Kazanmak İçin Gerekli Olan Özgüvene Nasıl Sahip Olursunuz ?

Kendinizi hiç kötü hisseder misiniz? Bu aslında hepimize olur. Etrafımıza bakınca bize sanki herkes milyar dolarlık işler kuruyor, Youtube yıldızları oluyor ya da Instagram’de ünlü oluyor gibi geliyor olabilir.

Her ne isterseniz isteyin, hiç biri aslında önemli değil, çünkü istekleriniz arasında asıl önemli olan ve hepsini etkileyen faktör ne kadar özgüveniniz olduğu çünkü özgüven çok önemlidir ve neyin peşinde olursanız olun, eksikliği size her zaman geri tutar.

Yapılan araştırmalar göre özgüven eksikliğiyle bağlantılı olan şeyler:

  • Depresyon
  • Yalnızlık ve kendini dışlanmış hissetmek
  • Akademik başarıların yeterli olmaması
  • Yaşam kalitesinin düşük olması

Özgüven kelimesinin anlamına bakarsanız karşınıza çıkacak tanım genel olarak “Kişinin kendine olan ve karşısına çıkan durumlarla baş edebileceğine dair olan güveni” gibi bir tanımla karşılaşırsınız. Ama bundan daha da önemli olan yeterlilik, çünkü yeterlilik olmadan özgüven, özgüvensiz yeterlilik kadar işe yaramaz bir durumdur. Bunun üzerine verilebilecek bir örnek: İşletme okumak yeterliliktir ama sahip olduğunuz bilgileri bir iş yönetmek için kullanmak hem özgüven hem de yeterliliğin en etken halidir. Bu iki vasıf ancak bir araya gelince verimli olur. Bu benzetme iki yönde de değerlendirilebilir. Özgüven tek başına işe yaramaz, onu desteklemek için aynı zamanda yeterli derecede bilgi ve özveriye de ihtiyacınız var.

Read More

Duygusal Zeka

Genel olarak kişinin kendi hislerinin ve diğerlerinin hislerini doğru değerlendirip bu bilgiler doğrultusunda düşünce ve davranışlarını yönlendirmesi olarak tanımlanabilir. Duygusal zeka modern dünyanın en önemli olgularından biridir ve siz de bu alanda kendinizi ölçmek ve geliştirmek isterseniz ABA Psikolojiye danışarak kişisel gelişiminize bir adım daha yaklaşabilirsiniz.

İşin özünde duygusal zeka beyinsel ve duygusal fonksiyonların birikimidir. Bu yüzden, beyninizi eğitmek için yapmanız gereken tek şey kendi içinize bakmaktır ve biz bunu 3 adımda başarabiliriz:

1. Adım: Dikkat eğitimi. Dikkat bütün bilişsel ve duygusal kabiliyetlerin özüdür. Temelde yapılması gereken aynı anda hem berrak hem de sakin bir zihin yapısı yaratmaktır. Zihnin kalitesi duygusal zekanın temelini oluşturur.

2. Adım: Kendini bilmek ve keşfetmek. Yükselmiş dikkat kabiliyetinizi kendi bilişsel ve duygusal süreciniz hakkında net bir bilgi edinmek için kullanın. Bununla birlikte dışarıdan bakarak duygusal sürecinizi yüksek çözünürlük ile takip ederek kişisel farkındalığınızı arttırıp kişisel mevzularda uzmanlaşmanızı sağlayabilirsiniz.

3. Adım: Sosyal olarak aktif olan mental alışkanlıklar edinin. İyilik ve anlayış gibi şeyler mental alışkanlıklar haline getirilebilir. Mesela, biriyle ilk tanıştığınız zaman içgüdüsel olarak ilk hissettiğiniz şey “Bu insanın mutlu olmasını istiyorum” olmalıdır. Bu iyilikle bağdaştırılan mental alışkanlıktır ve bu da diğer alışkanlıklar gibi eğitilebilen bir alışkanlıktır.

Duygusal zekanın bir çok faydası vardır ve özellikle iş dünyasında bu faydaları gösterir. Öncelikle yüksek duygusal zeka olağanüstü çalışma becerileriyle yüksek derecede bağlantılıdır. Araştırmalara göre duygusal yeterlilik iş dünyasında bilişsel zekadan iki kat daha önemli. İkinci olarak duygusal zekası yüksek olan liderler duygusal zekası zayıf olan liderler ile kıyasla iki kat daha başarılıdır. Son olarak duygusal zekası yüksek olan çalışanlar kendi iş ortamlarını çok daha güzel ve olumlu hale getirerek hem daha rahat çalışırlar hem de takım olarak daha iyi çalışırlar. Yaptıkları verimli işler sundukları hizmetlere de yansıyarak hem hizmeti veren çalışanlar için hem de hizmetin sunulduğu insanlar için daha olumlu bir deneyim yaratır.

Duygusal zekanın aynı zamanda bir çok kişisel faydası da vardır ve bunları genel olarak üç ayrı kategoriye sokabiliriz: huzur ve sakinlik, dayanıklılık ve daha tatmin edici ilişkiler. İlk olarak olaylara uzaktan bakarak objektif değerlendirebilme yeteneğine sahip olarak panik ve olumsuz hislerden kendinizi uzaklaştırmış oluyorsunuz. Günde sadece 15 dakikalık bilinç meditasyonu yaparak önyargılarınızı yok edebileceğiniz kanıtlanmıştır. İkinci olarak, var olan bilinç ve sakinliğiniz arttıkça hayatın karşınıza sunabileceği zorluklara karşı da daha dayanıklı olursunuz. Son olarak ise kendinize olan sevgi ve anlayışınız arttıkça karşınızdakilere de aynı değerleri yüklemeye başladığınız için etrafınızdakilerle daha olumlu ilişkiler oluşturursunuz. Bu atılan ufak adımlar ile bütün hayatınızı daha pozitif ve güzel bir hale getirmeniz mümkün ve bu süreç içinde ABA Psikoloji olarak size her adımda destek olmak için varız.

Read More

Son yıllarda yapılan araştırmalar, öğrencilerin metakognitif stratejileri öğrenerek okuma becerilerini geliştirebileceğini gösteriyor. Çünkü Metacognition, nelere inandığımız ve nasıl öğrendiğimize yönelik farkındalığımızı arttırıyor. Yani, öğrencilere öğrenme süreçleri boyunca düşünmek üzerine aktif düşünme becerisi kazandırmak, daha etkin bir öğrenmenin gerçekleşmesine yardımcı olur.

Metacognition nedir?

İyi birer öğrenci olmaları için çocuklara ve gençlere yol göstermek gerekir. Diğer bir deyişle, iyi bir öğrenci olmak da öğrenilmesi gereken şeylerden biri. Metacognition, kişiye özel öğrenme süreçleri boyunca öğrencinin;

  • kendi bilişsel süreçlerini yönlendirebilme,
  • problem veya seçenekler karşısında planlama, izleme ve değerlendirme gibi yönetsel süreçleri idare etme;
  • bilişi etkileyen faktörlere yönelik farkındalık becerileri kazanmasını sağlar.

Metacognition yöntemiyle öğrenen çocuklar, diğerlerine öğrenme becerilerine daha çok güvenir ve öğrenmek için daha motivedirler. Bu sayede akademik olarak diğer akranlarına göre çok daha iyi performans gösterirler.

Peki, çocuklarımıza metacognition becerisini nasıl kazandıracağız?

Çocuklarımızın akademik başarılarına destek olmak için metacognition becerisi kazanmalarına yardımcı olmamız ve onları ‘düşünmek üzerine düşünmenin’ ne kadar önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunun için temelde ebeveynler ve eğitmenler olarak kullanabileceğimiz birkaç yöntem var.

Hedef belirleyin

Her bir çalışma oturumundan önce bu kısa deneyimin ardından neler edinmiş olacağına dair hedefler koyun. Bir saatin sonunda belli bir konunun tamamlanması, belli sayıda soru çözümü gibi hedefler belirleyebilirsiniz.

Sorular sorun

Soru sormak, cevaba ulaşmanın en kolay yollarından biridir. Ders çalışırken öğrencilere doğru soruları sormak, öğrenme sürecinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlamalarına ve bu noktalara odaklanmalarına yardımcı olur.

Özetleme ve tekrara önem verin

Her bir yeni bilgiyi öğrencilerin kendi sözcükleriyle anlatması ve tekrar etmesi bilgileri bir bağlama oturtmasına yardımcı olur. Bunu ne kadar sık yaparsa konunun özünü o kadar iyi anlar ve öğrenir.

Kendin gözlemlemeyi öğretin

Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerinin farkında olacak stratejiler kazanmasını sağlayın. Konuyu anladıklarında ya da düşünürken kısık sesle mırıldanmak ya da “hmmm” gibi sesler çıkarmak bu konuda yardımcı olabilir.

Her bir öğrencinin kendine has öğrenme süreci vardır. Bu süreci keşfetmek ve daha sonrasında uygun şekilde yönlendirmek akademik başarı için çok önemlidir. Bu nedenle metacognition yöntemi ile çocuklara kendi öğrenme şekillerinin farkında olmalarını ve bu sürecin kontrolünü ellerine almalarını öğretmemiz gerekiyor.

Read More

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da kısaca DEHB’nin etkilerini öğrenme süreci üzerinden ele alırken, öğrenmenin ne olduğunu hatırlayarak konuya bir giriş yapmak faydalı olabilir.

Özellikle eğitim bilimlerinde öğrenme, ‘yaşantı sonucu davranışta meydana gelen davranış değişikliği’ olarak tanımlanır. Öyleyse, öğrenme sürecini değerlendirmek için kişinin önceki davranışlarını ve sonraki davranışlarını karşılaştırmak gerekir.

Bu bilgiyi aklımızda tutarak DEHB’ye dönecek olursak, DEHB’li her yaştan birey dikkat kaybı, sıkılganlık ya da sabırsızlık gibi özelliklere sahiptir. Bu özellikler, çevreyle kurulan iletişimi ve haliyle bütün hayatı etkisi altına alacaktır. Bu durumda DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde de etki yaratması kaçınılmaz hale gelir.

Farklı öğrenme deneyimleri ve profesyonel destek

Öğrenme tanımında geçen ‘yaşantının’, yani yeni bir bilgi ve deneyimin yaşandığı yer olan okulda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar ve gençler diğer öğrencilerden ve hatta birbirinden farklı davranabilir. En sık görülen haliyle, DEHB’li çocuklar çok hareketli olacakları ve dikkatlerini toplamakta zorlanacakları için bilgiyi alırken farklı bir deneyimden geçerler.

Buraya kadar gördüğümüz gibi, DEHB’nin öğrenme süreci üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu çocuklar, yalnızca farklı bir öğrenme rutinine sahiptir ve buna göre farklı bir öğrenme sürecinden geçmelidir. Bu süreçte profesyonel bir yardım almak bu farklılıkların keşfedilmesi ve başarılı bir şekilde yönetilmesi yolunda büyük önem taşır.

Çocuğunuza özel bir çalışma alanı yaratın

DEHB’si olsun ya da olmasın her çocuğun öğrenme süreci kendine özeldir. Bu süreci desteklemek için çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan bir çalışma ortamı yaratılmalıdır. Konu DEHB’li çocuklar olduğu zaman mümkün olduğunca dikkatlerini dağıtacak eşyalardan arındırılmış bir çalışma ortamı yaratmak gerekir.

Çocuğunuzla konuşarak dikkatini dağıtacak eşyaların neler olduğunu keşfedebilir ve dikkatini toplaması için neler yapabileceği konusunda ona yardımcı olabilirsiniz. Akranlarına göre bazen daha fazla desteğe duyabilecek olan DEHB’li çocuklar, profesyonel bir destek aldıklarında öğrenme süreçlerini başarılı bir şekilde deneyimler, özgüveni yüksek bireyler olarak her türlü akademik hedeflerine ulaşabilir ve aktif bir sosyal yaşama sahip olur.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı, özellikle son zamanlarda gelişen bilgi ve beceri testleri sayesinde daha da önemli bir konu haline geldi. Artık detaylı veri elde etmemizi sağlayan çok sayıda test ile öğrencilerin bireysel bilgi, ilgi ve becerilerinin bir haritasını çıkarabiliyoruz. Bu harita sayesinde, öğrencileri genellemeler arasında köreltmeden kendine en uygun kariyer için yönlendirme şansı buluyoruz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, adından da anlaşılabildiği üzere yeteneklerin ve yetkinliklerin yönetilmesi anlamına gelir. İnsanların gelişmesini sağlamak, hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak ve en iyi performansa ulaşmaları için yönlendirmek gibi çalışmalar stratejik yetenek yönetimi sürecinin parçalarıdır.

Başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik testten oluşan stratejik yetenek yönetimi uygulaması sonunda, kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Öğrencinin kendine has özellikleriyle uyumlu akademik hedefler belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Daha sonra bu hedeflere ulaşması için kişinin özelliklerine en uygun yol çizilir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir.

Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir. Stratejik yetenek yönetimi süreci, en doğru ve net analiz imkanları sunması sayesinde öğrencileri güçlendiren bir uygulama olarak kullanılır. Bireysel amaçları gerçekçi bir plana dönüştürmesi nedeniyle akademik başarı için büyük önem taşır.

Read More

Türkçeye ‘farkındalık’ olarak çevirebileceğimiz ‘Mindfulness’ her yaştan öğrenci için akademik başarının kapılarını aralıyor. Kişilere performans artışı, motivasyon artışı, stresle baş etme, özgüvenli yaklaşım gibi katkılarda bulunan Mindfulness, bu sayede öğrenme sürecine direkt etki ediyor. Odaklanma sorunu ve sınav stresine karşı öğrenciyi güçlendirmeyi amaçlayan bu yöntem, temelde dikkat dağıtan etkenlerdense hedefinize ve görevlerinize odaklanmanızı sağlıyor.

“Mindfulness Akademik Gelişime Olumlu Etki Ediyor”

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, farkındalık – ya da mindfulness öğrencilerin performansına ciddi oranda yardımcı oluyor. Sosyal ve duygusal öğrenmeyi destekleyen bir programın test edildiği bir araştırma, mindfulness ile zenginleştirildi. Bu araştırmanın sonunda öğrencilerin matematik soruları, sosyal davranış, agresif davranışlar gibi konularda olumlu yönde bir değişim gösterdiği ortaya çıktı. Bilişsel (metakognitif) kontrol, stres seviyesi, duygusal kontrol, empati, dikkatlilik açısından analiz edilen çocuklar akranlarına göre çok daha iyi performans elde etti.

Bu performans artışının en büyük sebeplerinden biri, mindfulness yönteminin istediğimiz yere istediğimiz zaman odaklanabilmemiz için zihnimizi güçlendirmesi. Mindfulness, duygularımızı gözlemlememizi, onların farkında olmamızı ve bilinçli olarak kontrol etmemizi sağlıyor. Böylece öğrenciler dış koşullardan bağımsız olarak zihinlerini rahatlatırken dengeli bir duygu durumuna kavuşuyor.

Mindfulness, çocuğunuza stres yönetimini öğretiyor

Mindfulness, insanları olumlu duyguların arttırılması ve bazı yeteneklerin geliştirilmesi gibi hayata çok önemli dokunuşlarda bulunabilen bir yöntem. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu alanda yapılan ilk araştırmalar, hızla yaygınlaşan yöntemin akademik başarıyı çeşitli şekillerde desteklediğini gösteriyor.

Özellikle sınavlardan önce duygusal gelişimi artıracak ve akademik performansı geliştirebilecek bir destek, stresle baş etmelerine yardımcı oluyor. Gençlerin stres yönetimini öğrenmesi her zaman ilk hedef değilse de hedeflere ulaşmak için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, mindfulness’ın stres yönetimi konusundaki becerileri geliştirerek akademik hedeflere ulaşmakta direkt bir etkiye sahip olduğu çok açık.

2013 yılında UC Santa Barbara’dan araştırmacıların elde ettiği sonuçlar da mindfulness’ın zihnin dağılmasını önlediğini ve bunun da GRE gibi sınavların okuma-anlama bölümünde puanların arttırdığını gösteriyor.

Kaygı ve negatif düşüncelerden arınmış öğrencilerin daha iyi odaklandığı ve bilişsel kaynaklarını daha aktif kullanabildiği de bir başka araştırmanın sonucu olarak eğitim dünyasında mindfulness’ın önemini bir kez daha kanıtlıyor.

Read More