Stres vücudumuzun uyarıcı olarak gelen talep ve tehditlere karşı otomatik cevap verme tepkisidir. Kalp atışının hızlanması, olağandışı terleme, hızlı nefes alıp verme, titreme gibi çeşitli fiziksel reaksiyonlara da sebep olan stres vücudumuzu fiziksel ve ruhsal açıdan oldukça yoran duygu değişimleridir. Şehir hayatının keşmekeşi içerisinde işe gidip gelirken, toplantı ve sunum yaparken veya sınavlara hazırlanırken stresten maalesef uzak duramıyoruz.

Ancak stres çok yoğun olup hayatımızı idame ettirmemizi engellemeye başladığında ona dur demeli ve stresi azaltmak için yaşantılarımızı ve düşüncelerimizi değiştirmeye çabalamalıyız. Yazımızın devamında stresi azaltma yolları nelerdir sorusunun cevabına hep birlikte bakalım.

Olumlu Düşünce ve Telkin

Stresin var olduğunu bilmek ve yüzleşmek onunla başa çıkmak atacağınız ilk adım olmalıdır. Sonrasında ise üstesinden gelmekte zorlanacağımızı düşündüğümüz işlere karşı olumlu düşünüp güzel deneyimlerimizi hatırlayarak kendimizi telkin etmek stresi azaltmak için iyi bir yöntem olacaktır. Korku ve endişeden ziyade işimizin sonucunun güzel olacağına yoğunlaşmak, alternatif fikirler üretmek faydalıdır. Negatifliğe dur demek ve gevşemek için gözlerinizi kapatıp kendinizi huzurlu hissettiğiniz bir yeri hayal edebilirsiniz.

Düzenli Uyku

Uyku, beden ve ruhumuzun dinlenip bakımının yapıldığı bir evre olarak düşünülebilir. Hormonların dengeli kalabilmesi her şeyden önce düzenli ve yeterli bir uyuma sayesinde gerçekleşiyor. Stresle başa çıkmak için her gün aynı saatte uyumaya özen gösterilmesi yanında akşam geç saatlerde uykuyu kaçıran kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Ilık süt içmek, kitap okumak, dinlendirici müzikler dinlemek ise uyku öncesi sakinleşmenize yardımcı olacaktır.

Sağlıklı Beslenme

Stresi azaltma yöntemleri olarak güne kahvaltı ile başlamak bedenen olduğu kadar ruhen de enerji depolamamızı sağlıyor. Gün içerisinde tüketilen kafein ise kan basıncını kısa sürede yükselttiği için stresi de tetikliyor. Kahve yerine yasemin ve melisa gibi çaylar sakinleştirici etkilerinden dolayı öneriliyor. Bunun yanında atıştırmalık olarak şekerli gıdalar yerine muz, avokado, badem, fındık gibi meyve ve kuruyemişleri tüketmenizde de yarar var.

Egzersizler

Spor kendimizi iyi hissetmenin en iyi yollarından biridir. Stresi azaltma egzersizleri için ise özellikle kol ve bacak hareketlerine yoğunluk vermek gerekiyor. Kas gevşetme egzersizleri vücudunuzda strese bağlı olan kasılmaları fark edebime ve gevşetme yetisi kazanmanızı sağlıyor. Zihni dağıtmak, kaygı ve gerginlikten kurtulmak için açık havada yapılan yürüyüş ve koşular oldukça faydalı.  Sporu yaşam rutininiz haline getirmeniz motivasyonunuzun devamlılığı için de önemlidir.

Kaynaklar

Read More

 

Çevresel ve genetik faktörlerin neden olduğu düşünülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tedavi edilmediği taktide bireylerin çocukluk yıllarından itibaren eğitim ve iş hayatları ile sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyor. 

DEHB Nedir ve Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Çocukluk çağında başlayan ve bir nöropsikiyatrik sorun olan (DEHB) belirtileri genellikle okul çağı dönemi ile birlikte 7 ila 8 yaşından önce görülmeye başlıyor. DEHB, ergenlik ve yetişkinlikte de devam edebilen bir sorun olsa da yaygın olarak çocukların %8’inde görülürken bu oran ergenlerde %6 ve yetişkinlerde %4lere kadar düşüyor. 

DEHB, yaşa ve gelişime uygun olmayacak derece aşırı hareketlilik, odaklanma güçlüğü çekme, dürtüsellik veya yetersiz dürtü kontrolü dediğimiz istekleri erteleyememe sorunları ile fark ediliyor. DEHB tanısı konan bireyler birden çok uyarana aynı anda dikkat etmeye çalıştıklarından başladıkları işi yarım bırakıp bir diğerine yöneliyor ya da sevdikleri işe aşırı odaklanma gösterebiliyorlar.  

Erkeklerde kadınlara kıyasla 4 kat daha fazla görülen DEHB için tüm problemlerin bir arada görülmesi de gerekmiyor. Bazen sadece dikkat eksikliği olabildiği gibi sadece hiperaktive belirtileri de ortaya çıkabiliyor.  

DEHB Nasıl Anlaşılır? 

DEHB tanısı konulabilmesi için unutkanlık, dikkati toplayamama ve aşırı hareketli olma halinin ev, okul ve kurs gibi birden çok ortamda gözlenmesi gerekiyor. Ayrıca DEHB belirtilerinin kişinin yaşam kalitesini bozması, günlük işlerini aksatması ve belirtilerin en az 6 ay kadar sürüp sürmediğinin bir başka deyişle sürekliliğinin tespiti gerekiyor. 

DEHB tanısı ise genel olarak okul ortamında gözlemleniyor. Sınıfta yerinde oturamayan, arkadaşları ile ikili ilişkileri ve oyunlarında iletişim problemleri yaşayan, derslerinde akranlarına nazaran daha az performans sergileyen çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktive sorunu gözlemleniyor.

DEHB tanısı konan bireylerin ayrıca çabuk öfkelendiği gibi strese de daha meyilli oluyor. Karşısındaki kişiyi dinlemiyor gibi görünme, unutkanlık, sürekli bir şeyler kaybetme ve sorumluluk getiren işlerden kaçınma da DEBH tanısı konan kişilerde sık görülen özelliklerden. DEHB özellikle erken yaşta tedavi edilmediği durumlarda kişilik bozukluğuna neden olabildiği gibi ve ergenlikte alkol ve sigara kullanımına, yetişkinlik döneminde ise iş kaybetme, evliliğin bozulması, uyumsuzluk ve dışlanma gibi psikososyal sosyal sorunlarla da neden oluyor.

Dikkat Eksikliği Test İle Ölçülür mü?

Her şeyden önce tedavi için aile, okul ve bir uzman danışmanın birlikte çalışması gerekiyor. DEHB kilink bir tanı olduğundan bu süreçte uzman ile yapılan görüşmeler yanında nörolojik muayene, davranış değerlendirme ölçekleri ve bilişsel testlerden de faydalanılıyor. Nöropsikolojik testler sayesinde sosyal ve çevresel faktörler de göz önüne alınarak davranışsal sorunlar saptanıp analiz yapılabiliyor.

Kaynak

Read More

Ebeveynlik kolay bir iş değildir. Çocuğumuz olmadan bunun ne kadar zor olduğunu anlayamasak da, çok büyük ihtimalle etrafımızdaki anne babalardan ya da kendi ebeveynlerimizden “çocuğun olunca anlarsın” gibi cümleler duymuşuzdur. Geçmiş kuşakların her birinin ailevi sorunlarla baş etmek için kendi yöntemleri vardı. Geçen zamanla birlikte ebeveynliğe yepyeni standartlar, ikilemler ve zorluklar da eklendi. Elbette her şey zorlaşmadı, birçok kolaylık da kazanıldı diyebiliriz. 

Aslında, modern ebeveynlik çeşitli modern nedenlerle birlikte son derece zorlu hissettirebilir. Bazen çok fazla bilgiye sahip olmaktan, çok az tasarrufa, modern ebeveynlerin mücadeleleri gerçekten de var! Durum böyle olunca günümüzde ebeveynliğin ne kadar zor olduğu hakkında çok fazla şey duymamız da şaşırtıcı değil. 

Yaşam maliyeti gittikte yükseliyor.

Benzin fiyatlarından, bir ev sahibi olmanın bedeline, üniversite harç ücretlerinden, gıda ve giyim alışverişine kadar birçok tüketim alanında insanların alım gücü giderek düşüyor. Bugünlerde, her şey daha pahalıya mal oluyor. Maaşların arttığı doğru olsa da, yaşam masrafları ile aynı oranda arttığını söyleyemeyiz. Hayat bugünlerde çok daha pahalı. Bu nedenle, daha fazla insan mali açıdan, özellikle bakması gereken çocukları olan aileler, büyük mücadeleler veriyor. 

Çocuk Bakımının Yüksek Maliyeti

Aynı şekilde, uygun fiyatlı çocuk bakımı bulmak da basit bir iş değildir. Bir defada bir bakıcıya saatte 100-200 TL gibi paralar ödeyebilseniz de, bugünün ebeveynleri sadece işe gidebilmek için bakıcılara azımsanmayacak ücretler öderler. Günümüzde daha fazla ebeveyn ev dışında çalıştığı için çocuk bakımına olan ihtiyaç her zaman mevcut. Hatta eskiye nazaran daha fazla. Kadınların da iş hayatına girmesiyle birlikte bu alanda daha fazla talep olmaya başladı. Dolayısıyla uygun fiyatlı çocuk bakımı bulmak gittikçe zorlaştı.  

  Kadınların/annelerin birçok sorumluluğu üstlenmesi

Özellikle kadınlar hem çocuk bakımı hem de ev işlerinin çoğuyla ilgilenmek zorunda kalıyor. Tam gün işe sahip olan kadınlar için ise bu durum daha zor bir hal alıyor. Annelik ve babalık izinlerinin çok kısa olması, iş yerlerinin çalışanları için kreş imkânı sunmaması gibi sebepler de kadınların omuzlarındaki yükü ağırlaştırıyor. 

Sosyal Medya ve Mükemmel Olma Baskısı

Başkalarının dikkatlice ve özenle filtrelenmiş hayatlarına sosyal medya merceğinden bakıyoruz mükemmel olma baskısını hissediyoruz. Başkalarının güzel, gülümseyen, mükemmel aile anlarını görüyoruz ve eğer bizim gerçekliğimiz onlarınkinden farklıysa kötü ve mutsuz hissedebiliyoruz. Belki de bir şeyleri yanlış yaptığımızı düşünüyoruz. Ve hatta o insanların bizimle aynı günlük sıkıntıları paylaşmadıklarını düşünüyoruz.

References

Read More

Oyun terapisi,  terapistin çocukla içinde özel oyuncakların bulunduğu bir odada çocuk oyun oynarken, o oyuncaklarla veya terapistle konuşurken karşılıklı iletişimin olduğu bir çeşit terapi çeşididir. Buradaki ana fikir, rahat bir ortamda bulunması beklenen çocuğun oyun sırasında onu rahatsız eden her türlü konuda bir konuşma açması ve terapistin bunlara karşılık vermesi beklenir. Duruma göre terapiye anneler ve babalar da dahil olabilir. 

Oyun terapisinin etkili olup olmadığı, büyük ölçüde terapistin becerileri ve hangi disiplini uyguladığı ile belirlenir. Sonuçta, eğer terapist çocukla etkileşime giremezse, alt mesajlar ekleyip onunla yaşamındaki sorunları hakkında konuşamazsa, terapi seansı çocuk için sadece oyuncaklar dolu bir oda olarak kalacaktır. Başlangıçta hem çocuğa hem de terapiste birbirlerini tanımaları için zaman vermek gerekir. 

Oyun terapisi, bir yöntem olarak sınıflandırılmış olsa da, başlı başına bir disiplin değildir.  Başka yöntemlerin uygulanması için bir yoldur. Çocuğunuzu oyun terapisine götürürken terapistin hangi yöntemde ve ekolde uzmanlaştığını mutlaka araştırmalısınız.

Neden oyun?

Son yıllarda giderek artan sayıda akıl sağlığı uzmanı, oyunun insan mutluluğu ve refahı için sevgi ve iş kadar önemli olduğu konusunda hem fikir oldu. Aristoteles ve Platon da dahil olmak üzere tüm zamanların en iyi düşünürlerinden bazıları, oyunun hayatımızda neden bu kadar temel olduğundan eserlerinde bahsetmişlerdir. 

Oyun, benliğimizi ve ruhumuzu rahatlatan ve hayata bakış açımızı aydınlatan eğlenceli bir aktivitedir. Kendini ifade etme, kendini tanıma, kendini gerçekleştirme ve öz yeterliliği geliştirir. Oyun stres ve can sıkıntısı hissini hafifletir, bizi insanlara olumlu bir şekilde bağlar, yaratıcı düşünme ve keşfetmeyi teşvik eder, duygularımızı düzenler ve egomuzu güçlendirir Ek olarak, oyun hayatta kalmak için gereken becerileri ve rolleri öğrenmemizi sağlar. Öğrenme ve gelişme en iyi oyun yoluyla teşvik edilir.

Oyun Terapisi Ne zaman Başvurmalı?

Terapatik oyun, sosyal veya duygusal yetersizlikleri olan çocukların daha iyi iletişim kurmaları, davranışlarını değiştirmeleri, problem çözme becerileri geliştirmeleri ve başkalarıyla olumlu yönde ilişki kurmayı öğrenmelerine yardımcı olur. Ciddi bir hastalık veya hastaneye yatış, aile içi şiddet, istismar, travma, aile krizi veya çevrelerinde rahatsız edici bir değişiklik gibi yaşamlarında stresli olaylara maruz kalan veya bunlara şahit olan çocuklar için uygundur. Oyun terapisi, akademik ve sosyal problemleri, öğrenme engelleri, davranış bozuklukları, anksiyete, depresyon, keder veya öfkenin yanı sıra dikkat eksikliği bozukluğu olan veya otizm spektrumunda olanlara da yardımcı olabilir.

References

Read More

Tam zamanlı çalışan anne babaların en büyük endişeleri

Eğer tam zamanlı bir işiniz varsa hem ebeveynlik yapmak hem de işlere yetişmek oldukça yorucu olabiliyor. İş ve yaşam sorumlulukları arasında günler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Günümüzde birçok ebeveyn, gelişimsel bozukluklara yol açıp açmayacağını merak ederek, çocukları ile yeterince zaman geçirmediklerinden endişelenmektedir. Hatta azı ebeveynler, özellikle anneler, tam zamanlı çalışma konusunda kendilerini suçlu hissederler. Kendileri için zaman yarattıklarında, spora gitmek ya da arkadaşlarla yemeğe çıkmak gibi, bu zamanları acaba çocuklarına mı ayırsalardı diye endişe duyalar. 

Bütün koşuşturmacanın arasında zaman yaratmak kolay olmasa da konu çocuk ve aile olunca hiçbir bahane kabul edilmiyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, annelerin çocuklarıyla geçirdikleri zamanların çocukların akademik başarıları, davranışları ve duygusal gelişimleri üzerinde olumlu etkiler yarattığını kanıtladı. Burada önemli olan ise çocukla geçirilen zamanın miktarı değil niteliğidir. Çocuğa bakım veren kişi kim olursa olsun, anne baba, anneanne, babaanne ya da bakıcı, çocuklar kendileriyle kaliteli zaman geçirilmesine ihtiyaç duyarlar. Ara tatiller ise çalışan anne babalar için kaçırılmaz bir fırsattır. 

Kaliteli zaman geçirmek için ipuçları

Siz ve çocuğunuz için özel olan bir ritüel oluşturun; her gün yapılabilecek basit bir şey olabilir. Örneğin, yatmadan önce çocuğunuzla bir kitap seçin ve beraber okuyun. Çocuğunuza onu sevdiğinizi her gün mutlaka söyleyin. Onun sizin için ne kadar değerli olduğunu ve sizi nasıl iyi hissettirdiğini hatırlatın. Üstelik bunlar için sömestır tatilini beklemenize de gerek yok. Bunlar her gün yapabileceğiniz basit şeyler. 

Mümkün olduğunca çocuklarınızla beraber yemek hazırlayın ve yiyin. Bunun için yeterli zamanınız yoksa çok az hazırlık gerektiren basit yemekler seçin. Çocuklar büyüklere yardım etmekten her zaman büyük keyif alırlar. Bir şeylerin hallolmasında onların da katkıları olduğunu bu şekilde hissettirebilirsiniz. Hamur yoğurmak, meyve sebze doğramak, bulaşık yıkamak gibi günlük ve basit mutfak işleri çocuklar için sandığınızdan daha eğlenceli.

Tamir edilmesi gereken eşyaları çocuğunuzla birlikte tamir etmeyi denediniz mi? Gıcırdayan bir kapı, değişmesi gereken vida, çakılması gereken çivi… Elbette çok riskli işleri çocuklarla beraber yapmayın. Ancak bu tür fırsatlar çocuklar için eğlenceli olduğu kadar öğreticidir de. 

Çocuğunuzla zaman geçirirken teknolojiyle aranıza mesafe koyun. Mesajlara cevap vermeyin, acil olmadıka aramalara dönmeyin, sosyal medyada gezinmeyin veya televizyon izlemeyin.

Anlamlı bağlantılar, zaman miktarı ile değil geçirilen zamanın kalitesi ile ilgilidir. Basit düşünün ve çocuğunuzla bağlantı kurarken yaşam tarzınıza ve ilişkinize anlamlı gelecek şeyler yapın.

References

Read More

Otizm spektrum bozukluğu (OSB) nedir?

Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal etkileşim, konuşma ve sözsüz iletişim ve sınırlı / tekrarlayan davranışlarda kalıcı zorluklar içeren karmaşık bir gelişimsel durumdur. OSB’nin etkileri ve semptomların şiddeti her insanda farklıdır. Otizm spektrum bozukluğu genellikle ilk kez 2-3 yaşlarında ortaya çıkar ve en belirgin belirtilerin çoğu çocukluk çağında teşhis edilir. Ancak otizmi olan bazı çocuklarda teşhis edilmesi 2 ile 4 yaşlarını bulabilir. 

Otizm spektrum bozukluğu erkek çocuklarında kızlara göre üç ila dört kat daha yaygındır ve OSB’li birçok kız çocuğu erkek çocuklara göre belirtileri daha az gösterir. Otizm, ömür boyu süren bir durumdur. Yine de, OSB tanısı konan birçok çocuk bağımsız, üretken ve tatmin edici bir yaşam sürmeye devam edebilir.

Otizmin şiddeti ve semptom kombinasyonları kişiden kişiye farklılık gösterir. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların çok çeşitli yetenekleri ve özellikleri vardır. Diğer bir deyişle; otizmli iki çocuk aynı şekilde görünmeyebilir veya aynı şekilde davranmayabilir. Belirtiler hafif ve şiddetli olmakla beraber zamanla değişebilir.

Teşhis ve Risk Faktörleri

Erken tanı ve tedavi otizm belirtilerini azaltmak ve otizmi olan insanlar ve aileleri için yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Otizm için tıbbi bir test yoktur. Çocuğun nasıl konuştuğunu ve aynı yaştaki diğer çocuklarla karşılaştırıldığında nasıl davrandığını gözlemlemeye dayanarak teşhis edilir. Eğitimli profesyoneller tipik olarak çocuklarla konuşarak ve ebeveynlerin ve diğer bakıcıların sorularını sorarak otizmi teşhis eder.

Otizmli Çocuklar – Tedavi

Erken tanı ve tedavi otizm bozukluğuna tam olarak bir çözüm getirmese de, çalışmalar erken teşhis ve tedavi ile semptomların iyileşebileceğini göstermiştir. Otizm için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Tedaviler, uygulamalı davranış analizi olarak bilinen yoğun beceri geliştirme,  öğretme ve eğitim oturumları ve daha birçok etkileşimli, çocuk merkezli davranış tedavisi versiyonları içerebilir. Tedavi ayrıca ebeveynler, konuşma ve dil terapisi, mesleki terapi veya sosyal beceri eğitimi için özel eğitim ve destekleri içerebilir. 

Tedaviye ek olarak, otizmli öğrencilerin daha iyi gelişme gösterebilmeleri için düzenli özel eğitim sınıfları kullanılabilir. Otizmli birçok öğrenci, günün tutarlı ve öngörülebilir olması durumunda daha iyi bir gelişim gösterebilir. Bilginin sunulması ve öğrencinin işitmesinin yanı sıra görerek de öğrenmesi ve otizmli öğrencilerin diğer engelli olmayan akranlarla oynaması ve eğitim görmesi de gelişmeleri ve iyileşmeleri hızlandıracaktır.

Otizmi olan bir çocuğa sahip olmak bütün aileyi etkileyen bir durumdur. Stresli, zaman alıcı ve pahalı olabilir. Bütün ailenin fiziksel ve duygusal sağlığına dikkat etmesi önemlidir. 

References

Read More

Çocuklar evcil hayvanları çok severler. İster büyük olsun ister küçük olsun evcil hayvanlar çocuklarla özel arkadaşlıklar kurarlar. Birçok şey öğretirler ve sevindirirler. Çocukluğunuzun yatak odasını gözünüzün önüne getirdiğinizde hayali hayvan arkadaşlar, kitaplardaki ve oyuncaklardaki hayvan dostu karakterleri sizler de hatırlarsınız.

Evde evcil hayvan bulundurmak, çocukların duygusal gelişimi ve hatta fiziksel sağlıkları söz konusu olduğunda gerçekten inanılmaz amaçlara hizmet ediyor. Çok sayıda çalışma, hayvanlarla bir şekilde etkileşim içinde olan çocukların gelişim alanlarında olumlu çıktılar olduğunu kanıtladı. Ancak alerji konuarı, bina kuralları veya finansal meseleler sizi şu anda aileye bir evcil hayvan eklemekten alıkoyuyorsa, umutsuzluğa kapılmayın. Çocukların birebir hayvanlarla ilişki kurmasına ve evde eşlik etmenin sağlayacağı ödüllerin çoğunu elde etmelerine olanak tanıyan birçok program ve gönüllü fırsat vardır.

Pediatri Dergisi’nde yapılan bir çalışma, yaşamlarının ilk yılında köpeği olan çocukların daha yüksek bağışıklık gösterdiğini kanıtlamıştır.  Evde bir evcil hayvanla yaşamak ve onlarla etkileşim içinde olmak çocuklarda empati yeteneğini ve şefkati artırır

Çocukların hayvanlarla bağ kurması

Evcil hayvanlara bağlanmanın çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi, zihinsel sağlığı, refahı ve yaşam kalitesi üzerinde önemli bir rolü vardır. Çocukların hayvanlarla bağ kurması beraberinde şefkat, olumlu arkadaşlık davranışları ve bakım becerileri de getiriyor. Ayrıca hayvanlarla bağlanma çocukların hayvanlara karşı olumlu ve sevgi dolu tutum geliştirmelerinin de göstergesi.

Çocukları evcil hayvan bakımına katılmaya teşvik etmek, çocuklar ve evcil hayvanları arasında bağ oluşmasını pekiştirir. Bu da, hem çocuklar hem de hayvanlar için olumlu çıktılar yaratır. Örneğin çocuklar için saldırganlığın azaltılması, empatinin ve şefkatin gelişmesi gibi. Hayvanlar için ise insanlardan gelen daha insancıl muamele olarak örnek verebiliriz.

Ailenize evcil hayvan ekleyerek kazanazağınız bazı faydalar

Evcil hayvanlar koşulsuz sevgi verir. Yargılayıcı değillerdir ve özellikle yalnızlık çeken çocuklar, tek çocuklar veya kardeş rekabeti veya duygusal sıkıntıları olan çocuklar için, bir evcil hayvan onlara biriyle konuşma fırsatı verir. Bir evcil hayvan yargı veya sonuç olmadan rahatlatabilir, destek verebilir ve bir çocuğun sorunlarını dinleyebilir. Ve oyun oynarken, bir evcil hayvan çocuğunuzun ortağı ve en iyi arkadaşı olabilir.

Bir evcil hayvan, bir çocuğa öfkesini başkalarından çıkarmaması gerektiğini veya başkalarına duyduğu korkuyu öğretebilir. Bazı çocuklar zorba olur ve en gerçek duygularını paylaşacak güvenli bir yerleri yoksa bu duyguları diğer çocuklara yansıtabilirler. Bir evcil hayvan çocuk ne söylerse söylesin seveceği için, bir evcil hayvan ona gizli, korkularını ve öfkesini sözlü olarak dökmek için güvenli bir yer verir.

 

References

Read More

Çocuklardan bahsedince kir, çamur, dağınıklılıktan bahsetmemek elde değil. Yine de birçok anne ve baba çocuklarını lekelerden, dağınıklıktan, mikroplardan ve kargaşadan uzak tutmak isterler ve bunun için gerçekten uğraşırlar. . Elbette, yemek masasında yıkanmamış eller ve hiç temizlenemeyen oyuncak yığınları kabul edilebilir davranışlar değiller. Fakat gözünüz sakıncalı ve sağlıksız gibi görünen diğer şeyler çocuğunuz için faydalı olabilir.

Sağlıkları ve bağışıklıkları daha kirli oynadıkları için gelişebilir!

Giderek artan sayıda araştırmacı, kirin, çamurun ve özgürce oynamanın çocukların ihtiyaç duyduğu bir şey olduğunu savunuyor. Mesela  “Neden Kir İyidir: Arkadaşlarınızı Çimlendirmenin 5 Yolu” adlı kitapta, mikrobiyoloji ve immünoloji uzmanı Mary Ruebush, Ph.D., “kire maruz kalmanın çocuklara yaşam boyu koruma sağlayacak güçlü bağışıklık sistemleri oluşturmalarına yardımcı olduğunu” savunuyor.

Kirin çocukları alerji ve hastalıklardan koruyabileceği inancı, günümüzde hala araştırılmaya devam eden bir olgudur. Bilim insanları bu konuyu tartışırken ebeveynlere çıkan ders ise şudur; toprakta, çamurda veya çimde oynamak o kadar da kötü değildir hatta bir seviyeye kadar yararlı bile olabilir. Bununla birlikte, çocuğunuza çamurda oynadıktan veya mikroplara maruz kaldıktan sonra ellerini yıkamasını öğretmek de dahil olmak üzere, hala iyi hijyen kurallarına uymalısınız.

Kir Duyuların gelişmesine yardımcı oluyor

Çıplak ayakların altındaki çamur hissi, bir kuşun sesi, çimlerin kokusu yakın… Bu duyusal deneyimler çocuğunuzun dünyayı herhangi bir kitaptan veya DVD’den daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır. Çocuğunuza tüm meyveleri anlatabilirsiniz, ancak parlak renklerini görene kadar, yumuşacık dokusunu hissedinceye ve ne kadar tatlı olduklarını anlayana kadar, bir meyvenin ne olduğunu bilemeyeceklerdir.

Araştırmalar, çoklu duyular pekiştirildiğinde beynin ne öğrenildiğini hatırlama olasılığının daha yüksek olduğunu gösterir, bu yüzden çoklu duyuları meşgul eden doğal malzemeler kullanarak sayıları, renkleri ve yeni kelimeleri öğretmeyi deneyin. Örnek olarak aromatik çiçekler, sert çubuklar ve kayaları düşünebilirsiniz.

Kir Çocukların Düşünmesini Sağlıyor

Tırmanma, yuvarlanma, gezinme ve serbestçe atlama şansı verildiğinde, küçük kaşif, istedikleri her şeyi oluşturmak için hayal güçlerini kullanabilir. Ayrıca “eğer:” i test etmelerine izin verirseniz, ya o pislik deliğine biraz su dökersem? Ya çimleri topraktan çekersem? Burada çocuğunuz sorular sormaya, gözlemler yapmaya ve sonucu değiştirip değiştirmeyeceğini görmek için durumu değiştirmeye başlayabilir. Evet, kirlenecekler, fakat gelecek yıllarda daha fazla soru sorma ve cevaplama yolunda ilerleyen bir bilim insanı gibi de düşünecekler.

References

 

Read More

Ebeveynler, sadece çocuğun beslenmesi ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu kişiler değillerdir. Onlar aynı zamanda çocuğun hayattaki ilk eğitimcileri olma görevini de yürüten iki bireydir. Bu nedenle çocuklar öğrenme sürecinde çevrelerinde ilk karşılaştıkları kişiler olan anne ve babalarını rol model alarak hayata atılmaya başlarlar. Çevreye uyum sağlama sürecinde rol model almak oldukça önemlidir. Bu süreçte çocuklar, ebeveynlerinin konuşma tarzından, yürüyüşüne bir olaya verdiği tepkiden yemek yemesine kadar birçok fiziksel ve duygusal özelliklerini taklit ederler. 

Çocuklar davranışları olumlu ve olumsuz olarak sınıflandıramadığı için onlar gözünde ebeveynlerinin her davranışı doğru kabul edilmektedir. Taklit etmek öğrenme işlevinin yanında çocuğun anne ve babası ile arasında bir bağ kurmasının da bir gereğidir. Genel olarak 1 yaş civarında başlayan taklit etme, yeni bir bilginin gözlenmesi, öğrenilmesi ve pratik yapılması adımlarından oluşur. Bu sayede taklit, çocukların dil yetisi ve sosyal beceriler kazanmalarını sağlar. Peki, bu sürecin olumlu geçmesi, çocukların fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olmaları için anne babalar nelere dikkat etmelidir?

Açık İletişimi İlke Edinin 

Güçlü ve açık bir iletişim aile üyeleri arasında saygı ve güvenin oluşmasını sağlar. Bu nedenle çocuklar olumsuz bir davranışta bulunduğunda bağırıp kızmak yerine onlarla konuşmak her zaman daha iyi sonuç verecektir. Ne istediğini bilen ve çocukları ile her konuda makul şekilde konuşabilen ebeveynler, çocuklarının da ileride kendilerini iyi ifade eden bireyler olmalarını sağlarlar. 

Olumlu Geri Bildirimde Bulunun 

Çocuklar iyi bir davranışı taklit ediyorsa, bu durumun kalıcı olması ve öğrenilmesi için olumlu geri bildirimler yapılmalıdır. Örnek ebeveyn tutumları olarak gülümsemek ya da çocuğa sevdiği bir yiyecek veya oyuncağı vererek ödüllendirmek onu motive edecektir. 

Dürüst Olun

Çocuğunuzun yalan ile tanışmaması için ilk önce ebeveynlerin dürüst olması gerekiyor. Dürüstlük, çocukların sorumluluk almayı öğrenmelerini de sağlar. Örneğin; çocuğunuza parka gitmek, oyun oynamak gibi sözler verdiyseniz bahane üretmeden sözünüzde durmanız gerekir. Eğer önemli bir işiniz çıkar ve planınız değişirse bu durumu da mutlaka çocuğunuzla paylaşmalısınız. 

Şiddeti Değil Saygıyı Öğretin

Ebeveyn olmak aynı zamanda sabırlı olmak demek. Ne kadar stres altında olsanız da çocuğunuz olumsuz bir davranışta bulunduğunda ona bağırmak veya vurmak hiçbir zaman doğru bir yöntem değildir. Unutulmamalıdır ki, kötü davranışlar hızlı öğrenilir. Bu nedenle saldırgan bireyler yetiştirmek yerine çocuklara hoşgörülü, saygılı ve anlayışlı olmanın önemi öğretilmelidir. 

Kaynaklar

Read More

Çocuklar büyüdükçe ve geliştikçe, bazen okulda zorluk çekebilir, konulara yoğunlaşmakta sorunlar yaşayabilirler, ya da başkaları ile başa çıkmakta zorlanırlar. Bu tür durumlar ile karşılaşıldığında psikolojik testler zorlukların nerede olduğunu belirleyebilir.

Psikolojik Değerlendirme Nedir?

Psikolojik bir değerlendirme, çeşitli alanlarda güçlü ve zayıf yanları değerlendirmek için yapılandırılmış bir dizi görüşme, standartlaştırılmış test ve ankettir. Bu testler, örneğin öğrenme stillerini ve sosyal-duygusal işleyiş biçimlerini tanımlayabilir.  Bazı ebeveynler, çocuklarının gösterdiği bazı davranışların getirdiği endişelerden yola çıkarak psikolojik bir değerlendirme talep edebilir. Öte yandan bazı ebeveynlere, bir ya da daha fazla profesyonel tarafından, bu bir eğitimci, bir akıl sağlığı uzmanı ya da çocuk doktoru olabilir, psikolojik testlere başvurmaları önerilebilir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Değerlendirmeler

Psikolojik değerlendirmeler, insanların kendileriyle ve davranışlarıyla ilgili ne bildiğini göstermek ve duyguları anlamaya ve açıklamaya yardımcı olmak için neler yapabileceklerini ortaya çıkarmak için kullanılır.  Hangi testin uygulandığına bağlı olarak kişiyi izlemeyi, soru sormayı ve kişinin bazı görevleri yerine getirmesi gibi adımları içerebilir. 

Psikolojik testler çocuklar ya da gençler okulda zorluk çekerken veya beklenmeyen şekillerde hareket edip problemli davranışlar geliştirdiklerinde kullanılabilir. Söz konusu kişiler genç insanlar olduğundan, genç bir insanın neler yapabileceğini öğrenmesi ve bazı durumlarla yüzleşmesi zaman zaman zor bir hal alabilir. Sonuçlar genellikle okul ve ev için beraber çalışmak üzere program planlamalara yardımcı olur. Ek olarak diğer olası çözüm önerileri için bir öngörü oluştururlar.  

Sonuç olarak bir testin yapılması, bir çocuğun dünyasındaki herkesin aynı hedeflere doğru çalışmasını sağlamak içindir. 

Çocuklar İçin Psikolojik Testler Düşünülürken…

  • Değerlendirme dönemleri ve toplantı öncesi, sırası ve sonrasında sorular sorun. Anlamadığınız yerleri mutlaka kafanızda netleştirin.
  • Kendi endişelerinizi paylaşın. Değerlendirme sırasında tüm alanları dikkate almak önemlidir.
  • Çocuğunuzun doktoruyla raporları ve sonuçları paylaşmak ve danışmak yararlı olabilir.

Sürmekte Olan Bir Değerlendirmede Ebeveynler Neler Beklemeli?

İlk randevu almadan önce, ebeveynler çocuğun gelişimsel, tıbbi, sosyal ve akademik tarihiyle ilgili anketleri doldurarak psikolojik bir değerlendirmenin ilk adımını tamamlarlar. Bir sonraki aşama, hem ebeveynler hem de çocuk ile yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Ebeveynler çocuğun güçlü ve zayıf yönleri hakkında bilgi verir ve özel ilgi alanlarını tartışırlar. Sırada ise çocuğun bilişsel, eğitsel ve sosyal-duygusal işleyişi inceleyen birkaç test oturumu vardır. Yazılı rapor tamamlandığında, testi yürüten kişi sonuçları gözden geçirmek ve tavsiye edilen önerileri tartışmak için velilerle görüşür.

References

https://www.beyondbooksmart.com/executive-functioning-strategies-blog/psychological-testing-for-your-child-who-benefits-and-why

https://www.cyh.com/HealthTopics/HealthTopicDetails.aspx?p=114&np=122&id=2942

Read More