Dikkat eksikliği yaşayan çocuklarla iletişime geçme her zaman çok kolay olmayabilir. Eğer dikkat eksikliğinden mustarip bir çocuğunuz varsa – ya da öyle olduğunu düşünüyorsanız – profesyonel destek almanız çocuğunuzun hem sizinle hem de diğer insanlarla iletişimini kolaylaştırmada büyük gelişme sağlar.

Her çocuğun farklı olması gibi dikkat eksikliği yaşayan her bir çocuk da biricik ve kendine özgüdür. Bunun yanı sıra bu sorunu yaşayan çocukların belli başlı ortak noktaları olduğunu inkar edemeyiz. Gelin, çocuklarınızla daha iyi ilişki kurmanızı sağlayacak 5 yönteme birlikte göz atalım.

Çocuğunuzu pozitif iletişime motive edin

Dikkat eksikliği olan çocuklar, herhangi bir konuya ya da olaya odaklanmak isteseler de bunu başaramadıklarında öfkelenirler. Nihayetinde ilişki kurmaktan tamamen kaçınabilir ya da olumsuz iletişime yatkın hale gelebilirler. Bu nedenle olumlu iletişime girdikleri zamanlarda övgü ile motivasyonunu arttırın. Çünkü uygun olan davranışlarını görmezden geldiğiniz zaman bu davranışlar azalır. Merak etmeyin, olumlu davranışlarının farkında olduğunuzu bilmek onu motive edecek ve sonunda kendi davranışlarını kontrol etmeye başlayacak.

Takım çalışmasına önem verin

Bir takım olmak için, kalabalık gruplara gerek yok. Yalnızca siz ve çocuğunuz da önemi hak eden bir takım oluşturabilirsiniz. Çocuğunuzu bir şey yapmaya teşvik etmek için onunla birlikte yapmaktan daha iyi bir yöntem azdır. Üstelik böylece çocuğunuz hem iyi zaman geçirir hem de ilişki kurma becerilerini geliştirme şansı bulur.

dikkat eksikliği yaşayan çocuklar

Çocuğunuzun güçlü yönlerini vurgulayın

Dikkat eksikliği yaşayan çocuklar, kendini yetersiz hissetmeye yatkındır. Çocuğunuzun güçlü yönlerini vurgulayarak onu cesaretlendirin. Yeteneklerini ve iyi olduğu alanları keşfetmek için çaba gösterin ve ona sürekli bu özelliklerini hatırlatın. Övgü ve olumlu yaklaşımlar, çocuğunuz için çıkmazda hissettiği anlarda önemli bir çıkış kapısı haline gelir.

Motor becerilerini geliştirmesine yardımcı olun

Motor becerilerini geliştirerek dikkat eksikliği yaşayan çocuğunuzun isteksizliğinin önüne geçebilirsiniz. Topla oynan oyunlar, yapboz oyunları gibi çok sayıda oyun motor becerileri geliştirmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra profesyonel destek alarak çocuğunuzun motor gelişimini sağlamak çocuğunuz için hayatına daha az hayal kırıklığı ve daha çok başarı sığdırabilir.

Tutarlı ve sebatkar olun

Tutarlı olmak, tüm ebeveynlere verilecek en önemli tavsiyeyken, özellikle dikkat eksikliği yaşayan çocukların aileleri için hayati öneme kavuşur. Hızlı sonuç verecek stratejilerdense, sebatkar yaklaşıp çocuğunuz için kalıcı etki yaratacak yöntemler izlemelisiniz.

Read More

Uzun ve yorucu bir günün ardından evinize ulaşıp hafif bir müzik dinlemenin, biraz çizim yapmanın sizi ne kadar rahatlattığını fark ettiniz mi? Sanat, gerçekten ruhumuzu dinlendirir. Üstelik bunu bir profesyonel desteğiyle yaparsanız dinlenmenin çok daha ötesinde fayda sağlayabilirsiniz.

En çok ihtiyacımız olan şeyler olsa da, kendine dönmekte ve kendini ifade etmekte pek çoğumuz zorlanırız. Kendi duygularımızın farkında olmak ise, ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi tanımamıza yardımcı olarak iyi hissetmemiz yolunda önemli bir kapı açar. İşte “sanat terapisi” bu noktada büyük bir rol üstleniyor. Çünkü genel anlamda sanatın yaratıcı süreçlerinden faydalanarak kendimizi tanımamıza ve dolayısıyla iyi hissetmemize yardımcı oluyor.

sanat terapisi nedir?

Dışavurumcu terapinin bir formu olarak karşımıza çıkan bu terapi, davranışlarımızı ve duygularımızı fark edip yönetebilmemizi sağlıyor. Sanat terapisinin yararları sadece bu kadar da değil. Stres azaltma ve benlik saygısını geliştirmek için de önemli katkıda bulunuyor. Sürecin faydalarını görmek için sanatsal becerilerinizin seviyesine değil, yalnızca kendinize kulak vermeye ihtiyacınız var.

Diğer taraftan sürece eşlik eden profesyoneller, sanat yoluyla ortaya çıkan mesajları derinleştirmeniz için size destek verir. Böylece daha derin bir anlayış ve yüksek farkındalık kazanmanıza yardımcı olurlar.

Sanat terapisinin hayatımıza etkileri

Sanat terapisi, kendilik ve diğerlerinin farkındalığını artırmak için sanatın yaratılmasını içeriyor. Bu da kişisel gelişimi teşvik ediyor, başa çıkma becerilerimizi arttırıyor ve bilişsel işlevleri geliştiriyor. Çoğu terapide olduğu gibi, terapi sanat genellikle bir şey için bir tedavi olarak kullanılır. Bu yöntem, genellikle kişinin duygusal durumunu veya zihinsel refahını geliştirmenin bir yoludur.

art threapy

Dışavurumcu sanat terapisinin yalnızca bir tedavi olarak kullanılması da gerekmiyor. Stres veya gerginliği gidermek veya kendini keşfetmenin bir yolu olarak da kullanılabilir. Birçok kişi bir çeşit yaratıcılığını arttırmak için bu yönteme başvuruyor.

Art terapi olarak da bilinen sanat terapisinin, kendini ifade etme ve kendiyle iletişime geçme yollarından biri olarak diğerlerinden ayrıştığı belli noktalar var. Sanat terapisini diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise kelimeler yerine farklı türlerde boya kalemleri, çeşitli heykel malzemeleri, fotoğraf makinesi gibi malzemelerden faydalanması. Bu sayede kelimelerin sınırlarını aşarak sonsuz bir ifadeyi mümkün hale getiriyor.

Read More

Öğrenme sürecinin kişiye özel olduğundan daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ise, bireysel öğrenme süreçlerinden farklı bir süreci beraberinde getirir. Bu durumda eğitimcilerin ve ailelerin daha sabırlı olması ve daha etkin planlar ortaya koyması gerekir. Çünkü dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, doğru stratejiler uygulandığında öğrenme için büyük bir engel teşkil etmez ve çocuklar bu noktada profesyonel desteğe ihtiyaç duyar.

DEHB’li çocuklar için dikkat ve fiziksel olarak sabitlik gerektiren sınıf ortamı zorlu bir yer ve zamana dönüşebilir. Bu çocuklar yaklaşık bir saat boyunca oturmak, sessizce dinlemek ve odaklanmak konusunda diğer öğrencilere göre daha fazla zorlanırlar. Ayrıca, diğerlerinden farklı olmak arkadaşları arasında dışlanmalarına neden olarak sosyal açıdan da önem verilmesi gereken bir hal alabilir.

Çocuğunuzu tanıyın

Neyse ki, doğru yaklaşım ile DEHB‘li çocukların eğitimini başarılı bir şekilde tamamlamasının önünde hiçbir engel yok! Çocuğunuza yardımcı olmak istiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey onu dinlemek, onu anlamak ve diğer çocuklar için önerdiğimiz gibi onun için en iyi öğrenme yollarını keşfetmek olacak. Bunun için çocuğunuzla konuşmaya zaman ayırın. Okula karşı yaklaşımına saygılı davranın ve en iyi nasıl öğrendiğini sorarak ilgilendiğinizi gösterin. Çocuğunuzun güçlü, zayıf yönleri, ilgi alanları ve okul dışı başarıları hakkında bilgi edinin.

dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu

Etkili bir plan hazırlayın

Öğretmenlerin ve ebeveynlerin, sürekli iletişimi DEHB’li çocukların akademik başarısı için çok önemlidir. Bütünlüklü olarak çocuğun hayatına etki eden bir yaklaşım büyük oranda olumlu sonuçlar verir. Öğretmenlerle birlikte çocuğunuzun ihtiyaçlarını belirleyin ve onun için ideal çalışma planını hazırlayın. Bu planı sosyal becerilerini güçlendirecek etkinliklerle destekleyin.

Planın olabildiğince uygulanması için hazırladığınız çalışma planıyla ilgili fikirlerini alın. Planın uygulanması sırasında bir sorun çıkarsa, bu sorunun sonuçlarını anlaşılır şekilde açıklayın. Açıklamalarınız sırasında açık ve net olmanın yanı sıra tutarlı olduğunuzdan emin olun.

Çocuğunuzu sürekli gözlemleyin

Hiperaktif çocuklar için kendi dikkatlerini odaklamakta zorlanmak strese sebep olabilir. Böyle zamanlarda programı biraz daha rahatlatmanın yollarını arayabilirsiniz. Çocuğunuzun duygularını önemseyin ve bunu ona belli edin. Kendini daha rahat hissettiği zaman öğrenmek onun için kolaylaşacak ve size olan güveni artacaktır.

Read More

Ezberci eğitimi geride bırakıp yaparak öğrenmenin öne çıkarıldığı bir dönemin başlangıcındayız. Artık öğrencilerin yeni bir konu öğrenirken formüller ya da tanımlar ezberlemesi değil, sebepleri ve sonuçları öğrenmesi bekleniyor. Bu yönelimle birlikte eğitim dünyasında “Neden?” sorusu büyük önem kazanıyor.

Peki, “Neden?” sorusuna cevap aramanın öğrencilere ne faydası var?

Derinlemesine öğrenme sağlar

Bir bilgiyi öğrenirken sebebinden hiç bahsetmediğimiz zaman, bu bilgiyi daha sonra hatırlamakta zorlanabiliriz. Örnek vermek gerekirse, “dağlar denize paralel olduğunda nem iç bölgelere ulaşmaz ve buralarda karasal iklim görülür.” Bu bilgiyi tek başına verdiğimiz zaman öğrenci gerçek hayatta bunun karşılığını bulamaz. Diğer taraftan nemin iç kısımlara neden ulaşmadığını, hangi durumlarda nemin ulaşabildiğini tartışmak ve sebepleri keşfetmek; bu bilginin derinlemesine öğrenilmesini ve kolayca hatırlanmasını sağlar.

Ders çalışmayı keyifli hale getirir

Ders çalışırken bilgileri ezberlemeye çalışmak, öğrenciler için sıkıcı bir hal alır. Bu öğrenme modelinde asıl hedef öğrenmek değil, sınavlarda başarılı olmaktır. Diğer taraftan, sebep – sonuç ilişkisi kurarak öğrenmek, öğrencinin kendini daha yetkin hissetmesini sağlayarak öğrenmenin kendisini keyifli hale getirir.

Bir bilginin sebebini araştırmak, öğrencilerin farklı bakış açıları kazanmasını sağlar. Bu nedenle, akademik bilginin ötesinde bir katkı sağlamak için “Neden?” sorusunu sormak gerekir. Yalnızca formül ve tanımların sebebini değil, genel olarak eğitimin ve öğrenmenin sebebini araştırmak öğrencilerin motive olmasına yardımcı olur. Okumak ve yazmak neden önemlidir? Matematik ve fen derslerini neden alırız? Bu bilgiler ne işimize yarar? Tüm bu soruları ciddiye almak ve bu sorulara cevap aramak büyük önem taşır.

Özgüveni arttırır

Bir bilginin sebebini bilen öğrenciler için her bir bilginin daha sonra kolayca hatırlatan hikayesi vardır. Bir matematik problemi çözerken formülün sebebini bilerek hareket eden öğrenciler için sonuçtan emin olma olasılığı artar. Öğrendiklerini kolayca hatırlayan öğrencilerin özgüveni artar. “Neden?” sorusu genellikle beşeri bilimler alanlarına ait bir soru olarak görülse de tüm alanlarda sorulması gerekir. Bu nedenle çocukların doğru soruları sorarak öğrendikleri bir bilginin sebebini keşfetmesi için yol göstermek büyük öneme sahiptir. Eleştirel düşünceye yönlendiren ve derinlemesine öğrenmeyi sağlayan bir eğitim ile kendine güvenen, üretken bir yeni nesil yaratabiliriz.

Read More

Ders çalışmak ya da akademik başarıya götüren şekilde ders çalışmak, kişiye özgü davranışlar gerektirse de başarılı öğrencilerin belli başlı ortak özelliklerini görmezden gelmek mümkün değil. Üstelik bu özellikler, bilimsel araştırmalar tarafından da doğrulanıyor. Başarılı öğrencilerin bazı ortak davranışlarına gelin, birlikte göz atalım.

Tek seferde çok fazla çalışmazlar

Sınav gününe kadar pek kitap sayfası açmamış ya da dersleri iyi dinlememiş öğrenciler, genellikle son gün bütün konuları öğrenmeye çalışırlar. Bu genellikle pek mümkün değildir. Kısa sürede çok fazla konuyu öğrenmeye çalışmak etkin bir çalışma metodu olmayacağı gibi, sonrasında yorgun düşmenize sebep olacaktır. Bunun yerine düzenli olarak ve belli aralıklarla mola vererek çalışmanız gerekir.

En verimli zamanlarının farkındadırlar

Herkesin kendine özgü bir verimli çalışma modeli vardır. Çalışma saatleri, çalışma ortamı ve materyal kullanımı gibi değişkenlerden sizin için en idealini bulmanız yararınıza olacaktır. Buna eğitim dünyasında metacognition adı verilir. Metacognition, kendinize özel düşünme süreçlerinin farkına varmanızı ve bu süreçleri kontrol etmenize yardımcı olur.

Akademik Başarı

Her bir oturum için hedef koyarlar

Hedef dediğimiz zaman yönünüzü çok uzak bir geleceğe çevirmek zorunda değilsiniz. Bazen kısa vadeli hedefler koymak motivasyonunuzu arttırır. Başarılı öğrenciler genellikle günlük küçük hedefler koyarak ilerler. Bu sayede hem o gün içinde öğrenecekleri konuların ve tamamlayacakları çalışmanın çerçevesini çizer hem de çalışma sona erdiğinde neler başardıklarını görerek bir sonraki gün için motivasyonlarını yüksek tutmuş olurlar.

Çalışma saatlerine saygı duyarlar

Çalışma saatlerini bir işkence süresi değil, yeni bilgilerin edinildiği bir zaman zaman dilimi olarak gören başarılı öğrenciler, bu saatlerin bölünmesine izin vermezler. 50 dakika çalışmaya karar verdiyseniz, kimsenin bu 50 dakikayı elinizden almasına izin vermemeniz gerekiyor. Bu sizin kendiniz için en iyi olduğunu düşündüğünüz günlük plan ve ne siz ne de başkaları bu planı görmezden gelebilir.

Zorlandıkları konularda destek isterler

Her şeyi bilmek mümkün değil. Ne kadar başarılı olsanız da öğrenmekte zorlandığınız ya da bilmediğiniz konuları açığa çıkarmaktan çekinmeyin. Çünkü ancak bu şekilde yeni bilgiler edinme ve tam anlamıyla öğrenemediğiniz konuların detaylarını öğrenme şansı bulabilirsiniz. Arkadaşlarınızla, karmaşık gelen konuları tartışın. Bir sonuca varamazsanız öğretmenlerinizden destek alın. Birlikte öğrenmek keyiflidir!

Read More

Uzamsal akıl yürütme birçok konuda önemli bir etken olmasına rağmen dikkatten kaçmaya devam ediyor. Bu nedenle uzamsal akıl yürütme hakkında bilgi vermeyi önemli buluyoruz. Bu yazıda uzamsal akıl yürütmenin ne olduğu hakkında bilgi vermenin yanı sıra çocukların uzamsal akıl yürütmenin önemine de değineceğiz.

En genel tanımıyla uzamsal akıl yürütme bir şekli zihnimizde canlandırırken yaptığımız şeydir. Örneğin mimarlar ve mühendisler bir bina tasarlamaya başlarında uzamsal akıl yürütme ile işe başlarlar. Kimyagerler bir molekülü üç boyutlu olarak düşünürken uzamsal akıl yürütür. Diğer taraftan hepimiz farklı bir görsel bakış açısı geliştirirken aynı şekilde akıl yürütürüz.

Uzamsal akıl yürütme testleri arasında çok bilinenler iki şeklin aynı olup olmadığını sormak ya da bloklar yardımıyla belli bir şekli yeniden yaratmak sayılabilir. Aslında uzamsal akıl yürütmenin ne olduğu sorusunu yanıtlarken, neden önemli olduğu da ortaya çıkmış oluyor. Bu konudaki becerilerimizin; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi alanlarda başarılı olma olasılığımızı öngörebildiğine dair bilimsel araştırmalar bulunuyor.

uzamsal akıl yürütme testiSayı duyusu ve uzamsal düşüncenin gelişimi birbiriyle yakın bir ilişki içinde. Uzamsal ilişkileri görselleştirmede başarılı olan çocuklar, ilk okulda daha güçlü aritmetik becerisine sahip. Sadece STEM alanlarında değil, erken uzamsal beceriler küçük çocukların okuma becerisiyle ilgili de ipuçları veriyor.

Çocukların uzamsal becerileri geliştirilebilir mi?

Uzamsal zekanın, genellikle biyolojik olarak belirlenmiş olduğu düşünülür. Ancak görünen o ki, bu düşünce yalnızca gözlemlenen cinsiyet farklarına dayanıyor. Diğer taraftan bu farkların temelde, oyunlardan okul sıralarına kadar çocuklara verilen eğitimle bağlantılı olduğu çoktan ortaya çıktı. Yapılan pek çok çalışma bunu destekliyor.

uzamsal akıl yürütme1

Örnek vermek gerekirse 2008 yılında Rebecca Wright ve arkadaşlarının yürüttüğü çalışma kapsamında Harvard’da 38 gönüllü ile bir araya gelindi. Başlangıçta yapılan testlerin sonucunda uzamsal düşünce konusunda cinsiyete dayalı farklar görüldü. Ancak bu çalışmayı farklı kılan bu sonucu nihai sonuç olarak görmektense bir adım ileri götürmek oldu.

Katılımcılar 21 günlük bir eğitimin ardından tekrar uzamsal becerilerinin ölçüldüğü bir teste tabi tutuldu. Sonuç olarak, cinsiyete dayalı fark ortadan kalkmıştı. Bu sonuçlar, iki konuda sevindirici. Birincisi, yakın zamana kadar kız çocuklarının başarılı olamayacağı önyargısıyla uzaklaştırıldığı STEM alanlarında başarılı olmanın biyolojik olarak cinsiyetle ilişkili olmadığı anlaşılmış oldu. Diğer taraftansa, cinsiyet önemli olmaksızın uzamsal becerilerin 21 gün gibi kısa süreli bir eğitimin ardından bile geliştirilebileceği ortaya çıktı.

Read More

Anne ve babalar için çocuklarının yalan söylemeye başladığını fark etmek çok korkutucu olabilir. Diğer taraftan bu yalanları örtmekteki başarısızlıkları eğlenceli de gelebilir. Ancak bu yazıda biraz daha farklı bir konudan bahsedeceğiz. Çocuğunuzun yalan söylemesi bilişsel gelişimiyle ilgili ne söylüyor? Bu yazıda yalan söylemeyi içinde durduğu negatif çerçeveden alıp, bilişsel gelişimde çok önemli bir yapı taşının oluştuğunun bir ifadesi olarak olumlu bir yere koyacağız.

Çocukların yalan söylemeye başlaması, diğer insanların kendilerinkinden farklı düşünce ve inanışları olduğunu anladıklarını gösterir. Çocuğunuz artık inanışların gerçekleri yansıtmadığını, bunun yerine deneyimlere dayandığını artık biliyor. Soğuk su içmemesini istediğiniz çocuğunuz, siz orada değilken soğuk su içip size içtiği suyun soğuk olmadığını söyleyebilir. Çünkü görmediğiniz için suyun onun sözlerini gerçek olarak varsayacağınızı düşünür.

İnsanların zihninin nasıl çalıştığı konusundaki bu sofistike ve karmaşık bilgi uzun bir gelişimsel sürecin bir sonucudur. 4 yaşından önce herkesin zihninde aynı şeyler olduğunu düşünen çocuklar, suyun soğuk mu yoksa sıcak mı olduğunu görmeseniz de bildiğinizi düşüneceği için sizi aldatmaya girişmezler. Çünkü onların aklı gördüklerinin ve gerçekte olanların alternatiflerini düşünmek için henüz yeterince gelişmemiştir.

Saklambaç oynayan çocukları ele alalım. Belli bir yaşın altındaki çocuklar vücutlarının sadece bir kısmını gizleyerek saklandığını düşünürken daha büyük çocuklar saklanmacakları yeri özenle seçerler. Çünkü, küçükler kendileri görmediğinde kendisinin de görülmediğini sanırken büyükler orada değilmiş gibi yapabileceklerin yerlerin farkındadırlar.

İnançların öznelliğinin keşfi

Araştırmalara göre çocuklar inançların öznel olduğunu keşfettikten sonra kazanma stratejileri oluşturmakta da daha başarılı oluyor. Bir oyunu kazanmanın yollarını ve kazanmalarının önünde nasıl engeller olduğunu fark edebiliyorlar. Bunun yanı sıra rakiplerini yanıltacak adımlar atabiliyorlar. Diğer taraftan öznelliği henüz keşfetmemiş çocuklar aynı oyunu her gün de oynasalar sürekli kaybedebiliyor.

Elbette yalan söylemenin bilişsel gelişimle bağlantısı, çocukları yalana teşvik etmek gerektiği anlamına gelmiyor. Bu durum yalnızca çocuğun gelişimine dair bir mesaj verdiği için önemli. Yalan söylemeye başlayan çocuğunuza etkili iletişim için doğru söylemenin önemini, iyi ilişkiler geliştirmede yalan söylemenin olumsuz etki yaratacağını öğretmek gerekiyor. Başkalarının farklı şekilde düşünebileceği bilgisini daha çok empati kurmak için kullanması yönünde teşvik etmek büyük önem taşıyor.

Read More

Yapılan araştırmalar anaokulu çağındaki çocukların %98’inin dahiyane seviyede yaratıcı olduğunu söylüyor. Küçük birer çocukken hepimiz inanılmaz yaratıcı olsak da zaman içinde, büyüdükçe ve farklı sebeplerle bakış açımız daraldıkça yaratıcılık becerimiz de elimizden alınıyor. Bunu da yine bir araştırmaya dayanarak söylüyoruz. Bu yaratıcı çocuklar 25 yaşına geldiğinde yapılan araştırmalara göre bu kez yalnızca %3 oranında dahiyane yaratılık ile karşı karşıya kalıyoruz.

Yaratıcılık sadece sanatçılar için değil, iş dünyasında ve sosyal yaşamında başarılı olmak isteyen herkes için gereklidir. Peki, sahip olduğumuz yaratıcı zihni korumak için ne yapabiliriz?

Farklı bakış açılarını öğrenmek

Sürekli okumak, diğerlerini dinlemek veya bazen sadece tahmin etmek yoluyla farklı bakış açılarını öğrenmeye çalışın. Diğerlerinin aklından neler geçtiğini düşünün. Bunu pratik edebilmek için verilebilecek en güzel alıştırmalardan biri de aklınızdaki düşüncenin tam tersini düşünmek olacak. Farklı alanlarda bilgi edinmek de bakış açınızı gemişletmenize yardımcı olur.

Resim ve çeşitli görseller incelemek

Görseller bazen binlerce kelimenin yerini tutabilir. Özellikle belli bir konuda yaratıcı fikirlere ihtiyacınız varsa bu konuya dair anahtar kelimeler belirleyerek internette arama yapabilirsiniz. Bunun dışında düzenli olarak resim incelemek yaratıcı bir zihne sahip olmanızı sağlar. Farklı bağlantılar kurmanıza yardımcı olacak görseller, dahiyane bir fikrin ilham kaynağı olabilir.

Farklı mekanlar, farklı anlamlar

Belli bir proje için ya da genel olarak yaratıcı yönünüzü sürekli canlı tutmak için farklı mekanları, müzeleri, sergileri, kütüphaneleri ziyaret edin. İnternet yaratıcılığı destekleyen çok sayıda fırsat sunsa da zaman zaman bilgisayarınızdan uzaklaşarak farklı çevrelere girmeyi ihmal etmemeniz gerekiyor. Diğer taraftan doğa da yaratıcı zihnin en önemli besleyicilerinden biridir. Bulunduğunuz şehirdeki parklar, doğa yürüşleri, orman gezintileri sayesinde yaratıcılığınızı geliştirebilirsiniz.

Müzik dinleyin

Müzik dinlemenin faydaları saymakla bitmezken bu faydalardan biri de belli müzik tarzlarının yaratıcılığı geliştirmesi. Müzik dinlemek yaptığınız işe odaklanmanıza yardımcı olurken zihninizin sınırlarını ortadan kaldırarak sizi rahatlatır. Çok karmaşık sözlü ve hızlı değişen ritimli müzikler kafa karıştırıcı ve dikkat dağıtıcı olabilir. Bu nedenle sözlerdense müziği ağır basan dingin bir müzik zihninizin algı sürecini hızlandırarak yaratıcı düşünmeyi destekler. Yalnızca klasik müzik değil, elektronik müzik ve hatta oyun müzikleri bile büyük fayda sağlar.

Read More

Matematik eğitiminin ilkokulda hatta daha da ileri yaşlarda tam anlamıyla öğrenildiğine dair genel bir görüş olsa da yapılan çalışmalar bunun pek de öyle olmadığını gösteriyor. Okul öncesi eğitimde uzamsal akıl yürütme ve geometri eğitimi daha sonraki matematik eğitimi için önemli bir temel oluşturuyor. Bu yaşlarda, çocukların aktivitelerini hafife almaktansa gerçekten uzamsal yani diğer bir kullanımla mekansal ya da uzaysal akıl yürütme becerisini geliştirmeye odaklanan eğitimler, ileriki yaşlarda matematik başarısında direkt bir etkiye sahip.

Yaptıkları bir çalışmanın sonucunu somut olarak görmek, çocukları yeni bir şey keşfetme heyecanıyla daha fazla öğrenmeye motive eder. Bu nedenle ilk uzamsal akıl yürütme çalışmaları için lego blokları ve yapbozlar son derece ideal materyaller ve muhtemelen birçoğunuzun evinde bulunan oyuncaklar.

İpucu: Bir grup lego bloğunu alarak bunlardan istediği bir şey yapmasını isteyerek, süreci daha maceralı bir oyuna dönüştürebilirsiniz.

Matematik sayılardan ibaret değildir

Daha önceden matematiğin yalnızca sayılarla ilgili olduğuna dair yanlış bir bakış açısı yaygındı. Ancak bugün eğitmenler bu tarz oyunların ve aktivitelerin matematik olduğu konusunda hemfikir. Diğer taraftan genellikle uzamsal yerleştirmeyle ilgili kelime dağarcığına sahip olmayan çocukların, başta elleriyle çizerek gösterdiği şekilleri zaman içinde kelimelerle ifade etmesi de aktif bir öğrenme sürecinde olan çocukların artan ilgilerinin bir kanıtı.

uzamsal akıl yürütme

Okul öncesinde başlayan uzamsal akıl yürütme eğitimi, belli bir aşamadan sonra uzamsal ve geometri kavramlarına çizgisi sayısı gibi sayısallık kavramlarını ekleyerek daha kapsamlı bir hale gelebiliyor. Örneğin, öğrencilerin büyüklük kavramını anlamalarına yardımcı olmak için çizgi aralarına bloklar koydukları zaman işin içine sayılar da girmiş oluyor.

Matematik öğrenimi için hazır olmak neden önemli?

4 – 8 yaş arasındaki çocukların, adına direkt matematik denmese de matematiğin temellerine aşina olması daha sonrasında özgüvenle ve heyecanla matematik öğrenmelerine yardımcı oluyor. Daha önceki eğlenceli çalışmalarını hatırlatacak matematik eğitimi, çocukları tedirgin eden ya da korkutan bir sürece değil, daha da detaylandırılmış bir oyuna ya da aktiviteye dönüşür. Bu da öğrenmek için duydukları motivasyonu önemli ölçüde arttırır. Çocuklar matematiksel işlemleri daha kolay algılayarak soruları hızla görselleştirebilirler.

Read More

Bilimsel insanları ve eğitmenler, öğrenmeyi teşvik etmek için izlenmesi gereken yollara uzun zamandır odaklanıyor. Çocukların ders çalışma motivasyonu, onları sürekli teşvik etmedikçe kolayca kaybolur. Bu nedenle, onlara destek olmak ve motive etmek için zaman, çaba ve enerji harcamanız gerekir. Bu süreçte çocukların öncelikle ihtiyacı olan, onlara destek olan ve onların yanında olduğunu her fırsatta gösteren ebeveynlerdir. Çünkü siz, eğitimi önemsemezseniz, büyük olasılıkla onlar da önemsemeyecektir.

Şimdi, gelin çocuklarınızın ders çalışma motivasyonunu arttırmak için faydalı olacak bir kaç yönteme göz atalım.

Öğrenme süreçlerine aktif katılımlarını sağlayın

Çocuklara sadece ne yapmaları gerektiğini söylemek, onlar için öğrenmeyi sıkıcı bir hale getirir. Bu nedenle çocuklarınız için bir çalışma planı yaparken onların da sürece dahil olduğundan emin olun. Hedeflerini, beklentilerini ve kendilerine özgü etkili çalışma yöntemlerini çocuğunuzla birlikte belirleyin. Kendilerini tanımalarını sağlayın. Öğrenme süreçlerinde bir kural koyucu değil, yönlendirici ve kolaylaştırıcı olarak rol alın.

Onlara kafanızdaki soruların cevaplarını empoze etmek yerine, bu sorulara cevap bulmalarına yardımcı olun. Yani, bir yapılacaklar listesi vermek yerine listeyi hazırlamak için doğru soruları sorarak keşfetmenin motive eden etkisinden faydalanın.

Kendi başarılarının tadını çıkarma fırsatı verin

Öğrenciler için kendi başarılarının tadını çıkarmak, yeni başarılar için emek verme konusunda etkili bir motivasyon kaynağıdır. Sizin için değil, kendi arzuları ve hayallerine ulaşmak için başarılı olduklarını fark etmelerini sağlayın. “Ben başardım!” demek çocuklar için özgüven arttırıcı bir rol oynayarak istedikleri zaman neler yapabileceklerini görmelerine yardımcı olur.

ders çalışmak için motivasyon

Diğer öğrencilerle kendilerini kıyaslamalarına sebep olmadan kendileriyle yarışmaya teşvik edin. Sınıfın en iyisi olmak değil, düne göre daha iyi olmak gibi kısa hedefler koymak bu konuda çok faydalı olacak.

Sosyalleşmeye teşvik ederek hayata katılmalarını sağlayın

Ders çalışmanın ve akademik başarının, yüksek not almak için ya da diğerlerinden daha iyi olduklarını kanıtlamak için olduğu gibi bir fikir içinde kaybolmaları motivasyonlarını düşürür. Üstelik böyle zamanlarda öğrenciler, hem derslere daha az ilgi duyar hem de sosyalleşmekten kaçınırlar. Sınıf arkadaşlarını birer arkadaş değil, rakip olarak görebilirler.

Birlikte başarmanın ne kadar keyifli olduğunu keşfetmelerini sağlayın. Diğer taraftan fikirlerini açıkça ifade etmek ve soru sormaktan çekinmemek için onları yönlendirin. Bunu yapmanın en iyi yolu, derslerin sınavlarla değil, hayatla ilgili olduğunu ve diğerlerinin fikirleriyle beslenebileceklerini onlara fark ettirmektir.

Read More