Mindfulness, tam olarak var olmak için kim olduğumuzu ve nerede bulunduğumuzu hissetmemizi sağlayan bir alışkanlık, bir yöntem… 

Yazımızın devamında Budistler tarafından uygulanan ve yüzlerce yıldır bilinen mindfulnessın ne olduğunu, ruhumuz ile bedenimize olan etkilerini okuyabilirsiniz. 

1. Mindfulness Nedir?

Budistler tarafından uygulanan mindfulness, yüzlerce yıldır bilinen bir yöntemdir. Türkçeye “bilinçli farkındalık” olarak çevrilen mindfulness, yargılama içerisine girmeden veya geçmiş ile geleceği düşünmeden yaşanılan anın farkına varılmasını ön gören bir yöntemdir. Temelinde dikkatli ve farkına varan bir algılamayı esas alan mindfulness, içerisinde bulunulan ana yani olan bitene bilinçli bir şekilde dikkat etmeyi ön görüyor. 

2. Mindfulness Bakış Açısı

Mindfulness, anı ve yaşanılanı eleştirmekten ziyade zihnin yapılan şey ve anın tam olarak içine girmesini sağlıyor. Bir çeşit kabullenme olan mindfulness, bir beklenti içerisinde olmadan ve değişmesini istemeden bilinçli bir şekilde meydana gelen olayları sevgi ile deneyimlemeyi sağlıyor.  Mindfulness, doğuştan gelen fakat zamanla azalan farkındalık yetimizi güçlendiriyor. Empati yeteneğinin kazanılması ve ikili ilişkilerin düzene girmesinde de oldukça fayda sağlıyor. 

3.  Dengeli Bir Yaşam Sunuyor

Mindfulness, depresyon, kaygı, stres, üzüntü gibi olaylar karşısında zihin ile ruhun iyi ve sağlıklı kalabilmesine yardımcı oluyor. Anksiyeteye iyi gelen mindfulness, bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi ruhsal problemlerin yol açtığı fiziksel hastalıklar ve yeme bozukluklarının tedavisinde de işe yarıyor. 

Kişisel gelişim ve özgüven artışına katkıda bulunan mindfulness, duyguların daha dengeli olması ve öz farkındalık için de oldukça yararlı bir yöntem. Mindfulness eğitimi, tepkileri kontrol etmeyi öğrenme, olaylar karşısında yapıcı kararlar verme, esnek olabilme, hedefe ulaşmak için planlı adımlar atabilme ve sorumluluk alabilmeyi öğrenmeyi beraberinde getiriyor. 

4.  Eğitimde Mindfulness

Mindfulness egzersizleri sayesinde bilinçli odaklanma becerisi kazanıldığı için öğrenilen bilgiler de kalıcı hale geliyor ve hafıza güçleniyor. Bu yönüyle özellikle dikkat ve motivasyon konusunda zorluk çeken öğrenciler için oldukça fayda sağlıyor. Ebeveyn eğitimlerinde de tercih edilen mindfulness ile ergenlik dönemindeki çocuklarla hem aile hem de okul ortamında doğru iletişim kurularak onların sağlıklı bir şekilde gelişimleri sağlanıyor.

5. Mindfulness’ı Etkin Hale Getirin

Stres veya baskı anında her şeyden önce hazır olmak ve beklemek gerekiyor. Ardından düşüncelerin zihnimizde akıp gitmesine izin vermek, kontrol etmeye kalkışmamak ve değişim için kendimizi zorlamamak gerekiyor. Nefes almak ve vücutta meydana gelen değişimi fark etmek daha sağlıklı kalabilmek ve düşüncelerin sınırları genişletmek için aynı zamanda en etkili yol gösterici de oluyor. 

Kaynaklar

Read More

Stres vücudumuzun uyarıcı olarak gelen talep ve tehditlere karşı otomatik cevap verme tepkisidir. Kalp atışının hızlanması, olağandışı terleme, hızlı nefes alıp verme, titreme gibi çeşitli fiziksel reaksiyonlara da sebep olan stres vücudumuzu fiziksel ve ruhsal açıdan oldukça yoran duygu değişimleridir. Şehir hayatının keşmekeşi içerisinde işe gidip gelirken, toplantı ve sunum yaparken veya sınavlara hazırlanırken stresten maalesef uzak duramıyoruz.

Ancak stres çok yoğun olup hayatımızı idame ettirmemizi engellemeye başladığında ona dur demeli ve stresi azaltmak için yaşantılarımızı ve düşüncelerimizi değiştirmeye çabalamalıyız. Yazımızın devamında stresi azaltma yolları nelerdir sorusunun cevabına hep birlikte bakalım.

Olumlu Düşünce ve Telkin

Stresin var olduğunu bilmek ve yüzleşmek onunla başa çıkmak atacağınız ilk adım olmalıdır. Sonrasında ise üstesinden gelmekte zorlanacağımızı düşündüğümüz işlere karşı olumlu düşünüp güzel deneyimlerimizi hatırlayarak kendimizi telkin etmek stresi azaltmak için iyi bir yöntem olacaktır. Korku ve endişeden ziyade işimizin sonucunun güzel olacağına yoğunlaşmak, alternatif fikirler üretmek faydalıdır. Negatifliğe dur demek ve gevşemek için gözlerinizi kapatıp kendinizi huzurlu hissettiğiniz bir yeri hayal edebilirsiniz.

Düzenli Uyku

Uyku, beden ve ruhumuzun dinlenip bakımının yapıldığı bir evre olarak düşünülebilir. Hormonların dengeli kalabilmesi her şeyden önce düzenli ve yeterli bir uyuma sayesinde gerçekleşiyor. Stresle başa çıkmak için her gün aynı saatte uyumaya özen gösterilmesi yanında akşam geç saatlerde uykuyu kaçıran kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Ilık süt içmek, kitap okumak, dinlendirici müzikler dinlemek ise uyku öncesi sakinleşmenize yardımcı olacaktır.

Sağlıklı Beslenme

Stresi azaltma yöntemleri olarak güne kahvaltı ile başlamak bedenen olduğu kadar ruhen de enerji depolamamızı sağlıyor. Gün içerisinde tüketilen kafein ise kan basıncını kısa sürede yükselttiği için stresi de tetikliyor. Kahve yerine yasemin ve melisa gibi çaylar sakinleştirici etkilerinden dolayı öneriliyor. Bunun yanında atıştırmalık olarak şekerli gıdalar yerine muz, avokado, badem, fındık gibi meyve ve kuruyemişleri tüketmenizde de yarar var.

Egzersizler

Spor kendimizi iyi hissetmenin en iyi yollarından biridir. Stresi azaltma egzersizleri için ise özellikle kol ve bacak hareketlerine yoğunluk vermek gerekiyor. Kas gevşetme egzersizleri vücudunuzda strese bağlı olan kasılmaları fark edebime ve gevşetme yetisi kazanmanızı sağlıyor. Zihni dağıtmak, kaygı ve gerginlikten kurtulmak için açık havada yapılan yürüyüş ve koşular oldukça faydalı.  Sporu yaşam rutininiz haline getirmeniz motivasyonunuzun devamlılığı için de önemlidir.

Kaynaklar

Read More

 

Çevresel ve genetik faktörlerin neden olduğu düşünülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tedavi edilmediği taktide bireylerin çocukluk yıllarından itibaren eğitim ve iş hayatları ile sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyor. 

DEHB Nedir ve Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Çocukluk çağında başlayan ve bir nöropsikiyatrik sorun olan (DEHB) belirtileri genellikle okul çağı dönemi ile birlikte 7 ila 8 yaşından önce görülmeye başlıyor. DEHB, ergenlik ve yetişkinlikte de devam edebilen bir sorun olsa da yaygın olarak çocukların %8’inde görülürken bu oran ergenlerde %6 ve yetişkinlerde %4lere kadar düşüyor. 

DEHB, yaşa ve gelişime uygun olmayacak derece aşırı hareketlilik, odaklanma güçlüğü çekme, dürtüsellik veya yetersiz dürtü kontrolü dediğimiz istekleri erteleyememe sorunları ile fark ediliyor. DEHB tanısı konan bireyler birden çok uyarana aynı anda dikkat etmeye çalıştıklarından başladıkları işi yarım bırakıp bir diğerine yöneliyor ya da sevdikleri işe aşırı odaklanma gösterebiliyorlar.  

Erkeklerde kadınlara kıyasla 4 kat daha fazla görülen DEHB için tüm problemlerin bir arada görülmesi de gerekmiyor. Bazen sadece dikkat eksikliği olabildiği gibi sadece hiperaktive belirtileri de ortaya çıkabiliyor.  

DEHB Nasıl Anlaşılır? 

DEHB tanısı konulabilmesi için unutkanlık, dikkati toplayamama ve aşırı hareketli olma halinin ev, okul ve kurs gibi birden çok ortamda gözlenmesi gerekiyor. Ayrıca DEHB belirtilerinin kişinin yaşam kalitesini bozması, günlük işlerini aksatması ve belirtilerin en az 6 ay kadar sürüp sürmediğinin bir başka deyişle sürekliliğinin tespiti gerekiyor. 

DEHB tanısı ise genel olarak okul ortamında gözlemleniyor. Sınıfta yerinde oturamayan, arkadaşları ile ikili ilişkileri ve oyunlarında iletişim problemleri yaşayan, derslerinde akranlarına nazaran daha az performans sergileyen çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktive sorunu gözlemleniyor.

DEHB tanısı konan bireylerin ayrıca çabuk öfkelendiği gibi strese de daha meyilli oluyor. Karşısındaki kişiyi dinlemiyor gibi görünme, unutkanlık, sürekli bir şeyler kaybetme ve sorumluluk getiren işlerden kaçınma da DEBH tanısı konan kişilerde sık görülen özelliklerden. DEHB özellikle erken yaşta tedavi edilmediği durumlarda kişilik bozukluğuna neden olabildiği gibi ve ergenlikte alkol ve sigara kullanımına, yetişkinlik döneminde ise iş kaybetme, evliliğin bozulması, uyumsuzluk ve dışlanma gibi psikososyal sosyal sorunlarla da neden oluyor.

Dikkat Eksikliği Test İle Ölçülür mü?

Her şeyden önce tedavi için aile, okul ve bir uzman danışmanın birlikte çalışması gerekiyor. DEHB kilink bir tanı olduğundan bu süreçte uzman ile yapılan görüşmeler yanında nörolojik muayene, davranış değerlendirme ölçekleri ve bilişsel testlerden de faydalanılıyor. Nöropsikolojik testler sayesinde sosyal ve çevresel faktörler de göz önüne alınarak davranışsal sorunlar saptanıp analiz yapılabiliyor.

Kaynak

Read More

Ebeveynlik kolay bir iş değildir. Çocuğumuz olmadan bunun ne kadar zor olduğunu anlayamasak da, çok büyük ihtimalle etrafımızdaki anne babalardan ya da kendi ebeveynlerimizden “çocuğun olunca anlarsın” gibi cümleler duymuşuzdur. Geçmiş kuşakların her birinin ailevi sorunlarla baş etmek için kendi yöntemleri vardı. Geçen zamanla birlikte ebeveynliğe yepyeni standartlar, ikilemler ve zorluklar da eklendi. Elbette her şey zorlaşmadı, birçok kolaylık da kazanıldı diyebiliriz. 

Aslında, modern ebeveynlik çeşitli modern nedenlerle birlikte son derece zorlu hissettirebilir. Bazen çok fazla bilgiye sahip olmaktan, çok az tasarrufa, modern ebeveynlerin mücadeleleri gerçekten de var! Durum böyle olunca günümüzde ebeveynliğin ne kadar zor olduğu hakkında çok fazla şey duymamız da şaşırtıcı değil. 

Yaşam maliyeti gittikte yükseliyor.

Benzin fiyatlarından, bir ev sahibi olmanın bedeline, üniversite harç ücretlerinden, gıda ve giyim alışverişine kadar birçok tüketim alanında insanların alım gücü giderek düşüyor. Bugünlerde, her şey daha pahalıya mal oluyor. Maaşların arttığı doğru olsa da, yaşam masrafları ile aynı oranda arttığını söyleyemeyiz. Hayat bugünlerde çok daha pahalı. Bu nedenle, daha fazla insan mali açıdan, özellikle bakması gereken çocukları olan aileler, büyük mücadeleler veriyor. 

Çocuk Bakımının Yüksek Maliyeti

Aynı şekilde, uygun fiyatlı çocuk bakımı bulmak da basit bir iş değildir. Bir defada bir bakıcıya saatte 100-200 TL gibi paralar ödeyebilseniz de, bugünün ebeveynleri sadece işe gidebilmek için bakıcılara azımsanmayacak ücretler öderler. Günümüzde daha fazla ebeveyn ev dışında çalıştığı için çocuk bakımına olan ihtiyaç her zaman mevcut. Hatta eskiye nazaran daha fazla. Kadınların da iş hayatına girmesiyle birlikte bu alanda daha fazla talep olmaya başladı. Dolayısıyla uygun fiyatlı çocuk bakımı bulmak gittikçe zorlaştı.  

  Kadınların/annelerin birçok sorumluluğu üstlenmesi

Özellikle kadınlar hem çocuk bakımı hem de ev işlerinin çoğuyla ilgilenmek zorunda kalıyor. Tam gün işe sahip olan kadınlar için ise bu durum daha zor bir hal alıyor. Annelik ve babalık izinlerinin çok kısa olması, iş yerlerinin çalışanları için kreş imkânı sunmaması gibi sebepler de kadınların omuzlarındaki yükü ağırlaştırıyor. 

Sosyal Medya ve Mükemmel Olma Baskısı

Başkalarının dikkatlice ve özenle filtrelenmiş hayatlarına sosyal medya merceğinden bakıyoruz mükemmel olma baskısını hissediyoruz. Başkalarının güzel, gülümseyen, mükemmel aile anlarını görüyoruz ve eğer bizim gerçekliğimiz onlarınkinden farklıysa kötü ve mutsuz hissedebiliyoruz. Belki de bir şeyleri yanlış yaptığımızı düşünüyoruz. Ve hatta o insanların bizimle aynı günlük sıkıntıları paylaşmadıklarını düşünüyoruz.

References

Read More

Oyun terapisi,  terapistin çocukla içinde özel oyuncakların bulunduğu bir odada çocuk oyun oynarken, o oyuncaklarla veya terapistle konuşurken karşılıklı iletişimin olduğu bir çeşit terapi çeşididir. Buradaki ana fikir, rahat bir ortamda bulunması beklenen çocuğun oyun sırasında onu rahatsız eden her türlü konuda bir konuşma açması ve terapistin bunlara karşılık vermesi beklenir. Duruma göre terapiye anneler ve babalar da dahil olabilir. 

Oyun terapisinin etkili olup olmadığı, büyük ölçüde terapistin becerileri ve hangi disiplini uyguladığı ile belirlenir. Sonuçta, eğer terapist çocukla etkileşime giremezse, alt mesajlar ekleyip onunla yaşamındaki sorunları hakkında konuşamazsa, terapi seansı çocuk için sadece oyuncaklar dolu bir oda olarak kalacaktır. Başlangıçta hem çocuğa hem de terapiste birbirlerini tanımaları için zaman vermek gerekir. 

Oyun terapisi, bir yöntem olarak sınıflandırılmış olsa da, başlı başına bir disiplin değildir.  Başka yöntemlerin uygulanması için bir yoldur. Çocuğunuzu oyun terapisine götürürken terapistin hangi yöntemde ve ekolde uzmanlaştığını mutlaka araştırmalısınız.

Neden oyun?

Son yıllarda giderek artan sayıda akıl sağlığı uzmanı, oyunun insan mutluluğu ve refahı için sevgi ve iş kadar önemli olduğu konusunda hem fikir oldu. Aristoteles ve Platon da dahil olmak üzere tüm zamanların en iyi düşünürlerinden bazıları, oyunun hayatımızda neden bu kadar temel olduğundan eserlerinde bahsetmişlerdir. 

Oyun, benliğimizi ve ruhumuzu rahatlatan ve hayata bakış açımızı aydınlatan eğlenceli bir aktivitedir. Kendini ifade etme, kendini tanıma, kendini gerçekleştirme ve öz yeterliliği geliştirir. Oyun stres ve can sıkıntısı hissini hafifletir, bizi insanlara olumlu bir şekilde bağlar, yaratıcı düşünme ve keşfetmeyi teşvik eder, duygularımızı düzenler ve egomuzu güçlendirir Ek olarak, oyun hayatta kalmak için gereken becerileri ve rolleri öğrenmemizi sağlar. Öğrenme ve gelişme en iyi oyun yoluyla teşvik edilir.

Oyun Terapisi Ne zaman Başvurmalı?

Terapatik oyun, sosyal veya duygusal yetersizlikleri olan çocukların daha iyi iletişim kurmaları, davranışlarını değiştirmeleri, problem çözme becerileri geliştirmeleri ve başkalarıyla olumlu yönde ilişki kurmayı öğrenmelerine yardımcı olur. Ciddi bir hastalık veya hastaneye yatış, aile içi şiddet, istismar, travma, aile krizi veya çevrelerinde rahatsız edici bir değişiklik gibi yaşamlarında stresli olaylara maruz kalan veya bunlara şahit olan çocuklar için uygundur. Oyun terapisi, akademik ve sosyal problemleri, öğrenme engelleri, davranış bozuklukları, anksiyete, depresyon, keder veya öfkenin yanı sıra dikkat eksikliği bozukluğu olan veya otizm spektrumunda olanlara da yardımcı olabilir.

References

Read More

Tam zamanlı çalışan anne babaların en büyük endişeleri

Eğer tam zamanlı bir işiniz varsa hem ebeveynlik yapmak hem de işlere yetişmek oldukça yorucu olabiliyor. İş ve yaşam sorumlulukları arasında günler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Günümüzde birçok ebeveyn, gelişimsel bozukluklara yol açıp açmayacağını merak ederek, çocukları ile yeterince zaman geçirmediklerinden endişelenmektedir. Hatta azı ebeveynler, özellikle anneler, tam zamanlı çalışma konusunda kendilerini suçlu hissederler. Kendileri için zaman yarattıklarında, spora gitmek ya da arkadaşlarla yemeğe çıkmak gibi, bu zamanları acaba çocuklarına mı ayırsalardı diye endişe duyalar. 

Bütün koşuşturmacanın arasında zaman yaratmak kolay olmasa da konu çocuk ve aile olunca hiçbir bahane kabul edilmiyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, annelerin çocuklarıyla geçirdikleri zamanların çocukların akademik başarıları, davranışları ve duygusal gelişimleri üzerinde olumlu etkiler yarattığını kanıtladı. Burada önemli olan ise çocukla geçirilen zamanın miktarı değil niteliğidir. Çocuğa bakım veren kişi kim olursa olsun, anne baba, anneanne, babaanne ya da bakıcı, çocuklar kendileriyle kaliteli zaman geçirilmesine ihtiyaç duyarlar. Ara tatiller ise çalışan anne babalar için kaçırılmaz bir fırsattır. 

Kaliteli zaman geçirmek için ipuçları

Siz ve çocuğunuz için özel olan bir ritüel oluşturun; her gün yapılabilecek basit bir şey olabilir. Örneğin, yatmadan önce çocuğunuzla bir kitap seçin ve beraber okuyun. Çocuğunuza onu sevdiğinizi her gün mutlaka söyleyin. Onun sizin için ne kadar değerli olduğunu ve sizi nasıl iyi hissettirdiğini hatırlatın. Üstelik bunlar için sömestır tatilini beklemenize de gerek yok. Bunlar her gün yapabileceğiniz basit şeyler. 

Mümkün olduğunca çocuklarınızla beraber yemek hazırlayın ve yiyin. Bunun için yeterli zamanınız yoksa çok az hazırlık gerektiren basit yemekler seçin. Çocuklar büyüklere yardım etmekten her zaman büyük keyif alırlar. Bir şeylerin hallolmasında onların da katkıları olduğunu bu şekilde hissettirebilirsiniz. Hamur yoğurmak, meyve sebze doğramak, bulaşık yıkamak gibi günlük ve basit mutfak işleri çocuklar için sandığınızdan daha eğlenceli.

Tamir edilmesi gereken eşyaları çocuğunuzla birlikte tamir etmeyi denediniz mi? Gıcırdayan bir kapı, değişmesi gereken vida, çakılması gereken çivi… Elbette çok riskli işleri çocuklarla beraber yapmayın. Ancak bu tür fırsatlar çocuklar için eğlenceli olduğu kadar öğreticidir de. 

Çocuğunuzla zaman geçirirken teknolojiyle aranıza mesafe koyun. Mesajlara cevap vermeyin, acil olmadıka aramalara dönmeyin, sosyal medyada gezinmeyin veya televizyon izlemeyin.

Anlamlı bağlantılar, zaman miktarı ile değil geçirilen zamanın kalitesi ile ilgilidir. Basit düşünün ve çocuğunuzla bağlantı kurarken yaşam tarzınıza ve ilişkinize anlamlı gelecek şeyler yapın.

References

Read More

Otizm spektrum bozukluğu (OSB) nedir?

Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal etkileşim, konuşma ve sözsüz iletişim ve sınırlı / tekrarlayan davranışlarda kalıcı zorluklar içeren karmaşık bir gelişimsel durumdur. OSB’nin etkileri ve semptomların şiddeti her insanda farklıdır. Otizm spektrum bozukluğu genellikle ilk kez 2-3 yaşlarında ortaya çıkar ve en belirgin belirtilerin çoğu çocukluk çağında teşhis edilir. Ancak otizmi olan bazı çocuklarda teşhis edilmesi 2 ile 4 yaşlarını bulabilir. 

Otizm spektrum bozukluğu erkek çocuklarında kızlara göre üç ila dört kat daha yaygındır ve OSB’li birçok kız çocuğu erkek çocuklara göre belirtileri daha az gösterir. Otizm, ömür boyu süren bir durumdur. Yine de, OSB tanısı konan birçok çocuk bağımsız, üretken ve tatmin edici bir yaşam sürmeye devam edebilir.

Otizmin şiddeti ve semptom kombinasyonları kişiden kişiye farklılık gösterir. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların çok çeşitli yetenekleri ve özellikleri vardır. Diğer bir deyişle; otizmli iki çocuk aynı şekilde görünmeyebilir veya aynı şekilde davranmayabilir. Belirtiler hafif ve şiddetli olmakla beraber zamanla değişebilir.

Teşhis ve Risk Faktörleri

Erken tanı ve tedavi otizm belirtilerini azaltmak ve otizmi olan insanlar ve aileleri için yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Otizm için tıbbi bir test yoktur. Çocuğun nasıl konuştuğunu ve aynı yaştaki diğer çocuklarla karşılaştırıldığında nasıl davrandığını gözlemlemeye dayanarak teşhis edilir. Eğitimli profesyoneller tipik olarak çocuklarla konuşarak ve ebeveynlerin ve diğer bakıcıların sorularını sorarak otizmi teşhis eder.

Otizmli Çocuklar – Tedavi

Erken tanı ve tedavi otizm bozukluğuna tam olarak bir çözüm getirmese de, çalışmalar erken teşhis ve tedavi ile semptomların iyileşebileceğini göstermiştir. Otizm için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Tedaviler, uygulamalı davranış analizi olarak bilinen yoğun beceri geliştirme,  öğretme ve eğitim oturumları ve daha birçok etkileşimli, çocuk merkezli davranış tedavisi versiyonları içerebilir. Tedavi ayrıca ebeveynler, konuşma ve dil terapisi, mesleki terapi veya sosyal beceri eğitimi için özel eğitim ve destekleri içerebilir. 

Tedaviye ek olarak, otizmli öğrencilerin daha iyi gelişme gösterebilmeleri için düzenli özel eğitim sınıfları kullanılabilir. Otizmli birçok öğrenci, günün tutarlı ve öngörülebilir olması durumunda daha iyi bir gelişim gösterebilir. Bilginin sunulması ve öğrencinin işitmesinin yanı sıra görerek de öğrenmesi ve otizmli öğrencilerin diğer engelli olmayan akranlarla oynaması ve eğitim görmesi de gelişmeleri ve iyileşmeleri hızlandıracaktır.

Otizmi olan bir çocuğa sahip olmak bütün aileyi etkileyen bir durumdur. Stresli, zaman alıcı ve pahalı olabilir. Bütün ailenin fiziksel ve duygusal sağlığına dikkat etmesi önemlidir. 

References

Read More

Çocuklar evcil hayvanları çok severler. İster büyük olsun ister küçük olsun evcil hayvanlar çocuklarla özel arkadaşlıklar kurarlar. Birçok şey öğretirler ve sevindirirler. Çocukluğunuzun yatak odasını gözünüzün önüne getirdiğinizde hayali hayvan arkadaşlar, kitaplardaki ve oyuncaklardaki hayvan dostu karakterleri sizler de hatırlarsınız.

Evde evcil hayvan bulundurmak, çocukların duygusal gelişimi ve hatta fiziksel sağlıkları söz konusu olduğunda gerçekten inanılmaz amaçlara hizmet ediyor. Çok sayıda çalışma, hayvanlarla bir şekilde etkileşim içinde olan çocukların gelişim alanlarında olumlu çıktılar olduğunu kanıtladı. Ancak alerji konuarı, bina kuralları veya finansal meseleler sizi şu anda aileye bir evcil hayvan eklemekten alıkoyuyorsa, umutsuzluğa kapılmayın. Çocukların birebir hayvanlarla ilişki kurmasına ve evde eşlik etmenin sağlayacağı ödüllerin çoğunu elde etmelerine olanak tanıyan birçok program ve gönüllü fırsat vardır.

Pediatri Dergisi’nde yapılan bir çalışma, yaşamlarının ilk yılında köpeği olan çocukların daha yüksek bağışıklık gösterdiğini kanıtlamıştır.  Evde bir evcil hayvanla yaşamak ve onlarla etkileşim içinde olmak çocuklarda empati yeteneğini ve şefkati artırır

Çocukların hayvanlarla bağ kurması

Evcil hayvanlara bağlanmanın çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi, zihinsel sağlığı, refahı ve yaşam kalitesi üzerinde önemli bir rolü vardır. Çocukların hayvanlarla bağ kurması beraberinde şefkat, olumlu arkadaşlık davranışları ve bakım becerileri de getiriyor. Ayrıca hayvanlarla bağlanma çocukların hayvanlara karşı olumlu ve sevgi dolu tutum geliştirmelerinin de göstergesi.

Çocukları evcil hayvan bakımına katılmaya teşvik etmek, çocuklar ve evcil hayvanları arasında bağ oluşmasını pekiştirir. Bu da, hem çocuklar hem de hayvanlar için olumlu çıktılar yaratır. Örneğin çocuklar için saldırganlığın azaltılması, empatinin ve şefkatin gelişmesi gibi. Hayvanlar için ise insanlardan gelen daha insancıl muamele olarak örnek verebiliriz.

Ailenize evcil hayvan ekleyerek kazanazağınız bazı faydalar

Evcil hayvanlar koşulsuz sevgi verir. Yargılayıcı değillerdir ve özellikle yalnızlık çeken çocuklar, tek çocuklar veya kardeş rekabeti veya duygusal sıkıntıları olan çocuklar için, bir evcil hayvan onlara biriyle konuşma fırsatı verir. Bir evcil hayvan yargı veya sonuç olmadan rahatlatabilir, destek verebilir ve bir çocuğun sorunlarını dinleyebilir. Ve oyun oynarken, bir evcil hayvan çocuğunuzun ortağı ve en iyi arkadaşı olabilir.

Bir evcil hayvan, bir çocuğa öfkesini başkalarından çıkarmaması gerektiğini veya başkalarına duyduğu korkuyu öğretebilir. Bazı çocuklar zorba olur ve en gerçek duygularını paylaşacak güvenli bir yerleri yoksa bu duyguları diğer çocuklara yansıtabilirler. Bir evcil hayvan çocuk ne söylerse söylesin seveceği için, bir evcil hayvan ona gizli, korkularını ve öfkesini sözlü olarak dökmek için güvenli bir yer verir.

 

References

Read More

Çocuklardan bahsedince kir, çamur, dağınıklılıktan bahsetmemek elde değil. Yine de birçok anne ve baba çocuklarını lekelerden, dağınıklıktan, mikroplardan ve kargaşadan uzak tutmak isterler ve bunun için gerçekten uğraşırlar. . Elbette, yemek masasında yıkanmamış eller ve hiç temizlenemeyen oyuncak yığınları kabul edilebilir davranışlar değiller. Fakat gözünüz sakıncalı ve sağlıksız gibi görünen diğer şeyler çocuğunuz için faydalı olabilir.

Sağlıkları ve bağışıklıkları daha kirli oynadıkları için gelişebilir!

Giderek artan sayıda araştırmacı, kirin, çamurun ve özgürce oynamanın çocukların ihtiyaç duyduğu bir şey olduğunu savunuyor. Mesela  “Neden Kir İyidir: Arkadaşlarınızı Çimlendirmenin 5 Yolu” adlı kitapta, mikrobiyoloji ve immünoloji uzmanı Mary Ruebush, Ph.D., “kire maruz kalmanın çocuklara yaşam boyu koruma sağlayacak güçlü bağışıklık sistemleri oluşturmalarına yardımcı olduğunu” savunuyor.

Kirin çocukları alerji ve hastalıklardan koruyabileceği inancı, günümüzde hala araştırılmaya devam eden bir olgudur. Bilim insanları bu konuyu tartışırken ebeveynlere çıkan ders ise şudur; toprakta, çamurda veya çimde oynamak o kadar da kötü değildir hatta bir seviyeye kadar yararlı bile olabilir. Bununla birlikte, çocuğunuza çamurda oynadıktan veya mikroplara maruz kaldıktan sonra ellerini yıkamasını öğretmek de dahil olmak üzere, hala iyi hijyen kurallarına uymalısınız.

Kir Duyuların gelişmesine yardımcı oluyor

Çıplak ayakların altındaki çamur hissi, bir kuşun sesi, çimlerin kokusu yakın… Bu duyusal deneyimler çocuğunuzun dünyayı herhangi bir kitaptan veya DVD’den daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır. Çocuğunuza tüm meyveleri anlatabilirsiniz, ancak parlak renklerini görene kadar, yumuşacık dokusunu hissedinceye ve ne kadar tatlı olduklarını anlayana kadar, bir meyvenin ne olduğunu bilemeyeceklerdir.

Araştırmalar, çoklu duyular pekiştirildiğinde beynin ne öğrenildiğini hatırlama olasılığının daha yüksek olduğunu gösterir, bu yüzden çoklu duyuları meşgul eden doğal malzemeler kullanarak sayıları, renkleri ve yeni kelimeleri öğretmeyi deneyin. Örnek olarak aromatik çiçekler, sert çubuklar ve kayaları düşünebilirsiniz.

Kir Çocukların Düşünmesini Sağlıyor

Tırmanma, yuvarlanma, gezinme ve serbestçe atlama şansı verildiğinde, küçük kaşif, istedikleri her şeyi oluşturmak için hayal güçlerini kullanabilir. Ayrıca “eğer:” i test etmelerine izin verirseniz, ya o pislik deliğine biraz su dökersem? Ya çimleri topraktan çekersem? Burada çocuğunuz sorular sormaya, gözlemler yapmaya ve sonucu değiştirip değiştirmeyeceğini görmek için durumu değiştirmeye başlayabilir. Evet, kirlenecekler, fakat gelecek yıllarda daha fazla soru sorma ve cevaplama yolunda ilerleyen bir bilim insanı gibi de düşünecekler.

References

 

Read More

Türüne bakılmaksızın tüm kariyer testlerinin amacı aslında aynı diyebiliriz. Her biri adayların başarılı olacağı alanları keşfetmeye ve şirketlerin ihtiyacına uygun olan adayları tespit etmeye yardımcı olur. Tek başlarına bir değerlendirme kriteri olarak kullanılmasalar da değerlendirme pastasındaki payları kayda değerdir. Ana amaç ise başarı ve iş tatmininin sağlanmasıdır. Bu iki maddenin sağlanması hem çalışan hem de işveren için kesinlikle karlı bir ortam yaratır.

Bu testleri içerdikleri sorulara göre 3 türe ayırmak mümkün:

*İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

*Yetenek Testleri (Skill Tests)

*Kişilik Testleri (Personality Tests)

İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

İlgi alanı testleri size hangi tür işleri sevebileceğini ve hangi tür işlerde başarılı olabileceğinizi söyler. Bu testlerin algoritması sizin ilgi alanlarınızı belirlemek ve bu ilgi alanlarını belirli mesleklerle eşleştirmeye dayanır. Doğru uygulama ile tutkuyla yapacağınızı mesleği keşfetmeniz, hatta unuttuğunuz ilgi alanlarınızı yeniden hatırlamanız da mümkün. Bu testlerle ilgili önemli nokta ise cevaplayanın belirli seçeneklere zorlanmaması. Örneğin; 3 şıklı bir soruyla karşı karşıya olduğunuzu düşünelim. Sizden 3 meslekten birini seçmeniz bekleniyor ama siz hiçbirisine yakın hissetmiyorsunuz. Sadece cevap vermek zorunda olduğunuz için herhangi birini seçmeniz sizi yönlendirmesi açısından da, firmaları yönlendirmesi açısından da sağlıklı olmaz. Spesifiklik karakterden çok uzaklaşmayan ancak adayları belirli cevaplara yönlendirmeyen testler ilgi alanı kategorisinden en başarılı sonuç veren testlerdir.

Yetenek Testleri (Skill Tests)

İlk seçenekten farklı olarak burada ilgi alanı değil, yetenek sorgulanır. Sorular adayın sahip olduğu becerileri ortaya koymak ve bu becerileri belirli mesleklerle eşleştirmek için kurgulanır. Kesinliği tartışmaya açık olmakla birlikte, yetenek testlerinin ana fikri adayın yetenekli olduğu alanlara ilgisinin de olduğu varsayımıdır. Doğruluğunu kanıtlar nitelikte örnekleriyle de karşılaştığımız bu iç görü kesindir diyemeyiz. Yetenekli olduğu alanlarla ilgilenmekten zevk almayan adaylar da mutlaka olacaktır. Tam da bu nedenle, hiçbir yetenek testi tek başına bir sonuca varamaz. Adayın görüşleri, deneyimleri, başarıları ve hatta başarısızlıkları da onunla ilgili bütünü oluşturan yargının içinde test çıktılarının yanı sıra mutlaka mevcut olmalıdır.

Kişilik Testleri (Personality Tests)

Kişilik testleri kendinizi daha iyi tanımanızı ve izlemek istediğiniz yol ile ilgili farkındalığınızı artırmanızı sağlar. Bu testler temel değerlerinizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmeye yarar. Kişilik yapılarını belirli bir sayıda kategoriye bölen bu testler hangi kişilik türüne hangi mesleğin uyumlu olduğunu da ortaya çıkarma potansiyeline sahip. Ancak en başta da belirttiğimiz gibi testlerin sonuçlarını planlarınız için birer yol gösterici olarak düşünmeli ancak kesin-net yargılar olarak değerlendirmemelisiniz. Kariyeriniz ve geleceğiniz için son sözün her zaman sizde olduğunu unutmayın.

Read More