Aba Psikoloji olarak benimsediğimiz yöntemlerden biri olan mindfulness, son zamanlarda bilinirliğini büyük bir hızla arttırmaya başladı. Özellikle motivasyonunuzun veya kendinize güveninizin azaldığı anlarda heyecanınızı ve hevesinizi arttıran bu yöntemi siz de hayatınıza kolayca uygulayabilirsiniz.

Hayallerinizin peşinde koşmak için harcayacak enerjiniz olmadığını düşünüyorsanız, öncelikle yalnız olmadığınızı hatırlayın. Bu pek çok insanın başına gelir. Zaman zaman motivasyonunuz düşebilir ve kendinizi başarısız hissedebilirsiniz.

Bu anlarda hayatın akışına katılmak ve daha üretken olmak için kendinize kısacık bir zaman ayırın ve kendinize şu soruları sorun:

Böyle hissetmemin sebebi isteklerimin gerçekleşmemiş olması mı?

Motivasyonumuzu kaybetmemizin başlıca sebeplerinden biri istediğimiz şeylerin beklediğimiz kadar hızlı gerçekleşmiyor olmasıdır. Sizin için de durumun böyle olduğunu düşünüyorsanız sonuçla ilgilenmek yerine bu şeyi istemenizin nedenini kendinize hatırlatın. Her zaman isteklerimizi gerçekleştiremeyebiliriz ve başka alternatifler düşünmemiz gerekebilir.

Mevcut durumum gelişimime fayda sağlamıyor mu?

Gelişmek ve yeni şeyler öğrenmek motivasyonumuzu arttırır. Gelişmeyi bıraktığımız zaman huzursuz ve sıkılmış hissederiz. Böyle bir durumdaysanız kendinize meydan okumaya ihtiyacınız olabilir. Kendinize başka neler yapabileceğinizi ve potansiyelinizi genişletmek için nasıl yollar deneyeceğinizi araştırın.

Beklentilerim gerçekçi değil mi?

Gerçekçi olmayan beklentiler gelişmemizi engeller. Sürekli hayal kırıklığına uğramak motivasyonu yüksek tutmayı zorlaştırır. Konfor alanımızda kalmak içi beynimiz bizi bu tür beklentilere soksa bile aynayı kendimize çevirmek önemlidir. Egonuz sizi koruma altına almaya çalışırken yerinizde saymanıza neden olabilir. Bu soruyu kendinize sormak, sizi özgürleştirirken yaratıcılığınızı ve üretkenliğinizi arttıracak.

Kendim için ne yapıyorum?

Düşük motivasyon kendimize zaman ayırmamak ve başkaları için gereğinden fazla özveride bulunduğunuza işaret edebilir. Şöyle, oturup arkanıza yaslanın ve dikkatinizi kendinize çevirin. Bedeniniz son zamanlarda nasıl hissediyor? Duygularınızda nasıl dalgalanmalar var? Ilık bir duş, sevdiğiniz müzik, taze meyveler sizi tekrar canlandırmaya yetebilir.

Kendimi başkalarıyla karşılaştırıyor muyum?

Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmanız çizdiğiniz yolda ilerlemeye çalışırken sürekli ayağınıza takılacak bir engele dönüşür. Kendiniz için belirlediğiniz hedefler, pek çok açıdan sizi yansıtır ve size özeldir. Bunun kendi yolculuğunuz olduğunu unutmayın ve kendinize dönün. Bunun için profesyonel destek almayı da tercih edebilirsiniz.

Read More

Son zamanlarda çocuklar üzerine yapılan araştırmalar çocukların fiziksel bakımlarından öte, duygusal ve zihinsel gelişimlerine dair daha detaylı bulgulara ulaşıyor. Bu bulgulardan biri de, çocukların diğer insanların farklı düşünceleri, inançları ve bakış açıları olabileceğini öğrendiğinde beyninde gerçekleşen değişimleri ortaya çıkardı.

Her ne kadar birçok insana göre öyle olmasa da çocuklar için dördüncü yaş çok önemli. Bu yaşlarda çocuklar diğer insanların kendilerinden farklı olabileceğini fark ediyor.

Araştırmacılara göre bu dönemi önemli yapan şeylerden biri de çocukların kendi fikirlerinin yanlış olabileceğini ya da alternatif fikir geliştirmeyi öğrendiği yıllar olması. Çünkü bu yıllarda çocuklar kendi fikirlerini de geliştirmeye ve çeşitlendirmeye başlıyor. Örneğin, bir oyunda arkadaşına oyunun nasıl oynanacağını anlatmak ya da ebeveynine kendisini ifade etmek konusunda daha açıklayıcı oluyor.

Bu tam olarak zihnin gelişmesi anlamına geliyor. Artık çocuğunuz fikirleri, bakış açısı ya da yönelimleri açısından kendini diğerlerinden farklı bir birey olarak fark etmeye başlıyor.

Daha bilimsel olmak gerekirse ‘zihin kuramı’ bu yıllarda şekillenmeye başlıyor. İnsanlar arası etkileşim, sosyal beceriler, ahlak yapısı ileriki yılları etkileyecek şekilde yapılanıyor.

Beyindeki değişimler karakteri kalıcı hale getiriyor

Araştırma kapsamında 43 çocuk üzerinde inceleme yapılıyor ve beynin mesaj ileten sinirleriyle ilgili bilgiler araştırılıyor. İncelenen yapıyı önemli kılan sebeplerden biri de nöronik mesajların hızını etkileyen miyelin adlı yapının inceleniyor olması.

Araştırma bir fare, boş bir kutu ve şekerle dolu bir çantadan oluşuyor. Fare dışarı çıkarılıyor ve araştırmacılar şekeri çantadan alıp kutuya koyuyor. Fare tekrar sahneye geldiğinde üç yaşındaki çocukların çoğu farenin kutuya gideceğini düşünüyor. Diğer taraftan dört yaşındaki çocuklar farenin çantaya yönelebileceğini, çünkü hala şekerlerin çantada olduğunu sanabileceğini düşünüyor.

Yani birçok kişi için belki de üç ve dört yaş arasındaki gelişim fark edilmese de çocuklar bu yaşlarda alternatif fikirler geliştirme becerisi kazanıyor.

Bu değişiklik bir dönüm noktası

Zihin kuramı, insanı diğer hayvanlardan ayıran özelliğimizi bize katar. Merhamet ve bağışlama, işbirliği yapma, birlikte çalışma, mantık yürütme bu özelliklerimizden bazıları. Başkalarının nasıl düşündüğünü ve hissettiğini kavramamızı sağlayan empati becerimiz de bizi insan yapan farklılıklarımız arasında yer alıyor.

Read More

Yaz ayları yaklaşırken siz de çocuklarınız için satranç kampı, sanat okulu, yemek kursları, tenis dersleri gibi pek çok seçenek arasında mı kaldınız? Belki de hepsine birden göndermeyi planlıyorsunuz. Nasıl olsa çocuğunuzun hiç olmadığı kadar zamanı var. Siz yine de karar vermekte çok acele etmeyin. Çünkü psikologlar, çocukların yaz tatilinde biraz boş zaman geçirmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyor.

Yazın çocukların vaktini geçirmesi ve yeni şeyler öğrenmesi için pek çok kurs ve belki de siz işteyken onlarla ilgilenmek için pek çok okul var. Bu okulların pek çok açıdan faydalı olduğunu inkar etmek zor. Ancak yine de çocuklar için bir yaz planı yaparken, onlar için planlanmamış zaman ayırmanın önemi psikologlar tarafından ısrarla vurgulanıyor. Çünkü yoğun bir program hem yaz tatilindeki çocuğun ihtiyacı olmayan bir şey hem de bu yoğunluk onların kendini keşfetmesi önünde ciddi bir engel.

Ebeveynlerin bir çoğu bazen tüm fırsatları değerlendirmenin çok önemli olduğunu düşünebiliyor. Tüm fırsatları değerlendirmeye çalışmak belli bir odağın olmaması anlamına gelebileceği için dikkatli olmakta fayda var.

Ebeveynlerin görevi çocuklarını toplumda yer edinmeye hazırlamaktır. Bunu yaparken çocuklar için boş zaman yaratarak kendi sevdikleri şeyleri keşfetmelerine izin vermek gerekiyor.

Sıkılmak ile yaratıcılık arasındaki bağı fark edin

Sıkılarak geçirdiğimiz zamanın en önemli faydalarından biri de ‘iç uyaranları’ aktif hale getirerek yaratıcılığı geliştiriyor olması. Hiçbir şey yapmadan geçirdiğimiz zaman internetin hayatımıza girişiyle epey azalmış da olsa uzun zamandır boş zamanın önemi araştırılıyor. Adam Phillips’in de söylediği gibi ailelerin yapması gereken çocuklarının bir şeyle ilgilenmelerini sağlamaktan ziyade, ilgilenecekleri şeyi bulmaları için gerekli zamanı sağlamak.

Sıkılarak geçirilen zamanın boşa geçen zaman olmadığını fark etmek çok önemli bir adım. Sıkılmakta hiçbir sorun yok. Sıkıldıkça çocuklar bir şeyler yapmak için daha fazla motive oluyor. Pek çok konuda fikirlerinden hala faydalanılan düşünür Bertrand Russell, 1930 yılında ‘The Conquest of Happiness’ adlı kitabında şöyle der:

“Bir çocuk, genç bir bitki gibi, aynı topraklarda rahatsız edilmediğinde en iyi gelişir. Çok fazla seyahat, çok fazla sayıda izlenim, gençler için iyi değildir ve geliştikçe verimli monotonluğa katlanamamalarına neden olur.”

Read More

Etkin öğrenmenin sağlanabilmesi için öğrencilerin yalnızca hafızalarını ve içselleştirdikleri dil becerilerini kullanmaları yeterli olmaz. Öğrenme sürecinin tam anlamıyla başarılı bir şekilde tamamlanması öğrencilerin kendilerine has öğrenme biçimlerini geliştirmeleriyle mümkün olur. Öğrenmeyi öğrenen kişiler sürecin kontrolünü ellerine almış olurlar. Bu da zihinsel süreçlerini etkili bir şekilde yönetme becerisi geliştirmelerini sağlar. İşte bu yolda izlenecek olan yöntememetacognition’ adı veriliyor.

Metacognition öğrenmeye nasıl yardımcı olur?

Metacognition sayesinde öğrenciler öğrenme sürecine daha aktif bir katılım sağlayarak başarılı bir deneyim için tüm kaynaklarını kullanmayı başarır. Bunun için nasıl öğrendiklerini bilmeleri ve bilgi edinme, problem çözme ve görev tamamlama olmak üzere izlenecek yolun farkında olmaları gerekiyor.

Sözlük anlamı olarak baktığımız zaman metacognition terimini düşünmeyi düşünme olarak tanımlamamız mümkün. Peki, bu ne anlama geliyor? Bir örnek üzerinden gidecek olursak, iyi bir okuyucu olmak için kişinin okuyacağı metinin kendisine ne düşündüreceği üzerine düşünmek için kendine zaman tanıması öneriliyor. “Bu metin sonunda ne edinmiş olacağım?” Bu soruyu sormak metni okurken faydalı olan bilgileri öğrenmeyi hızlandıracak. Metacognition başlığı altında buna benzer pek çok yöntem öğrenme sürecini hızlandırıyor.

Kendi bilişsel ve zihinsel sürecinin farkında olmak olarak düşünebileceğimiz metacognition örneklerini çoğaltalım. Örneğin, bilgileri hatırlamak için kendi kendinize keşfedeceğiniz yöntemler, en iyi öğrenme biçiminizin ne olduğunu fark etmeniz, problem çözmek için en etkili stratejileri bulmak metacognition yönteminin parçaları olarak görülebilir.

Metacognition

Çocukların biricik becerilerini keşfetmesini sağlayın

Çocuklar kendi güçlü ve zayıf yönlerini keşfettikçe kendi öğrenmeleri üzerinde daha fazla etkili oluyor. Çünkü güçlü yönlerini kullanarak zayıf yönlerini geliştirmek için kendilerine has yöntemler bulma fırsatı buluyorlar. Bu da öğrenme sürecini yönetmek için kendi biricik becerilerini kullanmak anlamına geliyor.

Metacognition, özetle bir öğrenme sürecinden önce, süreç boyunca ve sonrasında düşünme ve ona uygun davranmayı içerir. Metacognition, bir görevi tamamlamak üzerine düşünmeye başlandığı zaman başlar. Bu sayede en etkili stratejilerin seçilmesi sağlanır ve sonuçların tatmin edici olup olmadığının düşünülmesine kadar uzun bir süreci içine alır. Bu sürecin verimli geçmesi için çocukların alternatifler denemeye ve yeni fikirler ortaya atmaya cesaret etmeye teşvik edilmesi gerekir.

Read More

Son yıllarda yapılan araştırmalar, öğrencilerin metakognitif stratejileri öğrenerek okuma becerilerini geliştirebileceğini gösteriyor. Çünkü Metacognition, nelere inandığımız ve nasıl öğrendiğimize yönelik farkındalığımızı arttırıyor. Yani, öğrencilere öğrenme süreçleri boyunca düşünmek üzerine aktif düşünme becerisi kazandırmak, daha etkin bir öğrenmenin gerçekleşmesine yardımcı olur.

Metacognition nedir?

İyi birer öğrenci olmaları için çocuklara ve gençlere yol göstermek gerekir. Diğer bir deyişle, iyi bir öğrenci olmak da öğrenilmesi gereken şeylerden biri. Metacognition, kişiye özel öğrenme süreçleri boyunca öğrencinin;

  • kendi bilişsel süreçlerini yönlendirebilme,
  • problem veya seçenekler karşısında planlama, izleme ve değerlendirme gibi yönetsel süreçleri idare etme;
  • bilişi etkileyen faktörlere yönelik farkındalık becerileri kazanmasını sağlar.

Metacognition yöntemiyle öğrenen çocuklar, diğerlerine öğrenme becerilerine daha çok güvenir ve öğrenmek için daha motivedirler. Bu sayede akademik olarak diğer akranlarına göre çok daha iyi performans gösterirler.

Peki, çocuklarımıza metacognition becerisini nasıl kazandıracağız?

Çocuklarımızın akademik başarılarına destek olmak için metacognition becerisi kazanmalarına yardımcı olmamız ve onları ‘düşünmek üzerine düşünmenin’ ne kadar önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunun için temelde ebeveynler ve eğitmenler olarak kullanabileceğimiz birkaç yöntem var.

Hedef belirleyin

Her bir çalışma oturumundan önce bu kısa deneyimin ardından neler edinmiş olacağına dair hedefler koyun. Bir saatin sonunda belli bir konunun tamamlanması, belli sayıda soru çözümü gibi hedefler belirleyebilirsiniz.

Sorular sorun

Soru sormak, cevaba ulaşmanın en kolay yollarından biridir. Ders çalışırken öğrencilere doğru soruları sormak, öğrenme sürecinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlamalarına ve bu noktalara odaklanmalarına yardımcı olur.

Özetleme ve tekrara önem verin

Her bir yeni bilgiyi öğrencilerin kendi sözcükleriyle anlatması ve tekrar etmesi bilgileri bir bağlama oturtmasına yardımcı olur. Bunu ne kadar sık yaparsa konunun özünü o kadar iyi anlar ve öğrenir.

Kendin gözlemlemeyi öğretin

Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerinin farkında olacak stratejiler kazanmasını sağlayın. Konuyu anladıklarında ya da düşünürken kısık sesle mırıldanmak ya da “hmmm” gibi sesler çıkarmak bu konuda yardımcı olabilir.

Her bir öğrencinin kendine has öğrenme süreci vardır. Bu süreci keşfetmek ve daha sonrasında uygun şekilde yönlendirmek akademik başarı için çok önemlidir. Bu nedenle metacognition yöntemi ile çocuklara kendi öğrenme şekillerinin farkında olmalarını ve bu sürecin kontrolünü ellerine almalarını öğretmemiz gerekiyor.

Read More

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da kısaca DEHB’nin etkilerini öğrenme süreci üzerinden ele alırken, öğrenmenin ne olduğunu hatırlayarak konuya bir giriş yapmak faydalı olabilir.

Özellikle eğitim bilimlerinde öğrenme, ‘yaşantı sonucu davranışta meydana gelen davranış değişikliği’ olarak tanımlanır. Öyleyse, öğrenme sürecini değerlendirmek için kişinin önceki davranışlarını ve sonraki davranışlarını karşılaştırmak gerekir.

Bu bilgiyi aklımızda tutarak DEHB’ye dönecek olursak, DEHB’li her yaştan birey dikkat kaybı, sıkılganlık ya da sabırsızlık gibi özelliklere sahiptir. Bu özellikler, çevreyle kurulan iletişimi ve haliyle bütün hayatı etkisi altına alacaktır. Bu durumda DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde de etki yaratması kaçınılmaz hale gelir.

Farklı öğrenme deneyimleri ve profesyonel destek

Öğrenme tanımında geçen ‘yaşantının’, yani yeni bir bilgi ve deneyimin yaşandığı yer olan okulda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar ve gençler diğer öğrencilerden ve hatta birbirinden farklı davranabilir. En sık görülen haliyle, DEHB’li çocuklar çok hareketli olacakları ve dikkatlerini toplamakta zorlanacakları için bilgiyi alırken farklı bir deneyimden geçerler.

Buraya kadar gördüğümüz gibi, DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu çocuklar, yalnızca farklı bir öğrenme rutinine sahiptir ve buna göre farklı bir öğrenme sürecinden geçmelidir. Bu süreçte profesyonel bir yardım almak bu farklılıkların keşfedilmesi ve başarılı bir şekilde yönetilmesi yolunda büyük önem taşır.

Çocuğunuza özel bir çalışma alanı yaratın

DEHB’si olsun ya da olmasın her çocuğun öğrenme süreci kendine özeldir. Bu süreci desteklemek için çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan bir çalışma ortamı yaratılmalıdır. Konu DEHB’li çocuklar olduğu zaman mümkün olduğunca dikkatlerini dağıtacak eşyalardan arındırılmış bir çalışma ortamı yaratmak gerekir.

Çocuğunuzla konuşarak dikkatini dağıtacak eşyaların neler olduğunu keşfedebilir ve dikkatini toplaması için neler yapabileceği konusunda ona yardımcı olabilirsiniz. Akranlarına göre bazen daha fazla desteğe duyabilecek olan DEHB’li çocuklar, profesyonel bir destek aldıklarında öğrenme süreçlerini başarılı bir şekilde deneyimler, özgüveni yüksek bireyler olarak her türlü akademik hedeflerine ulaşabilir ve aktif bir sosyal yaşama sahip olur.

Read More

Türkçeye ‘farkındalık’ olarak çevirebileceğimiz ‘Mindfulness’ her yaştan öğrenci için akademik başarının kapılarını aralıyor. Kişilere performans artışı, motivasyon artışı, stresle baş etme, özgüvenli yaklaşım gibi katkılarda bulunan Mindfulness, bu sayede öğrenme sürecine direkt etki ediyor. Odaklanma sorunu ve sınav stresine karşı öğrenciyi güçlendirmeyi amaçlayan bu yöntem, temelde dikkat dağıtan etkenlerdense hedefinize ve görevlerinize odaklanmanızı sağlıyor.

“Mindfulness Akademik Gelişime Olumlu Etki Ediyor”

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, farkındalık – ya da mindfulness öğrencilerin performansına ciddi oranda yardımcı oluyor. Sosyal ve duygusal öğrenmeyi destekleyen bir programın test edildiği bir araştırma, mindfulness ile zenginleştirildi. Bu araştırmanın sonunda öğrencilerin matematik soruları, sosyal davranış, agresif davranışlar gibi konularda olumlu yönde bir değişim gösterdiği ortaya çıktı. Bilişsel (metakognitif) kontrol, stres seviyesi, duygusal kontrol, empati, dikkatlilik açısından analiz edilen çocuklar akranlarına göre çok daha iyi performans elde etti.

Bu performans artışının en büyük sebeplerinden biri, mindfulness yönteminin istediğimiz yere istediğimiz zaman odaklanabilmemiz için zihnimizi güçlendirmesi. Mindfulness, duygularımızı gözlemlememizi, onların farkında olmamızı ve bilinçli olarak kontrol etmemizi sağlıyor. Böylece öğrenciler dış koşullardan bağımsız olarak zihinlerini rahatlatırken dengeli bir duygu durumuna kavuşuyor.

Mindfulness, çocuğunuza stres yönetimini öğretiyor

Mindfulness, insanları olumlu duyguların arttırılması ve bazı yeteneklerin geliştirilmesi gibi hayata çok önemli dokunuşlarda bulunabilen bir yöntem. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu alanda yapılan ilk araştırmalar, hızla yaygınlaşan yöntemin akademik başarıyı çeşitli şekillerde desteklediğini gösteriyor.

Özellikle sınavlardan önce duygusal gelişimi artıracak ve akademik performansı geliştirebilecek bir destek, stresle baş etmelerine yardımcı oluyor. Gençlerin stres yönetimini öğrenmesi her zaman ilk hedef değilse de hedeflere ulaşmak için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, mindfulness’ın stres yönetimi konusundaki becerileri geliştirerek akademik hedeflere ulaşmakta direkt bir etkiye sahip olduğu çok açık.

2013 yılında UC Santa Barbara’dan araştırmacıların elde ettiği sonuçlar da mindfulness’ın zihnin dağılmasını önlediğini ve bunun da GRE gibi sınavların okuma-anlama bölümünde puanların arttırdığını gösteriyor.

Kaygı ve negatif düşüncelerden arınmış öğrencilerin daha iyi odaklandığı ve bilişsel kaynaklarını daha aktif kullanabildiği de bir başka araştırmanın sonucu olarak eğitim dünyasında mindfulness’ın önemini bir kez daha kanıtlıyor.

Read More

Yaptığı iş ne olursa olsun, o işte başarılı olan insanların davranışları ve süreçleri incelendiğinde ortaya çıkan gerçek ilk bakışta sıradan gözüküyor: pratik yapmak yetenekten çok daha önemli. Bu bilgiyi şaşırtıcı hale getiren şey ise buradan sonrası. Çünkü burada bahsedilen ‘pratik’ topa iyi vurmak için 10.000 kez vurmak değil, davranışın ve gelişimin farkında olarak gerçekleşen bir öğrenme süreci olarak pratik. Yani, diğer bir deyişle topa her bir vuruşunuzda neyi, neden, nasıl yaptığınızı sorgulayarak pratik yapmak başarının anahtarı.

Çocuğunuza ihtiyacı olan uzmanı desteğini sağlayın

Bu tür bir pratiği, işlevsiz ve yalnızca tekrardan ibaret olan pratikten ayıran en önemli özellikleri spesifik hedefler belirleme, bu hedefleri doğru şekilde tanımlama ve kişisel gelişimi odağa alma olarak sayılabilir. Tam da bu nedenle satranç, dans ya da müzik gibi herhangi bir alanda uzmanlaşmak isteyen çocuğunuza yardımcı olmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken ona sürekli doğru geri bildirimi verebilecek bir danışman bulmak olacak.

Bir uzman kontrolünde ve hedef odaklı yapılan pratik, ev içinde, aile yanında olduğundan farklı olarak konfor alanı dışında gerçekleşeceği için çok daha verimli sonuçlar almanızı sağlar.

Çocuğunuzu sistemli bir şekilde pratiğe yönlendirmelisiniz

Muhteşem başarılara ulaşmış kişilere baktığımız zaman, bu mükemmelliğe ulaşmanın yolunun pratikten geçtiği sonucu, genetik determinizmden çok daha makul. Buna karşın aileler sıklıkla çocuklarının doğal yeteneklerine vurgu yaparak, pratik konusunu gözden kaçırma eğilimindedir. Oldukça sık karşılaştığımız hatalardan biri de bu eğilimden kaynaklanır. Çocuğun ‘yeteneği varsa kendiliğinden öğrenebileceği’ ya da ‘zaten bu işin çocuğuna göre olmadığı’ fikri, çocukların küçük yaşta sistemli bir şekilde pratik yapmasına engel olur.

Her yaş öğrenme için uygun yaş olsa da genç yaşta alınan eğitimin kişiyi daha ileri taşıdığını ve daha kalıcı olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Genç yaşta başlanan sistemli pratik, yetişkin çağdaki performansı direkt olarak etkiler. Bunun sebebi çocuklarda beynin belli bölgelerinin gelişimi ile bu öğrenmenin eş zamanlı olarak ilerlemesi ve birbirine uyum sağlamasıdır. Yani, erken yaşta öğrenmeye başlamak beyninizin yapısını değiştirir!

Ancak bunu yaparken çocuklarınızı saatler süren pratiklere değil, etkili çalışmanın önemine ikna etmelisiniz. Çocuklarınızı bir uzman yardımıyla pratiklerde karşılaşacağı zorlukları aşma konusunda desteklemeli ve yol haritası çizmelerine yardımcı olmalısınız. İşte, bu şekilde çocuklarınızın başarısı için elinizden gelenin en iyisini yapmış olursunuz.

Read More

Yaratıcı faaliyetler hemen hemen herkesin ilgisini çekse de, yaratıcı ya da sanatçı kişilerin genellikle psikolojik ve karakteristik olarak bir şekilde ‘farklı’ olduğuna olan sarsılmaz bir inanış var.

Bu tür yaygın inanışlar birçok insanı yaratıcı süreçlere dahil olmaktan alıkoyabiliyor. Ancak, yaratıcılığın sanıldığından çok daha önemli ve herkes için gerekli olduğu ortaya çıktı. Çünkü yürütülen çalışmalar, yaratıcı şeyler yapmak ile olumlu duyguların ve refahın doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.

Araştırmacılar, insanların günlük yaratıcı işlerle meşgul olduklarında mutlu ve enerjik olduğunu; yani, yaratıcı düşünceyle olumlu duygu durumunun birbirini beslediğini keşfetti.

Bu konudaki çalışmalar pozitif duygu ile gündelik yaratıcılık arasında bir bağ olduğunu ortaya çıkarsa da, hangisinin hangisine sebep olduğu başlangıçta bilinmiyordu.

Yaratıcılık ve olumlu duygular arasındaki bir bağ var

Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’nden araştırmacı Tamlin Conner ve iki Amerikalı araştırmacı, 13 gün boyunca 650’den fazla genç yetişkinin doldurduğu çevrimiçi anketleri analiz etti. Araştırmadaki sorular her gün yaratıcı işlere ne kadar zaman ayırdıkları ve duygusal olarak nasıl bir durumda oldukları üzerineydi. Olumlu duygu düzeyleri, olumsuz duygu düzeyleri ve genel olarak hayatı anlamlandırma ve amaçlandırma, etkileşim ve sosyal bağlantılar hakkında sorular soruldu.

Hangisinin hangisine sebep olduğunu ortaya çıkarmak için araştırmacılar bir günkü yaratıcılığın ölçütlerini ertesi günün refah ölçütleriyle karşılaştırdılar. Sırayı tersine çevirip tekrar analiz ettiler.

Yaratıcı Bir Enerji Patlamasının Sürekli Etkileri

Sonuçlar bir günde her zamankinden daha yaratıcı faaliyetlerde bulunanların ertesi gün artan olumlu duyguları olduğu, buna karşılık olumsuz duyguların değişmediğini gösterdi. Bununla birlikte, tersi bir etki ortaya çıkmamış gibi görünüyor: Birinci günde daha olumlu duygular yaşayan insanlar, ikinci günde yaratıcı etkinliklere daha fazla yönelmediler. Bu da yaratıcı faaliyetlerin olumlu duygular uyandırdığı sonucunu ortaya çıkardı.

Başlangıçta bulguların bu kadar belirgin olacağını tahmin etmeyen Conner; “Araştırmalar genellikle karmaşık, karanlık veya zayıf bulgular verir,” diyor ve ekliyor; “Fakat bu modeller güçlü ve açıktı: Bugün yaratıcı şeyler yapmak yarın olumlu duygu seviyesini arttırıyor. Nokta.”

Olumlu duygular uyandıran küçük günlük yaratıcı işler yalnızca kısa bir süre iyi hissetmemize yardımcı olmanın ötesinde genel sağlığı da olumlu yönde etkiliyor. Hem motivasyonu arttırmak hem de daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmek için insanların hayatlarında yaratıcılığa mutlaka yer vermesi gerekiyor.

Read More

Yapılan araştırmalar birçok anne ve babanın günümüz koşullarında çocuklarını meslek seçiminde yönlendirme konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor. Elbette anne ve babalar için çocuklarının kariyer basamaklarında desteklemek çok önemli. Ancak değişen dünyanın değişen koşullarına uygun düşünmek her zaman kolay olmayabiliyor.

Meslek seçiminde çocuğunuza ‘gerçekten’ destek olmak istiyorsanız onu yönlendirirken aşağıdaki önerilerden faydalanabilirsiniz.

Dünya değişiyor, meslekler de öyle

Bugün eğitim ve meslek seçimi üzerine karar verirken göz önünde bulundurulması gerekenler, bundan çok değil on yıl öncesine göre bile çok değişti. Bugünün bazı popüler meslekleri, yakın bir zamana kadar henüz ortaya çıkmamıştı bile!

Education Endowment Foundation’ın araştırmalarına göre, meslek seçerken bilişsel beceriler kadar bilişsel olmayan beceriler de önem taşıyor. Aynı derecede önemli olan diğer etmenler arasında karakter, tutarlılık, başarısızla başa çıkma, bağlantı kurma ve eleştirel düşünme becerileri bulunuyor.

Başlangıç olarak çocuğunuzun ilgi alanlarıyla ilgili meslek profillerine göz atmanızı öneririz. Bu meslekleri erkenden tanımak hem sizin hem de çocuğunuz için büyük kolaylık sağlar.

Ayrıca çocuğunuzun akademik olmayan güçlü yönlerini keşfetmek için profesyonel yardım alarak profesyonel stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı almasını sağlayabilirsiniz. Böylece bir dizi testten geçen öğrencilerin seçim yaparken hata payı ortadan kalkar.

Bireyselliği teşvik edin

Aileler bazen kendi gerçekleştiremedikleri hayallerini gerçekleştirmek için çocuklarını istemedikleri alanlara yönlendirebiliyor. Bunu yapmaktan kaçının. Sizin hayalleriniz onun için uygun olmayabilir. Onların birey olduğunu ve kendi hayatlarını yaşamak için özgürlük alanına ihtiyaç duyduklarını aklınızdan çıkarmayın.

Alternatiflere açık olun

Bugün, önceki yıllarla kıyaslandığında çok fazla sektör ve çok sayıda meslek var. Belki adını bile ilk kez duyduğunuz bir meslek, bugün çok revaçta ve en çok kazandıran seçenek olabilir. Yeterince bilgi sahibi olmadığınız alanlarda bilgi edinmek için çocuğunuzun bu meslekten biriyle görüşmesini ya da uzman meslek danışmanlarıyla bir araya gelmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuzla bu süreçte iyi bir iletişim kurmanız çok önemli. Aklındaki mesleği neden istediğini, nasıl bir kariyer planladığını ona sorarak beklentilerini öğrenmeye çalışın. Beklentilerini karşılayacak ve onu mutlu edecek bir seçim yapmasına yardımcı olmanız gerekiyor.

Read More