Övgünün Gücü

Övgü güçlü bir şeydir. Bir öğrencinin öğrenmesini motive etme, rehberlik etme ve destekleme potansiyeline sahiptir. Ancak onu bambaşka bir yola da çıkarabilir. Övgülerimiz sonuçlara ve yeteneklere odaklandığında (“Çok zekisin!”, “Bu konuda gerçekten yeteneklisin!” gibi), sabit zihniyetin gelişimine katkıda bulunuyoruz aslında.

Sabit Zihniyetli öğrenciler performanslarını ne kadar “iyi” veya ne kadar “kötü” oldukları üzerine sabitleme eğilimindedir. Zekalarını ve kapasitelerini doğuştan ve değişmez olarak görüyorlar, bu yüzden kendilerini hangi konuda en rahat hissediyorlarsa onu yapıyorlar. Başarısızlık konusunda endişelidirler, bu da yeni bir şey denemeye o kadar da istekli olmadıkları anlamına geliyor. Sonuç olarak öğrenmeleri durgunlaşıyor.

İnsanları doğal yetenekleri için övmek yıkıcı etkiler yaratabilir.

Çocuklarımız becerilerin ve yeteneklerin ya sahip oldukları bir şey ya da sahip olmadıkları bir şey olduğunu düşünmeye başladıklarında ve başarısızlıkları tecrübe ettiklerinde ne olacak? Muhtemelen harap olacaklar. Sonuçta çok da iyi olmadıklarını düşünecekler. Çünkü doğuştan getirdikleri becerileri zaten onlardadır ya da değildir ve üstüne çalışılmazsa körelip gider. Öyleyse sonuçtan ziyade süreci övmek daha fazlasını yapma motivasyonunu ve gücünü verir çocuklara.

Sabit zihniyet ve büyüyen zihniyet

İnsan başarısı hakkındaki inançlara gelince, sabit bir zihniyet, örneğin zekânın neredeyse tamamen doğuştan olduğu inancıdır. Ya doğuştan akıllı ve zekisindir ya da değilsindir. Diğer taraftan, büyüme zihniyeti, başarının daha değişken olduğu ve zamanla zeka ve problem çözme yeteneklerinin geliştirilebileceği inancıdır. 

Çocuklara ne kadar akıllı ne kadar zeki olduklarını söylemekten ve değiştiremeyecekleri özelliklerini övmekten ziyade onlara çabalarının ne kadar değerli olduğunu, öğrenmeye ve başarmaya ne kadar yatkın olduklarını söylemeliyiz.

Öğrencileri yeteneklerinden ziyade çabaları için övdüğümüzde, zekâlarının dönüştürülebilir olduğunu anlamalarına yardımcı oluruz. Doğru eylem ve davranışlarla yeni beceriler kazanabileceklerini anlamalarına yardımcı oluruz.

Çocukların çabalarını överken…

Çabayı merkeze alan övgü çocuğunuzu motive etmek için harika bir yol olabilir. Söylediğiniz cümlelerin doğru şekilde hissedilmesi açısından bazı bileşenleri de cümlelerinizde kullanmanızda fayda var.

  • Samimiyet: Samimiyetsiz övgü, çocuğunuza onun daha iyisini yapabileceğine dair inancınızın olmadığını düşündürebilir. Aşırı gerçekçi olmayan övgü ise samimiyetsiz gelir ve çocuklar bunları hissetmek konusunda oldukça başarılıdır.
  • Gerçekçi standartlar: Çocuğunuzun çabalarını, büyümeyi ve hatalardan öğrenmeyi vurgulayacak şekilde övmeye çalışın. Bu, bir dahaki sefere başarılı olmak için ona çok fazla baskı uygulamaktan kaçınmaya yardımcı olabilir.

References

Read More

Sosyal medya bugünlerde hayatımızın merkezinde olan vazgeçilmezlerimizden biri haline geldi. 7’den 70’e hemen hemen herkes en az bir sosyal medya hesabına sahip. Özellikle milenyumdan sonra doğan ve teknolojinin gelişimi ile büyüyen nesil gün içerisinde eğlence, iş veya olup bitenlerden haberdar olup gündemi takip etmek için sosyal platformlarda bir hayli zaman geçiriyor. 

Neredeyse bağımlılık durumuna gelen sosyal medyada kullanıcılar sürekli aktif olma ve birkaç dakika önce kontrol etseler bile yeni paylaşılanları kaçırmamak için hesaplarını tekrar kontrol etme ihtiyacı hissediyorlar. Sosyal medyanın bu kadar aktif kullanılmasında akıllı cihazların teknik bakımdan oldukça donanımlı bir halde oluşu ile internete her an her yerden kolay ulaşabilme imkânı da etkili oldu. 

Görselliğin ve dikkat çekiciliğin ön plana çıktığı sosyal medya platformları üzerinden yaşanılan anı en güzel haliyle anlık paylaşma isteği yeni nesil arasında her geçen gün artıyor. Peki, yeni neslin sosyal medya kullanımındaki artışın sebepleri nelerdir? Bu sorunun cevabını öğrenmek için yazımızın devamını okuyabilirsiniz. 

Paylaşmak, İlham Almak ve Eğlenmek 

Yeni nesil yaşamlarını, yaptıkları şeyleri arkadaşları ile paylaşmaktan zevk alıyor ve hatta bazen sadece sosyal medyada yayınlamak için dahi bir yerlere gidip fotoğraflar çekiyorlar. Yemek yediğini, şu an nerede olduğunu göstermek, gezdiği yerlerde gördüklerini paylaşmak yeni nesil için eğlenceli ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli aktarımlar olarak görülüyor. 

Kim Olunduğunun İfadesi

Sosyal medya yaşadığımız çağ özelinde bir kimliğe sahip olma ve var olmayı da karşılayan bir role bürünmüş durumda. Bu nedenle yeni nesil kim olduğunu fotoğraflar, yayınlar, paylaşımlar, retweetler ve hikayeler yoluyla ifade etme eğiliminde. Neleri paylaştıklarından ziyade kişiliklerini ve kimliklerini herkesin görmesi ve onları tanıması bu çağın gençlerine yeterli geliyor. 

Takipçiler ve Yorumlar 

Yapılan paylaşımlara gelen beğeni ve yorum sayısı yeni nesil için bir başarı ve gurur kaynağı olarak görülüyor. Takipçilerden gelen geri dönüşler aynı zamanda bir iltifat demek olduğundan genç neslin özgüveni ve kendilerine olan saygısı da sosyal medya hesaplarındaki arkadaş, beğeni ve yorum sayıları üzerinden artıp azalabiliyor. 

Olan Bitenden Her An Haberdar Olma

Yeni nesil olayları kaçırmaktan ve güncel konulardan geri kalmaktan tabir yerindeyse korkuyor. Sosyal medya siyasi konulardan magazin dünyasına kadar hemen her şeyi anında gösteriyor ve gündemden haberdar olmayı sağlıyor. Ayrıca sosyal medya sayesinde insanlar fiziksel olarak birbirlerinden uzakta yaşasalar da paylaşımları ile sanal da olsa mesafeleri aşıp beraber olabiliyorlar.  

Kaynaklar

Read More

Anlık başarılar için değil mutlak başarılar için her zaman plan, emek ve zamanı doğru yönetmeye ihtiyacımız vardır. Eğitim ve sosyal hayatınızda sizi Başarıya Taşıyacak İpuçları hakkında tüm bildiklerimizi aşağıdaki yazımızda size aktarıyor olacağız.

Başarılı Bir Birey Olmak

Eğitim hayatında veya sosyal hayatta başarılı olmak, tebrik ediliyor olmak psikolojik bir ihtiyaçtır. Başarıya ulaşmanın yolu ciddi bir zamandan ve plandan geçmektedir. Özellikle okul hayatı içerisinde olan öğrencilerin bu plana sadık kalması ilerleyen zamanlarda akademik eğitimlere ve istediği mesleği yapmasına sebep olur. Gelin sizlerle eğitim ve sosyal hayatınızda sizi Başarıya Taşıyacak İpuçlarını beraber inceleyelim.

Öncelikle Kısa Vadede Plan Yapın

Planlı yaşamaya başlayabileceğiniz bir döneme giriyorsunuz. Tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak yapacağınız planlar sizleri sürpriz sona değil zaten beklediğiniz ve daha önce düşündüğünüz bir sona, yani başarılı olmanın yollarına götürecektir. Bu planları kısa vadede yapmaya başlamak için gün içinde yapmaktan sorumlu olduğunuz şeyleri bitirmeye odaklanarak başlayabilirsiniz. Örneğin ders sırasında notlar almak, okuldan sonra tekrarlarınızı yapmak, ödevlerinizi yapmak, haftalık ders programı yapmak, gerekli araştırmalarınızı tamamlamak gibi… Daha sonrasında kendinize ait zamanınızı planlayabilirsiniz. Spor saatleriniz, yemek saatleriniz, sosyal aktiviteleriniz için ayıracağınız saatleriniz ve en önemlisi uyku saatleriniz belirli olsun. Uyku başarılı olmanız için vücudunuzu ve zihninizi dinlendiren en önemli şeylerden birisidir. Kaliteli uyku her zaman sabaha mutlu uyanmak ve güne güzel başlamak demektir. Sorumluluklarınızı yerine getirebilmeniz için ihtiyacınız olan motivasyonu kaliteli bir uyku geçirerek sağlayabilirsiniz.

Hedefleriniz İçin Doğru Zamanlar Belirleyin

Eğitim hayatında başarılı olmak istiyorsanız, her zaman hedefleriniz olmalı. Hedeflerinizi gerçekleştirebilmeniz içinse zamana ihtiyacınız olduğunu asla unutmayın. Planlayın! Hedefinize gidecek olan yolda geçirdiğiniz zaman sizi hedefinize zamanında ulaşmaya katkı sağlar. Ödevlerinizi, sınav takviminizi, projelerinizi önem sırasına göre doğru zamana yerleştirmeyi unutmayın. Sınav takviminizi karşınıza alın ve size en yakın olan sınavdan konu tekrarlarını ve eksik notları çıkarmaya başlayın, daha sonrasında aynı şekilde devam edin. Bu plan sınav zamanına yakın bir zamanda yapılan tekrarların unutulmasına ve taze bir şekilde sınava girmenize katkı sağlar.

Karşılaşacağınız Olumsuz Durumlara Hazırlıklı Olun!

Hayatınızı bir düzene soktunuz, dersleriniz, sosyal hayatınız planladığınız gibi gitmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz. Unutmayın! Siz sadece kendi hayatınızı planlayarak ilerletiyorsunuz. Sizin sorumluluğunuz dışında gerçekleşen olumsuzluklara karşı hazırlıklı olun. Başarıya giden bu yolda ayağını takılacak, düşecek veya yara alacaksınız. Önemli olan bu yaşananlar doğrultusunda sizin çıkardığınız ders olmalıdır. Yaşadığınız her olumsuzluk size bir tecrübe katacak ve sizi bir adım daha ileriye atacaktır. Karşılaşacağınız olumsuz durumlara hazırlıklı olmanız sizi asla geriye atmamalı aynı zamanda ileriye itmek için bir neden olmalıdır.

Harekete Geçin ve Sabırlı Olun!

Planlarınız yapıldı, hedefleri gerektiği zamana bölündüyse şimdi tam zamanı. Harekete geçin! Hedefinize, istediğiniz üniversiteye veya istediğiniz mesleğe sahip olmanız için sabırlı olun. Kaygılarınızı ve başarısızlık korkunuzu bir köşeye bırakın. Bir işin içine girmeden size neler getireceğini bilemezsiniz. Kaygılarınız sizi her zaman geriye taşıyacağı için kaygılarınızdan kurtularak başarılı olmaya ve konulan hedefe ulaşmak için harekete geçin. Önce kendinize inanın daha sonra çevrenize de yapacağınızı inandırın. Size duyulan güven ve güç sizi daha iyi hissettirecektir. Gerekli olan motivasyonu çevrenizden de sağlayabileceksiniz.

Eğitim ve sosyal alanda sizi Başarıya Taşıyacak İpuçları nı size kısaca aktarmaya ve yardımcı olmaya çalıştık.

Kendinize inandığınız sürece anlayamayacağınız ders, başarılı olamayacağınız sınav ve kazanamayacağınız üniversite yoktur. Harekete geçin! Etkili ve verimli ders çalışma yöntemleri için buraya tıklayınız.

Read More

Erken Çocuklukta Testleri Uygulamak Ne Anlama Geliyor?

Okul öncesi yıllarında çocukların değerlendirmesi, bir çocuk hakkında bilgi toplama, bilgileri gözden geçirme ve daha sonra çocuğun anlayabileceği ve elde edilen verilerden öğrenebilecek düzeyde eğitim etkinlikleri planlamak için bilgileri kullanma sürecidir. 

Değerlendirme, yüksek kaliteli olmalı ve aslında erken çocukluk programının kritik bir parçasıdır. Eğitimciler bir değerlendirme yaptığında, söz konusu çocuğun hali hazırda ne yapabildiği ve bu testlerden yola çıkarak neler yapabileceği hakkında bilgi edinmek için çocuğu sistematik olarak gözlemler. 

Okul Öncesinde Çocukları Gözlemlemek ve Dökümantasyon Neden Önemlidir?

Çocuğun çalışmasını ve bir yıl boyunca gösterdiği performansı gözlemlemek ve belgelemek, eğitimcinin çocuğun büyümesi ve gelişiminin kaydını tutmasını sağlar. Bu bilgilerle, eğitimciler her çocuk için uygun bir müfredat ve etkili kişiselleştirilmiş öğretim planlamaya başlayabilir.

Bu değerlendirme kaydı aynı zamanda ebeveynlerle paylaşmak için harika bir araçtır. Böylece çocukların okuldaki ilerlemelerini takip edebilir, çocuklarının güçlü yanlarını ve zorluklarını anlayabilir ve öğrenmeyi evlerine yaymada nasıl yardımcı olabileceklerini planlayabilirler.

Psikolojik Testler ve Değerlendirmeler Neden Önemlidir?

Değerlendirme, eğitimcilere, ebeveynlere ve ailelere, çocuğun gelişimi ve büyümesi hakkında kritik bilgiler sağlar. Uygulanan psikolojik testler;

  • Tüm gelişimsel alanlarda bir büyüme kaydı sağlar: bilişsel, fiziksel / motor, dil, sosyal-duygusal ve öğrenmeye yaklaşımlar.
  • Ek desteğe ihtiyaç duyan çocukları belirler ve müdahale veya destek hizmetlerine ihtiyaç olup olmadığına karar vermenizde yardımcı olur
  • Eğitimcilere, bir çocuk için veya aynı gelişim evresinde olan bir grup çocuk için bireyselleştirilmiş talimatlar planlamalarında yardımcı olur.
  • Bir program içindeki güçlü ve zayıf yönleri ve programın çocukların hedeflerini ve ihtiyaçlarını ne kadar iyi karşıladığına dair bilgileri belirlemenize yardımcı olur.
  • Eğitimcileri, ebeveynleri ve diğer bakım sağlayan kişileri çocuğun en iyi sonuca varması için ortak bir paydaya davet eder ve işbirliği yapmak için bir zemin hazırlar.

Psikolojik Testleri ve Diğer Değerlendirmek Yöntemlerini Mevcut Programlara Nasıl Entegre Edebiliriz?

Doğru değerlendirme araçlarını seçme süreci ve bu testleri uygulama süreçler her erken çocukluk programı için değişir. Yine de bazı prensipler ve yönergeler şöyle sıralanabilir;

  • Değerlendirici çocuğu tanır; Değerlendirmeyi yapan yetişkinin çocukla önceden var olan bir ilişkisi olmalıdır. İdeal olarak değerlendirici eğitimcidir.
  • Gözlemler süreklilik ve çeşitlilik içermelidir; Kapsamlı bir değerlendirme için, çocukların çeşitli etkinliklerinde gözlemler yapılmalı ve bir çocuğun ilerlemesini tam olarak görebilmek için bu durum bir süre devam etmelidir.

References

Read More

Okul Öncesi Dönemde Testleri Nasıl Uygulamalıyız?

Standardize edilmiş testler, son birkaç yılda gittikçe popülerleşmekte olan konulardan bir tanesi. Çoğu ebeveyn, çocuklarının gerçek öğrenme ile güvenilir bir şekilde ilişkisi olmayan testlere dayanarak yargılandıkları konusunda gayet anlaşılır bir endişe duyuyor. Hem devlet okulları hem de özel okullar her eğitim öğretim yılında standartlaştırılmış değerlendirmeler veya testler kullanıyor.

Standardize edilmiş testler güvenilirlik ve tutarlılık açısından bizi en doğru sonuca götüren testlerdir. Testlerin içeriğiyle ve mevcut durumla bağlantısıyla kaygılanmak ne kadar normalse söz konusu testlerin nasıl, ne şekilde, hangi atmosferde ve kimler tarafından uygulandığı da bir o kadar kaygılandırıcı bir durum olabilir. Ve bu durum okul öncesi çağında bir çocuk için oldukça önemlidir.

Testi Uygulayan Kişiyle İlgili Olarak;

Doğru değerlendirme ve ölçme araçlarını seçme süreci ve bu testleri uygulama süreçleri her erken çocukluk programı için değişir. Yine de bazı prensipler ve yönergeler şöyle sıralanabilir;

  • Değerlendiricinin çocuğu yakından tanıması gerekir; Değerlendirmeyi yapan yetişkinin çocukla süregelen bir ilişkisi olmalıdır. En ideali testi uygulayan kişini eğitimci olmasıdır.
  • Gözlemler süreklilik ve çeşitlilik içermelidir; Kapsamlı bir değerlendirme için, söz konusu çocuğu çeşitli etkinlikler içindeyken gözlemlemek gerekir. çocuğun ilerlemesini tam olarak görebilmek için bu gözlem durumu en az 6 ay devam etmelidir.

Wiatt III Testi Nedir Nasıl Uygulanmalıdır?

Wechsler Bireysel Başarı Testi (WIAT-III), 4 ve 19 yaşları arasında veya 11 aylıktan okul öncesi yaşlarına kadar uygulanan bir testtir. Ergenlerin, yüksekokul öğrencilerinin ve genç yetişkinlerin başarılarını değerlendirmek için kapsamlı ve bireysel bir şekilde uygulanması gerekir.

Wiat III testinin birçok bölümü bulunmaktadır.

  • Sözlü Dil puanı, çocuğun sözlü konuşma akıcılığının yanı sıra ayrıntıları dinleme yeteneğini ölçen görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Toplam Okuma puanı, bir çocuğun kelime tanıma becerilerini değerlendiren ve okuduğunu anlama becerilerini değerlendiren görevlerde ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
  • Temel Okuma puanı, çocuğun hem gerçek hem de telafi edici kelimeleri kullanarak okuma görevlerinde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Okuduğunu Anlama ve Akıcılık puanı, çocuğun okuma ve metinlerin doğru anlaşılmasını gerektiren işler üzerinde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Yazılı Anlatım puanı, çocuğun harf oluşturma ve heceleme gibi temel becerileri ve yazılı kelime akıcılığı ve kompozisyon kompozisyonu gibi daha karmaşık becerileri değerlendiren görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Matematik puanı, çocuğun sayıları tanımlama ve yazma ve matematik hesaplamalarını çözme, matematiksel ifadeli soruları çözme ve verilen zaman diliminde cevapları hesaplama yeteneğini değerlendiren görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.

References

Read More

WPPSI Testi nedir?

Testlere ve değerlendirme ölçeklerine verilen karmaşık kısaltmalar kafanızı karıştırabilir. Çocukları için birtakım değerlendirme ölçeklerine bakan bir ebeveyn olarak çocuğunuzun hangi değerlendirmeyi alacağını, karmaşık kısaltmanın gerçekte ne anlama geldiğini ve en önemlisi, sonuçların çocuğunuz için ne anlama geldiğini anlamak sizin için elbette çok önemlidir. 

Weschler Okul Öncesi ve İlköğretim Zekâ Ölçeği, 2,5 ila 7 yaş arasındaki çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir zekâ testidir. 2,5 ve 7 yaşları arası çocukların gelişimi açısından önemli yıllar olduğundan ve bu yıllar içinde kritik gelişimsel adımlar atıldığından bu ölçek de gruba ayrılmıştır. Bir tanesi 2-3 yaş arası diğeri ise 4-7 yaşlarını kapsar. 

WPPSI, yine David Wechsler’in tasarladığı, biri yetişkinler için olan (WAIS) ve diğeri 6 yaşın üzerindeki çocuklar için olan (WISC) testlerinden geliştirilerek oluşturuldu. En basit hali ile WPPSI testi küçük yaş grubu için en yaygın olarak kullanılan zeka testlerinden biridir.

Çocuğunuza Neden/Ne Zaman Bu Testi Uygulamalısınız?

WPPSI’nin sonuçları, entelektüel fonksiyonun genel bir göstergesi olarak kullanılabilir. Ayrıca, entelektüel kapasitesini, bilişsel veya öğrenme güçlüğünü tanımlamanın bir yolu olarak da kullanılabilir. Çocuğunuzun sınıfta daha fazla yardıma ihtiyacı olabileceğinden veya daha kişiselleştirilmiş bir müfredata ihtiyaç duymasından endişe ediyorsanız, WPPSI testi size çocuğunuzla ilgili ek bilgiler vererek karar vermenizde yardımcı olabilir.

WPPSI Testinin Güvenilirliği

WPPSI sonuçlarının, bu değerlendirme türü için yüksek bir güvenilirlik seviyesi olan% 89-95 güven aralığında güvenilir olduğu kanıtlanmıştır. Eğitimli bir profesyonel, sonuçların geçerli ve güvenilir olmasını sağlamak için değerlendirme yaparken belirlenmiş bir protokolü izler. Bu, çocuğun teste başlamadan önce test uygulayıcısı ile rahat etmesini sağlamak için bir süre de içerir. Genel olarak, bu değerlendirme, küçük çocukların zekasını değerlendirmek konusunda, profesyoneller tarafından en yaygın kullanılan ve kabul edilen bir testtir.

Bu Testi Çocuğunuza Uygularken Aklınızda Bulunması Gerekenler;

  • Wechsler’in okul öncesi dönemdeki çocukların zihin profillerini çıkarmak için geliştirdiği bir zeka testidir aslında WPPSI testi. 
  • Türk çocuklarına uyarlanmadığı için Amerikan normalarına göre değerlendirme yapıldığından test sonucunda ulaşılan zeka puanı bir anlam ifade etmez. 
  • Aileye bu bilgi verilerek çocukla ilgili bir gözlem yapmak amacıyla kullanılmaktadır genellikle. Çocuğun test sırasındaki işbirliği, davranışları, akıl yürütme, algılama ve dikkat becerileri terapist tarafından gözlemlenir
  • Testi uygulamanın amacı bir zeka puanına ulaşmak değil, sadece klinik gözlem ile seanslar boyunca ulaşamayacağımız ayrıntılı bir gözlem yaparak çocuğun güçlü ve varsa gelişmesi gereken alanlarını tespit etmek ve bu bilgiler ışığında çeşitli konularda (ilerle yaşayabileceği dikkat ve öğrenme sorunları, okul seçimi, öğrenme stili, vs.) aileyi yönlendirmektir.

WPPSI Testi İle İlgili Diğer Yazılarımız;

References

Read More

Ebeveyn Olmak…

Her anne baba çocuğu için olabileceğinin en iyisi olmayı ister. Ancak, kendinden emin, kibar, başarılı, özgüvenli ve ne isteyip istemediğini bilen bir çocuğun nasıl yetiştirileceğiyle ilgili birçok farklı tavsiyeler duymak mümkün. Anne babalık yolunda öncelikleri dengelemeye, sorumlulukları ayarlamaya ve hem çocuğun ihtiyaçlarını hem de diğer aile üyelerinin ihtiyaçlarını gözeterek bunlara odaklanmak önemli ve zor bir iştir.

Günümüzde internetin de sağladığı kolaylıkla birlikte bu konuyla ilgili bilgilere ulaşmak çok kolay bir hal aldı. Ancak birçok farklı görüş ve düşüncenin kafa karışıklığına sebep olması da çok normal. Kime veya neye, hangi yaklaşıma, ne tür disiplinlere güveneceğiniz bilmek bir ebeveyn için zor olabilir. Çocukları için her şeyin en doğrusunu ve güzelini isteyen ebeveynler olarak bu süreçte hem çocuğunuzun benliğine zarar vermemeniz hem de ebeveynlik kalitelerinizi sorgulamamanız önemlidir.

Çocuklara Hedef Koymak veya Hedef Belirlemelerine Yardımcı Olmak Neden Önemlidir?

Birçok anne-baba, çocuklarına hedefleri öğretmenin, onlara genç yaşta yetişkin becerileri kazandırmaktan ibaret olduğunu düşünebilir. “hedef belirlemeleri için bolca zamanları olacak, henüz erken” gibi düşünceleri duymak da mümkün.

Ancak günümüzde çocukların akranlarıyla etkin bir şekilde iletişim kurabilmeleri, hayatlarında bir şeyleri başarabilmeleri için çabalamaları gerekir. Geleceğe dair hedefler ve amaçlar koymak, harçlıklarını yönetebilmeleri, kardeşleri ve akranları ile olumlu ilişkiler içinde bulunmak gibi temel ve elzem becerileri edinmeleri küçük yaşlardan itibaren kritik öneme sahiptir.

Küçük Başlayın

Çocuğunuzun kısa sürede başarabileceği eğlenceli bir hedef düşünmesine yardımcı olun. Belki başlattığı bir kitabı bitirebilir veya okulda başladığı bir projeyi (çocuğunuzla beraber siz de projeler oluşturabilirsiniz) biraz daha ileri seviyeye taşıyabilir.

Seçmelerine İzin Verin, Seçenekler Sunun

Çocuğunuz iyi notlar getirmesini istediğiniz kadar onun nelere ulaşmak istediğine karar verebilmesini de istemelisiniz. O zaman, onun bir şeyleri planlamasına ve bu yolda çalışmasına olanak sağlamalısınız. Merak ettiği ya da ilgili konuları keşfedebilir, müzeleri gezip bilgi toplayabilirsiniz.

Çabasını Takdir Edin

Çocuğunuz hedefler koymaya ve onlara doğru çalışmaya başladığında, sonuçtan ziyade süreci ve onun bu süreçte ne kadar uğraştığına dair iltifatlar etmeyi kesinlikle unutmayın.” Gerçekten böylesine çalışmandan çok etkilendim, merak ettiğin şeylerin peşinden gitmen çok hoş” gibi cümleler kurabilirsiniz.

References

Read More

 

Bu yaşlarda çocuklar duygularını ifade etmenin başka yollarını araştırıyor ve öğreniyor. Çünkü artık dili daha yetkin bir şekilde kullanmaya başladı. Kendini ifade ederken örneğin daha karmaşık ve açıklayıcı cümleler kullanır. Jest ve mimiklerin kullanılmasına da daha sık rastlanır.

  • Bu dönemde taklit önemli bir karakteristiktir

Okulöncesi çağında olan 4-5 yaş çocuğu diğer insanlarla sosyalleşmekten de daha büyük keyif alır; insanların etrafında olmayı sever. Bu yaşlarda arkadaşlıklar çocuklar için daha ciddi bir hal alabilir. Çocuk arkadaşları gibi olmak isteyebilir, onları taklit eder ve onların düşüncelerine daha çok önem verebilir. Arkadaşlarını taklit etmek bazı anne babalar için zorlayıcı bir hal alabilir. “benim çocuğum neden kendi gibi davranmıyor” gibi sorular ortaya çıktığında ise şunu unutmamalıyız; çocuklar taklit yoluyla öğrenirler ve etraflarındaki her şeyi taklit etmek gelişimin normal bir göstergesidir. Çocuk diğer davranışları adeta bir kıyafet gibi önce kendi üstünde dener ve olup olmadığını merak eder. 

  • Hayali arkadaşlar ve empatinin gelişimi

Hayali arkadaşlar ortaya çıkar. Başkalarıyla sosyalleşmenin ve kalabalıkları sevmenin bir getirisi olarak çocuk diğerlerinin duygularına ve hissettiklerine daha içten yaklaşır. Yani başına kötü şeyler gelen birisi için üzülür, mutlu olan birisi adına sevinebilir. Kurallara uymaya ve uzlaşmaya daha yatkındır. Bu yaşlarda kurallı oyun oynama eğilimi de artar. Ancak bireysel farklılıklar her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Ek olarak oğlan çocuklarının kız çocuklarından genellikle 6 ay geriden geldiği gerçeği de unutulmamalıdır.

  • Yetişkinlerle işbirliği

Konu yetişkinlerle işbirliğine geldiğinde ise 4-5 yaş çocuğu yardım etmeye daha isteklidir. Küçük görevleri yerine getirmekten hoşlanır. Duygularını ve davranışlarını kontrol etmesi gerektiğinde daha az yetişkin müdahalesine ihtiyaç duyar ancak hala zaman zaman talepkardır.

Oyun ve öğrenme

Her yaşta olduğu gibi bu dönemde de oyun önemli bir yere sahip. Hayal dünyası ile gerçeklik arasındaki farkı idrak etmeye bu yaşlarda başlarlar. Daha küçük çocuklar gördükleri rüyaların gerçek olduğunu zannederken, 4-5 ve 6 yaşa doğru gerçeklik algısı oluşmaya başlar. 

  • Daha gerçek sorular

Bu dönemim en belirgin özelliklerinden biri ise; daha gerçek soruların sorulmaya başlanmasıdır. Küçük yaş gruplarının yerli yersiz neden diye sormasından farklı olarak, bu yaş grubu içerisinde neden-sonuç ilişkisi barındıran sorular sorabilir. 

Bütün bunlara rağmen çocuk gelişiminde en zorlayıcı sedromlar 2-3 yaş döneminde olur. 4-5 yaş sendromu sözlüğümüze yeni girmiş bir kavramdır.

References

Read More

Okul öncesi kavramı dilimize “pre-school” kelimesinden geçmiştir. “pre- school” aynen çevirdiğimiz gibi “Okul öncesi” anlamına geliyor. Okul öncesi yıllarına literatürde erken çocukluk yılları da denmektedir.

Bir okul öncesi çocuğunun 3-4 yaşlarından itibaren kişiliği yavaş yavaş oluşmaya başlar. Kendi hoşlantıları ve tiksintileri vardır, nasıl hissettiğini ifade etmek için kelimeleri her geçen gün daha becerikli kullanmaya başlar ve bu da daha az kriz geçirdiği anlamına gelir. Zaman zaman ruh hali bir andan diğerine hızlı bir şekilde değişse de artık bu duygu durumları hakkında konuşması daha kolaydır.

Okul öncesi çocuğu duyguları tarafından yönlendirilir

3 yaşındaki bir çocuk hissettiği duyguları anlamaya başlasa da, onlar üzerinde hala çok az kontrolü vardır. Eğer gülünecek komik bir şey olursa çılgınlarca gülebilir, öte yandan bir şey onu üzerse veya öfkeli hissettirirse gözyaşlarına boğulabilir.

Bu yaşta dürtü kontrol çok fazla gelişmemiştir. Harekete geçmeye oldukça meyillidir. Örneğin, oynamak istediği oyuncak başka bir çocuktaysa gidip elinden rahatlıkta çekebilir ya da atıştırma yemesi için akşam yemeğini beklemesi gerekiyorsa kriz geçirebilir. Hazzı ve memnuniyeti ertelemek bu yaş için kolay değildir; istediği şeyi istiyordur ve de hemen o anda istiyordur.

Erken çocukluk yılları (okul öncesi yılları da denilebilir) neden bu kadar kritik?

Erken çocukluk yıllarına okul öncesi yıllar dediğimiz gibi aslında daha uygun şekilde “oyun yılları” da diyebiliriz. Hangi kültürden ve milletten olduğu fark etmeksizin her yaştan insan oyun oynamayı sever, okul öncesi yıllarda ise çocuk uyanık olduğu zamanın çoğunu oyun oynayarak geçirir. Ebeveynler okul öncesi çağında çocuklarının psikolojilerini değerlendirmeye aldıklarında kesinlikle çocuklarının ne kadar süre oyun oynadığını gözetmelidir. Çünkü sağlıklı çocuk mümkün olduğunca çok oyun oynayan çocuktur.

Oyun çocukların psikolojik gelişimi için de önemli

  Bilim insanları oyunun aslında tüm önemli gelişimsel alanlarda büyüme ve değişimi etkilediğini ve desteklediğini kanıtladı. Beş yaşından itibaren çocukların fiziksel gelişimleri koşmaya, kovalamaya ve bağımsız olarak oynamaya el verecek şekilde gelişmelidir. Bütün bun gelişimleri çocuk ancak akranlarıyla oyun oynadığı zaman edinebilir.

Çocuklar akranlarından daha çabuk öğreniyor

Gelişimsel ekolüne ait olan sosyokültürel teoriye göre çocuklar büyük motor becerilerini geliştiren yeterlilikleri yetişkin eğitiminden ve yönergelerinden ziyade, akranlarından daha çabuk ve daha kalıcı bir şekilde öğrenmektedir. Bu durum da yine oyun oynamanın önemini bir kez daha kanıtlıyor.

References

Read More

 

Fiziksel, ruhsal ve zihinsel yönlerden sağlıklı ve tutarlı bireyler yetiştirmek her şeyden önce anne-babaların davranış ve tutumlarından geçiyor. Desteklenerek büyütülen çocuklar, diğerlerine göre girişken, sorumluluklarının bilincinde olan, kendine güven duyan aktif bireyler oldukları için akademik hayatları ile iş yaşamlarında da başarılı oluyor. Ebeveynlerin nasıl destek göstereceği ise çocukların yaşlarına bağlı olarak değişiyor. Özellikle ergenlik gibi duygusal açıdan daha hassas geçen dönemde farklı yolları denemek gerekebiliyor. 

Destekleyici ebeveynlik aynı zamanda çocukların çevrelerindeki akranlarının baskısına karşı bir savunma geliştirmelerini ve duygusal açıdan dengeli olmayı öğrenebilmelerini de sağlıyor. Yazımızın devamında destekleyici ebeveyn tutumu ve davanışının nasıl olması gerektiğine birlikte bakalım. 

1. Aile İçi İletişim

Ebeveynlerin çocuklarına karşı duygularını açık bir şekilde ifade etmeleri son derece önemli. Yaptırım uygulamak yerine ılımlı bir şekilde anlaşma yollarının denenmesi gerekiyor. Bu durum sınırları belirli ancak yine de özgür olan bir ortam yaratmayı da sağlıyor. Çocukların anne babalarını rol model aldıklarını da düşünürsek ilk önce ebeveynlerin birbirlerini dinleyen ve çocuklarına öğretmek istedikleri davranışları önce kendilerinin yapması gerektiğinin bilincinde olan kişiler olması gerekiyor.

2. Birlikte Vakit Geçirmek

Çocuklarla birlikte kaliteli zaman geçirmek aile arasındaki bağları güçlendiren bir diğer ipucu olarak görülebilir. İyi bir dansçı, şarkıcı, sporcu veya sanatçı olmasanız dahi, çocuğunuzun ilgi alanına yönelik onunla sevdiği bir aktivitede birlikte bulunarak onu desteklediğinizi gösterebilirsiniz.

3. Yanında Olmak, İlgilenmek

Çocuğunuzla ilgilenmek, neler yaptığının farkında olmak ve onu umursamak desteklediğinizi göstermenin en iyi yollarından biridir. Ayrıca onun gösteri ve performanslarına katılmak, olmanız gereken yerde bulunmak, size kendisini ispat etmesine izin vermek de ebeveyn ve çocuk arasındaki duyguların güçlenmesini sağlayan bir davranıştır. 

4. Kararlarına Saygı Duymak

Lise veya üniversite seçimi gibi önemli karardan basit bir alışverişe kadar çocukların seçimlerine saygı duymak ve onlara hoşgörülü bir şekilde yaklaşmak da önemli. Onlara seçenekler sunmak, yaptığı hatalardan ders almasına izin vermek ve ortaya iyi işler çıkardığında başarısını içselleştirmesini sağlamak doğru ve sağlıklı gelişimi de beraberinde getiren yaklaşımlardandır. 

5. Dinlemek ve Cesaretlendirmek

Çocuğunuz sevdiği bir şeyden bahsetmeye başlayınca onu mutlaka dinlemelisiniz. Bu durum onu son derece mutlu edeceği gibi sizinle sevdiği şeyleri ve duygularını paylaşmaya devam etmesini de teşvik edecektir. Öte yandan zorluklarla karşılaştığında cesaret veren sözler söyleyerek baş etmeyi öğrenmesine ve güçlü kalmasına da destek olabilirsiniz.

Kaynaklar

Read More