Çocuklar büyüdükçe ve geliştikçe, bazen okulda zorluk çekebilir, konulara yoğunlaşmakta sorunlar yaşayabilirler, ya da başkaları ile başa çıkmakta zorlanırlar. Bu tür durumlar ile karşılaşıldığında psikolojik testler zorlukların nerede olduğunu belirleyebilir.

Psikolojik Değerlendirme Nedir?

Psikolojik bir değerlendirme, çeşitli alanlarda güçlü ve zayıf yanları değerlendirmek için yapılandırılmış bir dizi görüşme, standartlaştırılmış test ve ankettir. Bu testler, örneğin öğrenme stillerini ve sosyal-duygusal işleyiş biçimlerini tanımlayabilir.  Bazı ebeveynler, çocuklarının gösterdiği bazı davranışların getirdiği endişelerden yola çıkarak psikolojik bir değerlendirme talep edebilir. Öte yandan bazı ebeveynlere, bir ya da daha fazla profesyonel tarafından, bu bir eğitimci, bir akıl sağlığı uzmanı ya da çocuk doktoru olabilir, psikolojik testlere başvurmaları önerilebilir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Değerlendirmeler

Psikolojik değerlendirmeler, insanların kendileriyle ve davranışlarıyla ilgili ne bildiğini göstermek ve duyguları anlamaya ve açıklamaya yardımcı olmak için neler yapabileceklerini ortaya çıkarmak için kullanılır.  Hangi testin uygulandığına bağlı olarak kişiyi izlemeyi, soru sormayı ve kişinin bazı görevleri yerine getirmesi gibi adımları içerebilir. 

Psikolojik testler çocuklar ya da gençler okulda zorluk çekerken veya beklenmeyen şekillerde hareket edip problemli davranışlar geliştirdiklerinde kullanılabilir. Söz konusu kişiler genç insanlar olduğundan, genç bir insanın neler yapabileceğini öğrenmesi ve bazı durumlarla yüzleşmesi zaman zaman zor bir hal alabilir. Sonuçlar genellikle okul ve ev için beraber çalışmak üzere program planlamalara yardımcı olur. Ek olarak diğer olası çözüm önerileri için bir öngörü oluştururlar.  

Sonuç olarak bir testin yapılması, bir çocuğun dünyasındaki herkesin aynı hedeflere doğru çalışmasını sağlamak içindir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Testler Düşünülürken…

  • Değerlendirme dönemleri ve toplantı öncesi, sırası ve sonrasında sorular sorun. Anlamadığınız yerleri mutlaka kafanızda netleştirin.
  • Kendi endişelerinizi paylaşın. Değerlendirme sırasında tüm alanları dikkate almak önemlidir.
  • Çocuğunuzun doktoruyla raporları ve sonuçları paylaşmak ve danışmak yararlı olabilir.

Sürmekte Olan Bir Değerlendirmede Ebeveynler Neler Beklemeli?

İlk randevu almadan önce, ebeveynler çocuğun gelişimsel, tıbbi, sosyal ve akademik tarihiyle ilgili anketleri doldurarak psikolojik bir değerlendirmenin ilk adımını tamamlarlar. Bir sonraki aşama, hem ebeveynler hem de çocuk ile yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Ebeveynler çocuğun güçlü ve zayıf yönleri hakkında bilgi verir ve özel ilgi alanlarını tartışırlar. Sırada ise çocuğun bilişsel, eğitsel ve sosyal-duygusal işleyişi inceleyen birkaç test oturumu vardır. Yazılı rapor tamamlandığında, testi yürüten kişi sonuçları gözden geçirmek ve tavsiye edilen önerileri tartışmak için velilerle görüşür.

References

https://www.beyondbooksmart.com/executive-functioning-strategies-blog/psychological-testing-for-your-child-who-benefits-and-why

https://www.cyh.com/HealthTopics/HealthTopicDetails.aspx?p=114&np=122&id=2942

Read More

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) nedir?

DEHB, en yaygın çocukluk çağı bozukluklarından biri olan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğudur. Semptomlar dikkatsizlik, dürtüsellik ve hiperaktiviteyi içerir, ancak kişiden kişiye farklılık gösterir. Hem çocuklar hem de yetişkinler DEHB olabilir, ancak belirtiler her zaman çocuklukta başlar. DEHB’si olan çocuklar uzun süre hareketsiz oturmada, talimatları ve evde veya okuldaki görevleri tamamlamada zorluk çekebilirler.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuğunuzun okuldaki başarısını ve ilişkilerini etkileyebilen karmaşık bir nörogelişimsel bozukluktur. DEHB belirtileri çocuktan çocuğa değişmekle beraber bazen tanı koymak zor olabilir. DEHB genellikle çocuklarda, ergenlik çağında teşhis edilse de ortalama tanı yaşı 7’dir. Semptomlar sergileyen daha büyük çocuklar da olabilir, ancak semptomlar genellikle çocukluk yıllarında belirgin bir şekilde kendini gösterir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteli çocukları olan aileler için iletişim önerileri

Unutmayın asıl düşmanınız çocuğunuz değil DEHB’dir. Başkalarını ve dış faktörleri suçlamayı bırakıp çocuğunuzun ve kendinizin iyi yönlerine odaklanın. Çocuğunuzun, diğer tüm çocuklar gibi, kusursuz olmadığını kabul edin. Çocuğunuzla ilgili “normal” olmayan bir şeyler olduğunu kabul etmek kolay değildir. Ancak, ebeveynlerinin kızgınlığını ve çocuklarıyla ilgili karamsarlıklarını algılayan bir çocuğun, mutlu ve sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için ihtiyaç duyacağı özsaygı yeterince gelişmez. Ve bu da başka sorunlara yol açar.

Tedavinin gücünü hafife almayın. Günümüzde DEHB tedavisi için kullanılan ilaçlarla ilgili birçok farklı görüş duymak mümkün. İlaçların çocukları uyuşturduğu, kalıcı bir çözüm sağlamadığı hatta daha da zarar verdiği gibi söylemleri duymak mümkün. Yine de, DEHB’li
birçok çocuk için doğru ilaçların doğru zamanda kullanılması davranışlarında büyük bir fark yaratacaktır. Fark yaratan tek şeydir ilaç değildir. Kendi çabalarınızı ve çocuğunuzun çabalarını da dikkate alın. Birçok davranışının çocuğun kontrolü dışında gerçekleştiğini
unutmayın ve bu yüzden çocuğunuzu cezalandırmayın. Bu noktada disiplin ve ceza arasındaki farkı bildiğinizden emin olun. Günümüzde birçok ebeveyn disiplin ve ceza terimlerini birbirinin yerine kullanmaktadır.

DEHB’li çocuğunuzu disipline etmenin en iyi yolu onun için yaşına uygun, yapılabilir görevler vermektir. Bu davranışı kalıcı hale gelene kadar sistematik olarak pekiştirmek gerekir. Ödül vermek yerine bu süreçte gösterdiği çabayı takdir edebilir, yanınızda olduğunu hissettirebilir, onunla daha kaliteli vakit geçirebilirsiniz.

Çocuğunuzun olumlu davranışlarına daha fazla dikkat edin. Birçok ebeveyn çocuk davranış bozukluğu gösterdiğinde diğer olumlu davranışları ve çabaları gözden kaçırır. Ortaya çıkan mutsuzluk ise kimse için iyi olmaz.

References

  • https://www.webmd.com/add-adhd/childhood-adhd/adhd-children#1
  • https://www.healthline.com/health/adhd/signs
Read More

Kişinin harekete geçmesini sağlayan stres faktörü, ideal düzeyde olduğunda üretkenliği artırıyor. Bu sebeple başarının gerçekleşmesinde önemli rolü olan stres, heyecanı artırıp hedefe odaklanmak gibi pozitif işlevlere sahip. Öte yandan stres seviyesini her zaman optimum düzeyde tutmak oldukça zor. İş ortamı, okul dersleri, şehir hayatının karmaşası ve özel hayatta yaşanan birtakım çıkmazlarla stres seviyemiz artıyor ve olumsuzluklarla baş etme yeteneklerimiz azalıyor. 

Yoğun stresin kişiye hem duygusal hem de fiziksel açıdan birçok zararı var. Ancak tepkilerimizi yöneterek strese karşı direnmek mümkün. Stres yönetimi faydaları ile olumlu düşünceler kazanıp kendinize olan güveniniz ile emin adımlarla hedeflerinize ulaşmanızı sağlayan son derece etkili bir yöntemdir. Stres yönetimi eğitimi denilen bu metotla hedeflerimize nasıl ulaşıp başarıyı elde edeceğimizi hep birlikte öğrenelim. 

Stresin Kaynağını Keşfetme

Stresin kaynağına inmek ve sizi nelerin çıkmaza soktuğunu tespit etmek ilk adımdır. Baskı altında olduğumuz anlarda beynimiz derhal negatif düşünceler üretmeye başlar. Bu durum sorunlarımıza çözüm üretmek yerine canımızı acıtmaya başladığında kontrol mekanizmamız işlevsiz kalacaktır. Stres yönetimi aşamaları ile kaygının tetikleyicilerini keşfetmek ve onlara karşı değişen duygu durumumuzu saptamak önemlidir. Bu durum düşüncelerimizi düzenleyip yönetmek için oldukça faydalıdır. 

Olumlu ve Yapıcı Düşünce

Kişinin stresten uzak başarılı bir hayat sürmesi öncelikle kendini tanımasından geçiyor. Gün içerisinde çözmemiz gereken bir sorunla karşılaştığımızda kendi kendimize konuşur, kafamızda birçok muhasebe yaparız. Ancak olaylara aşırı tepkiler verdiğimiz durumlarda düşüncelerimiz de negatif ve önyargılı olacağından stres seviyemiz hızla yükselir. Başarılı olmak adına olumsuzluklardan ziyade olumlu ve yapıcı şeyleri düşünmek her zaman daha motive olmamızı sağlayacaktır.

Başarı= Zaman İyi Kullanma 

Başarının gerçek sırrı üzerine konuşurken iyi bir kariyere sahip insanların çoğu zamanlarını verimli kullandıklarından bahsederler. Gün içerisinde uyku haricinde çalışmak ve üretmek için aslında bir hayli zamanımız oluyor. Ancak yapmamız gereken görevlerimizi sürekli ertelediğimizde ödevlerimizi zamanında teslim edemiyor, sunumlarımızı vaktinde hazırlayamıyor veya toplantılarımıza geç kalıyoruz. İşte bu noktada yetiştirememe duygusu yoğun bir stresin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu nedenle zamanımızı iyi kullanmak için listeler yapmak ve planlı olmak işlerimizde başarı elde etmemizi sağlayacaktır. 

Spor ve Egzersizler

Hobi edinmek stresi azaltmak için etkili bir yöntemdir. Yaşam kalitenizin artmasını sağlayan bir diğer metot ise spor ve nefes egzersizleri. Yoğun baskı altında olduğunuzu düşündüğünüz zamanlarda işlerinizi birkaç dakikalığına bırakıp rahatlatıcı nefes tekniklerini uygulayabilirsiniz. Bir anlamda hayata es vermenin yolu olan bu teknikler özellikle sınav sırasında konsantrasyonu bozulan öğrencilerin sakinleşmelerinde çok etkilidir. Gün içerisinde yapılan basit bir yürüyüş, bisiklete binme gibi sporlar da kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. 

Kaynaklar

Read More

Hayatın dönüm noktalarından biri de hangi mesleği yapacağına karar verme aşamasıdır. Meslek kişinin hayatını belli bir standartta sürdürebilmesi için yaptığı ve maddi getirisi olan bir faaliyettir. Ancak yalnız başına maddi kazanç kişiye her zaman manevi doyum olan mutluluğu getirmeyebilir. Yaptığı işte mutlu olmayan kişiler yoğun stres altında mutsuz bir yaşam döngüsü içerisinde olduklarından ruh halleri de olumsuz bir hal içerisindedir. 

Hayatın daha en başında üniversite ve eğitim alınacak bölüm seçimi yapılırken aslında ilerideki potansiyel mesleğimizi de belirlemiş oluyoruz. Tam da bu noktada yetenek ve ilgi testi uygulamalarından faydalanabiliriz. Yetenek testlerinin amacı hangi meslek dalına daha yatkın olduğunuzun belirlenmesi olarak ifade edilebilir. Bireysel yetenek ve ilgi alanlarının ölçüldüğü bu testler, sayısal, sözel gibi alanlardaki becerilerinizin ve akabinde bu alanlarda kendinizi geliştirebileceğiniz mesleklerin ayrıntılı bir analizinin ortaya çıkmasını sağlıyor. İlgi ve yetenek testleri çerçevesinde tasarlanan bir gelecek ise iş yaşamında birçok avantajı da beraberinde getiriyor. 

1. Motivasyon

İş yaşamında amaçlara ulaşmak için her şeyden önce güçlü bir motivasyon gereklidir. Yapılan işten alınan zevk ve işi sevmek motivasyonun devam etmesini sağlayan yegâne noktalar olarak sayılabilir. Mesleki ilgi testleri ile yeteneklerinize uygun bir iş seçimi yapıldığında motivasyonunuz da azalmayacağından başarı kaçınılmaz olacaktır.

2. Mutlu Bir İş Hayatı

Etrafımız “iş yerine giderken ayaklarım geri geri gidiyor” diyenler, “yarın yine iş var” diye sürekli sızlanan insanlarla dolu. Bu durumun işin zorluğu, mesafelerin uzunluğu veya maaşın yetersizliği gibi birçok nedeni olabilir. Bunlar haricinde akla getirilmesi gereken bir diğer önemli neden de kişilerin yaptıkları işi sevmemeleridir. Üretmekten ve her gün yeni bir şeyler denemekten mutlu olduğumuz işler aynı zamanda ilgilerimize hitap eden ve bizi manevi yönden doyuran işlerdir.

3. Yüksek Performans

Negatif ve motivasyonun düşük olduğu bir iş ortamında yüksek performans beklemek boşuna olacaktır. Oysa ki kişiler beceri ve meraklı olduğu alanlarda çalışsalar sonuçlar hem çalışan hem de iş veren için bir hayli mutlu edici olacaktır. Mühendis, öğretmen, avukat, mimar, eczacı hangi mesleği yapıyor olursak inovatif ve yüksek performanslı olmak her zaman kendimize uygun mesleği seçmekle doğru orantılıdır.

4.  Özel Yaşamda Huzur

Yetenek ve ilgi alanı testleri yardımıyla belirlenen kişiye uygun meslekler aynı zamanda özel yaşamdaki dengenin kurulmasına da etki edecektir. Günün büyük bir bölümünün geçirildiği iş yerinde sıkıntıdan uzak, kendine bir şey katabilen ve mutlu olan bireyler iş dışındaki ilişkilerinde de yapıcı olacaklardır. 

Kaynaklar

 

Read More

Çocuklar ve gençler, yalnız baş edemeyecekleri sorunları olduğunda terapiye ihtiyaç duyarlar.

Ya da sorunlar; ne kadar iyi olduklarını, hissettiklerini veya hareketlerini etkilediğinde yardıma ihtiyaç duyarlar. Eğer işler kendiliğinden iyileşmezse, çocuklar terapiye ihtiyaç duyabilir. Bazen tüm ailelerin iletişim kurmaya, öğrenmeye ve sınır oluşturmaya çalışırken desteğe ihtiyaçları vardır.

Çocuklarda akıl hastalığı nasıl tedavi edilir?

Ruh sağlığı sorunları olan çocuklar için yaygın tedavi seçenekleri şunlardır;

Psikoterapi: Konuşma terapisi ya da davranış terapisi olarak da bilinen psikoterapi, bir psikolog ile konuşarak zihinsel sağlık sorunlarını ele almanın bir yoludur. Psikoterapi sırasında, bir çocuk kendi durumu, ruh hali, duyguları, düşünceleri ve davranışlarını öğrenebilir. Psikoterapi, bir çocuğun sağlıklı başa çıkma becerilerine sahip zorlu durumlara nasıl tepki vereceğini öğrenmesine yardımcı olabilir.

İlaç: Çocuğunuzun doktoru akıl sağlığı durumunu tedavi etmek için uyarıcı, antidepresan, anti-anksiyete ilaçları, antipsikotikler veya duygudurum düzenleyiciler gibi bazı ilaçları almasını tavsiye edebilir.

Bazı çocuklar yaklaşımların birleşiminden yararlanır. Çocuğunuz için en iyi neyin işe yaradığını belirlemek için çocuğunuzun doktoruna danışabilirsiniz. 

Aile danışmanlığı: Ailenin ve ailenin diğer üyelerinin tedaviye dahil edilmesi, ailelerin bir çocuğun bireysel zorluklarının ebeveynler ve kardeşlerle olan ilişkileri nasıl etkileyebileceğini ve bunun tersini anlamasına yardımcı olabilir.

Ebeveynler için destek: Eğitimleri ve diğer ebeveynlerle konuşma fırsatını içeren bireysel ya da grup oturumları, bir çocuğu desteklemek ve zor davranışları olumlu yönde yönetmek için yeni stratejiler sağlayabilir. Terapist ayrıca, okullarla nasıl başa çıkılacağı konusunda ebeveynlere yardımcı olabilir.

Çocuğumun akıl hastalığı ile başa çıkmasına nasıl yardımcı olabilirim?

Çocuğunuzun desteğinize artık her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Çocuğa bir ruh sağlığı bozukluğu teşhisi konulmadan önce, ebeveynler ve çocuklar genellikle çaresizlik, öfke ve hayal kırıklığı duyguları yaşarlar. Çocuğunuzun doktorundan çocuğunuzla etkileşim şeklinizi ve zor davranışların nasıl üstesinden gelineceğine dair tavsiyelerde bulunmasını isteyin.

Rahatlamak ve çocuğunuzla eğlenmek için yollar arayın. Onun güçlü ve yeteneklerini övün. Stresli durumlara nasıl sakin bir şekilde tepki vereceğinizi anlamanıza yardımcı olabilecek yeni stres yönetimi tekniklerini keşfedin.

Aile danışmanlığı veya destek gruplarının yardımını da düşünün. Siz ve sevdikleriniz için çocuğunuzun hastalığını ve duygularını anlamanız ve çocuğunuza yardımcı olmak için neler yapabileceğinizi bilmek önemlidir.

Çocuğunuzun okula başarılı olmasına yardımcı olmak için, çocuğunuzun öğretmenleri ve okul danışmanına zihinsel sağlık durumu hakkında bilgi verin. Gerekirse, çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılayan bir akademik plan geliştirmek için okul personeli ile çalışın.

Çocuğunuzun ruh sağlığından endişe ediyorsanız, tavsiye alın. Çocuğunuz için utanç veya korkudan yardım almamaktan kaçının. Uygun desteğiyle, çocuğunuzun bir akıl sağlığı durumu olup olmadığını ve ona yardımcı olmak için tedavi seçeneklerini araştırıp keşfetmediğini öğrenebilirsiniz.

Kaynak:

https://www.mayoclinic.org/healthy-lifestyle/childrens-health/in-depth/mental-illness-in-children/art-20046577 

https://kidshealth.org/en/parents/finding-therapist.html 

 

Read More

WISC Testi (Çocuklar için Wechsler Zekâ Ölçeği) okullar veya psikologlar tarafından 6-16 yaş arası çocuklara uygulanan IQ testidir. Sınavın amacı, bir çocuğun yetenekli olup olmadığını anlamak ve aynı zamanda öğrencinin bilişsel olarak güçlü ve zayıf yönlerini belirlemektir. WISC Testinin içinde bulunan alt testlerle birlikte testin uygulanma amacı çocuğunuzun değerlendirilme nedenine göre çevrimiçi olarak veya birebir görüşme şeklinde gerçekleştirilebilir. WISC-V’de 10 birincil alt test ve 6 ek alt test vardır. WISC–V, sözlü anlama, görsel uzam, akışkan zekâ, kısa süreli hafıza ve işleme hızı bileşenlerinden oluşan bir değerlendirmeyi kapsıyor. Genel olarak, tam sınav, verilen birincil ve ikincil alt testlerin sayısına bağlı olarak 65-80 dakika sürer. Wisc-v testi güvenilirliliği ve geçerliliği kanıtlanmış, sonuçları genellenebilen, birçok farklı örneklemde denenmiş ve istikrarlı sonuçlar veren dünyaca tanınmış testlerden biridir. WISC-V, zihinsel engellilik, üstün zekâlılık, öğrenme yetersizlikleri, uzmanlık programlarına yerleştirme ve klinik müdahalenin tanımlanması amacıyla kullanılabilir. 

Ek olarak Wısc-v testinin beşinci versiyonu danışan çocuk ve klinisyen arasında özel olarak yapılır. Bu işlem klasik olarak kâğıt kalem kullanılarak yapılır. Bazı durumlarda tablet de kullanılabilir. Wisc-v testinin son versiyonu toplamda 16 alt test içerir, ana başlıklarla sunduğu test sayısı ise 7’dir. 

Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeğinin Güvenilirliği

Bu test, kanıtlanmış güvenilirliği sayesinde çocuklar için entelektüel değerlendirme söz konusu olduğunda altın standartlara sahip bir testtir. Güvenilirlik çok önemli bir belirleyicidir. Belirleyiciliğini daha iyi anlamak açısından bir örnek vermek gerekirse; örneğin bir sınava giren katılımcının bu sınava her girdiğinde birbirine yakın, benzer puanlar aldığını düşünün. Bu şu anlama gelir; bu ölçek artık kendi içinde ( testleri ve alt testleri kastediyoruz) tutarlılığını kanıtlamıştır. 

Birçok araştırma bu testin beşinci versiyonunun güvenilirliğini güçlü bulgular ile kanıtlamıştır; bu, bir çocuğun alt testlerden aldığı puanların ve bu testin indeks ölçeklerinin güvenilir göstergeler olduğunu göstermektedir.

WISC-V testi ile çocuğu gelecekteki akademik başarısı ve potansiyeli öngörülebilir. Bu test, çocukla ilgili entelektüel kapasiteyi ölçerek ıQ’sunun ne seviyede olduğunu söyleyen testlerden biridir. Elde edilen sonuçlar çocuğun becerilerini ve yeteneklerini olumsuz etkileyen problemleri bulmanıza yardımcı olur. Böylelikle, erken müdahale programları geliştirmede uzmanlara ve anne-babalara yol gösterir. Erken müdahale bir çocuğun ilerde akademik ve sosyal olarak birçok sorunla baş edebilmesini kolaylaştırır.

REFERENCES

Read More

Günümüzde, okul başarısı, okul başarısızlığı, zeka puanları, dikkat, öğrenme güçlüğü gibi bir çok ifade ile sıkça karşılaşmaktayız. Bu değerlendirmeler sayesinde, bireyin okul performansına etki eden bilişsel işlem alanlarının nasıl çalıştığı, güçlü ve zayıf yönleri hakkında bilgi edinip ihtiyaçlar doğrultusunda planlamalar yapılarak performansın ileriye taşınması hedeflenir. 

Zamanında uygulanan psikolojik testler eğitimle ilgili kararlar alırken daha öngörülü olmanıza yardımcı olur. birçok zeka testi artık geleceği daha iyi yönlendirmek adına veliler ve eğitmenler tarafından sıkça kullanılmakta. Hayatımıza daha iyi şekilde devam edebilmek daha verimli yaşamak için her zaman yeni teknolojiler arıyoruz. bu durum konu eğitim olduğunda da özellikle önem arz etmektedir. eğitimde kullanılan değerlendirme ölçekleri, bir çocuğun öğrenme potansiyelini tanımlamaya yardımcı olurken ve bunları başarmasını engelleyen faktörleri de ortadan kaldırmayı sağlar.

WISC-R Testi: Daha Başarılı Bir Akademik Başarı İçin

WISC-R ölçeği bir çocuğun akademik ilerlemesini ve potansiyelini değerlendirmek için kullanılan en yaygın ve güvenilir testlerden biridir. güvenilirliği ve tutarlığı birçok örnekleme üzerinden genelleme yapılarak kanıtlanmıştır. Bir çocuğun öğrenme potansiyelinin sınırlarının daha kapsamlı bir resmini sağlamak için yeniden birçok kez değerlendirilen Wisc-R testi, yeniden revize edildi. gösterilememiş yetenekleri, fark edilmemiş becerileri ortaya çıkarmamızı sağlar Wisc-r testi. eğitimden daha verim alabilmek adına günümüzde birçok eğitimci ve ebeveynler tarafından kullanılmaktadır.

6- 16 yaş arasındaki çocuklara bireysel olarak uygulanan Wisc-r testi, çocuğun sözel, performans alanları ve tüm zeka kapasitesi ile ilgili bilgi verir. Testin yapılması 90 ila 120 dakika arasında sürüyor. Çocuğunuzun genel entelektüel kapasitesini ve bilişsel yeteneğini tespit eden Tam Ölçekli IQ sonucu üretir. Sonuçlar, çocuğunuzun öğrenme yeteneğini etkileyen sorunları tanımlamaya yardımcı olur. sonuç olarak ileriye dönük en iyi erken müdahale yöntemlerini belirleyip gelecek adına daha başarılı kararlar alabilirsiniz. Alanda yapılan bazı araştırmalar ve çalışmalar da bunu kanıtlamaktadır. Yapılan bir araştırmada, zeka ve sosyoekonomik geçmiş karşılaştırıldığında gelecekteki başarıyı öngörmede zekanın daha belirleyici bir faktör olduğu kanıtlandı. Geleneksel söylem bize ‘ne biliyorsanız osunuzdur’ derken şunu kastetmektedir; kariyer başarısı söz konusu olduğunda sosyal geçmişiniz ve profesyonel ağlarınız yetenekleri aşmaktadır. Oysa ki doğru bağlantıları yapmak sadece ayağınızı o kapıdan içeri sokmanızı sağlar. Gelecekteki başarınız tamamen size bağlıdır. Bu araştırma Tel Aviv Üniversitesi’nin akademisyenlerinden Yoav Ganzach tarafından yapılmıştır.

Read More

Dikkat eksikliği bozukluğu (ADD), eğitime katılma zorluğu, okul çalışmalarına odaklanma, ödevlere devam etme, talimatları takip etme, görevleri tamamlama ve sosyal etkileşim gibi çeşitli davranış sorunlarına neden olan nörolojik bir hastalıktır. ADD ayrıca davranış problemleriyle birlikte hiperaktivite içerebilir. ADD’li öğrencilerin öğrenme güçlüğü olabilir bu durum okulda fark edilip anlayışla karşılanmadığı taktirde çocuk için başka sosyal sorunlara da sebebiyet verebilir. Ne yazık ki yetişkinler ve akranlar, bu tür öğrencilerin verilen yönergelere dikkat etmemeleri ve ödevlerini yerine getirmemelerinin sebeplerini tembel oldukları için yapmadıklarını düşünürler. ADD son derece yaygın olsa da, hastalıkla ilgili yanlış algılar kabul görüp yerleştiği için tanı koyması ve fark edilmesi zor olabiliyor.

Hiperaktivite içermeyen dikkat eksikliği

Hiperaktivite bileşeni olmayan ADD’li çocuklar sınıf etkinliklerinde sıkılmış veya ilgisiz görünebilir. Hayal etmeye ya da unutkanlığa yatkın olabilir, yavaş tempoda çalışabilir veya işlerini eksik bir şekilde tamamlayabilirler. Yaptıkları ödevleri de tıpkı masaları ve kullandıkları diğer alanlar gibi düzensiz görünebilir. Okulda, evde veya okul çalışmalarında materyal ya da kişisel eşyalarını kaybedebilir ve ödevlerde başarısız olabilirler. Bu, öğretmenleri, ebeveynleri sinirlendirebilir ve çocuğun sınıfta kötü not almasına neden olabilir.

Teşhis aşaması

Eğer çocuğunuzun hiperaktivite içeren ya da içermeyen bir ADD olduğundan şüpheleniyorsanız, uygun tedavi için çocuğunuzun okul danışmanı, öğretmeni veya hekimi ile en kısa zamanda konuşmalısınız. Herhangi bir endişeniz varsa, en iyisi bunu en kısa sürede masaya yatırmaktır.

Tedavi

ADD bazen Ritalin gibi uyarıcı ilaçlarla tedavi edilir. Bazı durumlarda, uyarıcı ilaçlar ADD’li öğrencilerin görev başında kalmasına ve odaklanmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, bazı uyarıcı ilaçlar ciddi yan etkilerle ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak, birçok ebeveyn, ADD’yi tedavi etmek için Ritalin, Adderall veya diğer ilaçları kullanmaktan çekinmektedir. Çoğu doktor ve çocuk psikoloğu ilaç kullanmayı tercih etsin ya da etmesin ebeveynlere çocuklara adaptif davranış becerilerini öğretmeyi ve istenmeyen davranışları azaltmak için bir davranış müdahale planı geliştirmelerini tavsiye eder. Peki bu durumu önlemek mümkün mü? Tıp bilimi henüz ADD’i önlemenin bir yolunu bulamadı. ADD genetik olarak ebeveynden çocuğa bulaşan ve tüm çocukların% 10-15’inde mevcut olan insan ırkının en sık görülen kalıtsal hastalıklarından biridir. ADD’li çocuklar ve yetişkinler de dahil olmak üzere birçok kişi, rahatsızlıklarının ciddiyetine bağlı olarak, dikkatsizliklerini ve düzensizliklerini bir dereceye kadar kontrol edebilmektedir.

References

  • https://www.psychologytoday.com/intl/blog/suffer-the-children/201502/30-ways-prevent-adhd
  • https://www.helpguide.org/articles/add-adhd/attention-deficit-disorder-adhd-in-children.htm/
Read More

Ailelerin İş Stresleri ile Çocuk ve Ergenlerin Psikolojik Uyumlanmaları

Ebeveyn çalışma stresinin aile bireyleri arasındaki etkileşimde olumsuz etkileri olabilir. Dolayısıyla çocukların ve ergenlerin durumlarında da etkileri gözlemlenebilir.  Etkiler direkt olduğu gibi dolaylı yoldan da çocuklara ulaşabilir. İş stresi ebeveynlerin aşırı yüklenmiş ve tükenmiş hissetmesine sebep olabilir. bu durum da daha sonra ebeveyn cocuk ilişkisini olumsuz etkiler. Daha az geçirilen zaman, daha az kaliteli çocuk-ebeveyn etkileşimi, daha negatif tutumlar olarak örnekler verebiliriz.

Ebeveyn iş stresi, çocukların psikolojik işleyişini doğrudan etkiliyor gibi görünmemektedir. Daha ziyade, ebeveynlerin iş deneyimleri, çocukların davranışlarını, ebeveynlerin işle ilgili hisleri üzerinden etkilemektedir.

Anne Babaların Stresi Çocukları Nasıl Etkiler?

Ebeveynler, çocuklarını evde ne kadar göründüklerine ve onları gerçekten dinledikleri konusunda yanılabilirler. Çocuğu olumsuzluklardan ve yetişkinlerden kaynaklanan problemlerden korumak için ebeveynin doğal içgüdüsüdür. Amerikan Psikoloji Derneği’nin Amerika’daki Stres araştırmasına göre, artan stres oranı yetişkinleri fiziksel ve zihinsel sağlıklarını etkilediğini bildirmektedir. Yetişkinlerin üçte biri ya da yüzde 33’ü uyku alışkanlıklarındaki değişiklikleri rapor ederken, yüzde 32’si baş ağrısını rapor ediyor ve yüzde 27’si stres nedeniyle konsantre olmadığına işaret ediyor.  Bunların genel olarak sebebi ise stres. Sadece bununla da kalmıyor, yetişkinlerin yüzde 47’si eşiyle ilişkilerinde sabrını kaybettiğini ve bağırdığını bildiriyor. yüzde 46’sı ise stres nedeniyle çocuklarıyla benzer şekilde ilişki kurduğunu söylüyor.

 Stres artık ne yazık ki hayatımızın bir parçası. Her aile farklı zamanlarda ve farklı nedenlerle farklı derecelerde stres yaşarlar. Bununla birlikte, bu durumun üstesinden gelmek ve daha iyi başa çıkmak için ebeveyn stresini tetikleyen faktörlerden haberdar olunması önemlidir. Stres kaynaklarına ve çeşitlerine örnek vermek gerekirse; Zamansal sıkıntılar Finansal stres, Kariyer stresi Medeni / ilişkisel stres, Kişisel sağlık sorunları, Ailenizi etkileyen sağlık sorunları, Ebeveynlik sorumluluklarının paylaşılmaması, Kendinden şüphe ve belirsizlik. Tetikleyicilerinizi tanımak kadar önemli olan diğer bir şey ise ergenlerde ve çocuklarda stresin nasıl tezahür ettiğini anlayabilmektir. Bağırmak ve bunalmış hissetmek genelde ebeveynler sınırlarının sonuna geldiklerinde ortaya çıkan yüzeyse belirtileridir.

Semptomları iyi bilmek en doğru müdahaleyi bulmamızı sağlar. Fiziksel belirtiler: baş ağrısı, sindirim sorunları, sık veya uzun süreli soğuk algınlığı, yarış kalp, göğüs ağrısı veya baş dönmesi. Bilişsel belirtiler: yarış düşünceleri, hafıza problemleri veya yoğunlaşan zorluklar. Duygusal belirtiler: sürekli endişe, sinirlilik veya sarhoş hissetme, bunalmış veya izole. Davranışsal belirtiler: yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler, uyku bozukluğu, sosyal etkileşimden kaçınma veya erteleme

Referanslar

https://health.usnews.com/wellness/for-parents/articles/2017-04-21/how-parental-stress-negatively-affects-kids

http://www.psy.miami.edu/faculty/dmessinger/c_c/rsrcs/rdgs/peers_social_general/Crouter_workstress_childdjust.curdir2001.pdf

Read More

Kardeşlik İlişkileri Neden Önemlidir?

Kardeşler çoğu zaman hayat boyu ilişkilerimiz olan tek insanlardır. Birçok insan için yaşam boyunca kaybolmayacak olan en iyi arkadaş anlamına gelir. Kardeşler çoğu zaman hayat boyu ilişkilerimiz olan tek insanlardır. Arkadaşlıklar sahci olabilir ama gelip geçebilir de, oysa ki kardeşlerin ilişkisi daimidir. Kardeş bağları birçok insan için hayatındaki en uzun ilişkilerden biri olarak kalır. Kardeş ilişkileri otantiktir. kardeşler genellikle aynı çevrede büyürler, aynuı ebeveynlere sahiptirler aşağı yukarı aynı deneyimlerden geçerler. Elbette günün sonunda birbirinden çok farklı bireyler haline gelirler. Kardeşlerimiz bizim aile ağacımızdır. Onlar bizim kim olduğumuzun yadsınamaz bir parçasıdır. Kardeşlerin arasındaki paylaşılmış olan ortak tarih onların ilişkilerinin biricikliğini yaratır.

Sağlıklı Kardeşlik İlişkileri Sürdürmek için Ebeveynler Neler Yapabilir?

Kardeşlikle ilgili düşüncemelerimşz kulaga ve kalbe çok hoş gelir elbette. Peki sağlıklı bir kardeş ilişkisi için neler yapabiliriz, neleri destekleyebiliriz? Bir çocuk kardeşi olacağını ögrendiğinden geride bırakılmış hissetmesin, kardeşiyle arasında sağlıklı bir bağlanma olsun diye neleri teşvik edebiliriz. Öncelikle bu fikre alıştırmaya erken başlayın. Ebeveynler, kardeşler arasındaki saygıyı her zaman özendirmelidir. Kardeşler arasındaki çatışmalarda olumsuz ve zararlı davranışları tolere etmeyin. Çocuklarınızın sizinle kaliteli zaman geçirmeleri için gerekli zamanı sağlayın. Kardeşler arası rekabet olmasını önlemek için ikisine de özel oldugunu ve onları çok sevdiğinizi hissettirin. 

Çocuklardan birini kayırmaktan, diğer bir deyişle favorileştirmekten kesinlikle kaçının. Kardeşlerin küskünlüğünün en yaygın sebeplerinden birisi budur. Çocuklarınızın her birine bire bir zaman ayırmayı sevdiğinizi ve her birine değer verdiğinizi bilmelerini sağlayın. Aile toplantıları için planlar yapın. Aylık veya haftalık… tüm ailenin bir araya gelip kaygılarını, duygularını ve düşüncelerini paylaşması herkese iyi gelecektir. Kardeşler arasında sağlıklı iletişimi teşvik edin. Anlaşmazlık varsa, onların sağlıklı bir şekilde çalışmasına izin verin. Onlara nasıl orta yolu bulabileceklerini, uzlaşabileceklerini ve nasıl kazan-kazan çözümleri bulabileceklerini öğretin.

Çocuklar büyüdükçe beraber bir şeyler yapmaları konusunda onları daha çok teşvik edin. 

Kardeşler Nasıl Davranabilir?

Kardeşler arasındaki en büyük kırgınlık kaynağı, bir ebeveynin diğer çocuğu daha çok sevdiğinin düşünülmesidir. Böyle bir durumda kardeşler birbirlerinin bakış açılarına önem vermeli ve dinlemelidir. Özel bir alana konuldugu düşünülen çocuk için de her şey göründüğü kadar kolay değildir. Kardeşinizle konuştuğunuzda, siyaset, din, hatta travmatik çocukluk anılarını yeniden canlandırmak gibi çekişmeye sebep olan  hiçbir şeyi masaya sohbet konusu olarak getirmeyin.Bazı konuların limit dışı olacağını kabul edin.

 

References 

https://www.psychologytoday.com/us/blog/teen-angst/201404/healthy-sibling-relationships

Read More