecek olan DEHB’li çocuklar, profesyonel bir destek aldıklarında öğrenme süreçlerini başarılı bir şekilde deneyimler, özgüveni yüksek bireyler olarak her türlü akademik hedeflerine ulaşabilir ve aktif bir sosyal yaşama sahip olur.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı, özellikle son zamanlarda gelişen bilgi ve beceri testleri sayesinde daha da önemli bir konu haline geldi. Artık detaylı veri elde etmemizi sağlayan çok sayıda test ile öğrencilerin bireysel bilgi, ilgi ve becerilerinin bir haritasını çıkarabiliyoruz. Bu harita sayesinde, öğrencileri genellemeler arasında köreltmeden kendine en uygun kariyer için yönlendirme şansı buluyoruz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, adından da anlaşılabildiği üzere yeteneklerin ve yetkinliklerin yönetilmesi anlamına gelir. İnsanların gelişmesini sağlamak, hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak ve en iyi performansa ulaşmaları için yönlendirmek gibi çalışmalar stratejik yetenek yönetimi sürecinin parçalarıdır.

Başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik testten oluşan stratejik yetenek yönetimi uygulaması sonunda, kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Öğrencinin kendine has özellikleriyle uyumlu akademik hedefler belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Daha sonra bu hedeflere ulaşması için kişinin özelliklerine en uygun yol çizilir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir.

Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir. Stratejik yetenek yönetimi süreci, en doğru ve net analiz imkanları sunması sayesinde öğrencileri güçlendiren bir uygulama olarak kullanılır. Bireysel amaçları gerçekçi bir plana dönüştürmesi nedeniyle akademik başarı için büyük önem taşır.

Read More

Yaptığı iş ne olursa olsun, o işte başarılı olan insanların davranışları ve süreçleri incelendiğinde ortaya çıkan gerçek ilk bakışta sıradan gözüküyor: pratik yapmak yetenekten çok daha önemli. Bu bilgiyi şaşırtıcı hale getiren şey ise buradan sonrası. Çünkü burada bahsedilen ‘pratik’ topa iyi vurmak için 10.000 kez vurmak değil, davranışın ve gelişimin farkında olarak gerçekleşen bir öğrenme süreci olarak pratik. Yani, diğer bir deyişle topa her bir vuruşunuzda neyi, neden, nasıl yaptığınızı sorgulayarak pratik yapmak başarının anahtarı.

Çocuğunuza ihtiyacı olan uzmanı desteğini sağlayın

Bu tür bir pratiği, işlevsiz ve yalnızca tekrardan ibaret olan pratikten ayıran en önemli özellikleri spesifik hedefler belirleme, bu hedefleri doğru şekilde tanımlama ve kişisel gelişimi odağa alma olarak sayılabilir. Tam da bu nedenle satranç, dans ya da müzik gibi herhangi bir alanda uzmanlaşmak isteyen çocuğunuza yardımcı olmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken ona sürekli doğru geri bildirimi verebilecek bir danışman bulmak olacak.

Bir uzman kontrolünde ve hedef odaklı yapılan pratik, ev içinde, aile yanında olduğundan farklı olarak konfor alanı dışında gerçekleşeceği için çok daha verimli sonuçlar almanızı sağlar.

Çocuğunuzu sistemli bir şekilde pratiğe yönlendirmelisiniz

Muhteşem başarılara ulaşmış kişilere baktığımız zaman, bu mükemmelliğe ulaşmanın yolunun pratikten geçtiği sonucu, genetik determinizmden çok daha makul. Buna karşın aileler sıklıkla çocuklarının doğal yeteneklerine vurgu yaparak, pratik konusunu gözden kaçırma eğilimindedir. Oldukça sık karşılaştığımız hatalardan biri de bu eğilimden kaynaklanır. Çocuğun ‘yeteneği varsa kendiliğinden öğrenebileceği’ ya da ‘zaten bu işin çocuğuna göre olmadığı’ fikri, çocukların küçük yaşta sistemli bir şekilde pratik yapmasına engel olur.

Her yaş öğrenme için uygun yaş olsa da genç yaşta alınan eğitimin kişiyi daha ileri taşıdığını ve daha kalıcı olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Genç yaşta başlanan sistemli pratik, yetişkin çağdaki performansı direkt olarak etkiler. Bunun sebebi çocuklarda beynin belli bölgelerinin gelişimi ile bu öğrenmenin eş zamanlı olarak ilerlemesi ve birbirine uyum sağlamasıdır. Yani, erken yaşta öğrenmeye başlamak beyninizin yapısını değiştirir!

Ancak bunu yaparken çocuklarınızı saatler süren pratiklere değil, etkili çalışmanın önemine ikna etmelisiniz. Çocuklarınızı bir uzman yardımıyla pratiklerde karşılaşacağı zorlukları aşma konusunda desteklemeli ve yol haritası çizmelerine yardımcı olmalısınız. İşte, bu şekilde çocuklarınızın başarısı için elinizden gelenin en iyisini yapmış olursunuz.

Read More

Yaratıcı faaliyetler hemen hemen herkesin ilgisini çekse de, yaratıcı ya da sanatçı kişilerin genellikle psikolojik ve karakteristik olarak bir şekilde ‘farklı’ olduğuna olan sarsılmaz bir inanış var.

Bu tür yaygın inanışlar birçok insanı yaratıcı süreçlere dahil olmaktan alıkoyabiliyor. Ancak, yaratıcılığın sanıldığından çok daha önemli ve herkes için gerekli olduğu ortaya çıktı. Çünkü yürütülen çalışmalar, yaratıcı şeyler yapmak ile olumlu duyguların ve refahın doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.

Araştırmacılar, insanların günlük yaratıcı işlerle meşgul olduklarında mutlu ve enerjik olduğunu; yani, yaratıcı düşünceyle olumlu duygu durumunun birbirini beslediğini keşfetti.

Bu konudaki çalışmalar pozitif duygu ile gündelik yaratıcılık arasında bir bağ olduğunu ortaya çıkarsa da, hangisinin hangisine sebep olduğu başlangıçta bilinmiyordu.

Yaratıcılık ve olumlu duygular arasındaki bir bağ var

Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’nden araştırmacı Tamlin Conner ve iki Amerikalı araştırmacı, 13 gün boyunca 650’den fazla genç yetişkinin doldurduğu çevrimiçi anketleri analiz etti. Araştırmadaki sorular her gün yaratıcı işlere ne kadar zaman ayırdıkları ve duygusal olarak nasıl bir durumda oldukları üzerineydi. Olumlu duygu düzeyleri, olumsuz duygu düzeyleri ve genel olarak hayatı anlamlandırma ve amaçlandırma, etkileşim ve sosyal bağlantılar hakkında sorular soruldu.

Hangisinin hangisine sebep olduğunu ortaya çıkarmak için araştırmacılar bir günkü yaratıcılığın ölçütlerini ertesi günün refah ölçütleriyle karşılaştırdılar. Sırayı tersine çevirip tekrar analiz ettiler.

Yaratıcı Bir Enerji Patlamasının Sürekli Etkileri

Sonuçlar bir günde her zamankinden daha yaratıcı faaliyetlerde bulunanların ertesi gün artan olumlu duyguları olduğu, buna karşılık olumsuz duyguların değişmediğini gösterdi. Bununla birlikte, tersi bir etki ortaya çıkmamış gibi görünüyor: Birinci günde daha olumlu duygular yaşayan insanlar, ikinci günde yaratıcı etkinliklere daha fazla yönelmediler. Bu da yaratıcı faaliyetlerin olumlu duygular uyandırdığı sonucunu ortaya çıkardı.

Başlangıçta bulguların bu kadar belirgin olacağını tahmin etmeyen Conner; “Araştırmalar genellikle karmaşık, karanlık veya zayıf bulgular verir,” diyor ve ekliyor; “Fakat bu modeller güçlü ve açıktı: Bugün yaratıcı şeyler yapmak yarın olumlu duygu seviyesini arttırıyor. Nokta.”

Olumlu duygular uyandıran küçük günlük yaratıcı işler yalnızca kısa bir süre iyi hissetmemize yardımcı olmanın ötesinde genel sağlığı da olumlu yönde etkiliyor. Hem motivasyonu arttırmak hem de daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmek için insanların hayatlarında yaratıcılığa mutlaka yer vermesi gerekiyor.

Read More

Yapılan araştırmalar birçok anne ve babanın günümüz koşullarında çocuklarını meslek seçiminde yönlendirme konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor. Elbette anne ve babalar için çocuklarının kariyer basamaklarında desteklemek çok önemli. Ancak değişen dünyanın değişen koşullarına uygun düşünmek her zaman kolay olmayabiliyor.

Meslek seçiminde çocuğunuza ‘gerçekten’ destek olmak istiyorsanız onu yönlendirirken aşağıdaki önerilerden faydalanabilirsiniz.

Dünya değişiyor, meslekler de öyle

Bugün eğitim ve meslek seçimi üzerine karar verirken göz önünde bulundurulması gerekenler, bundan çok değil on yıl öncesine göre bile çok değişti. Bugünün bazı popüler meslekleri, yakın bir zamana kadar henüz ortaya çıkmamıştı bile!

Education Endowment Foundation’ın araştırmalarına göre, meslek seçerken bilişsel beceriler kadar bilişsel olmayan beceriler de önem taşıyor. Aynı derecede önemli olan diğer etmenler arasında karakter, tutarlılık, başarısızla başa çıkma, bağlantı kurma ve eleştirel düşünme becerileri bulunuyor.

Başlangıç olarak çocuğunuzun ilgi alanlarıyla ilgili meslek profillerine göz atmanızı öneririz. Bu meslekleri erkenden tanımak hem sizin hem de çocuğunuz için büyük kolaylık sağlar.

Ayrıca çocuğunuzun akademik olmayan güçlü yönlerini keşfetmek için profesyonel yardım alarak profesyonel stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı almasını sağlayabilirsiniz. Böylece bir dizi testten geçen öğrencilerin seçim yaparken hata payı ortadan kalkar.

Bireyselliği teşvik edin

Aileler bazen kendi gerçekleştiremedikleri hayallerini gerçekleştirmek için çocuklarını istemedikleri alanlara yönlendirebiliyor. Bunu yapmaktan kaçının. Sizin hayalleriniz onun için uygun olmayabilir. Onların birey olduğunu ve kendi hayatlarını yaşamak için özgürlük alanına ihtiyaç duyduklarını aklınızdan çıkarmayın.

Alternatiflere açık olun

Bugün, önceki yıllarla kıyaslandığında çok fazla sektör ve çok sayıda meslek var. Belki adını bile ilk kez duyduğunuz bir meslek, bugün çok revaçta ve en çok kazandıran seçenek olabilir. Yeterince bilgi sahibi olmadığınız alanlarda bilgi edinmek için çocuğunuzun bu meslekten biriyle görüşmesini ya da uzman meslek danışmanlarıyla bir araya gelmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuzla bu süreçte iyi bir iletişim kurmanız çok önemli. Aklındaki mesleği neden istediğini, nasıl bir kariyer planladığını ona sorarak beklentilerini öğrenmeye çalışın. Beklentilerini karşılayacak ve onu mutlu edecek bir seçim yapmasına yardımcı olmanız gerekiyor.

Read More

Kazanmak İçin Gerekli Olan Özgüvene Nasıl Sahip Olursunuz ?

Kendinizi hiç kötü hisseder misiniz? Bu aslında hepimize olur. Etrafımıza bakınca bize sanki herkes milyar dolarlık işler kuruyor, Youtube yıldızları oluyor ya da Instagram’de ünlü oluyor gibi geliyor olabilir.

Her ne isterseniz isteyin, hiç biri aslında önemli değil, çünkü istekleriniz arasında asıl önemli olan ve hepsini etkileyen faktör ne kadar özgüveniniz olduğu çünkü özgüven çok önemlidir ve neyin peşinde olursanız olun, eksikliği size her zaman geri tutar.

Yapılan araştırmalar göre özgüven eksikliğiyle bağlantılı olan şeyler:

  • Depresyon
  • Yalnızlık ve kendini dışlanmış hissetmek
  • Akademik başarıların yeterli olmaması
  • Yaşam kalitesinin düşük olması

Özgüven kelimesinin anlamına bakarsanız karşınıza çıkacak tanım genel olarak “Kişinin kendine olan ve karşısına çıkan durumlarla baş edebileceğine dair olan güveni” gibi bir tanımla karşılaşırsınız. Ama bundan daha da önemli olan yeterlilik, çünkü yeterlilik olmadan özgüven, özgüvensiz yeterlilik kadar işe yaramaz bir durumdur. Bunun üzerine verilebilecek bir örnek: İşletme okumak yeterliliktir ama sahip olduğunuz bilgileri bir iş yönetmek için kullanmak hem özgüven hem de yeterliliğin en etken halidir. Bu iki vasıf ancak bir araya gelince verimli olur. Bu benzetme iki yönde de değerlendirilebilir. Özgüven tek başına işe yaramaz, onu desteklemek için aynı zamanda yeterli derecede bilgi ve özveriye de ihtiyacınız var.

Read More

Türkçeye ‘farkındalık’ olarak çevirebileceğimiz ‘Mindfulness’ her yaştan öğrenci için akademik başarının kapılarını aralıyor. Kişilere performans artışı, motivasyon artışı, stresle baş etme, özgüvenli yaklaşım gibi katkılarda bulunan Mindfulness, bu sayede öğrenme sürecine direkt etki ediyor. Odaklanma sorunu ve sınav stresine karşı öğrenciyi güçlendirmeyi amaçlayan bu yöntem, temelde dikkat dağıtan etkenlerdense hedefinize ve görevlerinize odaklanmanızı sağlıyor.

“Mindfulness Akademik Gelişime Olumlu Etki Ediyor”

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, farkındalık – ya da mindfulness öğrencilerin performansına ciddi oranda yardımcı oluyor. Sosyal ve duygusal öğrenmeyi destekleyen bir programın test edildiği bir araştırma, mindfulness ile zenginleştirildi. Bu araştırmanın sonunda öğrencilerin matematik soruları, sosyal davranış, agresif davranışlar gibi konularda olumlu yönde bir değişim gösterdiği ortaya çıktı. Bilişsel (metakognitif) kontrol, stres seviyesi, duygusal kontrol, empati, dikkatlilik açısından analiz edilen çocuklar akranlarına göre çok daha iyi performans elde etti.

Bu performans artışının en büyük sebeplerinden biri, mindfulness yönteminin istediğimiz yere istediğimiz zaman odaklanabilmemiz için zihnimizi güçlendirmesi. Mindfulness, duygularımızı gözlemlememizi, onların farkında olmamızı ve bilinçli olarak kontrol etmemizi sağlıyor. Böylece öğrenciler dış koşullardan bağımsız olarak zihinlerini rahatlatırken dengeli bir duygu durumuna kavuşuyor.

Mindfulness, çocuğunuza stres yönetimini öğretiyor

Mindfulness, insanları olumlu duyguların arttırılması ve bazı yeteneklerin geliştirilmesi gibi hayata çok önemli dokunuşlarda bulunabilen bir yöntem. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu alanda yapılan ilk araştırmalar, hızla yaygınlaşan yöntemin akademik başarıyı çeşitli şekillerde desteklediğini gösteriyor.

Özellikle sınavlardan önce duygusal gelişimi artıracak ve akademik performansı geliştirebilecek bir destek, stresle baş etmelerine yardımcı oluyor. Gençlerin stres yönetimini öğrenmesi her zaman ilk hedef değilse de hedeflere ulaşmak için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, mindfulness’ın stres yönetimi konusundaki becerileri geliştirerek akademik hedeflere ulaşmakta direkt bir etkiye sahip olduğu çok açık.

2013 yılında UC Santa Barbara’dan araştırmacıların elde ettiği sonuçlar da mindfulness’ın zihnin dağılmasını önlediğini ve bunun da GRE gibi sınavların okuma-anlama bölümünde puanların arttırdığını gösteriyor.

Kaygı ve negatif düşüncelerden arınmış öğrencilerin daha iyi odaklandığı ve bilişsel kaynaklarını daha aktif kullanabildiği de bir başka araştırmanın sonucu olarak eğitim dünyasında mindfulness’ın önemini bir kez daha kanıtlıyor.

Read More