Stratejik yetenek yönetimi ile LGS’ye hazırlık yapan öğrencilerin sınav sonucundan duyduğu memnuniyet çok daha fazla. Elbette bu memnuniyetin altında büyük ölçüde öğrencinin verdiği emek, özveri ve geliştirdiği motivasyon var. Ancak tüm bunların oluşumunu, sürekliliğini ve gelişimini sağlayan önemli bir etken de kariyer danışmanlığı almak. Günümüzde farkındalığı yüksek, akademik gelişime meraklı ve doğru rol modeller edinen gençler büyük başarılar hedefliyor.

Başarının önemli bir göstergesi ise LGS’de yüksek puan almak ve nitelikli okullara yerleşebilmek. Pek çok öğrenci kariyer planını yapmaya üniversiteye hazırlık sürecinde başlasa da aslında kariyerimize yön veren ilk önemli adım Lisede atılıyor. Lisede alınan eğitimin niteliği, kişisel gelişime yapılan yatırım ve tabi doğru alana yönelmek başarıyı şekillendiriyor.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak daha doğru bir okul, alan ve meslek seçimi yapabilmeyi kolaylaştırıyor. Aba ailesi olarak kariyer danışmanlığı verdiğimiz öğrencilerimizi Türkiye’nin en iyi Liselerine yerleştirmekten gurur duyuyoruz. Bu başarıda planlı, bilimsel ve güncel bilgilerin ışığında danışmanlık sunan ekibimizin de etkisinin büyük olduğunu biliyoruz.

Her yıl pek çok öğrencimiz Robert koleji, Galatasaray Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi, Koç, Alman ve Fransız Liselerine yerleşiyor. Bu başarının tesadüf olmadığını biliyoruz. Hedefini belirleyen, planlı çalışan, potansiyelini bilen ve performansını artırmaya odaklanan, motivasyonu yüksek öğrenciler başarıya koşuyor. LGS’ye hazırlık yaparken profesyonel destekle kariyerinizi planlamanız başarı elde etmenize akademik destek kadar katkı sağlıyor.

Peki stratejik yetenek yönetimi nedir? LGS’ye hazırlık sürecinde sağladığı faydalar nelerdir? Stratejik yetenek yöntemi ile kariyer danışmanlığı almak neden önemli?  Bu yöntem başarıyı nasıl destekliyor? Şimdiye kadar elde edilen başarılar neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Yöntemin temelinde öğrencilerin becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, gençlerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de göz önüne alarak bir stratejik plan hazırlanır. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanır.

Yöntem içerisinde standart envanterler uygulanarak sonuçları puan olarak ifade edilmez. İlgi alanlarının, becerilerin ve ihtiyaçların analiz edilmesi için gerçekleştirilen testler uzman psikologlar tarafından uygulanır ve değerlendirilir. Elde edilen veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliğiyle gerçekleştirilir. Dolayısıyla Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı bir test paketi değildir.

LGS’ye Hazırlanırken Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı Almak Neden Önemli?

LGS’ye hazırlanırken lise kademesine devam edeceğimiz okulu seçmekten çok daha uzun vadeli bir seçime yatırım yaparız. Seçeceğimiz veya yerleşeceğimiz okul aynı zamanda bize sunacağı eğitim kalitesi ve fırsatlarla kariyerimize yön verir. Aynı zamanda Lise yıllarında mesleki yönümüzü belirleyecek önemli bir karar daha veririz. Bu önemli karar alan seçimidir.

Oldukça önemlidir çünkü; alan seçerken verdiğimiz karar hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Alan seçimi yaptığımızda bazı meslekleri seçme şansımızı kaybederiz. Alacağımız alan dersleri ise üniversite sınavında sorumlu olacağımız konulara yöneliktir. Doğru seçim yapmamız alanda dolayısıyla sınavda başarılı olmamızı sağlar.

Yanlış bir seçim ise okul başarısızlığından, sınav başarısızlığına kadar gidebilir. Dolayısıyla alan seçimindeki performansımız meslek seçimimize de etki eder. Stratejik yetenek yönetimi uygulamasının önemi de tam bu karar noktasında açığa çıkar. Bu uygulama pek çok öğrenci ve ebeveyn için adeta can simidi rolü üstlenir. Alan seçimi süreci neredeyse her öğrenci için sancılı bir süreçtir.

Liseye başlayana kadar çoğunlukla mesleki hayallerimiz akademik becerilerimizden veya zeka alanımızdan bağımsızdır. Örneğin; sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci liseye gelene kadar mühendislik, tıp gibi sayısal ağırlıklı hedeflere sahip olabilir. Ancak lise eğitiminin ilk yılında alan seçimini kolaylaştırmak için tüm derslerden genel bir eğitim alınır ve değerlendirmeye girilir.

Sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci özelliklede çalıştığı ve çabaladığı halde başarılı olamıyorsa sayısal alandan vazgeçer. Ancak sayısaldan vazgeçmesi mesleki hedeflerinin de değişmesine yol açacaktır. Kimi öğrenciler başarısız sonuçlara rağmen kendilerine ikinci bir şans verip sayısal alanı zorlayabilirler. Fakat alan seçimi yaptıktan sonra alan değişikliğine gitmek sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ise alan seçimi yapmadan önce bireye somut, bireysel ve bilimsel veriler sunar. Bu veriler eşliğinde daha net seçimler yapmak, ikilem yaşamamak ve pişmanlık duymamak kolaylaşır. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için bu mesleğin gerektirdiği ilgi, bilgi ve beceriye ihtiyacımız vardır. Bilgi alan seçimi sonrasında kazanılacaktır. İlgi ve beceri ise alan seçmeden önce tespit edilmelidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Başarıyı Nasıl Destekliyor?

Kariyer planı çıkarırken farklı methodlarla çalışan pek çok danışmanlık merkeziyle irtibat kurabilirsiniz. Stratejik yetenek yöntemi de bunlardan birisidir. Henüz Türkiye’de yaygınlık kazanmamış olup Harvard ve Stanford Üniversitelerinin kullanmakta olduğu bir yöntem. Biz bu yöntemi danışanlarımızla aktif olarak kullanıyoruz. Bu yöntem sayesinde bilimsel verilerden de faydalanılarak danışanlarımıza 21. Yüzyılın en ideal kariyer planını çıkarmayı hedefliyoruz.

Plan yaparken uzun vadeli düşünüyor ve bugün yaptığımız planın gelecek 10, 20, 30, 40 yıl sonraki sonuçlarını ele alıyoruz. Yöntemin başarıya katkılarını aşağıda kısaca özetleyelim;

Hedef Belirlemeyi Kolaylaştırıyor

Hedef belirlemek sınav başarısı için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bir hedefe sahip olmak, hedefe ulaşmak için ihtiyacımız olan itici gücün yani motivasyonun gelişmesini sağlıyor. Öğrenciler belirli bir hedefleri olmadığında neden çalışmaları gerektiğini, çabalarının sonucunda ne kazanacaklarını somutlaştırmakta zorlanırlar. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde belirgin, öznel ve nitelikli hedef belirlemek mümkün hale gelir.

Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerle Amaca Ulaşmak Kolaylaşır

Yöntem, ulaşılmak istenen ana hedefe giden yolda büyük hedefi küçük hedeflere bölüştürür. Böylece hedeflerinizi takip etmek ve yönetmek daha kolay hale gelir. Performansınızı daha net şekilde görebilir, temponuzu istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Üstelik ihtiyaç duyduğunuzda yeni hedefler ekleyebilir veya değişikliklere gidebilirsiniz. Ayrıca kısa sürelerle başardığınız hedefler büyük hedefi de başarabileceğinize olan inancınızı artırır.

Çok daha Kolay Motive Olur ve Dikkat Dağıtıcılara Karşı Özdenetim Sağlayabilirsiniz

Belirlediğiniz öznel ve nitelikli hedef sayesinde sınava hazırlanmaya daha kolay motive olursunuz. Belirlenen hedef her şeyiyle size özeldir. Kişiliğiniz, ilgileriniz, beklentileriniz, yetenekleriniz, zekanız ve akademin birikiminiz gibi pek çok detay ele alınarak belirlenmiştir. Dolayısıyla bu hedefe ulaşma arzunuz da daha yüksek olacaktır. Bu da daha kolay motive olmanızı, karşılaştığınız zorluklarla daha rahat başa çıkmanızı sağlayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kolay motive olduğunuz gibi dikkat dağıtıcılarla da daha kolay başa çıkabilirsiniz. “Ulaşmak istediğim bir hedefim var; zamanı iyi yönetmeli, bana faydası olmayan şeyleri dışarıda bırakabilmeliyim.” Diyebilirsiniz.

Kolay Organize Olup, Performansınızı En İyi Şekilde Kullanabilirsiniz

Sınava hazırlık sürecinde istenilen verimi almak için sadece hedef belirlemek yeterli değil. Öğrencilerin zamanlarını etkin kullanabilmesi için verimli ders çalışma tekniklerini de öğrenmesi gerekir. Aynı zamanda her öğrenci birbirinden farklı şekilde öğrenir. Biri için en verimli öğrenme stili görsel öğrenme stili iken, diğeri için işitsel ya da kinestetik öğrenme stili olabilir.

Öyleyse bu süreçte verimli çalışabilmek için öğrenme stiline uygun bir çalışma programı geliştirmek gerekir. Sınava hazırlık sürecinde tüm bu detayları ele almak, planlamak ve uygulamak kolay olmayabilir. Nereden başlayacağınızı veya nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz.  Stratejik Yetenek Yönetimi ile sınava hazırlık sürecinizde bu ihtiyaçlarınıza da yanıt bulursunuz.

LGS’ye Hazırlanırken Ders Dışı Faaliyetlere de Zaman Ayırabilirsiniz

Sınava hazırlanırken verimli ders çalışmak, plan-program yapmak ve bu planlara sadık kalmak çok önemlidir. Ancak aralıksız ders çalışmak verimli ders çalışmak değildir ve bir süre sonra çalışma isteğinizin azalmasına neden olur. Hem zihniniz hem bedeniniz yorulur ve ders çalışma zamanları gözünüzde büyümeye başlar.

Stratejik yetenek yöntemi ders çalışma süreleri dışında keyif alabileceğiniz aktivitelerle kendinizi motive etmenizi önerir. Etkili zaman yönetimi tekniklerini geliştirdiğinizde de kişisel ilgileriniz için ayırabileceğiniz vaktiniz kalır. Böylece akademik hayatınız ile kişisel yaşantınız arasında bir denge kurma imkanı bulursunuz. Bu denge daha mutlu olmanızı sağlar ve motivasyonunuza da olumlu etki eder.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Daha Az Sınav Stresi ve Gelecek Kaygısı Yaşarsınız

Stresin en büyük nedeni sınava yüklenen anlam ve başarısızlığa yönelik olumsuz düşüncelerdir. Sınava stratejik yetenek yöntemiyle hazırlandığınızda potansiyelinizi görür ve başarılı olmak için yapmanız gerekenleri tespit edersiniz. Belirsizliğin ortadan kalkması ve önyargılardan uzak kendi potansiyelinize ait somut kanıtları görmek sizi rahatlatır. Gelecekte sizi nasıl bir yol haritası bekliyor kolayca öngörebilirsiniz.

Ne yaparsanız sonucunda ne olur? potansiyel çalışma koşulları neler? Mezuniyet sonrası ortalama maaş ve deneyim sonrası maaşlar nasıl? Ve benzeri mesleğinize yönelik detayları bilmek geleceğinize yönelik duyacağınız kaygıyı da azaltacaktır.

Karar Sürecinde Siz ve Ailenizi Ortak Noktada Buluşturur

Sınava hazırlık sürecinde karşılaşılan bir diğer konu da öğrencinin hedefleriyle ailelerin beklentilerinin uyuşmamasıdır. Ailelerinin çocuklarına yönelik gerçekdışı beklentileri olabilmektedir. Aileler çocuklarının performansına, ilgilerine, yeteneklerine, karakteristik özelliklerine ya da potansiyeline bakmaksızın mesleki yönlendirme yapabilmektedir. Aileler kariyerlerinde veya eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan çocuklarını korumaya çalışırken daha büyük mutsuzluklara neden olabilirler.

Stratejik yetenek yönetimi ile öğrencinin ilgileri, becerisi, bilgi düzeyi, karakteristik özellikleri gibi meslek belirlemede önemli olan kriterler belirlenir. Testlerden edinilen sonuçlar ve klinik değerlendirmeler ailelerle detaylı şekilde paylaşılır. Ailelere neden-sonuç bağlamında yapmak istedikleri mesleki yönlendirmenin çocuk için doğru olup olmadığı detayları ile anlatılır.

Tıpkı danışmanlık alan öğrenciler gibi ailelere de mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri detaylarıyla anlatılır. Bu bilgiler ışığında aileler de rahatlar ve çocuklarıyla ortak dil kullanmaya başlayabilirler.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Hayal Kırıklığı Yaşama Olasılığınız Azalır

Sınava hazırlanırken Stratejik yetenek değerlendirmesi ile kariyerinizi planladığınızda geleceğe yönelik alacağınız riskleri azaltmış olursunuz. Böylece gelecekte hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı eleminize edersiniz.

“Başarılı olacak mıyım? bu okul benim için uygun mu? Seçtiğim alan benim için doğru mu? Bu alanda hangi mesleklere yönelebilirim? Bu mesleklerden hangisi benim için daha doğru? Seçtiğim meslekte iyi bir kazanç elde edebilir miyim?” gibi geleceğe yönelik kaygılarınızın olası cevaplarını öğrenirsiniz. Ve kaygılarınızdan arınmış, berrak bir zihin ile sınava hazırlanırsınız.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve kariyerinizi birlikte planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Zaman yönetimi teknikleri çoğunlukla uygulaması kolay, keyifli ve akılda kalıcıdır. Ancak pratik olmasına rağmen bu tekniklerin kullanım sıklıkları oldukça düşüktür. Pek çok birey sıklıkla zamansızlıktan yakınır. Neredeyse herkesin zamansızlıktan yetişmeyen işleri, vakit ayırılamayan hobileri, arkadaşları ve biriken yapılacaklar listeleri vardır. Biriken işler, bireysel ve sosyal ihtiyaçlara yeterince vakit ayırılamaması ise motivasyonu ve işlevselliği olumsuz etkiler.

Adeta kar topu etkisiyle negatif enerji artar, stres, kaygı, agresyon olarak duygu, düşünce ve davranışlarımıza yansır. Kişisel zamana özen göstermek, ders veya mesai dışı faaliyetlere zaman ayırmak oldukça önemlidir. Kendimize, keyif aldığımız etkinliklere veya kişilere vakit ayırmamız enerjimizi, iletişimimizi ve davranımımızı doğrudan etkiler.

Başarılı olmak için yapılan en büyük yanlışlardan birisi tüm zamanı çalışmaya ayırmaktır. Bu hatayı hem öğrenciler hem de çalışan bireyler sıklıkla yapmaktadır. Mola vermeksizin çalışmak, kişisel ihtiyaçlara zaman ve enerji ayırmamak beraberinde başarısızlığı getirecektir. Hepimizin sürdürebileceği ortalama dikkat süresi bellidir. Bu sürenin üzerine çıkan çalışmalardan alınacak verim düşecektir.

Üstelik zaman yönetimi olmaksızın yapılan uzun soluklu çalışmalarda hata payı da artış gösterecektir.  Bu nedenle başarı elde etmek, verilen emeğin karşılığını alabilmek için dinlenmeye ve eğlenmeye zaman ayırılmalıdır.

Peki zamanı daha iyi organize etmek için kullanılabilecek yöntemler nelerdir? Bu tekniklerin yeterince kullanılmamasının nedeni nedir? Kişisel zaman yaratmak neden önemli? Zamanı yönetmek öğrenilebilir bir beceri mi? Zamanı verimli kullanmanın sağlayacağı avantajlar neler? Zamanı organize edememek beraberinde hangi sorunları getiriyor? Tüm soruların cevaplarına yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Popüler Zaman Yönetimi Teknikleri ile Hem Eğlenin Hem Zaman Kazanın

Günün 24 saat olduğunu, bir haftada 7 gün ve her biri 24 saatten toplam 168 saatimiz olduğunu biliyoruz. Çalışıyor ya da öğrenciysek mesai ve ders saatlerimizi biliyoruz. Günde ortalama kaç saat uyuduğumuzu ve kaç saatimizin yolda geçtiğini biliyoruz. Yani zamanımızı harcayan, bizim yönetimimiz dışındaki tüm sorumluluk ve ihtiyaçlarımızın bilincindeyiz.

Peki arta kalan zamanı neden değerlendiremiyoruz? Veya neden işlerimizi yetiştiremiyor, kendimize zaman ayıramıyoruz? Zaman herkes için eşit olsa da zamanımızı harcadığımız kaynaklar birbirinden farklıdır. Etkili zaman yönetimi ise herkes için eşit olan zamanın kişinin sorumluluklarına, ilgilerine, fiziksel, duygusal ve kişisel ihtiyaçlarına ve sosyal yaşamına yetecek şekilde adil olarak dağıtılabilmesidir.

Pek çoğumuz sorumluluklarımızı yerine getirmeye büyük önem verip kişisel ve sosyal ihtiyaçlarımızı geri planda tutuyoruz. Ya da tam tersi ilgilerimize gereğinde fazla zaman ayırıp asıl sorumluluklarımız için yeterli zamanı bulamıyoruz. Bu da zaman baskısı yaşamamıza, fiziksel ve duygusal olarak negatif enerjimizi boşaltamamamıza ve yaptığımız işten verim alamamamıza neden oluyor.

Aşağıda kullanımı kolay, eğlenceli ve pratik teknikler önereceğiz. Kendiniz için uygun olanları inceleyebilir, birkaç deneme ile işlevselliğini test edebilirsiniz. İş, eğitim hayatınız için farklı, günlük yaşamınız için farklı teknikler de kullanabilirsiniz.

Kanban Tekniği ile Zaman Yönetimi

Kanban tekniği, ihtiyacımız olan fazla zamanı artırabilmek için mevcut iş ve sorumluluklarımızı planlama kolaylığı sağlamaktadır.  Kanban, zaman baskısını azaltırken, stres ve kaygıyı da dengelememizi kolaylaştırır. Bu teknik aracılığıyla zihnimizde dağınık halde duran tüm yapılması gereken işleri kağıda dökebiliriz. Böylece gözümüzde büyüyen işlerin hacmini, önemini ve ne kadar zamanımızı alacağını da görmüş oluyoruz.

Kanban tekniği dijital ortamda, bilgisayar programında, tahtada veya kağıt üzerinde hazırlanabilir. Bu tekniğe göre zaman baskısı yaşamamak için kişinin üzerindeki işler 3 gruba ayrılır. “Yapacaklarım, Yapmakta olduklarım ve yaptıklarım”. Bu 3 kategori başlığı yan yana yazılacak şekilde çalışma sayfasında 3 ayrı sütun oluşturulur.

1.       Yapacaklarım Sütunu

Yapacaklarım sütununa yapmaya başlamadığınız ama yapmanız gereken işleri yazmalısınız. Buraya yapmanız gerekenler kadar yapmak istediklerinizi de yazabilirsiniz. Yapılacaklar listesini yazılı olarak listelemek veya görselleştirmek kişinin üzerindeki işleri daha net görmesini sağlar. Dolayısıyla zaman yönetimi de daha kolay hale gelir.

Bu çalışma kişinin işlerini bitirmek için motive olmasını, zamanı daha verimli kullanmak için çabalamasını destekler. Aynı zamanda iş listesinin somutlaştırılması kişinin görevlerini yerine getirmesi için bir bağlayıcılık da sağlayacaktır. Üzerinizdeki işleri biliyor olmak başkalarının teklif ve ricalarına hayır diyebilmenizi kolaylaştırır. Ayrıca Kanban methodu ile üzerinizdeki işleri hafife almaz, işleri erteleyip biriktirmezsiniz.

2.       Yapmakta Olduklarım Sütunu

Yapmakta olduklarım sütununa yapacaklarım listesinden seçilen 3 iş yazılır. Bu 3 işe aciliyete göre öncelik verilmiş olabilir. Veya ilk olarak onlardan başlamak tercih edilmiş olabilir. Bu sütunda sadece 3 işe öncelik verilmesinin nedeni ise kişinin üzerindeki zaman ve performans baskısını azaltmaktır.

Daha fazla işin sırada beklediğini bilmek kişiyi işleri yarım bırakmaya veya baştan savma yapmaya itebilir. Böylece zaman yönetimi çok daha kolay hale gelir.

3.       Yaptıklarım Sütunu

Yaptıklarım sütunu ise kişinin yapıp bitirdiği işleri taşıdığı sütundur. Yapmakta olduklarım listesinde biten işler bu alandan silinip yaptıklarım alanına taşınır. Bu hem kişinin bitirdiği işleri görüp motive olmasını sağlar hem de psikolojik olarak kişiyi rahatlatır. Bu sütundaki işlerin artması bireyin üzerindeki işlerin azalmasını ifade eder. Bu nedenle bu sütunu doldurabilmek birey için ulaşılması gereken bir hedef niteliği taşır.

Yaptıklarım sütunundaki liste doldukça hissedilen tatmin de artacaktır. Kanban tekniğini uygulamak zaman baskısı yaşamamak için oldukça etkili. Üstelik işlerinizi tamamlamak ve artarak daha fazla iş üstlenmek için de motivasyon sağlar. İşlerinizi somutlaştırmanız üzerinizdeki işleri görmenizi, kendinizi buna göre organize etmenizi sağlar. Sorumluluklarınızı unutmaz, zamanlamayı kaçırmazsınız.

Neleri ne kadar sürede yapabildiğinizi görmek kendinizle de bir rekabete girmenizi sağlar. Bugün bunu yapabildiysem yarın daha iyisini yapabilirim düşüncesini tetikler. Daha iyisi olmasa dahi standardınızı korumak üzere sizi motive eder.

Eisenhower Matrisi Tekniği ile Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirebilirsiniz

Zamanı yönetme becerinizi geliştirmeye kullanması pratik ve keyifli bir yöntem olan Eisenhower Matris tekniğiyle başlayabiliriz. Bu teknik ABD eski başkanı Dwight D. Eisenhower tarafından geliştirilmiştir. Bu tekniğe göre yapılması gereken işlerin aciliyet ve önemini belirlemek için 4 çeyreğe bölünmüş bir koordinat çizilir.

Yapılması gereken işler kendi içerisinde acil olmayan- önemsiz işler, acil ama önemsiz işler, acil olmayan önemli işler, acil ve önemli işler olarak kategorize edilir ve öncelik sırasına konur. Böylece bireyin üzerindeki görev ve sorumluluklar önem ve aciliyet sırasına konur.

1.      Acil Olmayan- Önemsiz İşler

Sorumluluk alanlarımız dışında kalan, zaman baskısı hissetmediğimiz ve çoğunlukla keyif almak için yaptığımız işler bu gruba girmektedir. Bu gruba giren işleri somutlaştırıp listelemek zamanımızı çalan işleri de net bir şekilde görmemizi sağlar.

Sosyal medyada zaman geçirme, oyun oynama, telefonla konuşma ve benzeri acil ve önemli olmayan işlerdir. Bu işlerle meşgul olmak zamanımızı daha efektif kullanmamız gereken dönemlerde zaman yok edici etkiye sahiptir. Bizi akademik olarak ileriye taşımayan ya da maddi bir getirisi olmayan işlerdir.

2.      Acil Olan- Önemsiz İşler

Çoğunlukla hayır demeyi başaramadığımız, başkalarının istek ve ricalarının zamanımızı böldüğü işler bu gruba girebilir. Bu grupta yer alan işler zaman yönetimi becerimizi olumsuz etkilemektedir. Örneğin; öncelikli halletmeniz gereken önemli işleriniz varken arkadaşınızın araması ve 1 saat sonra kahve içmek için sizinle görüşmek istemesi. Hayır diyemediğiniz durumda 1 saat sonra olacak bir görüşme için hazırlanmanız gerekmektedir.

Hayır diyebilmek ve bu tarz durumlarda yaşamsal önemi olmayan işleri başka zamanlara erteleyebilmek gerekir. Böylece zaman baskısı yaşamamak için önceliklerinizi de belirlemiş olursunuz.

3.      Acil Olmayan-Önemli İşler

1 yıl sonra girilecek üniversite sınavı önemlidir. Ama şimdiden bu sınava hazırlık yapmak acil değildir. Ancak acil olmaması sürekli ertelenebilir öneme sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Bugünden başlayarak planlı şekilde ders çalışmak, eksikleri tamamlamak sınavda başarılı olmak için gereken ön hazırlıklardır.

4.      Acil- Önemli İşler

Bu kategoride toplanan işler çoğunlukla zamanı iyi yönetemediğimiz için son dakikaya kalan ve önemli işlerimizdir. İş hayatında yöneticilerimizden gelen taleplerde bazen bu kategoriye girebilmektedir.  Zaman yönetimi teknikleriyle bu işlerin son dakikaya kalması önlenebilmektedir. Ancak çalışma koşullarımız bu tarz sürprizlere açık olmayı gerektirebilir. Stres yaşamamak için zaman planımızda bu tarz işler için boşluklar bırakmak faydalı olacaktır.

Zaman Yönetimi Teknikleri Neden Yeterince Kullanılmıyor?

Zamanı verimli kullanamamanın altında yatan nedenler bireysel, durumsal veya çevresel faktörler olabilir. Motivasyon düşüklüğü, erteleme davranışı, sorumlulukları önemsememe gibi bireysel nedenler zaman kullanımını olumsuz etkileyebilir. Zaman, iş ve güç dağılımı adil olmayabilir. Yani kişiye ihtiyaç duyulandan daha az sürede yapabileceğinden daha fazla iş yükü verilmiş olabilir. Dolayısıyla bu iş bireyin potansiyelini zorlar, yetersizlik, çaresizlik hissini besler.

Motivasyonu, özgüveni düşürür. Dikkat dağıtıcılar, plan dışı talep ve beklentiler, trafik vb. faktörler de zaman kullanımını olumsuz etkiler. Tüm bunlar zaman yönetimi becerisine duyulan ihtiyacı artıran etkenlerdir. Ancak zamanın kontrolü kaybedildiğinde düzene girmek ve sağlıklı bir ritim tutturmak özen ve zaman ister. Kimi insanlar çok çalışmaktan ve kişisel zaman yaratamamaktan dert yanar.

Kimi insanlarsa zamanlarını verimli kullanabilecekleri sorumlulukları, işleri olmadığı için zamanı yönetemezler. Biri çok çalışıp, kişisel zaman yaratamamakla sonuçlanır. Diğeri ise miskinliğe, hareketsizliğe ve sık sık erteleme davranışına neden olabilir. Kendi ritminizi bulabilmeniz ve zamanınızı yönetebilmeniz ise bilinçli farkındalık gerektirir.

İlk etapta kağıt kalemle veya dijital uygulamalarla zamanınızı planlayabilirsiniz. Hatırlatıcılar, alarmlar kurabilirsiniz. Zamanla işleriniz düzene girmeye başlar, zamanı yönetmek kolaylaşır ve kişisel zamanınız da artar. Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetme Teknikleri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirmek için Profesyonel Destek Alabilirsiniz

Zamanı verimli kullanmayı her yaşta ve her koşulda öğrenebilirsiniz. Aslında bu teknikleri öğrenebilmenin en önemli kaynağı motivasyondur. Zamanınızı verimli kullanmayı, kişisel ilgilerinize ve ihtiyaçlarınıza zaman ayırmayı istiyorsanız, teknikleri kolayca öğrenebilirsiniz. Bu tekniklerle belirli bir düzene girdikten ve alışkanlık edindikten sonra kendi bireysel tekniklerini dahi geliştirebilirsiniz.

Zamanı verimli kullanmak eğitim hayatınızdan başlayarak, profesyonel yaşamınıza, kişisel işlerinize, ilgilerinize, sosyal yaşamınıza kolaylık sağlar. Bu sayede hem başarılı, disiplinli, dakik bir çalışan/öğrenci olabilir hem de kendinize ve sosyal yaşama zaman ayırabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmanız, eğitim ve iş dışında da alışkanlık ve rutinler edinmeniz motivasyonunuzu artırır. İşinizi daha keyifli yapar, iş dışı zamanların tadına daha çok varırsınız.

Ancak tüm önerilerimizi denemiş ve verim alamamış olabilirsiniz. Veya önerilerimizi deneyecek enerjiyi, zamanı bulamıyor olabilirsiniz. Böyle bir durum söz konusuysa zamanı yönetmek için profesyonel destek alabilirsiniz. Bu destek sayesinde zaman kullanımınızı olumsuz etkileyen faktörleri tespit edersiniz. Zamanı verimli kullanmak için hangi yöntemleri kullanabileceğinizi öğrenirsiniz. Zamansızlığın yol açtığı olumsuzluklardan çok daha kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Zaman yönetimi tekniklerini öğrenip, uygulamaya başladığınızda beraberinde kişisel ve mesleki tatmin elde edebilirsiniz.

 

Read More

Kişilik testleri, kişilerin kendilerine ait özelliklerini daha iyi tanımalarını ve bu özelliklerle de kendilerini tanıtabilmelerini sağlamaktadır. Kimi zaman kişilik testi talebi bireyin kendisinden gelirken, kimi zamansa aile, okul veya iş verenler talep edebilmektedir. Kişilik testi sonuçları bireyin karakteri, güçlü ve zayıf yönleri hakkında kapsamlı bilgi vermektedir. Pek çok birey kişilik özelliklerini bildiğini düşünmektedir.

Oysa kişilik özelliklerimiz bulunduğumuz ortama, etkileşimde olduğumuz insanlara ve gruplara göre esneyebilir. Ancak bu esneme sağlıklı sınırlar içerisinde olduğu sürece kişinin benlik bütünlüğüne hitap edecektir. Kişi kendini rahat hissetmediği, kişiliğiyle, ilgileriyle veya becerileriyle uyuşmayan ortamlarda çokça zorlanabilir. Bu zorlanım bireyi, bulunduğu ortama uyum sağlayabilmek için daha fazla esnemeye itebilir.

Ancak kişi kişilik sınırlarını aşan, öz benliğiyle çatışan bir noktaya gelmeye zorlanırsa olumsuz getirileri olacaktır. Aynı şekilde kişi, bu tarz ortamlarda tolare edebileceğinden daha uzun süre kalmamalıdır. Aslında eğitimde, profesyonel hayatta, kariyer basamaklarının her birinde görülen motivasyon eksikliğinin bir nedeni de budur.

Bireyler hatalı alan veya meslek seçimi yapabilmekte ve bu hatanın sonuçlarına bir ömür boyu katlanmak zorunda kalabilmektedir. Bu zorlanımsa kişinin zaman içerisinde kendi benliğine ve olduğu kişiye ters düşmesine neden olacaktır. Bir bireyin eğitimine veya mesleğine yönelik motivasyon eksikliği sadece birey için değil tüm organizasyon için olumsuz sonuçlar doğurur.

Bu nedenle kişilik testleri bireyin kendini tanıması, kendini nasıl daha iyi tanıtacağını öğrenmesi için önemlidir. Özellikle kariyer belirleme sürecine girerken mutlaka kişilik testi yaptırılmalıdır. Bu sayede kişi baskın özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini daha detaylı keşfedebilir. Bu keşif sayesinde daha mutlu ve başarılı olabileceği bir alana, mesleğe yönelebilir. Kariyer seçiminde zayıf yönler, güçlü yönler kadar, belki de fazla öneme sahip.

Peki kişilik nedir? Kişilik testi sonuçları bize neyi verir? Kişilik testi ile kariyer seçiminin ilişkisi ne? Kişilik özelliklerini bilmeden kariyer belirlemenin dezavantajları neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Kişilik Nedir ve Kişilik Testleri Hangi Amaçla Yapılır?

Kişilik, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazanılan, tutarlı olarak sergilenen ve bireyi diğerlerinden ayıran özellikleridir. Kişiliğin gelişiminde genetik etkenler daha çok bireyin potansiyelinin belirlenmesinde etkilidir. Çevresel faktörler ise bu potansiyelin kullanımına yönelik etki etmektedir.

Genetik etkenler arasında anne babanın zekâ düzeyi, kişilik özellikleri, ilgileri ve becerileri yer almaktadır. Çevresel etkenler arasındaysa beslenme ve beş duyu ile elde edilen deneyimler yer almaktadır. Ayrıca bireyin içinde doğduğu aile ve özellikle de anne baba ile olan ilişkiler oldukça önemlidir. Kişilik gelişiminde çevre de kişiliğin şekillenmesinde en az aile kadar önemli rol oynamaktadır.

Çocuk büyüdükçe sosyal çevresi ve etkileşim ağı genişlemektedir. Büyümeyle birlikte çocuğun karakter gelişiminde ailenin etkisi azalırken arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı etkili hale gelmektedir. Kişilik yaşamın ilk 6 yılında belirgin şeklini almaya başlasa da çoğunlukla tamamlanması ergenliği bulmaktadır. Sağlıklı kişilik bireyin duygu, düşünce ve davranış boyutlarında dengeli ve tutarlı bir bütünlük kurmasıyla oluşmaktadır.

Kişilik testleri ise bireyin doğuştan gelen mizaç özellikleriyle, çevresel faktörlerin etkisiyle gelişen kişiliğinin somutlaştırılmasını sağlar. Bireyin kişiliğiyle ilgili bilgileri edinebilmek yani bireyi başkalarından ayıran temel nitelikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Yaygın olarak uygulanan testler objektif testlerdir. Bu testlerde uygulayıcının yorumundan ziyade test sonucuna odaklanılmaktadır.

Klinik gözlem sonuçlardan sonra gelmektedir. Sıklıkla uygulanan objektif testler; Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) ve 16 PF Kişilik Envanteridir. Özellikle işe alım sürecinde kişilik testi uygulamaları oldukça yaygındır. Kişilik Gelişimi için İdeal Aile Ortamı Nasıl Olmalı? Ve Çocuklarda Benlik Gelişimi ve Yaşam Boyu Başarıya Etkisi yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Sonucunda Hangi Bilgileri Ediniriz?

Sosyal yaşam içerisinde ve özellikle de yeni katıldığımız ortamlarda kendimizi ifade ederken olduğumuz kişiden çok olmamız gereken kişi gibi davranabiliriz. Toplumun veya dahil olmak istediğimiz organizasyonun beklentileri davranışlarımıza etki edebilir. Ancak bulunduğumuz ortama ve kişilere alıştığımızda sahip olduğumuz kişilik özelliklerini sergilemeye başlarız. Sergilediğimiz kişilik özelliklerimiz ise dahil olacağımız sosyal grup veya organizasyon için önemlidir.

Beklentileri karşılayabilecek miyiz, uyum sağlayabilecek miyiz, fayda veya zararımız olur mu bu grup üyelerince önemlidir. Kişilik testleri de tam olarak bu bilgi ihtiyacını karşılar. Güçlü ve zayıf yönlerimizi ortaya çıkarır. Baskın kişilik özelliklerimizi, iletişim ve uyum becerilerimizi gösterir. İçedönük, dışadönük, çözüm odaklı, problem odaklı, pasif, girişken, agresif, sakin, lider veya takım üyesi. Test sonuçları bireyle ilgili pek çok bilgiyi barındırır.

Hatta bu bilgilerin bir kısmı bireyin farkında olmadığı kişilik özelliklerine yönelik olabilir. Kişi bu özelliklerini sevmiyor ve inkar ediyor veya bu özelliklerini fark edecek durum ve ortamlarla karşılaşmamış olabilirler. Test sonuçlarıyla kendini daha yakından gören bireyler özellikle farkında olmadıkları güçlü yönlerini daha verimli kullanabilirler. İş verenler içinse bu bilgiler işe alım kararını ve organizasyon içerisindeki konumlandırmayı etkiler.

Kişilik Testinden Elde Edilen Sonuçlarla Kariyer Planı Çıkarmak Çok Daha Kolay

İşe alım kadar, görev değişikliği, terfi, rotasyon süreçlerinde de kişilik testleri önem kazanmaktadır. İş veren, test sonuçlarına göre adayın sahip olduğu özelliklerin organizasyonu için faydasını veya zararını değerlendirebilir. Örneğin; stresle başa çıkmakta zorlanan bir aday stresli bir işte çalışmakta zorlanabilir. Yaratıcılığı yüksek olan bir aday, monoton bir işte sıkılabilir.

İçedönük bir aday açık ofiste, sürekli iletişim gerektiren bir işte çalışmakta zorlanabilir. Liderlik yönü güçlü olan bir aday grup üyesi olmakta zorlanabilir. Kişilik testi uygulamaları işe alımdan çok daha önce meslek seçimi aşamasında rol sahibidir. Kişilik özelliklerimiz meslek seçiminde de dikkate alınmalıdır.

Test sonuçlarından elde edilen bilgilerle bireyin hangi meslek alanında daha başarılı olabileceği veya hangi mesleklere yönelmesinin doğru olmayacağı belirlenebilir. Elbette bu kararda sadece kişilik testleri yeterli değildir. Zeka testleri, ilgi, yetenek testleri, mesleki norm ve beklentiler de bireyin meslek seçimine etki etmektedir.

Ancak seçim sürecini kişilik özelliklerinden bağımsız yapmak eksik bir değerlendirmeye neden olacaktır. Dolayısıyla da bireyin kariyer yönelimi çoğunlukla hatalı yapılmış olacak ve motivasyon kaybı beraberinde gelecektir.

Kişilik Testleri Kariyer Belirlemede Nasıl Bir Rol Oynuyor

Kariyer belirleme sürecinin en önemli aşamalarından birisi lisede yapılan alan seçimidir. Bu seçim çoğunlukla öğrencinin dönem derslerinden edindiği ortalama puanlara ve öğretmen değerlendirmelerine göre yapılır. Ancak çoğu derste başarılı veya başarısız olan öğrenciler için hangi alanın daha doğru olacağını seçmek zorlaşır.

Aslında tam da bu aşamada karar vermeden önce kişilik, zeka, ilgi ve beceri testleri yapılmalıdır. Bu sayede öğrenci çok daha sağlıklı bir alan seçimi yapabilir. Alan seçimi meslek seçimine giden aşamada en önemli karardır. Çünkü alan seçtikten sonra bazı mesleklere yönelebilme hakkı tamamen kaybedilir.

Alan dışında kalan meslekleri kazanmak da, kabul edilmek de zorlaşmaktadır. Bu nedenle alan seçerken uzun vadeli değerlendirme yapılmalı, bu aşamada meslek alternatifleri de dikkate alınmalıdır. Kişilik testleri mesleki yönelim hakkında önemli bilgiler verir. Çünkü her mesleğin başarılı olabilmek ve mesleği sürdürebilmek için sahip olunması gereken kişilik özellikleri vardır. Örneğin; bir asker, polis veya sağlık personeli soğukkanlı olabilmelidir.

Bir öğretmen sabırlı, sevecen ve adil olabilmelidir. Bir psikolog objektif, dikkatli ve iyi bir dinleyici olabilmelidir. Bir sanatçı, mimar yaratıcı olabilmelidir. Bir sporcu azimli, dakik, planlı olabilmelidir. Yine pek çok iş veren için çalışanlarının uyumlu, çözüm odaklı, yaratıcı, düzenli, planlı olması önemlidir.

Kişilik testleri sonucunda güçlü yönlerimizi daha belirgin hale getirip zayıf yönlerimizi geride tutacak mesleklere yönelebiliriz. Daha bilinçli ve bireysel seçimler yapabilir, böylece hem bireysel başarımızı hem de organizasyon başarısını destekleyebiliriz. Uygulaması ve değerlendirmesi son derece basit olan bu testler sayesinde bireysel ve organizasyonel kazanımlar artar.

İş verenler, işe aldıkları personelle ilgili daha az soru işareti taşırlar. Doğru adaya daha kısa sürede erişebilirler. Bu nedenle alan ve meslek seçimi öncesinde ve işe alım sürecinde kişilik testi yapılması önerilmektedir. Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin ve Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Yaptırmadan Hedef ve Kariyer Belirlemek Başarı Oranını Düşürüyor

İş hayatında kariyer planlaması ve kariyer başarısı hem bireyler hem aileler için büyük önem taşımaktadır. Özellikle günümüzde bilinçli kariyer planlamak çok daha önemli hale geldi. Eğitimde ve istihdamda ciddi bir rekabet var. Adaylar çok donanımlı ancak istihdam sınırlı. Dolayısıyla işsizlikle başa çıkabilmek için kariyer planını olabildiğince erken ve detaylı yapmak gerekiyor.

Ancak bu süreçte kişilik özelliklerini dikkate almak çoğunlukla ihmal ediliyor. Ailelerin ve öğrencilerin yönelimi popüler, prestijli veya çok kazandıran meslekler olabiliyor. Fakat bir meslekte başarılı olmak için o mesleği tercih etmek yeterli değildir. Meslekte başarılı olmak için gereken kişilik özelliklerini de taşıyabilmeniz gerekir. Eğitim hayatınızdan başlayarak kendinizi mesleğiniz içerisinde kanıtlayacağınız sürece kadar pek çok zorlukla karşılaşabilirsiniz.

Zorluklarla baş edebilmenizde ise karakteristik özellikleriniz önemli bir role sahiptir. Kişilik özelliklerinizin mesleki beklentilerle örtüşmesi bu zorluklarla başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle kişilik testleri son derece önemlidir. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak için profesyonel danışmanlık alabilirsiniz. Okul öncesi eğitim döneminden itibaren eğitim hayatınızın herhangi bir aşamasında destek alarak kariyerinize yön verebilirsiniz.

Yine kariyerinizi belirleyip, mesleğinizi seçtikten sonra da destek talebinde bulunabilirsiniz. Bu sayede mesleğinizde nasıl daha başarılı olabileceğinizi öğrenebilir veya kariyer değişikliği fırsatlarını yakalayabilirsiniz. Tüm bu süreçle ilgili bizimle iletişime geçebilir Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleri ile çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı  alabilirsiniz.

Read More

Yurtdışında okumak 21. yüzyıl içerisinde ve özellikle de son yıllarda çokça talep görüyor. Artık pek çok öğrenci üniversite eğitimlerine yurt dışında devam etmek istiyor. Ön lisans, lisans ve yüksek lisans programları talep görüyor. Yanı sıra yaz okulları, dil ve sanat okulları da talep gören programlar arasında. Yurtdışı eğitimi özelliklede global sahası olan mesleklerde önem kazanıyor.

Özgeçmişinde kısa süreli de olsa yurtdışı eğitim veya yaşam deneyimi olanlar kazançlı çıkıyor. Ancak alınacak eğitim, çalışılacak sektör ve tabi yurtdışında geçirilen sürenin niteliği kariyerimizde önemli rol oynuyor. Eğitim alınan bölüm mesleğinizle ilintili değilse bu tecrübeden beklediğiniz avantajı yakalayamayabilirsiniz. Aynı şekilde çalışacağınız sektör ve organizasyon uluslararası düzeyde iş yapmıyorsa bu deneyiminiz sizi öne çıkarmayabilir.

Yurtdışında uzun süre kalmış olabilirsiniz. Ancak geçirdiğiniz süreyi iyi değerlendirememiş olabilirsiniz. Örneğin; dil okuluna gitmiş ancak döndükten sonra yeterince üzerinde durmadığınız için konuşma pratiğinizi yitirmiş olabilirsiniz. Yurtdışında sizin kadar uzun süre geçirmemiş ama kaldığı süreyi iyi değerlendirmiş olan biriyse daha avantajlı olabilir. Dolayısıyla yurtdışında okumak her durumda sizi öne çıkaramayabilir.

Aslında kariyerinizde ilerlemek için attığınız her adım gibi yurtdışı eğitiminizi de iyi planlamalısınız. Bu eğitimi neden istiyorsunuz? Mezuniyet sonrası bu eğitime yönelik beklentileriniz neler? Yurtdışında almak istediğinizle yönelmek istediğiniz meslek aynı mı? Yurtdışında yaşamayı, çalışmayı veya ülkenize döndüğünüzde global bir işi sürdürmeyi istiyor musunuz? Yurtdışı eğitiminizi planlarken nelere öncelik verdiniz?

Seçtiğiniz okul, bölüm ve meslek beklenti, istek, ilgi ve becerilerinizle ne kadar örtüşüyor? Karakteristik özellikleriniz bu mesleği yapmaya ne kadar uygun? Aslında yurtdışında okumak için karar verirken tüm bu sorulara da cevap verebilmek gerekiyor. Çünkü bu detaylar yeterince iyi düşünülmez, cevaplanmazsa eğitimden beklenen başarı ve verim elde edilemeyebiliyor.

Peki yurtdışı eğitim planlanırken nelere dikkat edilmeli? Bölüm ve meslek seçimi yaparken nelere bakılmalı? Seçilecek okul, ülke ve eğitim kadrosu kariyerimiz açısından önemli mi? Daha bilinçli ve planlı bir tercih yapmak için profesyonel destekten faydalanmak gerekir mi? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak İsteyenler İyi Bir Kariyer Planı Çıkarmalı

Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler tıpkı yurt içinde olduğu gibi seçim yapmadan önce iyi bir planlama yapmalıdır. Öğrenciler çoğunlukla yurtdışı eğitimi almaya odaklanmakta ancak bu eğitimi yeterince iyi planlamamaktadır. Bu durum yurtiçinde eğitim alacak pek çok öğrenci için de geçerlidir. Neredeyse tüm öğrenciler üniversite eğitimi almayı hedefler ancak bu hedeflerini yeterinde detaylı şekilde planlamazlar.

Planlama eksiklikleri ise zaman yönetimini zorlaştırır, motivasyonu olumsuz etkiler. Dolayısıyla yurtiçi veya yurtdışı eğitim fark etmeksizin amaç diploma almaktan çok nitelikli diploma almak olmalıdır.

Yurtdışında Okumak İstiyorsanız Hedefinizi Detaylı Planlayın

Hedef belirlemek motive olmanızı, olası riskleri hesaplayabilmenizi ve organize olabilmenizi sağlar. Hedefi olan bir birey hedefine ulaşmak için ihtiyaç duyacağı kaynakları çok daha iyi tespit eder. Daha planlı, programlı ve disiplinli çalışabilir. Eğer belirlenen hedef bireyin ilgileriyle, istekleriyle, kişiliği ve beklentileriyle uyumluysa zorluklarla başa çıkmak kolaylaşır. Ancak bir hedefin erişilebilir olması için mutlaka belirgin bir hedef olması gerekir.

“Üniversiteyi yurtdışında okumak istiyorum!” bir hedeftir. Ancak yeterince belirgin değildir. Bu hedefi daha belirgin hale getirmek için detaylandırmalı, kısa ve uzun vadeli hedeflere dönüştürmek gerekir. Örneğin; Harvard Üniversitesinde Psikoloji Eğitimi almak istiyorum gibi. Hedefinizi belirginleştirdikten sonra bu hedefe ulaşmak için neler yapmanız gerektiğini tespit edip, planlayabilirsiniz.

Hangi sınavlara girmeniz gerekiyor? Bu sınavlara hazırlanmak için profesyonel desteğe ihtiyacınız olacak mı? Günde kaç saat çalışmalı, ne kadar soru çözmelisiniz? Yabancı dil bilginiz nasıl ve ilerletmeniz gerekiyorsa neler yapmalısınız? Gideceğiniz ülkenin yaşam koşullarını, kültürünü biliyor musunuz? Yaşam maliyetleri neler, konaklama, beslenme, sağlık, ulaşım gibi ihtiyaçlarınızı nereden, nasıl ve ne kadara karşılayabilirsiniz?

İşte bütün bu sorulara vereceğiniz cevaplar hedefinizi daha belirgin ve planlı hale getirmenizi sağlamış olacak. Bu bilgileri toplarken, hedefinizi değiştirebilir veya geliştirebilirsiniz de. Yeterince bilgi toplamak karar vermenizde ve seçeneklerinizi belirlemenizde seni esneklik sağlayacaktır. Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor ve Hangisi Daha Doğru: Sınav Sonucuna Göre Hedef Belirlemek mi Hedefe Göre Sınava Hazırlanmak mı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak için Seçtiğiniz Bölüm ve Meslek İlgi ve Becerilerinizle İlişkili mi?

İlgi ve yeteneklerini mesleğine ve performans alanlarına dahil eden bireylerin iş tatmini ve motivasyonları çok daha yüksek olacaktır. Bu nedenle alan, meslek, okul, iş veren, sektör seçimlerimizde ilgi ve beceri alanlarını dikkate almak oldukça önemlidir. Bu sayede birey belki de bir ömür boyu hobi olarak gördüğü bir alandan geçimini sağlayabilir. Yaptığı işi sever, sevdiği işe değer katar.

Konfüçyüs’ün deyimiyle “Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız. Eğitiminize ister yurtiçinde ister yurtdışında devam edin, seçimlerinizi mutlaka bireysel özelliklerinizi dikkate alarak yapmalısınız. Alan, bölüm ve meslek seçimleri kariyerinize adım adım yön veren önemli dönüm noktalarıdır. Bir mesleğe yönelmek hayatınızın geri kalan 40-50 yılında nasıl bir hayat süreceğinizi büyük ölçüde belirleyecektir.

Mesleğinizi seçtiğinizde olası yaşam koşullarınızı, sosyal çevrenizi, gelir düzeyinizi de seçersiniz. Bu nedenle yurtdışında okumak için hazırlık yapıyorsanız mutlaka seçimlerinizde ilgilerinize ve becerilerinize de yer verin. Ancak şu da unutulmamalıdır; bir çocuğun/gencin bir alana ilgisi olabilir ama becerisi olmayabilir.

Becerisi olabilir ama ilgisi olmayabilir. İlgisi ve/veya becerisi olabilir ama bilgisi olmaya bilir. Hepsi olabilir ama sosyo-ekonomik, kültürel ve dönemsel koşullar bu meslek için uygun olmayabilir. Dolayısıyla doğru bir seçim yapabilmek için ilgi ve beceri alanları belirleyici olsa da tek etken değildir. Burada yine en başa dönüyoruz. Kariyerinizde başarılı olabilmek için tek bir etkeni dikkate almak yeterli değildir.

Kariyer planlamak çok yönlü değerlendirme yapabilmeyi gerektiren oldukça önemli bir süreçtir. Alan Seçimi Kariyer Yolculuğunun Rotasını Belirliyor ve İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Özelliklerinizi Seçim Sürecine Dahil Ettiniz mi?

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Doğru bir meslek seçimi yapmak için kişinin ilk önce kendini objektif şekilde değerlendirmesi gerekir.

Bu değerlendirmeyi yapabilmek kolay değildir. Özellikle güçsüz yönlerimizi kabul etmekte çoğunlukla zorlanırız. Doğru bir mesleğe yönelebilmek için kişilik özelliklerimizi biliyor olmamız, güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlememiz gerekir. Bununla da kalmaz doğru seçim için ilgi ve beceri alanlarımızın da göz önünde bulundurulması gerekir. Kişilik özellikleriniz meslek seçimi kadar, gideceğiniz ülkenin ve okulun belirlenmesinde de önemlidir.

Yurtdışında okumak isteyen öğrenciler için tüm bu öneriler caydırıcı gibi görünebilir. Ancak bu alt detayların düşünülmesi ve araştırılması hedefinizi güçlendirir ve özgüveninizi de artırır. Kimse bilmediği bir ülkede belirsizlikler içerisinde kalmak istemez. Aynı şekilde kimse uzun yıllar emek verip, maddi ve manevi yatırım yapıp seçtiği meslekten, aldığı eğitimden pişmanlık duymak istemez. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.

Karar sürecinde profesyonel destek alarak üzerinizdeki iş yükünü de hafifletebilirsiniz. Yetenek Testi: Her Çocuğun Bir Yeteneği Var, Yeter ki Fark Edilip Desteklensin! Ve Kişisel Gelişim, Üniversite ve Meslek Seçimi Başarılı Bir Kariyer İçin Ne Kadar Önemli! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak için Bütçenizi Erkenden Planlayın

Özellikle ülkemizden gidecek öğrenciler için yurtdışı eğitim ortalamanın çok daha üzerinde bir maliyete neden olmaktadır. Kur değişiklikleri de bu maliyeti günden güne artırabilmektedir. Eğitiminize aileniz destek verecekse mutlaka birlikte gitmeden önce bütçe planlaması yapmalısınız. Aylık ve yıllık harcamalarınızı her detayı düşünerek planlamalısınız. Yurtdışında maddi zorluk yaşamanız imkanlarınızın kısıtlanması dışında sizi psikolojik olarak da oldukça zorlayacaktır.

Bu noktada özellikle ailenin finansal desteği yurtdışı eğitim için yeterli olmayacaksa yurtdışı eğitim burslarını araştırmalısınız. Eğitim bursundan faydalanmanız maddi olarak sizi oldukça rahatlatacaktır. Bazı özel burslar sayesinde gelecekteki iş alanınızı dahi belirleyebilirsiniz. Bir diğer seçenekse ders gün ve saatleriniz dışında kalan zamanlarda çalışabileceğiniz ücretli bir iş bulmanızdır.

Yurtdışında okumak isteyenler part time çalışarak hem yönetici işlev becerilerini geliştirebilir hem iş hayatını erken tecrübe edebilirler. Çalışarak elde edilecek maddi kazanç ise ayrı bir kolaylık sağlayacaktır. Ülkenin kendi para birimiyle maaş almaksa hem öğrenciye hem aileye maddi rahatlık sağlayacaktır. Yurtdışında Üniversite Eğitimi: Karar Süreci Nasıl Olmalı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak Profesyonel Destek ile Çok Daha Kolay

Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler avantaj ve dezavantajları öğrenmek ve daha bilinçli bir hazırlık yapmak için destek alabilirler. Alınacak yurtdışı eğitim danışmanlığı öğrencilerin ve ailelerin olası riskleri minimuma indirmesini sağlayacaktır. Ülkelerin yabancı öğrencilere yaklaşımı, üniversitelerin kabul koşulları, maliyet hesaplamaları gibi pek çok detaya bakılmalıdır.

Pek çok aile kısa sürede bu kadar fazla konuya yoğunlaşamadığı için yurtdışı eğitimden kaçınmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki öğrenci istediği ve aile destek sağladığı sürece avantajlar dezavantajlardan çok daha fazladır.

Aba psikoloji olarak yurtdışında okumak isteyen danışanlarımıza bu işin mutfağında olan uzmanlarımızla destek veriyoruz. Kaliteli bir hizmet için özellikle üniversiteyi, akademik süreci ve tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Çalıştığımız alanlar itibariyle özellikle eğitim ve yüksek öğrenim eğitimi konusunda tüm aşamaların sistematiğini kurarak öğrencilerimize gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

Eğitim, yüksek öğrenim ve özellikle de öğrencilerin kendi bireysel stratejik yetenek yönetimine bakarak değerlendirme yapıyoruz. Uyguladığımız test, envanter ve klinik değerlendirmelerle danışanlarımız için en doğru tercihleri belirliyoruz. Aba psikoloji olarak tüm bu hizmetleri sağlıyor ve danışanlarımıza tüm ihtiyaç konularıyla ilgili rehberlik ediyoruz. Dolayısıyla Aba psikoloji olarak stratejik iş ortaklarımızla beraber sahip olduğumuz deneyimli kadroyla kariyer planınızda yanınızdayız.

Yurtdışında okumak için motivasyonu ve potansiyeli olan gençlerimizin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak istiyoruz. Yurtdışı eğitiminin doğru planlandığında kariyer gelişimine son derece önemli etkisi olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz. Potansiyeli olan pek çok öğrenci yurtdışı eğitime yönelik sahip oldukları eksik, yanlış bilgilerle önyargı geliştirebilmektedir.  Önyargılar ise uluslararası anlamda başarı elde edebilecek nice gencin potansiyelinin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Siz de yurtdışında okumak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba Academy sayfamızdaki yazıları ve Aba Yurtdışı Eğitim Youtube kanalındaki içerikleri de takip edebilirsiniz.

 

Read More

Gelişim testi, çocuklarda var olan gelişimsel sorunları tespit etmek amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır. Yaş grubuna, süreye ve uygulama şekline göre birbirinden farklı testler bulunmaktadır. Yine bu testleri uygulayan kişi ve kurumlarda da yetkisel farklılıklar olabilmektedir. Testin neden uygulandığı ve sonuçların kiminle paylaşılacağı da hangi testin nerede uygulanabileceğini belirlemede önemlidir.

Özellikle resmi kurumlarda talep edilen belli başlı test türleri ve geçerli kabul edilen kişi/kurum seçenekleri olabilmektedir.  Testler çoğunlukla okul öncesi yaş grubundaki çocuklara uygulanır. Uygulama aralığı sıklıkla 0-6 yaşı kapsamaktadır. Gelişime yönelik testlerin çoğunlukla gelişim geriliklerinin tespiti için kullanıldığı düşünülmektedir. Oysa hedef gelişim düzeyini tespit etmektir. Gelişim geriliği olabileceği gibi, normal gelişim veya ileri gelişim sonuçları da alınabilir.

Gelişim testi sıklıkla öğretmen veya doktor önerisiyle yapılmaktadır. Okul öğrencisi öğretmenleri çocuğun gelişimine yönelik gerilik, üstünlük ve sapmalarla ilgili aileyi bilgilendirebilmektedir. Ailelerde bu geribildirimin ardından test arayışına geçmektedir. Bazen de çocuk doktorları bu öneride bulunabilmektedir. Yine ailenin kendisi de erken dönemde çocuğun gelişim seviyesini öğrenmek için test talep edebilir.

Peki çocuklara uygulanan gelişim testleri hangileri? Hangi test hangi yaş aralığında uygulanıyor? Test nasıl uygulanıyor? Testler hangi durumlarda uygulanmalı? Gelişim testleri yaptırmak her çocuk için gerekli mi? Ve benzeri soruların cevaplarına yazının devamında erişebilirsiniz.

Gelişim Testi Kategorisinde Hangi Testler Var?

Gelişim testleri yaşa, bakılmak istenen gelişim alanına ve amaca göre farklılık gösterebilmektedir. Bilişsel, fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişim düzeyleri dikkate alınmaktadır. Kimi uygulamalar doğrudan çocukla yapılırken kimilerinde ebeveynlerin de uygulamaya katılması beklenir. Aşağıda geçerlilik güvenirliği tamamlanmış, uygulama sıklığı yüksek olan gelişim testlerine yer verilmiştir.

Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE)

Psikologlar tarafından 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimsel açıdan değerlendirilebilmesi amacıyla uygulanan bir envanterdir. Envanter “Evet, Hayır, Bilmiyorum” şeklinde yanıtlanan 154 maddeden oluşmaktadır. Uygulama sırasında sorulan çocuğun ebeveynine yöneltilmektedir. 0-3 aylık dönemden başlanarak aylık periyotlar halinde çocuklar 72. Aya kadar gözlemlenir. Dil gelişimi, zihinsel beceriler, küçük-kas gelişimi, büyük-kas gelişimi, sosyal gelişim ve öz bakım becerileri incelenir.

Uygulamaya aile de katılır. Sorular ebeveynlere sorulur ve cevap alınırken uygulayıcı tarafından çocuk gözlenir. Envanterden alınan sonuçlar çocuğun takvim yaşı da göz önünde bulundurularak hesaplanır. Ardından değerlendirme için sonuçlar Çocuk ve Ergen psikiyatristine yönlendirilir. AGTE Gelişim testi bebek ve çocuğa yönelik çok yönlü ve derinlemesine bilgi sağlayan bir testtir.

Gelişimsel gecikme açısından risk altında olduğu düşünülen bebek ve çocukların tanınması ve gerekli önlemlerin alınabilmesi açısından önemli bir testtir.

Metropolitan Okul Olgunluğu Testi

Okula başlaması planlanan çocuğun okul olgunluğuna erişip erişmediğini tespit etmek için uygulanan bir testtir. Kelime Anlama, Cümleler, Genel Bilgi, Eşleştirme, Sayılar, Kopya Etme gibi 6 alt test ve toplam 100 maddeden oluşur. Bu testte çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişimi kadar psikolojik hazır oluşu da dikkate alınmaktadır. Diğer tüm testlerde olduğu gibi bu testi uygulayan uzmanda da uygulamaya yönelik yetkinliğin ve tecrübenin olması gerekir.

Frostig Görsel Algılama Testi

4-8 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan görsel algılamayı ölçen bir testir. Bu gelişim testi bireysel veya grup olarak uygulanabilir. Frostig bir kağıt kalem testidir ve görsel algılamayı 5 farklı algısal beceri üzerinden değerlendirir. Okula başlayacak çocukların okula hazır olup olmadığını ölçmeye yaradığı gibi öğrenme güçlüklerinin erken teşhisi için de önemlidir. Ön hazırlık süresiyle birlikte toplamda 50-60 dakikalık bir testtir. Test içerisinde aşağıdaki algı becerileri sırasıyla ölçülmektedir.

  1. El-göz koordinasyonu
  2. Şekil-Zemin ayırımı
  3. Şekil sabitliği/değişmezliği
  4. Mekan-boyut algısı (Uzay boyut algısı)
  5. Mekan ilişkilerinin algısı

Stanford Binet Zeka Testi

İlk zeka testi olma özelliğine sahip testtir. Günümüze kadar 4 farklı uyarlamadan geçmiştir. Üstün yetenekli ve zihinsel engelli bireylerin tespit edilmesinde kullanılan bir zeka testidir. Test her yaş dilimine göre hazırlanmış farklı standart sorular içermektedir. Uygulama çocukla birlikte bireysel görüşme içerisinde yapılır. Küçük çocuklara uygulandığından yaklaşık 30 dakika, daha büyüklerde ise bir veya bir buçuk saat sürebilir.

Standart uygulamaya, beklenen zihinsel yaşının daha altındaki sorularla başlanır. Eğer katılımcı bu sorularda başarısız olursa başarılı oluncaya kadar bir önceki seviye sorularına devam edilir. Gelişim testi içerisinde başarılı olunan seviye katılımcının temel yaşı olarak kabul edilir. Temel yaş belirlendikten sonra uygulayıcı daha yüksek düzeylere geçmeye başlar ve testin kalan kısmında katılımcı tümüyle başarısız oluncaya kadar sürer.

Başarısız olunan seviyede test sona erer. Stanford-Binet testi çeşitli yaşlardan kişilere uygulanabilmekle beraber çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler için daha uygundur.

WISC -R Zeka Testi

6-16 yaş grubuna uygulanan bireysel bir zeka testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur. Her bölümde bir yedek, 5 ana test olmak üzere 6 alt test bulunmaktadır. Herhangi bir alt testin bozulması durumunda bozulan alt testin bulunduğu bölüme ait yedek test uygulanır.

Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka bölümü elde edilir. Bazı alt testlerin uygulanması süreye dayalıdır. Gelişim testi kategorisinde yer alan WISC-R mutlaka eğitim sertifikasına sahip, deneyimli, yetkin uygulayıcılar tarafından uygulanmalıdır.

Burdon Dikkat Testi

Öğrencilerin dikkat düzeylerini ölçmek amacıyla kullanılan, 10-20 yaş aralığındaki kişilere uygulanan bir testtir. Bu test sayesinde öğrencilerin dikkat eksikliği ve dikkati sürdürme güçlükleri tespit edilebilmektedir. Süreli bir testtir. Testteki her bölüm için ilköğretim düzeyindeki öğrencilere 3, lise kademesindekilere 2 dakika verilir.

Uygulama şekli; öğrencilere bir sayfa üzerine gelişi güzel dizilmiş harfler verilir. Bu harfler belli ve düzenli aralıklarla dizilmiştir. Her satırda 407 harf bulunur. Her sayfada da (20) satır vardır. Bu yapraktaki her harfin sayısı bilinir. Öğrencilere şu şekilde yönerge verilir:

“Önünüzdeki sayfada bulunan bütün a, b, d ve g harflerinin altlarını kurşun kaleminizle çizeceksiniz. Bir satırı gözden geçirirken önce yalnız bir harfi işaretlemeyeceksiniz. Satırdaki tüm a, b, d, g harflerinin altını çizeceksiniz.’’ Öğrencilerin ne yapacaklarını çok iyi kavramaları gerekir ve testi uygulamaya yönelik motivasyonları da olmalıdır. Gelişim testi yorgun, ilgisiz ve isteksiz öğrencilere uygulandığında alınacak sonuçlar hatalı olabilir.

Bender – Gestalt Görsel Motor Algı Testi

Test 5 buçuk ile 11 yaş aralığındaki çocuklara uygulanabilmektedir. Testin amacı çocuklardaki görsel motor işlevini görmektir. Bir çeşit zeka testidir. Zekanın görsel devinimsel motor algılamasında gerilik, regresyon, fonksiyon kaybı ve organik beyin hasarlarını saptamakta kullanılmaktadır.

Gesell Gelişim Figürleri Testi

3-10 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan bir performans değerlendirme testidir. Erken çocukluk döneminde uygulanması daha sağlıklı sonuçlar almayı kolaylaştırmaktadır. Çocuklarda motor beceri, görsel algı, görsel hafıza, el-göz koordinasyonu, küçük kas becerilerini ölçen bir testtir. Ayrıca çocuğun gelişiminde herhangi bir problem olup olmadığı ile ilgili bir değerlendirme yapılmasına olanak sağlar.

Denver Gelişim Testi

0-6 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan bir testtir. Uygulamaya anne ve baba da katılmaktadır. Anne&babadan çocukla ilgili bazı bilgiler alınır ve uygulamaya geçilir. Test formunda yer alan maddelerden anneye yöneltilmesi gereken sorular anneye yöneltilir ve çocuğun yapması beklenen maddeler ise çocuğa yöneltilir. Testin verilişinde standart yönergeye uyulması gerekmektedir. Küçük çocuklarda varolan gelişimsel sorunları tespit etmek amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır.

Moxo Dikkat Testi

Moxo testi özel olarak 6-12 yaş arası çocuklar için tasarlanmıştır. Çeşitli uyaran ve çeldiriciler içeren kısa ve online bir testtir. Çocuk ve yetişkinlerde Dikkat, Zamanlama, Dürtüsellik ve Hiperaktivite performansını ölçen, uzmanlar tarafından uygulanan objektif bir testtir.

Moxo Testinde çocuğun günlük hayattaki gibi testte bulunan görsel ve işitsel çeldiricileri görmezden gelmesi gerekmektedir. Çocuğun bunu başarabilmesi için çeldiricilerin aktif inhibisyonunu sağlayabilmesi gerekir. Gelişim testi kategorisinde dikkat dağılımının sebeplerini ortaya çıkaran güvenilir tek test Moxo Testidir. DEHB teşhisinde ve takibinde sıklıkla başvurulan bir testtir.

Buraya kadar bahsettiğimiz testlerin dışında sıklıkla uygulanan ve ayrıca bilgi alabileceğiniz aşağıdaki testler de bulunmaktadır;

  • Okul Olgunluğu Değerlendirme Testi
  • TİFALDİ Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil Testi
  • Bayley III Gelişimsel Tarama Ölçeği
  • Peabody Resim Kelime Testi
  • Beier Cümle Tamamlama Testi
  • Kimdir Bu?
  • Problem Tarama Listeleri
  • Kime Göre Ben Neyim
  • Başarısızlık Nedenleri Anketi
  • Snellen Scala Görme Sorunları Tarama Kartı

Gelişim Testi Her Çocuk İçin Gerekli Mi?

Gelişim testlerine verilen önem ve gösterilen ilgi yıldan yıla artış göstermektedir. Bu testler çocuğun gelişim düzeyini, takvim yaşına göre ileride, geride veya beklenen düzeyde olup olmadığını görmeyi kolaylaştırır. 0-6 yaş aralığındaki dönem çocukların gelişimi için çok önemli ve kritik bir dönemdir. Bu dönem içerisinde çocukların gelişimlerini ölçmek ileriye dönük pek çok fikir verebilmektedir.

Gelişim testleri sadece gerilik ve sorun tespiti için uygulanmamaktadır. Yaşının ilerisinde olan veya bazı alanlarda akranlarından daha başarılı olan çocukların da tespitini kolaylaştırır. Bu da öğretmenlere, aileye çocukla ilgili yönlendirici bilgiler sunmuş olur. Bu bilgiler eşliğinde çocukların eğitim hayatlarının ve kariyer rotalarının planlanması kolaylaşır. Bu anlamda yapılabilecek birçok gelişim testi bulunmaktadır.

Gelişim testleri çocukların gelişimini birçok açıdan inceler; sosyal beceri, ince motor, kaba motor, dil gelişimi ve toplam gelişim olarak. Testlerin sonucunda çocuğun yaşına uygun olan gelişimsel özellikleri taşıyıp taşımadığı incelenir. Gelişim testlerinin önemsendiği bir başka dönem de okul çağı dönemidir. Ebeveynler çocukları okula başlayacağı zaman yoğun kaygı duyabilmektedir.

Kimi ebeveynler çocuğun okula erken başlamasını isterken kimileri de olabildiğince geciktirmek isteyebilir. Burada ebeveynin isteğinden çok daha öncelikli bakılması gereken çocuğun okul olgunluğudur. Gelişim testleri içerisinde okul olgunluğunu ölçen testler de bulunmaktadır. Testler çok çeşitli olduğu gibi bu testleri yapan kurum ve kişiler de çok fazladır.

Gelişim testi yaptırmaya karar verdikten sonra mutlaka uygulama için resmi ve güvenilir kurumlar tercih edilmelidir. Uygulayıcının aldığı eğitimler, uygulama sıklığı, yetkinliği ve tecrübesi araştırılmalıdır. Kurumun teste yönelik vereceği raporun geçerliliği de uygulamadan önce öğrenilmelidir. Aynı testin tekrar tekrar uygulanması doğru değildir. Aradan mutlaka testin türüne ve içeriğine göre belli bir zaman geçmelidir.

Aba Psikoloji olarak biz de kurumumuzda uzman kadromuzla çeşitli gelişim testleri uygulamaktayız. Zeka, kişilik, dikkat, algı, ilgi ve beceri testleri uygulamaktayız. WISC V, Stanford Binet, Moxo Dikkat Testi,  CARS, Leiter, PEP 3 uyguladığımız testlerden bazılarıdır. Siz de gelişim testi yaptırmak istiyorsanız testlerle ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Zeka testi, zeka seviyesini veya zeka katsayısını ölçmek için uygulanmaktadır, geçerliliği ve güvenirliliği çalışılmıştır. Kullanılan testlerin uygulama methodu, uygulama süresi ve uygulanacağı kitlenin özellikleri farklılık gösterebilir. Bu testler aracılığıyla katılımcının zeka düzeyi, varsa üstünlük veya gerilik durumları, zeka alanı tespit edilebilir. Testler sıklıkla üstün veya gerilik öngörüsü ile yapılıyor olsa da herhangi bir şüphe gerektirmeden her birey için uygulanabilir.

Zeka testleri sanılanın aksine sadece zeka kapasitesini ölçmekle kalmaz. Öğrenme güçlükleri, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı gibi birçok durum hakkında bizlere bilgi verir. Edinilen bilgiler ışığında sonuçlar bizlere, aileye, öğrenciye önemli bir argüman sağlar. Bu bilgiler
bireyin akademik, sosyal ve kişisel gelişimini değerlendirmek açısından son derece önemlidir.  Gerek zeka potansiyelinin, gerek yaşanan zorluğun tespiti alınacak önlemler açısından bizlere yol gösterecektir.

Ve aynı şekilde daha iyi bir akademik plan ve kariyer rotası çıkarmak için oldukça önemlidir. Planlamaya bilinmezlikle, ihtimaller ve olasılıklarla başlamak amacın yeterince belirgin olmasını engeller. Somut, ölçülebilir ve değerlendirilebilir bir bilgi ise bu bilginin yönetilmesini ve işlenmesini kolaylaştırır. Dolayısıyla zeka testi sonuçları ile kariyer planı çıkarmak çok daha bilinçli, sağlıklı ve verimli sonuçlar elde etmeyi kolaylaştıracaktır.

Peki zeka testleri kategorisinde hangi testler yer almaktadır? Hangi test, hangi yaş grubuna ve hangi amaçla uygulanır? Uygulamalardaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Kimlere, neden ve ne zaman uygulanması gerekir? Sorularla ilgili cevaplara yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Zeka Testi Kategorisinde Yer Alan Testler?

Zeka testleri birbirinden oldukça farklı uygulama methodları içeren ve farklı içeriklerde olabilmektedir. Zeka testleri içerisinde çok sayıda testin olması ise ebeveynler için karışıklığa yol açabilmektedir. Test yaptırmadan önce ön hazırlık yapmak ve mümkünse güvenilir kişi ve kurumlarla iletişime geçmek önerilir. Testlerle ilgili karar vermeden önce kurumları arayabilir, testin orada uygulanıp uygulanmadığını öğrenebilirsiniz.

Uygulayıcılarla test gününden önce tanışabilir ve kurumun vereceği test sonucunun resmi kurumlarca tanınıp tanınmayacağını öğrenebilirsiniz. Aşağıda zeka testi kategorisinde yer alan ve sıklıkla duyabileceğiniz testlerle ilgili özet bilgiye erişebilirsiniz.

Moxo Dikkat Testi

Moxo Testi, çocuk ve yetişkinlerde dikkat, zamanlama, dürtüsellik ve hiperaktivite performansını ölçen bir testtir. Testin uygulaması, değerlendirmesi ve raporlanması mutlaka uzman ve yetkili kişiler tarafından yapılmalıdır.  Moxo Testi uygulanırken katılımcı tıpkı günlük yaşamdaki gibi görsel ve işitsel çeldiricileri göz ardı etmelidir. Testin amacı dikkat dağılımının sebeplerini ortaya çıkarmaktır.

Her çocuğun algısı farklı olduğu gibi dikkatini dağıtan şeylerde farklıdır. Ancak kişinin dikkatini nelerin dağıttığını tespit etmek her zaman kolay değildir. Moxo ise çeldiricilerin kolayca tespit edilmesini sağlamaktadır. Test bilgisayar karşısında sadece 15 dakikalık bir sürede online olarak uygulanmaktadır. Test bitiminde sonuca yönelik rapor katılımcı ve ailesiyle hemen paylaşılabilmektedir. Sonuçlar, ilgili uzman eşliğinde değerlendirilerek aileye bilgi verilir.

Uygulanan zeka testi sayesinde çocuğun akademik hayatı, performans alanları ve kariyeri çok daha iyi gelişim gösterir. Özellikle akranlarına göre sınıf içerisinde daha hareketli olan çocuklar vardır. Kimi zaman çok basit soruları bilemiyorken kimi zaman çok daha zor soruları bilebilen çocuklarla da karşılaşırız. Böyle bir durumda Dikkat eksikliğinden ve hiperaktiviteden şüphe edebiliriz.

Unutulmamalı ki Türkiye’de 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda dikkat eksikliği görülme oranı %7 ile %12 arasındadır. Moxo dikkat testi 6-12 yaş arası çocuklar için tasarlanmıştır. Sıklıkla DEHB tanısının konmasında, takip ve gözleminde kullanılır.

Stanford Binet Zeka Testi

Stanford-Binet geliştirilen ilk zeka ölçeği olma özelliğini taşımaktadır. Çocuklarda gelişimsel veya entelektüel eksiklikleri teşhis etmek için kullanılan bir bilişsel yetenek ve zeka ölçümleme testidir. Uygulama bireysel olarak yapılır ve mutlaka uygulayıcının yetkin ve yeterli olması gerekir. Testte 5 farklı bilişsel beceri alanı ölçülür. Bunlar; akışkan zeka, bilgi, niceliksel akıl yürütme, görsel-uzamsal işleme ve kısa süreli hafızadır.

Bu faktörlerden her biri kendi içinde sözlü ve sözsüz olarak iki alanda test edilir. Sonuçlar Standardizasyonu yapılmış olan hesaplama methoduna ve çocuğun takvim yaşına bakılarak yapılır. Stanford Binet uygulaması Aba psikoloji merkezinde de yapılmaktadır. Uygulamada alanında yetkin olan pedagoglarımız ve psikologlarımız tarafından yapılmaktadır. Testin tekrar yapılması talep edilirse mutlaka uygulamalar arasında en az 6 ay süre olmasını öneriyoruz.

WISC-V Zeka Testi

The Wechsler Intelligence Scale for Children®–Fifth Edition’ın kısaltılmış hali olan WISC–V, güvenilirliği kanıtlanmış bilişsel yetenek ölçümlerinin en sonuncusu. Önceki versiyonlara göre daha fazla esneklik ve daha fazla içerik imkanı sunmaktadır. WISC–V, çocukların yeteneklerine dair ayrıntılı bir harita çıkarmayı amaçlamaktadır.

WISC – V günümüzde öğrenme güçlüğünün belirlenmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu test her yaşa uygun şekilde uygulanabilmektedir. Ancak öğrenme güçlüğünün yanı sıra katılımcıyı tanımayı da sağlayan pek çok bilgi sunmaktadır. Aba Psikoloji’de çocukları tanımak ve onlara kişisel çözümler sunmak amacıyla uygulanmaktadır.  Test; sözlü anlama, görsel uzam, akışkan zeka, kısa süreli hafıza ve işleme hızı gibi değerlendirmeleri içermektedir.

Bu test aracılığıyla kişilerin, bilgiyi analiz etme ve işleme becerisi, niceliksel akıl yürütme becerisi ölçülür. Görsel hafıza becerisi de değerlendirilir. Aba psikoloji WISC-V’i sıklıkla kullanmaktadır. Ayrıca KTEA™-3 ve WIAT®-III testleri de kullanılarak çocuğa ilişkin birbirinden beslenen raporlar oluşturulur.

Test sayesinde, çocukların sıklıkla deneyimlediği sorunları tespit etme ve onları zamanında yönlendirme imkanı bulunabilmektedir. Böylece öğrenme sürecinin sonunda en iyi sonuca ulaşmak için olası öğrenme güçlükleri daha net tespit edilebilir. Tespit sonrasında ise çözüme yönelik bir plan çıkartılır.

WISC-V Zeka testi çocukların zekası hakkında önemli öngörülere ulaşmayı sağlayan en güvenilir ve güçlü testtir. Testin geliştirilmiş olan bu son versiyonu ayrıca edinilen bilgilerin kişiselleştirilmesini de sağlamaktadır. Herhangi bir öğrenme güçlüğü tespit edilmesi durumunda erken yaşta yönlendirilen çocuklar, bu güçlüğü en iyi şekilde atlatma şansı buluyor.

Aba Psikoloji olarak WISC-V testini Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı ‘nın bir parçası olarak ve Amerikan normlarında uygulamaktayız. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

WISC-R Zeka Testi

6-16 yaş grubuna uygulanan bireysel bir zeka ölçümleme testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur. Her bölümde bir yedek, 5 ana test olmak üzere 6 alt test bulunmaktadır. Herhangi bir alt testin bozulması durumunda bozulan alt testin bulunduğu bölüme ait yedek test uygulanır.

Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka bölümü elde edilir. Bazı alt testlerin uygulanması süreye dayalıdır. Sözel zeka ve performans bölümü testlerinde aşağıdaki sorular sorulmaktadır (İlk 6 sözel bölüm soruları, kalanlar performans sorularıdır);

  1. Genel Bilgi: Bu bölümde çocuğun doğal ve kültürel yaşamından aldığı genel kültür bilgileri sorulur.
  2. Benzerlikler: Çocuğa iki adet resim gösterilir ve soyutlama yeteneği test edilir.
  3. Aritmetik: Süre sınırı olmakla birlikte, aritmetik işlemler ve problemler yöneltilir.
  4. Sözcük Dağarcığı: Çocuğa kendi dilinde öğrendiği kelimeleri kullandıracak sorular sorulur.
  5. Yargılama: Çocuğun önüne mantık ve muhakeme becerisini ölçecek problemler konur ve çözmesi istenir.
  6. Sayı Dizisi: Sözel zeka testi için olan son bölümde ise çocuğun işitsel hafızasını ölçme amaçlı sorular yöneltilir.
  7. Resim tamamlama: Çocuğun önüne bir resim konur ve resimdeki eksiği tamamlaması istenir.
  8. Resim düzenleme: Resimlerdeki sebep-sonuç ilişkisini oluşturabilme üzerine sorular sorulur.
  9. Küplerle desen oluşturma: 3 boyutta ne kadar yaratıcı olduğunu öğrenmek için küplerden cisimler yaratması istenir.
  10. Şifre: Karışık görselleri düzenleyerek şifre çözmeyi ne kadar hızlı yaptığı test edilir.
  11. Labirentler: El-göz uyumunu ölçmek için labirentin sonuna ulaşma soruları sorulur.

Gelişim testi kategorisinde yer alan WISC-R mutlaka eğitim sertifikasına sahip, deneyimli, yetkin uygulayıcılar tarafından uygulanmalıdır.

CAS Bilişsel Değerlendirme Testi

CAS (Cognitive Assessment System) 5-17 yaş arası bireylerin bilişsel değerlendirmelerini 4 ölçek ve 12 alt testte ölçen testtir. Zekânın zihinsel fonksiyonlara dayandığı görüşünü benimsemektedir. Bu zeka testi içerisinde planlama, dikkat, eşzamanlı ve ardıl bilişsel beceriler değerlendirilmektedir. Böylece bireylerin zihinsel düzeyleri ve zekâ bölümleri saptanmış olur. Ayrıca CAS dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü, travmatik beyin hasarı için de kullanılır.

Yanı sıra test, ağır duygusal bozukluklar ile planlama bozuklukları hakkında ipuçları sağlamaktadır. Değerlendirme süresi 60 ila120 dakika arasında değişmektedir. Testte, dikkat-dürtü kontrolü, uzamsal bilgiyi işlemleme, kavram ve sözel ifadeler arasındaki anlamı saptama, sınıflandırma, konuşma hızı gibi zihinsel süreçler değerlendirilir.

Leither Testi

Leiter Uluslararası Performans Ölçeği ya da kısaca Leiter Ölçeği, performans ölçeği formunda bir testtir. Bu test her yaş için bir IQ bölümü ve bir mantıksal yetenek ölçüsü verir. Ancak buna rağmen, 2 ila 18 yaş arası çocuklar ve gençler için tasarlanmıştır. Leiter Ölçeği’nin en önemli özelliği sözlü dil kullanılmadan uygulanabilmesidir.

Zeka testi içerisinde talimatlar dahil olmak üzere katılımcılardan sözlü bir cevap beklenmez. Testte, herhangi bir sözel alt test yoktur. Bu nedenle sadece sözsüz zekayı ölçen bir testtir. Test, ana dilde konuşamama, otizm, travmatik beyin hasarı, konuşma bozukluğu ve işitme sorunları olan katılımcılarda belirleyici bir niteliğe sahiptir.

Leiter Ölçeği, sözel bir yapıya sahip Binet Ölçeği yerine sözel olmayan bir alternatif olarak kullanılmaktadır.

Zeka Testi Neden, Ne Zaman ve Kimlere Yaptırılmalı?

Zeka testlerinin yaptırılması çoğu zaman maliyetli olabilmektedir. Maliyet kadar nerede ve kime uygulatılacağının bilinmiyor olması da çekimser durulmasına neden olabilmektedir. Zeka testlerinin uygulanması için bir gerekliliğe ve yönlendirmeye gerek duyulmamalıdır. Her çocuk ve bireye yaşına ve ölçülmek isteyen fonksiyonlara göre test uygulanabilir. Uygulamadan elde edilen sonuçlar çocuk, ergen veya yetişkin bireyin performans alanları için önemli bilgiler verecektir.

Bir çocuğa özellikle okul çağına başlamadan test uygulanması önerilir. Bu sayede çocuğun okula başlamaya hazır olup olmadığına da bakılabilir. Yine çocuğun zeka düzeyine göre akademik destek ihtiyacı varsa karşılanabilir. Bu sadece gerilik için gerekli olan bir durum değildir. Üstün zekalı ve yetenekli çocukların da körelmemeleri için profesyonel desteğe ihtiyacı olacaktır. Bu desteği ise ancak uygun öğretmenler ve eğitim kurumları sağlayabilecektir.

Unutulmamalı ki zeka testi başarı veya başarısızlık ölçütü değildir. Üstün zekalı bir öğrenci doğru eğitim ortamında değilse, yeterli ilgisi ve motivasyonu yoksa potansiyelinin altında kalabilir. Aynı durum tam tersi durumlar için de geçerlidir.

Öğrencinin zeka düzeyi ortalama ve altı olabilir ancak öğrenmeye yönelik ilgisi, merakı ve motivasyonu yüksek olabilir. Bu durumda öğrencinin potansiyelini zorlayarak beklenin üstünde başarı elde edebilmesi muhtemeldir. Bu nedenle başarılı olmanın sadece zeka düzeyiyle ilgili olmadığı göz ardı edilmemelidir. Zeka testi uygulamalarımız ve kariyer odaklı çalışmalarımızla ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Yetenek testi, ilgi ve becerilerin tespit edilmesi akademik ve profesyonel kariyer hayatı için oldukça önemli. Günümüzde yetişkinlerin önemli bir bölümü sahip oldukları yetenekleri bilmeden ve belki hiç deneyimlemeden yetişti. Oysa yapılan araştırmalar ve paylaşılan sonuçlar her bireyin doğuştan getirdiği yeteneklerinin olduğunu gösteriyor. Ancak ne kadar yetenekli olursak olalım bu yeteneklerin keşfedilmesi için erken dönemde farkındalık gerekiyor.

Erken dönemde üzerine gidilmeyen ve gelişimi desteklenmeyen yetenekler zaman içerisinde köreliyor. Körelme aşamasında dikkat verilen yeteneklerin ise fark edilmesi veya geliştirilmesi zorlaşıyor. Dolayısıyla gerek ebeveynlerin gerekse öğretmenlerin ve okulların bu konuda daha farkındalıklı olması gerekiyor. Her şeyden önce bir yeteneğin veya parlak bir zekanın varlığı bireysel kazanım olarak değerlendirilmemeli.

Önemsenen her bir yeteneğin veya zekanın toplumumuz, dünyamız için önemi olabiliyor. Yetenekler aracılığıyla nice yenilikler, dönüşümler gerçekleşebiliyor. Zeka aracılığıyla teknolojide, bilimde, teknikte olağanüstü atılımlar gerçekleşebiliyor. Sanat, spor ve benzeri pek çok alanda birçok güzel gelişme yaşanabiliyor. Öyleyse yetenek testi sadece birey ve çevresi için değil hepimiz için büyük önem taşıyor.

Ancak bir bireyin gelişiminde ve başarısında sadece yeteneklerin öneminden bahsetmek de doğru olmaz. Yeteneklerle beraber mutlaka ilgilere de bakılması gerekiyor. Çünkü başarının gelebilmesi için yetenek kadar bu alana ilginin de olması gerekiyor. Eğer bir bireyin sadece yeteneği var ama ilgisi, motivasyonu yoksa performans potansiyele yaklaşamayacaktır. Aynı şekilde ilgi var ama yetenek yoksa da aynı durum söz konusu olacaktır. Başarının gelmesi için yetenek kadar, ilgiye, motivasyona ve çabaya da ihtiyaç duyulacaktır.

Yeteneklerin tespit edilmesi sadece akademik veya profesyonel çaba için değil kişisel tatmin ve keyif için de önemlidir. Peki yetenekler nasıl tespit edilebilir? Yeteneklerin öğrenilmesi hangi açılardan avantaj sağlar? Yazımızın devamında detaylı bilgiye erişebilirsiniz.

Çocukların ilgi ve Beceri Alanları Nasıl Keşfedilir? Ve İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yetenek Testi Neden Yapılmalı?

Yetenek ve ilgi testleri, çocukların kişisel yeteneklerini, becerilerini ve ilgi alanlarını tespit etmeye yarayan testlerdir. Bu testler baskın zeka alanını, mesleki yatkınlığı ve genel yetenekleri belirlemeyi hedefler. Test ne kadar erken dönemde uygulanırsa geleceğe yönelik o kadar erken ve farkındalıklı planlamalar yapmak mümkün olur.

Elbette ki okul öncesi dönemden çocuğun kariyerini çizmek kolay değildir ve zaman içerisinde değişiklikler gerektirebilir. Ancak test sonucu gerek uygulayıcıya gerek aileye ve çocuğa önemli bilgiler sunacaktır. Testlerin erken dönemde yaptırılması, mevcut yeteneklerin geliştirilmesi için gereken desteklerin alınmasını da sağlayacaktır. Böylece gelişime yönelik çok daha kısa sürede ve hızlıca sonuçlar alınabilir.

Tespit süreci yaşamın hangi sürecine gelmiş olursa olsun bireyin yetenekleri yaşam alanlarına entegre edilebilir. Yetenek testi sonuçları baz alınarak okul hayatı, sanat, spor gibi ilgi alanları, sosyal yaşamı ve kariyeri desteklenebilir.

Örneğin; spora yatkınlığı olan bir çocuk İlgi duyduğu ve yetenekli olduğu bir spor dalında ilerleyebilir. Bu ilerlemeden keyif alırsa ileride bu yeteneğini eğitim hayatına ve/veya mesleğine dahil edebilir.

Mesela okulun spor takımına girip sporcu destek burslarına başvurabilir. Profesyonel kariyerini sporla birleştirip antranörlüğe, koçluğa, spor spikerliğine yönelebilir. Sözel alanda da başarılı ve ilgili olan bir öğrenci dilerse sözel becerisini ve sporu birleştirip spor köşe yazarı, eleştirmeni olabilir.

Kendini yeterince ifade edemeyen, daha içe dönük bir mizaca sahip olan bir öğrencinin sosyalleşebilmesi için yeteneklerinden faydalanılabilir. Örneğin yine spordan ilerleyecek olursak bir takıma dahil olması sosyalleşebilmesini destekleyebilir. Dolayısıyla yetenek testi ile elde edilen bilgiler akademik, profesyonel, öznel ve sosyal açıdan pek çok alanda fayda elde edilmesini sağlar.

ABA Psikoloji ailesi olarak yetenek testlerinin önemini biliyor ve kurumumuzda sıklıkla uyguluyoruz. Yetenek testlerinden elde ettiğimiz sonuçları danışanlarımızın kariyer planlarını belirlerken en verimli şekilde kullanıyoruz. Değerlendirmelerimizde, en etkili ve geçerli ölçümleri veren yetenek ve ilgi testleriyle ayrıntılı analiz oluşturmaya çalışıyoruz.

Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor ve Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin! yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Peki Aba Psikoloji Yetenek Testi Uygulamalarımız Neler?

Kurumumuzda danışanlarımızın yeteneklerini ve meslek eğilimlerini stratejik yetenek yönetimi testi ile ölçüp değerlendiriyoruz. Test sonucunda alınan verilerle güçlü yönlerinizi tecrübe ve deneyime çevirmenizi destekliyoruz. Güçsüz yönlerinizin ise performansınıza ve kariyer planınıza zarar vermeyecek şekilde nasıl yönetilebileceğini gösteriyoruz. Uyguladığımız testler ve klinik gözlemle danışanlarımızın gelecekte daha parlak ve başarılı bireyler olabilmelerini hedefliyoruz.

Çünkü ilgi ve yeteneklerini mesleğine ve performans alanlarına dahil eden bireylerin iş tatmininin ve motivasyonlarının çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geliştirilmesi Gereken Beceriler! ve Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Testi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir, bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır.

Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır. Bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevreleri de değerlendirmeye dahil edilir. Böylece oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek testi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir. Ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine bakılır.

Yanı sıra bireyin ilgi alanlarına, bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bireye bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Ancak bu sürede kişinin hedeflerinde değişiklik söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Gelecek Kaygınızı Yenebilirsiniz ve Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Testi ile Geleceğinizi En İyi Şekilde Tasarlayabilirsiniz!

Günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için başından hedef belirlemesi gerekiyor. Ancak bu kararı vermek yani stratejik bir hedef belirlemekte o kadar kolay değil. Mesleğinizi seçtiğinizde sadece bir meslek seçmiş olmuyorsunuz. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü, sosyal ve akademik çevrenizi seçmiş oluyorsunuz.

Bununla da kalmıyor çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçiyorsunuz. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıyor. Daha da kötüsü risk almaktan korkup endişe ile ailelerinin verdiği mesleki kararı seçebiliyorlar. Çünkü önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir.

Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek gerekiyor. Tüm bunları başarabilmek ise stratejik yetenek testi ile mümkün. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanıyor. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite yıllarına bırakılıyor.

Liseli öğrenciler seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz seçim yapıyor. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun kalmıyor. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmaması gerekiyor.

Kurumumuzda uyguladığımız Stratejik yetenek yönetimi sayesinde danışanlarımız, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendilerine en uygun akademik kariyer planını gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesini sağlar. Yanı sıra bu tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Yetenek testi ile ulaşılmak istenen asıl hedef, çocukların meslek ve program seçimini sorunsuz bir şekilde yapabilmelerini sağlamaktır. Ardından başarı elde etmek için gerekli olan kariyer planlamalarındaki ihtiyaçlar tespit edilip karşılanır.

Stratejik Yetenek Testi için Bizimle İletişime Geçebilirsiniz

Aba Psikoloji’de çocuğunuzun gelişimine katkı sağlayabilen yetenek ve ilgi testleriyle en uygun sonuç size sunulmaktadır. Kadromuzda yer alan ve uygulamaları yapan uzmanlar Boğaziçi Üniversitesi mezunlarından oluşan psikologlardır. Ayrıca danışanlara ve ailelere uygulama sonrası Gamze Sart tarafından test sonuç sunumu yapılır.

Takip eden süreçte gereken yönlendirmeler ve geliştirmeler için danışmanlık yapılır. Siz de stratejik yetenek testi uygulamamızdan faydalanmak ve kariyer danışmanlığı almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hakkımızda daha detaylı bilgi edinmek ve içeriklerimizi takip etmek için Youtube sayfamızı da takip edebilirsiniz.

Read More

Yapay zeka insan tarafından yapıldığında zeki olarak adlandırılan davranışların makine tarafından yapılması olarak tanımlanabilir. Bu zeka formu düşünülürken tam anlamıyla insan beyninin çalışma ve öğrenme prensibi dikkate alınmalıdır. Yani öğrenme sürecinde eylemleri gerçekleştirmek için kodlar yazmaya gerek yoktur. Öğrenme sürecinde sistem kalıpları deneyimlerinden tanır ve bu verilere dayanarak uygun eylemi üstlenir. Bir anlamda insanlardaki deneme, yanılma ve öğrenme sürecine benzetilebilir.

Bilim ve teknolojideki hızlı ilerleme yapay zeka sistemlerinin de daha yaygın hale gelmesini desteklemektedir. Eskiden sadece bilim kurgu filmlerinde karşımıza çıkan yapay zekalara artık günümüzde pek çok alanda rastlayabilmekteyiz. Artık yıldan yıla değil an be an yeniliklerle değişiyor ve gelişiyoruz. Bu gelişim ve değişimden günlük hayat alışkanlıklarımızdan, akademik ve profesyonel yaşama kadar her alan etkileniyor.

Bu etki alanında en çok önemsememiz gereken noktalar ise eğitim ve kariyer alanları. Çünkü bilim ve teknolojideki ilerleme ne kadar hızlı olsa da meslek sahibi olmamız içir geçen zaman oldukça uzun. Lise eğitimi ve ardından yüksek öğrenimle ortalama 8 yıllık bir mesleğe yönelim süreci var.

Bu sürede bilim ve teknoloji nereye gelecek ve yolun başında seçtiğimiz meslek ne tarz değişimlere uğrayacak bilmiyoruz. Gelecekte bizleri nelerin beklediğine yönelik bugünden fikir edinebilmekse mümkün. Edineceğimiz ön bilgilerle geleceğimize çok daha bilinçli ve avantajlı yön verebiliriz. Bu bilgilere erişmek için alanda profesyonel hizmet veren kariyer danışmanlarından destek alabilirsiniz.

Peki profesyonel destek almadan neler yapılabilir? Yapay zeka meslekleri nasıl etkileyecek ve bu etkiyi avantaja çevirebilmek için neler yapılabilir? Profesyonel destek almak nasıl bir avantaj sağlar? Yazımızın devamında detaylara erişebilirsiniz.

Endüstri 4.0 Okul Öncesi Eğitimden İtibaren Çok Daha Bilinçli Bir Kariyer Planı Yapmayı Gerektiriyor yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yapay Zeka Neredeyse Tüm Meslek Alanlarında Rol Edinecek

Bugün hala kas gücüne dönük işlerde istihdam fırsatı bulmak mümkün. Ancak gelecek on yıllar içerisinde şimdide etkilerini gördüğümüz üzere mesleklerde kas değil zihin gücü rol alacak. En basit örneğiyle bir aracı kullanabilen değil de o aracı üretebilen, tasarlayabilen veya geliştirebilen beyinler ön plana çıkıyor olacak. Çünkü gelecekte kas gücüne duyulan ihtiyaç minimuma indirilmiş olacak.

Bugün kas gücüyle gerçekleşen, manüel olarak sürdürülen neredeyse tüm iş alanları yapay zeka aracılığıyla otomatize edilecek. Dolayısıyla üretmeyi, geliştirmeyi öğrenmeyi tercih edenler yerine kullanmayı tercih edenler geri planda kalacak. Bugün pek çok genç drone pilotluğunun geleceğin meslekleri arasında olacağını düşünüyor. Oysa artık dronelarda da otomatik pilot sistemleri geliştirildi. Dolayısıyla daha bugünden belli ki gelecekte bu mesleğe yatırım yapanlar hüsrana uğrayabilir.

Bunun yerine akıllı sistemleri dronelara entegre edebilecek mesleklere yönelmek kazandırıyor olacak. Bu basit matematik tüm meslekler için geçerli olacak. Bugün İngilizce bilmemek pek çok birey için büyük eksiklik ve mesleki alanda da istihdam fırsatlarını kaçırmanın önemli bir nedeni. Bugün İngilizce bilmemenin sonuçları neyse gelecekte yapay beyini bilmemenin sonuçları benzer olacak.

Gelecekte adaylarda aranan en temel beceriler dijital okur yazarlık, öğrenebilen yapay sistemleri bilmek ve yaratıcılık olacak. Dijital Okuryazarlık Becerisi Kazanılması Gereken En Önemli Yetkinliklerden Biri yazımızdan faydalanabilirsiniz.

Tıpta Yapay Zeka Sistemleri Çokça Yer Alacak

Tıp biliminde de öğrenebilen makineler, akıllı ameliyathaneler büyük rol oynayacak. Cerrahi sistemlerde artık robotik sistemlerden çokça faydalanılıyor. Tıp eğitimi ne kadar uzun ve uygulamaya yönelik bir eğitim olsa da her geçen gün hastalıklar çeşitleniyor ve tedavide de pek çok farklı yöntem geliştiriliyor. Bu da teşhis ve tanılama süreçlerini zorlaştırıyor. Doktorların doğru teşhisi koyabilmesinde yapay zeka sistemleri büyük kolaylık sağlıyor.

Özellikle acil servisler gibi doktorların zamanla yarıştığı ve kaosu koordine etmeleri gereken alanlarda önem kazanıyor. Doktorlar gelecekte daha yaygın şekilde kullanabilecekleri yapay beyinler sayesinde çok daha kısa sürede teşhis koyup tedaviye başlayabilecekler. Bu sayede zamanında ve doğru şekilde müdahale edebilmek pek çok hayatın kurtulmasını sağlayacak. Ve belki de ortalama yaşam sürelerinin daha da uzaması sağlanacak.

Dolayısıyla tıp seçmeyi düşünen öğrenciler mutlaka uzmanlık alanlarını seçerken bu faktörleri de göz önünde bulundurmalılar. Gelecekte belki de tıptaki birçok alt dala yönelik doktor ihtiyacı yapay beyinler tarafından karşılanacak. Belki polikliniklerde artık sadece şikayetlerimizi dinleyen yapay sistemler göreceğiz, reçetelerimizi onlar yazacak. Aynı şey eczacılık alanında da geçerli olacak.

Bu nedenle meslek seçerken mutlaka yapay zeka sistemlerini öğrenmeli ve mesleğimize entegre etmeye çalışmalıyız. Geleceğin neler getirebileceğini ve sizden neler bekleyeceğini bugünden düşünmeye odaklanın. Mesleğinizle ilgili gelişmeleri, uzman öngörülerini takip edin ve ben farklı olarak bu alanda ne yapabilirim diye düşünün. İleri görüşlü ve öngörülü olmak için kendinizi geliştirmeye çalışın.

Teknoloji ve bilimdeki gelişmeleri takip etmeye çalışın. Sürdürdüğünüz veya yönelmek istediğiniz meslek bu gelişmelerden nasıl etkilenecek irdeleyin. Teknolojiye karşı mesafeli duruyorsanız, en kısa sürede barışın. Açığınızı kapatmak için eğitimlere katılın. Dijital tasarım alanları ileride çok daha değerli hale gelecek. İlginiz veya beceriniz varsa bu alanda kendinizi geliştirmeye çalışın. Yan dal, çift ana dal veya uzaktan eğitim gibi alternatifleri değerlendirin.

Sözel ve Sanatsal Mesleklerde de Değişiklikler Olacak

Şu an yöneldiğiniz meslekle öğrenebilen makineleri ilişkilendiremiyor olabilirsiniz. Sözel veya sanatsal alanlarda yapay sistemlerin yeterince rol alamayacağını düşünüyor olabilirsiniz. Öğretmenler, psikologlar, mimarlar veya hizmet sektöründe rol alan diğer meslek grupları gibi. Ancak pandemi sürecinde de gördük ki eğitime online ve uzaktan da verimli şekilde devam edilebiliyor.

Çoğu okul dersleri online sürdürdü ancak derslere katılamayan öğrenciler ders saatleri dışında derslerin kayıtlarını izlediler. Bu da bize sınıf ortamına ve hatta bir anlatıcıya gerek olmaksızın da eğitimin sürdürülebildiğini gösterdi. İleride öğretmenlik mesleği evrilebilir. Öğretmenler bilgiyi binlerce öğrenciye tekrar tekrar anlatmak yerine yapay zeka sistemine anlatabilir.

Öğretmenler bilginin sisteme anlatılması ve sisteme güncel bilgilerin düzenli aktarılması noktasında rol edinebilirler. Bu da beraberinde daha az öğreticiye ihtiyaç duyulacağının bir göstergesi olabilir. Amerika da psikolojik danışmanlık hizmetlerinde dahi yapay beyinlerden faydalanmak üzere çalışmalar yapılmaktadır. Hizmet sektöründe de yapay beyinlerin rolü giderek artmaktadır.

Hızlı geçiş sağlayan akıllı kasalara ilaveten şimdi akıllı mağazalar tasarlanmaktadır. Bu mağazalarda tüm hizmet akıllı cihazlar aracılığıyla sunulmaktadır. Akıllı kabinler, akıllı kasalar gibi. Örneğin akıllı mağazalarda bir görevliye ihtiyaç duymadan aradığınız ürünün nerede olduğunu veya size uygun bedenin olup olmadığını öğrenebileceksiniz. Ve hatta hangi ürünlerle kombin yapabileceğinizi, bu ürünlerin nerede ve ne kadar olduğunu kolayca öğrenebileceksiniz.

Yapay Zeka Sistemlerini Bilen ve Mesleğine Entegre Edebilenler Kazançlı Çıkacak

Gelecek 10 yıl içerisinde teknolojinin ve akıllı sistemlerin çok daha fazla hayatımıza nüfus ettiğini göreceğiz. Eğitim, sağlık, sosyal yaşam, üretim, ulaşım ve hatta hukuk gibi pek çok alanda varlığını ve etkisini hissedeceğiz. Dolayısıyla hızlı adapte olabilen ve erken dönemde bilgi edinip hazırlık yapanlar avantajlı konuma gelecek. Gelecekte iş gücümüzü sürdürebilmek, istihdam fırsatı yakalamak için bugünden edinmemiz gereken beceriler var.

Her şeyden önce zihninize ve bedeninize iyi bakmanız gerekiyor. Hangi meslek dalında olursanız olun pozitif düşünün, mutlu, enerjik, sağlıklı ve disiplinli olun. Geleceğin neler getirebileceğini ve sizden neler bekleyeceğini bugünden düşünmeye odaklanın. Mesleğinizle ilgili gelişmeleri, uzman öngörülerini takip edin ve ben farklı olarak bu alanda ne yapabilirim diye düşünün. İleri görüşlü ve öngörülü olmak için kendinizi geliştirmeye çalışın.

Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin her kademesinde teknoloji, bilim ve yapay zeka eğitiminin rolü artırılmalıdır. Çocuk ve gençlerin zeka alanı, ilgi ve becerisi hangi yönde olursa olsun teknolojiden ayrı tutulmamalıdır. Teknoloji bu kadar hızlı gelişirken ister istemez ebeveynler ve çocuklar arasında kuşak farkları açığa çıkıyor. Ebeveynler çocuk ve gençler kadar teknolojiyi etkin takip edemeyebiliyor.

Aynı şekilde çocuklarımızı akademik ve mesleki alanda yönlendirirken de bilim, teknik ve teknolojinin etkisini göz ardı edebiliyoruz. Ancak yeterince önemsemediğimiz veya ihmal ettiğimiz bu önemli etkenler çocuklarımızın geleceğinde mesleki zorlanımlara yol açacak. Aileler çocuklarının eğitim hayatlarına veya meslek seçimlerine yön verirken mutlaka çocuklarına kulak vermeliler.

Ne kadar onlar için en doğrusunu bildiğimizi düşünüyor ve en iyisini istiyor olsak da onlar kadar sürecin içerisinde değiliz. Bilgimiz kendi okul, meslek seçimi dönemimizle sınırlı kalmış olabilir. Çevremizden edindiğimiz bilgiler hatalı veya yetersiz olabilir. Aynı durumlar öğrenciler için de geçerli. Okul, alan, meslek seçiminin önemine yönelik yeterince bilgi ve ilgiye sahip olmayabilirler.

Akademik Başarı İçin Teknoloji Nasıl Daha Verimli Kullanılabilir yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yapay Zeka ve Kariyer Danışmanlığı

Yapay akıllı sistemler geleceğimize her alanda ve koşulda yön verecek. Ve hatta belki de bizleri yönlendirecek, yönetecek. Bu nedenle okulunuzu, alanınızı, mesleğinizi seçerken tüm bu faktörleri göz önünde bulundurmalısınız. Ne kadar güncel, kanıta dayalı, bilimsel bilgiye erişirseniz o kadar mantıklı ve avantajlı seçimler yapabilirsiniz.

Dilerseniz okul öncesi dönemden itibaren ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir aşamada profesyonel kariyer danışmanlığından da faydalanabilirsiniz. Bir diğer önemli konu ise bu alanda bireysel çabanın yetersiz olacağını şimdiden biliyor olmaktır. Sizin başarılı olabilmeniz için dahil olduğunuz okulun, organizasyonun ve yaşadığınız ülkenin ilgili olması gerekir. Siz ne kadar isteseniz de aradığınız eğitimi veren okulları bulamayabilir veya yerleşemeyebilirsiniz.

Ülkenizde yapay zeka alanında yeterli çalışma yapılmıyor ve bu çalışmalar desteklenmiyor olabilir. Maliyet gibi önemli nedenlerle çalıştığınız organizasyonda da bu işe gereken yatırım yapılmıyor olabilir. Öyleyse bu işi öğrenmek, kendinizi geliştirmek veya bu işi ülkenize, organizasyonunuza getirebilmek için neler yapmalısınız?

Belki de meslek seçiminden hemen sonra bu konuları araştırmaya odaklanmalısınız. Yurtdışı eğitim fırsatlarını değerlendirebilir veya yabancı dil bilginizi geliştirerek yurtdışında ARGE çalışmalarına gönüllü olabilirsiniz.

Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Geleceğinizi planlarken sizinle birlikte kısa ve uzun vadeli hedeflerinizi belirliyoruz.

Kariyer planınızı yaparken mutlaka geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini de göz önünde bulunduruyoruz. Çalışmalarımızda bilimsel kanıtlardan faydalanıyor, uluslararası düzeyde güncel gelişmeleri takip ediyoruz. Yurtdışı eğitim fırsatları ve burslar konusunda da destek veriyoruz. Yapay zeka sistemlerinin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirerek meslek seçimi yapmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Kariyer hedefi belirlerken karar verme sürecinde sıklıkla ailelere de büyük roller düşer. Kariyer planının hem maddi hem manevi destek gerektiren iki yönü bulunmaktadır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu için üniversiteyi bitirip iş hayatına atılana kadar ailenin maddi desteğine gereksinim vardır. Ancak yine pek çok öğrenci için alan, meslek, bölüm, okul seçimi süreçlerinde aileyle hemfikir olabilmek manevi destek sağlamaktadır.

Ailenin istek ve beklentileriyle öğrencinin seçenekleri ve kararı uyuşmadığında manevi destek azalabilmektedir. Bu da öğrencilerin hayatlarının bu önemli noktasında kendilerini yalnız hissetmesine ve bocalamasına neden olabilmektedir. Ailenin manevi, maddi ve fiziki desteği öğrencilerin motivasyonunu artırmakta ve başarısını desteklemektedir.

Seçim sürecinde ortak noktada olunabilmesi için ailelerin kariyer hedefi nasıl belirlenir bilmesi gerekir. Kariyer planı çıkartılırken bilimsel verilerden beslenmek, güncel bilgiyi edinmek, öznel nitelikleri göz ardı etmemek gerekir. Ailenin maddi imkanları kariyer planı çıkarılırken göz önünde bulundurulmalıdır. Burs fırsatları da araştırılmalıdır. Peki aileler kariyer planı belirlenirken nelere dikkat etmeli? Profesyonel destek almak seçim sürecini nasıl etkiler? Yazının devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Meslek Seçiminde Kararsızlık: “Hangi Mesleği Seçmeliyim?” yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer Hedefi Bireyin Gelecek 50 yılına Yön Veriyor

Günümüzde hedef belirleme süreci çok daha bilinçli ve planlı şekilde yapılıyor. Kariyer planı yaparken bu planlamanın sadece bir okul ya da bölüm seçmekten ibaret olmadığı artık fark edildi. Bu planlama bireyin gelecek 40-50 yılına etki ediyor. Lise eğitiminden başlayarak seçim sürecinde aktif, bilinçli ve geleceğe yönelik planlamalar yapmak gerekiyor. Çünkü lisede seçtiğimiz alan üniversitede seçeceğimiz mesleki bölümlere yön veriyor.

Alan dışı bölümleri seçmek veya o bölümlere kabul edilmek zorlaşıyor. Dolayısıyla gençler 14-15 yaşlarında hayatlarının yönünü belirleyecek önemli kararlar almak durumunda kalıyor. Hedef belirleme sürecinin belirgin adımları liseye başlarken atılıyor gibi görünse de aslında bireyin kariyer yönü okul öncesi eğitimden itibaren şekilleniyor.

Pek çok öğrenci için henüz bu durum geçerli olmasa da günümüzde aileler okul öncesi eğitimden itibaren geleceğe yönelik yatırımlar yapmaya başlıyor. Bu da liseye gelindiğinde kariyer hedefi belirlemede rekabetin çok daha belirgin olacağını gösteriyor. Ebeveynlerin ve geleceklerini inşa etmekte olan öğrencilerin bu önemli süreçte profesyonel destek almasıysa güven veriyor. Ancak profesyonel kariyer hizmeti almak günümüzde hala ulaşımı kolay olan hizmetler değil.

Artık pek çok kurum online danışmanlık hizmeti de sağlıyor. Fakat finansal süreçler nedeniyle de profesyonel destek fırsatları değerlendirilemeyebiliyor. Bu yazımızda vereceğimiz bilgilerle profesyonel hizmetlerden faydalanmanın sağlayacağı avantajları da paylaşıyor olacağız. Yine hizmet alamayan ebeveynler için kariyer seçiminde odaklanmaları gereken önemli bilgileri de paylaşacağız.

Kariyer Hedefi Belirlerken Geleceğin Meslekleri ve Mesleklerin Geleceği Mutlaka Bilinmeli

Hedef belirleme sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birisi geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği. Peki bu bilgi ne işe yarar? Günümüzde teknoloji ve bilimdeki hızlı gelişim ve değişim, yapay zeka, dijitalleşme meslekleri hızla değiştiriyor. Kimi meslekler tamamen yok olurken kimilerinin de içeriği, işlevi ve hitap ettiği kitle değişiyor. Örneğin; artık akıllı mağazalar dahi üretilmeye başladı.

Bu mağazalarda satış görevlileri, reyon düzenleyiciler, kasiyerler bulunmuyor. Kasadan, kabine her yerde akıllı ekranlar hizmet veriyor. Dolayısıyla bu gelişmeler bize yakın gelecekte kasiyer, reyon görevlisi, stand hostesi gibi mesleklerin yok olacağını gösteriyor. Bu basit örnek aslında pek çok meslek için aynı gelişim ve değişim olasılığının söz konusu olabileceğini gösteriyor.

Kariyer hedefi belirlerken bu nedenle yönelmek istenilen mesleğin bugünkü koşullarını ve gelecekte ne yöne evrileceğini bilmek gerekiyor. Bu bilgi sayesinde seçilen mesleğin istihdam imkanlarını öğrenebilirsiniz. Yine aynı şekilde mesleğinizde herhangi bir değişiklik söz konusu olursa kendinizi nasıl geliştirebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Başarılı Bir Kariyer İçin Tercih Yapmadan Önce Geleceğin Meslekleri ve Mesleklerin Geleceği İyi Bilinmeli yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer Hedefi Planlanırken Finansal Hesaplamalar Çok İyi Yapılmalı

Kariyer planı çizilirken olabildiğince kısa ve uzun vadeli, detayları olan bir plan çıkarılmalı. Eğitim alınacak okula yönelik maliyetler, yaşanacak şehir ve ülkeye yönelik ulaşım, beslenme, konaklama gibi maliyetler hesaplanmalı. Eğitim kaç yıl sürecek, eğitim materyalleri, kitapları, katılınması gereken varsa sertifika programları araştırılmalı. Tabi mezuniyet sonrası ne kadar sürede istihdam olunacak, istihdam fırsatları hangi şehir, bölge veya ülkede daha fazla öğrenilmeli.

Bazı bölümlerde mezuniyet sonrası istihdam alanının genişleyebilmesi için ek eğitimlere veya diplomalara ihtiyaç olabiliyor. Yüksek lisans eğitimi veya sertifika programlarına devam edilmesi gerekiyorsa bunların da maliyeti ve sürelerinin hesaplanması gerekiyor. Hesap yaparken öğrencilik ne kadar sürecek, mezuniyet sonrası mesleğe ne kadar yatırım yapmak gerekecek belirlenmeli. Kariyer hedefi belirlendiğinde bu detayların geri planda bırakılması mesleki gelişim aşamasında aksamalara neden olabilmektedir.

Ortalama ve gerçeğe yakın hesaplamalar yapabilmek ailelerin elini kolaylaştırmaktadır. Aksi halde ebeveynler eğitim sürecinde büyük borçların altına girmek durumunda kalabilmekte ve öğrencilerin eğitim hayatları aksayabilmektedir. Okul dondurma, hatta okulu bırakma, bölüm değiştirme, tekrar sınava hazırlanma gibi zaman, motivasyon kayıpları yaşanabilmektedir.

Üniversite eğitimi devam ederken ücretli staj programları veya yarı zamanlı iş fırsatları değerlendirilebilmektedir. Ancak bu fırsatlar her bölüm, eğitim türü ve okul için mümkün olmamaktadır. Haftanın her günü tüm güne yayılan bir ders programı söz konusuyla okurken çalışmak zor olabilir. Okunan bölüm yoğun dikkat, enerji gerektiren bir bölümse beraberinde çalışmak yorucu olabilir, eğitimdeki verimliliği düşürebilir.

Kariyer hedefi belirlenirken her eğitim kademesi için burs imkanları da araştırılmalıdır. Günümüzde artık okul öncesi eğitimden başlayarak burs desteği sunulmaktadır. Bursların niteliği, süresi ve miktarı farklılık gösterebilir. Örneğin; ulaşım, konaklama, beslenme, eğitim ve benzeri şekilde ayrışabilir. He yurtiçi hem de yurtdışı burs fırsatları için aynı durum geçerlidir. Bu nedenle burs olanakları araştırılırken burs içeriğinin de öğrenilmesi gerekir. Eğer burs her şeyi kapsamıyorsa ebeveynlerin yine geri kalan masraflar için finansal hesaplama yapması önerilmektedir.

Kariyer Hedefi Belirlenirken Bireysel Özellikler de Dikkate Alınmalı

Hedef belirleme sürecinde önem verilmesi gereken bir diğer önemli konu da öğrencinin bireysel özelliklerinin göz önünde bulundurulmasıdır. Tamamen iyi niyetle de olsa seçim sürecinde ebeveynler veya çevre kendi beklentileri ve istekleri doğrultusunda seçim sürecini etkileyebilmektedirler. Okul, bölüm, meslek önerisi yapmadan veya öğrenciyi bir alana yönlendirmeden önce mutlaka öğrencinin özelliklerine bakılmalıdır.

Karakteristik Özellikler Seçim Sürecine Dahil Edilmeli

Karakteristik özellikler hem meslek seçerken hem de okul, şehir, ülke seçerken önemsenmeli. İçedönük, çekingen mizaca sahip bir öğrencinin sosyal olması gereken mesleklere yönlendirilmesi kaygı düzeyini artırabilmektedir. Bu da beraberinde motivasyon kaybı, özgüven eksikliği, performans kaygısı gibi olumsuz sonuçlara neden olabilir. Dolayısıyla karakteristik özellikler seçim sürecinde önemli bir role sahiptir.

Ebeveynler karakteristik özellikleri belirlemekte veya karaktere uygun meslekleri bulmakta zorlanabilir. Böyle bir durumda profesyonel destek almak doğru sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Kariyer hedefi belirleme sürecinde uygulanacak kişilik testleri sayesinde kolayca mesleki yönelim belirlenebilmektedir. Aynı şekilde hedef belirlerken karakteristik özellikleri bilmek okul, şehir, ülke seçimini de kolaylaştırır.

Örneğin; yalnız yaşamak istemeyen, korkuları olan veya tek başına hayatını idame etmekte zorlanacak birini düşünelim. Böyle bir öğrenci kendi tercih etmediği sürece şehir, ülke değişikliğine, yalnız yaşayacağı bir öğrenci evine yönlendirilmemelidir. Yine çok girişken, sosyal, enerjik, konuşkan birinin masabaşı, yalnız çalışacağı bir mesleğe yönelmemesi gerekir. Yaratıcı bir bireyin monoton, tek düze bir işe yönlendirilmesi de yine verim kaybına neden olacaktır.

Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Zeka Alanına Göre Seçim Yapmak Başarı Olasılığını Artırıyor

Kariyer hedefi belirlerken önem verilmesi gereken bir diğer konuda bireyin zeka alanıdır. Yapacağımız alan, bölüm, meslek seçimleri mutlaka zeka alanımızla örtüşmelidir. Sözel zekaya sahip birinin sayısal bir alana yönlendirilmesi başarısızlığı getirecektir. Liseden başlayarak bu öğrenci potansiyelinin gerisinde kalan bir performans sergileyecektir. Motivasyon kaybolacak, zamanla kendine ve potansiyeline olan güveni azalacaktır.

Zeka alanı doğru belirlendikten sonra seçim yapmak ise öğrencinin başarı olasılığını artıracaktır. Doğru seçim yapıldığında öğrenciler karşılaştıkları zorluklarla daha kolay başa çıkabilmektedir. Ve yine motivasyonlarını çok daha zor kaybettikleri görülmektedir. Zeka alanını belirlemek için yine kariyer danışmanlığından faydalanılabilir. Eğitim alınan okulun rehberlik desteği varsa buradan da destek talep edilebilir.

Kariyer Hedefi Belirlemede İlgi ve Beceri Alanları Oldukça Önemli

Hedef belirleme sürecinde sıklıkla ihmal edilen ancak yaşam boyu mesleki doyumu artıran önemli bir etken de ilgi ve beceri alanlarıdır. Alan, bölüm ve meslek seçiminde ilgi ve beceri alanlarını dikkate almak mesleğin gelir getiren bir hobi niteliği kazanmasını sağlamaktadır. Seçim sürecinde karakteristik özellikler, zeka alanı, ilgi ve beceri alanları dikkate alındığında doğru kombinasyona ulaşılmaktadır.

Ancak burada önemli bir noktaya dikkat edilmelidir. Bir konuda ilginiz olabilir ama beceriniz olmayabilir veya bu alanda becerilisinizdir ama ilgili değilsinizdir. Dolayısıyla meslek seçimi yaparken ilgi duymadığınız bir alana sırf becerili olduğunuz için yönelmeniz doğru değildir. Aynı şekilde becerili olmak da ilgili olmadığınız sürece başarılı sonuçlar almanıza yetmeyecektir. Hedef belirleme sürecinde tüm bu detayları dikkate almak doğru bütüne ulaşmayı sağlamaktadır.

Kariyer Hedefi Kariyer Danışmanlığıyla Daha Güvende

Günümüzde kariyer planlama merkezlerine ve danışmanlara verilen önem arttı. Bu artışın en önemli nedeni azalan istihdam fırsatları ve artan işsizlik oranları. Her yıl sayısız öğrenci sayısız bölümden mezun oluyor veya aynı bölümlerde eğitime başlıyor. Kapasitesi dolmuş mesleklerde aynı hızla mezun vermeye devam etmek gelecek yıllardaki işsizlik oranlarının daha da yüksek olacağını gösteriyor.

Geleceğine sağlıklı yatırım yapmak isteyen bilinçli öğrenciler ve ebeveynleri ise bu zorluklarla karşılaşmamak için erkenden önlem alıyor. Önlem almanın en güvenilir yolu ise profesyonel danışmanlık hizmeti almak. Ancak hizmet alınacak kişi ve kurumu belirlemek de hassasiyet gerektiriyor.

Size yardımcı olacak kişi/kurum bu konuda ne kadar deneyimli? Verdiği bilgiler bilimsel kanıtlara dayalı mı, güncel mi ve uluslararası düzeyde geçerliliği var mı? Kariyer hedefi belirleme süreçlerinde kaç kişiye destek vermiş ve başarı oranları nedir? Ve daha pek çok alt detayı bilmeniz alacağınız hizmetin kalitesiyle ilgili ön bilgi edinmenizi kolaylaştıracaktır.

Aba Psikoloji, Aba Kariyer ve Aba Yurtdışı Eğitim işbirlikleri ile kariyer belirleme sürecinizde size profesyonel destek sunmaktadır. Aba psikoloji’de danışanlarımızın kariyer planını çıkarırken Stratejik yetenek yönetimini kullanıyoruz. Bu yöntem sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir.

Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır. Bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur.

Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar. Aba Psikoloji’ de bireyin kariyer hedefi belirlenirken psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır.

Read More

Sınav motivasyonu sınavdan alınacak sonucu büyük ölçüde etkiliyor. Motivasyon düşüklüğü performansı doğrudan etkilerken motive olabilmek başarı olasılığını artırıyor. Sınava hazırlık sürecinde içsel veya çevresel pek çok faktör motivasyonu ve dolayısıyla da performansı etkiliyor. Hatalı alan, bölüm ve meslek seçimi, gerçekdışı beklentiler, sınava yüklenen anlam motivasyon kaybına yol açabiliyor.

Sınav sonucunun kişiliğe atfedilen bir değer olarak algılanması, hatalı ebeveyn tutumları, mükemmeliyetçi kişilikler motivasyonu etkiliyor. Tüm bu olumsuz etkenler sonucunda sınav gerçek anlam ve amacından uzaklaşarak bir stres ve kaygı unsuru haline dönüşüyor. Böylece öğrenciler sınavı bir rekabet aracı, üzüntü kaynağı ve galip gelemeyecekleri bir mücadele olarak görüyor.

Peki sınav motivasyonu geliştirilebilir mi? Motive olmak ve motivasyonu artırmak için neler yapılabilir? Sınava daha iyi hazırlanmak için alınabilecek profesyonel destekler neler? Yazımızın devamında detayları bulabilirsiniz. Başarılı Bir Kariyer İçin Öğrencilik Yılları Nasıl Daha Verimli Geçirilebilir? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Hedefinizi Doğru Belirlediğinizde Sınav Motivasyonu Doğrudan Artar

Hedef belirleme süreci sıklıkla ihmal edilen ve son dakika aceleye bırakılan bir süreçtir. Oysa hedef belirlemeye olabildiğince erken başlamak ve detaylı bir planlama yapmak gerekir. Hedef belirlerken öğrencinin karakteristik özellikleri, ilgi ve beceri alanları, zeka alanı göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrenme stili, zaman yönetimi becerisi, çalışma ortamı ve öğrenme kaynakları da hedef belirleme sürecinde dikkate alınmalıdır.

Tüm bu faktörler göz önünde bulundurularak hedef belirlendiğinde hedefe ulaşmak daha kolay ve keyifli hale gelmektedir. Belirlenen amaç kişinin kendi istek, beklenti ve becerileriyle uyumlu olduğunda ulaşmaya yönelik istekte artmaktadır. Hedef belirleme sürecinin önemli bir aşaması da hedefi kısa ve uzun vadeli hedeflere bölerek planlamaktır. Büyük hedefin küçük hedeflere bölüştürülmesi sınav motivasyonu sağlayacaktır.

Çünkü bu sayede öğrenci performansına yönelik sonuçları daha iyi görebilir ve zamanında gerekli müdahaleyi yapabilir. Uzun vadeli hedefler için hazırlanmak çoğu zaman motivasyon kaybına yol açmaktadır. Örneğin bir yıl sonra olacak bir sınava yapacağımız hazırlığın motivasyonu ile yaklaşan sınavın motivasyonu aynı olmayacaktır. Dolayısıyla Uzun vadeli hedefimiz sınavda başarılı olmak ise bu hedefi küçük hedef parçalarına bölüştürebiliriz.

1 ay boyunca konu tekrarı yapmak ve ay sonunda denemeden alacağı puanı 50 puan artırmak kısa vadeli bir hedef olabilir.

Planlı Çalışmak ve Gelişimi Takip Etmek Sınav Motivasyonu için Önemli

Motivasyon artırma adımlarından bir diğeri de planlı çalışmak ve gelişim sonuçlarını takip etmektir. Hedefimiz ne kadar belirgin ve ne kadar parçalara bölünmüş olsa da iyi bir çalışma programı olmadan disiplinli çalışmak mümkün değildir.

Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlendikten sonra bu hedeflere ulaşabilmek için çalışma çizelgeleri hazırlanmalıdır. Günde kaç saat çalışılacak, hangi konulara bakılacak ve kaç soru çözülecek gibi alt detaylar belirlenmelidir.

Zaman Yönetimi Teknikleri Mutlaka Öğrenilmeli

İyi bir ders planı hazırlamak kadar bu plana sadık kalabilmekte önemlidir. Çoğu öğrenci günde ne kadar ve neye çalışması gerektiğini bilir. Ancak çalışmayı sıklıkla öteler ve enerjinin en düşük olduğu saatlere kadar çalışmayı erteler. Ardından bastıran uyku ve yorgunlukla çalışmaya yetersiz zaman bırakılır. Kimi öğrenciler ise çok fazla çalışır, ayrılması planlanandan çok daha fazla zamanı çalışmaya ayırır.

Bu da zaman içerisinde ders dışı faaliyetlere hiç zaman ayrılamamasına neden olur. Bazı öğrenciler ise ders çalışmayı da mola yapmayı da yemek yemeyi de aynı ortamda yapar. Dolayısıyla ders çalışırken kolayca dikkat dağılabilir veya molalardan derse dönmek zorlaşabilir. Sınav motivasyonu için iyi bir zaman yönetimi becerisi edinilmelidir.

Bu beceri düzenli çalışmanın yanı sıra sosyal faaliyetlere ve kişisel zamana da vakit yaratacaktır. Bu da öğrencinin zaman baskısı yaşamasının ve “yeterli zamanım yok, yetiştirmem mümkün değil!” gibi olumsuz düşüncelere kapılmasının önüne geçer. Kanban Tekniği ile Zamanınızı Daha Kolay Organize Edebilirsiniz! Ve Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Öneriler yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Öğrenme Stiline Uygun Ders Çalışılmalı

Motivasyon artırmanın bir diğer etkili yolu ise öğrenme sitilini bilerek ders çalışmaktır. Öğrenciler sınava hazırlık sürecinde çoğunlukla ezbere dayalı öğrenme yöntemlerini kullanmaktadır. Oysa öğrencinin öznel öğrenme stilini öğrenmesi ve bu stile uygun çalışması bilgi kalıcı hale getirmektedir. Yani ezberlenerek öğrenilen bir bilgi sınav sonrası kolayca unutulurken öğrenme stiline uygun kazanılan bilgi ömürlük olabilmektedir.

Sınav motivasyonu kazanmak için öğrenme stilinizi profesyonel destek alarak öğrenebilirsiniz. Okul rehberlik biriminizden veya varsa kariyer ofislerinden de bu konuda destek alabilirsiniz.

Beyin Temelli Öğrenme ve Eğitimdeki Rolü yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Sınav Motivasyonu İçin Ödüllerden Faydalanılmalı

Sınava hazırlık süreci yoğun ve yorucu bir tempo içermektedir. Bu tempo içerisinde ödül en çok ihtiyaç duyulan ama en az verilen motivasyon kaynağıdır. Ödülleri hem çok severiz hem de ödüllendirmeyi ihmal ederiz veya ödülleri çoğunlukla dışarıdan, başkalarından bekleriz. Kendimizi örselemekte ve cezalandırmakta ise son derece bonkör davranırız. Bu olumsuz tutum ise sınava yönelik motivasyonumuzu zedeler.

Oysa başarılarımızı, başarmak üzere gösterdiğimiz çabayı ödüllendiriyor olmamız gerekir. Kendimizi taktir etmeyi, kendimize teşekkür etmeyi ve kendimizi yüreklendirmeyi ihmal etmemeliyiz. Ödüllerin pahalı hediyeler veya akla gelmeyecek şeyler olmasına da gerek yok. Sevdiğiniz bir yemeği kendinize ısmarlamanız, ders sonrası izlemek istediğiniz bir filme veya bir arkadaş etkinliğine zaman ayırmanız da ödül olabilir.

Aslında ödüllerinizin niteliğini ve niceliğini belirleyecek olan sizi neyin motive ettiğine göre değişiklik gösterecektir.

Sınav Motivasyonu için Olumsuz Düşüncelerle Başa Çıkmayı Öğrenmelisiniz

Olumsuz düşünceler kar topu gibidir. Ardı arkası kesilmeden bu düşüncelere yeni olumsuz düşünceler eklenir ve hızla olumsuzluk etkisi büyür. Kimi zaman çevremizden duyduklarımız veya çevremizde gördüklerimiz kimi zamansa kişisel deneyimlerimiz olumsuz düşünceleri tetikler. “Başarılı olamayacağım, sınav çok zor, süre çok kısa, yetiştirmem mümkün değil, yeterince iyi değilim!” gibi.

Sınava yüklediğimiz tüm bu anlamlar sınavın gerçek tanımının çok dışında ve tamamen özneldir. Sınav bilgiyi ölçümleme tekniğidir. Herkes için sorularda, sonuçları hesaplama yöntemleri de eşit ve adildir. Sınavın zorluğunu belirleyen sınava hazırlık sürecinde verdiğimiz emektir. Sınava iyi hazırlanan, bol soru çözen, denemelerle zaman kullanım pratiğini geliştiren bir öğrenci için sınav zor olmayacaktır.

Ancak yine de yeterince emek verip, iyi bir hazırlık yapan öğrencilerde de sınav stresi gelişebilmektedir. Bu öğrencilerin olumsuz düşüncelerini bekleyen çevrenin gerçekdışı beklentileri ve mükemmeliyetçi kişilik özellikleridir. Dolayısıyla sınav motivasyonu olumsuz yönde gelişmektedir. Bu durumda olumsuz düşüncelerle başa çıkmak için etkili bir yöntem Lazarus’un stresle baş etme modelidir. Lazarus’un Modeline Göre Stres Yaşadığınızda Şu 3 Sorunun Cevabını Arayın;

Stres ve kaygı uyandıran bir durumda kendinize şu 3 soruyu sormanız kontrolün hala sizde olduğunu, rahatsızlık veren duygu ve düşünce ile başa çıkabileceğinizi size hatırlatacak.

  1. Şu an ne oluyor? (Bu bir olay ya da bir düşünce, duygu, dürtü olabilir)
  2. Bu olan benim için tehlikeli mi?
  3. Peki bununla başa çıkabilir miyim?

Birinci soruda kişi olayı kendi algılayışına göre ele almalıdır. İkinci soruda bu olayın kendisi için tehlikeli olup olmadığını değerlendirmelidir. Üçüncü soruda ise tehlike söz konusu ise başa çıkmak için sahip olduğu kaynakları değerlendirmelidir.

Burada sahip olunan fiziksel (bireyin sağlığı, enerjisi ve dayanma gücü vb.), sosyal (somut ve duygusal destek), psikolojik (inançlar, problem çözme becerileri, benlik saygısı, ahlaki değerler vb.) ve maddi (para, aletler vb.) başa çıkma kaynakları değerlendirilmelidir. Performans Kaygısı Akademik ve Profesyonel Kariyeri Olumsuz Etkiliyor!  Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Boş Zaman Etkinlikleri Planlamak Da Sınav Motivasyonu Sağlıyor

Tıpkı ödüllendirme gibi mola vermek de sınava hazırlık sürecinde ihmal edilen bir ihtiyaç. Öğrenciler sınava hazırlık yıllarını sıklıkla tüm sosyal faaliyetlerden ve boş zaman etkinliklerinden uzak geçiriyor. Dinlenmeye de yeterince zaman ayırmıyorlar. Sonuç olarak deşarj olmak mümkün olmuyor. Yaşadıkları yoğun zihinsel, fiziksel ve duygusal yorgunluk sınava yönelik tutumlarını da olumsuz etkiliyor.

Mola vermenin veya ders dışı faaliyetlere zaman ayırmanın önemli bir zaman kaybı olduğuna yönelik bir yanılgı var. Oysa zihnimizin bir dikkat süresi var ve bu süreyi aştığımızda verimli çalışmak mümkün olmuyor. Yine uyumak, beslenmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarımız kadar sosyal ve duygusal ihtiyaçlarımız da var. Doğada yürüyüşe çıkmak, müzik dinlemek, arkadaşlarla vakit geçirmek, sohbet etmek deşarj olmamızı sağlıyor.

Böylece yenileniyor, enerji buluyor ve sınav motivasyonu ile derse çok daha motive şekilde dönebiliyoruz. Aksi halde sınava hazırlık süreci sadece ders çalışarak geçirildiğinde bilinçaltımıza sınavın özgürlük kısıtlayıcı olduğunu öğretiyoruz. Bu da bize sınava hazırlanmanın korkunç olduğunu, mahkum gibi olacağımızı ve pek çok keyifli faaliyetten uzak kalacağımızı hatırlatıyor.

Oysa sınavlarda derece yapan öğrencilerin sınava hazırlanırken ilgi ve beceri alanlarını ihmal etmediğini görüyoruz. Sınav başarısı için ders çalışmanın yanı sıra sanat, spor gibi ilgi alanlarına zaman ayırdıklarını görüyoruz.

Sınav Motivasyonu İçin Psikolojik Destek ve Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz

Sınava hazırlık sürecinde tüm çabanıza rağmen olumsuz duygularla ve sınav stresiyle başa çıkmakta zorluk yaşayabilirsiniz. Aynı şekilde hedef belirleme, planlı çalışma, zamanı verimli kullanma becerilerinde de desteğe ihtiyaç duyabilirsiniz. Sınav başarınızı düşürecek ve motivasyonunuzu olumsuz etkileyen konularda psikolojik destek talep edebilirsiniz. Aynı şekilde sınava hazırlık sürecinde daha bilinçli hazırlık yapmak için profesyonel kariyer desteği de alabilirsiniz.

Sınav motivasyonu sağlamada size yardımcı olacak kişi/kurum bu konuda ne kadar deneyimli? Verdiği bilgiler bilimsel kanıtlara dayalı mı, güncel mi ve uluslararası düzeyde geçerliliği var mı? Kariyer hedefi belirleme süreçlerinde kaç kişiye destek vermiş ve başarı oranları nedir? Ve daha pek çok alt detayı bilmeniz alacağınız hizmetin kalitesiyle ilgili ön bilgi edinmenizi kolaylaştıracaktır.

Aba Psikoloji, Aba Kariyer ve Aba Yurtdışı Eğitim işbirlikleri ile kariyer belirleme sürecinizde size profesyonel destek sunmaktadır. Aba psikoloji’de danışanlarımızın kariyer planını çıkarırken Stratejik yetenek yönetimini kullanıyoruz. Bu yöntem sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir.

Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır. Bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur.

Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.  Sınav motivasyonu sağlamanız için kurumumuzda psikologlar ve eğitimciler işbirliği içinde çalışır.

 

Read More