Harvard Üniversitesi’nde profesörlük yapan ve bir öğrenme psikoloğu olan Howard Gardner 1983 yılında çoklu zekâ kuramını ortaya atmıştır. Bu kuram dünya çapında büyük kabul görmüş ve insanların tek bir zekâya sahip olduğu algısını kırmıştır. Çoklu zekâ kuramına göre 8 farklı zekâ tipi bulunmaktadır. (1) Bunlar: sözel / dilsel zekâ, mantıksal / matematiksel zekâ, bedensel / kinestetik zekâ, müziksel / ritmik zekâ, kişisel / içsel zekâ, kişilerarası / sosyal zekâ, varoluşçu zekâ ve üzerinde duracağımız görsel/uzamsal zekâdır.

Görsel Zekâ Nedir?

Görsel zekâ; görsel dünyayı algılayabilme, resimlerle ve şekillerle düşünebilme; renk, şekil ve dokuları zihinde detaylıca canlandırabilme ve bunları sanatsal forma dönüştürebilme yetisidir.

Görsel zekâsı yüksek bireylerin özellikleri şunlardır:

Yönlerle araları çok iyidir. Haritaları çok iyi okurlar ve konu yerler ve yönler olduğunda nadiren yanılırlar. Resim, çizim, heykel gibi sanat türleriyle ilgilidirler ve sanat, el sanatları ve dizayn gibi konularda başarılıdırlar. Bulmacaları çözmede yeteneklidirler. Bir kere bulundukları bir mekânın bile, ayrıntılarını ve yerini çok iyi hatırlarlar. Fotoğrafçılığa ilgi duyarlar; okuma ve yazmayı severler. Grafikleri, çizelgeleri ve resimleri yorumlamakta iyidirler. Çevredeki renkleri, farklı şekilleri ve objeleri çabucak fark ederler. Hızlı konuşmaya eğilimlidirler ve sık rüya görürler.

Görsel zekâyı ölçümlemek için ise görsel zekâ testleri kullanılır.

Görsel Zekâ Testi Nedir?

Çoklu zekâ kuramı kabul gördükten sonra, bilim insanları bu farklı zekâ türlerini ölçmenin yollarını aramış ve görsel zekâyı ölçebilmek için görsel zekâ testleri üzerine çalışmışlardır. Bu testlerde; görsel uyaranları tanıma, ayırt etme ve daha önceki deneyimlerle ilişkili olarak yorumlama becerileri test edilmektedir. 

Testlerde göz gördükten sonra, beyin ve onun işlevlerinin nasıl olduğu ile ilgili bir sorulara cevap aranır. Görsel hafıza testi ile görsel algılama konusunda zihnimizin belirli işlemleri ne kadar doğru ve ne kadar hızlı yaptığını ölçmeye çalışırız.

Görsel hafıza testleri, kişinin görüntüleri aklında tutmasını ve mekânsal algı yeteneğini ölçümleyen testlerdir. Görsel hafıza testlerinin bir kısmı nörolojik rahatsızlıkları saptamaya yönelikken bir kısmı da kişinin görsel zekâ becerilerini ölçmeyi amaçlar.

Kaynakça

(1)http://www.indiana.edu/~intell/mitheory.shtml

https://psychologenie.com/characteristics-examples-of-visual-spatial-intelligence

http://www.cocukgelisimi.gen.tr/coklu-zeka-kurami/76-coklu-zeka-kurami/203-gorsel-mekansal-zeka-nedir.html

https://www.dunyaatlasi.com/gorsel-zeka-testi-ile-neleri-olcebiliriz/

Anahtar kelimeler: görsel zeka, görsel zeka testi, görsel hafıza testi, çoklu zeka

Read More

Çocukluk döneminde bireyleri anlamak ve tanımak çocuğun doğru yönlendirilerek yetiştirilmesi açısından büyük önem taşır. Çocukların karakter analizini yapmak için önemli yollardan biri olan kişilik testleri, çocuk ve genç kliniğinde uzmanlaşmış kişiler tarafından hazırlanır. Bu testler aracılığıyla ebeveynler çocuklarını yakından tanıma ve çocuklarını karakterlerine uygun yetiştirme fırsatı elde eder. 

Çocukların iç dünyalarının anlaşılabilmesi çocukla doğrudan iletişim kurularak başarılacak bir durum olmadığından kişilik testleri bu konuda ebeveynlere rehberlik eder. Sadece çocuğun iç dünyası değil, yaşıtlarıyla olan ilişkilerinin ve aile ilişkilerinin anlaşılmasında da kullanılan kişilik testleri çocuğun toplumsal gelişimi açısından da önemli bir yere sahiptir. Sosyal yeteneklerinin bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi hem aile hem de akran ilişkilerinde çocuğa kazandırılması gereken bir özellik olduğu için bu testlerin rehberliği göz ardı edilmemelidir.

Klinik psikologlar ve terapistler tarafından bu amaçlara uygun, çocuklara uygulanabilecek birçok kişilik envanterleri mevcuttur. İşte içlerinden önemli kişilik testleri!

Rorschach Testi

Mürekkep lekesi testi olarak da bilinen bu test yalnızca çocuklara değil, genç ve yetişkinlere de uygulanan bir test. Kişinin bilinçaltını, kişilik yapısını ve ruhsal sürecini analiz etmek için kullanılmaktadır. Çocuklar duygusal işleyişini anlamak açısından önemli bir testtir.

Çocuklar İçin Algı Testi

3-10 yaş grubu arasındaki çocuklara uygulanan bir testtir. Çocukların kişilik potansiyellerini ve ebeveyn ilişkilerini ölçmek için uygulanır. Çocukların kardeşleriyle olan ilişkilerini de analiz eden bu test çocukların akran ilişkilerini çözmeyi amaçlayarak çocuğun sosyal ilişkilerinde başarılı bir birey olarak yetişmesine yardımcı olur.

Goodenough-Harris İnsan Resmi Çizme Testi

Bu test çocukların zihin gelişimini ölçmek amacıyla yapılır. Çocukların genel yetenek düzeylerini öğrenmek açısından ebeveynlere yardımcı olur. Zihin geriliği konusunda çocuklarla ilgili önemli bilgiler verebilmektedir. 4-14 yaş grubuna uygulanır.

Luisa Düss Testi

Sözel bir test olan Luisa Düss çocuklara bireysel olarak uygulanır. Yarım bırakılmış hikâyelerin çocuklar tarafından tamamlanması istenir. Psikanalitik ögeler içeren bu öykülere verilen tepkiler çocukların karakter yapılarının anlaşılmasına yardımcı olur. Çocuğun iç dünyasını anlamak adına önemli bir testtir.

Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI)

16 yaş ve üzeri bireylerin psikolojik durumlarını tespit etmek için kullanılan bu test, kağıt-kalem testi olarak da bilinir. Klinik bir test olan MMPI bireylerin kişisel ve toplumsal uyumunu anlamayı amaçlayan bir testtir. Ergen ve yetişkinlere uygulanır.

Read More

Bir çeşit öğrenme bozukluğu, güçlüğü olarak tanımlayabileceğimiz disleksi, erken yaşlarda çocuklarda görülebilen bir problemdir. Fakat çoğu zaman çocuklar ilkokula gitmeye başladığında anlaşılır çünkü bu durum genellikle çocukların okuma ve yazmada sorun yaşamasıyla fark edilir. 

Disleksinin Belirtileri Nelerdir?

Disleksik bireyler harfleri ve sayıları kavramada, sağ-sol ayrımı yapmada, ayakkabı bağcıklarını bağlamada ve kıyafetlerinin düğmelerini iliklemede sorun yaşayabilirler. 

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya üzerindeki bölgelerde disleksinin görülme sıklığı yüzde 5 ile 15 arasında değişkenlik gösteriyor. (1) Bu yüzden disleksi, ailelerin karşılaşabileceği en yaygın öğrenme bozukluklarından bir tanesi. 

Bilim insanları henüz disleksinin nasıl meydana geldiği ile ilgili kesin bir bilgiye sahip değiller fakat hamilelikte alkol ve sigara kullanımının, doğum esnasında yaşanan problemlerin ve çocuğun büyüme döneminde kimyasal maddelere maruz kalmasının disleksinin nedeni olabileceğini belirtiyorlar. 

Nasıl Tedavi Edilir?

Peki disleksi nasıl tedavi edilmeli? Kesin bir tanısı olmadığından dolayı disleksinin tıbbi bir tedavisi mevcut değil. Bu yüzden daha çok çocukların karakterlerine ve yaşlarına uygun özel eğitimlerle tedavi edilmekte. Bu tedavide önemli olan; erken teşhis. Eğer erken teşhis edilebilirse disleksi çok kısa bir sürede çözüme kavuşturulabilecek bir öğrenme bozukluğudur. 

Bu süreçte ailelerin başvurabileceği kişiler psikologlar ve çocuk gelişim uzmanları olmalı. Disleksik bireylerin karakterlerine ve yaşlarına göre özel bir eğitim programı oluşturan bu kişiler, disleksik çocuklara hem eğitsel hem de psikolojik bir tedavi uyguluyorlar. Bu eğitimlerde yapılan aktivitelerle disleksik bireylerin pasif halde bulunan beyin hücreleri aktif hâle getirilebilir.

Bu özel eğitimin yanı sıra, ailelerin de yapması ve yapmaması gereken pek çok davranış mevcut. Öncelikle aileler çocuklarının sorunlarının farkında olmalılar ve onları arkadaşlarıyla kıyaslamamalılar. Aksi hâlde, disleksik bireylerde sıkça görülen özgüven eksikliği daha da artabilir. Anne ve babalar disleksik çocuklarının bulunduğu ortamdaki dağınık eşyaları düzenleyerek çocuklara daha basit yaşam alanları oluşturmalılar. Bu sayede bu çocuklardaki dikkat dağınıklığı en az seviyeye indirilebilir. Yine disleksik bireylerle konuşurken onlara basit cümleler kurulmalı ve her şey karmaşıklaştırmadan basitçe anlatılmalıdır. Disleksik bireylerin fiziksel enerjilerini atabilmeleri için aileleri onlara özgürce oyun oynayabilecekleri alanlar açmalıdır.  

Kaynakça: 

  1. https://www.medikalakademi.com.tr/disleksi-nedir-kimlerde-gorulur-nedenleri-belirtileri-ve-tedavisi/

http://www.disleksi.org/disleksi-nedenleri/ 

http://akademidisleksi.com/calisma-alanlarimiz/disleksi-tedavi-edilebilir-mi/ 

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/disleksi-nedir-disleksi-tedavi-edilebilir-mi-40698782 

Read More

Dilimize bilinçli farkındalık olarak geçen Mindfulness kavramı, içinde bulunduğumuz anda gerçekleşen olaylara ve düşüncelere odaklanmak ve bu farkındalıkla olanı olduğu gibi kabul etmek anlamına gelir. Zihinden geçen düşünceleri görmek ve yargılamadan, tepki vermeden onlarla kalabilmek mindfulness eğitiminin temel amacıdır. Bu şekilde bakıldığında mindfulness eğitiminin iki boyutu olduğunu söyleyebiliriz. İlk aşama mevcut anın içindeki duyguları ve düşünceleri keşfetmek iken, ikinci aşamada fark ettiğimiz bu olguları kabullenerek onlara önyargısız tepki verebilmektir. Bu sebeple mindfulness eğitimi bilinçli farkındalık olarak açıklanır.

Mindfulness Eğitimi ile İç Huzurunuzu Koruyun!

Mindfulness kavramsal olarak açıklanabilse de daha çok deneyimsel bir olgudur. Çoğu insan günlük yaşantısında nasıl mental olarak daha sağlıklı hareket edeceğini bilir ancak uygulamada yeterli başarıyı gösteremez. Mindfulness insanın doğuştan sahip olduğu ancak sürekli düşünen zihinler sebebiyle zayıflamış olan bir yetenektir. Mindfulness eğitimi, bu yeteneğin çeşitli çalışma ve pratiklerle yeniden güçlendirilmesini sağlar. Tıpkı vücudumuzdaki bir kasın geliştirilmesi gibi mindfulness eğitimi ile güçlenen zihinler günlük hayatta olaylara ve durumlara karşı netlik kazanır. Böylece günlük yaşantımızı sürdürürken hayattaki amacımızı ve bizi etkileyebilecek derin olayları yakalama şansı elde ederiz. Bu sayede stresli durumları kontrol altına alabilir, zorluklar karşısında daha güçlü bir şekilde durarak huzurumuzu koruyabiliriz.

Stresli Anlar Nasıl Yönetilir?

Yapılan pratiklerle güçlenen mindfulness yeteneği sayesinde o anın içinde olma gücüyle zorluklarla daha iyi başa çıkabilirsiniz. Bitirmeye çalıştığınız bir işiniz olduğunu aynı zamanda bu işten sonra söz verdiğiniz arkadaşınızla buluşmaya gideceğinizi hayal edin. Zihniniz çabaladığınız bu iş, arkadaşınıza yetişmeye çalışma düşüncesi ve bunlardan belki daha küçük ama dikkat dağıtıcı birçok unsur arasında gidip geliyor. Mindfulness pratikleri size, bütün bunlara stresle negatif tepki vermektense o an içinde bulunduğunuz işe ve duruma odaklanmanız gerektiğini hatırlatıyor. Vücudunuzdaki stresin yarattığı kas kasılmaları ve nefes düzensizliği gibi fizyolojik etkilerden ziyade durumlara odaklanmanızı ve kontrolü elinize almanızı sağlıyor. Durumu kabulleniyor, fiziksel ve mental anlamda daha rahat bir kişiliğe bürünerek deneyiminizi yaşıyorsunuz. Dikkatinizi stresten alıp yeniden nefesinize, düşüncelerinize ve hislerinize yöneltiyorsunuz.

Herkes için Mindfulness!

Mindfulness eğitimi yalnızca günlük yaşamın stresini yönetmek isteyen kişiler için değil, farklı durumlardaki birçok insan için yararlı bir eğitimdir. Mindfulness alanında yapılan çalışmalar ve pratikler için kanser hastalarıyla, tükenmişlik sendromu yaşayan insanlarla, depresyon deneyimlemiş stabil durumdaki insanlarla, otistik çocuklarla ya da bağımlılarla çalışılmıştır. Ana sınıflarında, ergenlikte, erişkinlikte ve ebeveynlik, ilişki gibi birçok durumda Mindfulness temelli eğitim programları uygulanmaktadır. Bireyin dışarıdan bir desteğe ihtiyaç duymaksızın kendi kendisine yardım edebilmesi yaşamsal bir önem taşıdığından, bu farklı grupların her biri için mindfulness eğitimi büyük önem taşıyor.

Read More

Psikolojik, hormonsal ve fiziksel açıdan büyük bir değişim sürecinin yaşandığı ergenlik dönemi, insan yaşamının en önemli dönüm noktalarından biridir. Çocukluğun sonu yetişkinliğin ilk adımı sayılan ergenlik süreci psikolojide hem çalışma alanı hem de danışmanların ergenlerle olan ilişkileri bakımından kendine özgü yaklaşımları olan bir evredir.  

Bu süreçte ergenlerin ilgi alanları ve kişilik özelliklerinin doğru bir şekilde fark edilip ona göre gelecek planlamaları yapmak son derece önemlidir. Yetişkin olmaya hazırlanan bireylerin geleceklerini belirleyen önemli seçimlerden biri ise meslek seçimi ve kariyer planlaması yapmaktır. Bu noktada çocukların sağlıklı kararlar alabilmeleri için geçerli ve etkili sonuçlar veren yetenek ve ilgi testleri oldukça başarılı ölçütler olarak görülmektedir. Yazımızın devamında testlerin önemlerini ve işlevlerini inceleyebiliriz. 

1. Alan Seçimi ve Okul Başarısında Testlerin Önemi

Ergenlik dönemine denk gelen lise çağında hangi okulun tercih edileceği, hangi alan ve seçmeli derslerin alınacağı hem sınavlarda yakalanan başarı hem de kariyer belirlemede önemli rol oynamaktadır.  Yetenek ve ilgi testi, bireylerin sayısal veya sözel alanlardan hangisine yatkın olduğunu belirlemede kullanılarak doğru bir alan seçimi yapılmasını sağlamaktadır. Etkili öğrenmenin gerçekleşmesi ve okul başarısının artması adına bireylerin işitsel, görsel veya davranışsal öğrenme türlerinden hangisine yatkın olduklarının keşfedilmesi de testlerin bir diğer işlevidir.  

2. Meslek Seçiminde Yetenek ve İlgi Testlerinin İşlevleri

Bireylerin yeteneklerinin keşfedilmesi ve mesleki eğilimlerinin belirlenmesi stratejik yetenek yönetimi testi ile ölçülmektedir. Bu test sayesinde çocukların becerileri keşfedilerek ilgili oldukları alanlar saptanmaktadır. Bu durum üniversite seçiminde okul ve bölüm açısından doğru tercih yapılmasını ve bireylerin mutlu bir geleceğe sahip olmasına temel oluşturduğundan son derece mühimdir. Stratejik yetenek yönetimi testi ile ayrıca bireylerin güçlendirilmesi gereken yönlerinin tespit edilmesi de okul yaşamında başarıyı beraberinde getirmektedir. 

3. İlgi ve Yetenek Testlerinin Uygulanması ve Diğer Yansımaları

Genellikle 2 ile 2,5 saat arasında uygulanan testlerin sonuçları da 2 ila 3 hafta arasında açıklanmaktadır. Yapılan test sonucu değerlendirilmesi haricinde danışman eşliğinde yetenek ve ilgilerin odaklandığı noktaların keşfedilmesi doğru yönlendirmeler yapılmasını da sağlamakta. Testlerin uygulama ve analiz edilmesi sonucu devimsel, duyuşsal ve bilişsel becerilerin kazandırılması testin en büyük hedefi olup izleme yolu ile istenilen sonuca ulaşılmaktadır. Tüm bunlar ise ergenlik süreci ve uzun vadede başarılı bir hayatın temel taşlarını oluşturulmaktadır. 

Kaynaklar

Read More

Her çocuğun bedensel gelişiminde olduğu gibi zihinsel gelişiminde de yaşıtlarına göre farklılıklara rastlanır. Ergenlik döneminde çocukların bu zihinsel farklılıklarını saptamak onların yaşamda yönlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Psikologlar ergenlerin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini anlayabilmek adına onlara çeşitli testler uygularlar. Bu testler aracılığıyla ergenlerin psikomotor becerileri değerlendirilir; kişiliklerini, becerilerini ve davranışlarını gözlemleyerek bunlar tanımlanabilir hale getirilir. Böylece ergenin zekâ düzeyi ve gelişim özellikleri birey olma yolunda anlam kazanır.

Zekâ Testlerini Gerekli Kılan Özel Durumlar

Zekâ testleri uygulanan her ergene kişiliğini anlama yönünde bir avantaj sağlasa da özel durumdaki bazı bireyler için zekâ testlerinin önemi büyüktür. Özellikle çocukluk döneminde dikkat bozukluğu, hiperaktivite, öğrenme güçlüğü, zihinsel gerilik ya da üstün zekalılık gibi durumları olan ergenlerin klinik bulgularıyla birlikte bu zekâ testlerinin değerlendirilmesi gereklidir. Bu bulgular zekâ testleriyle desteklendiğinde tanı konulması kolaylaşacaktır. Bireyin zihinsel anlamda güçlü ve zayıf yönlerinin analiz edilmesi tedavi ve eğitim süreçlerinde son derece faydalı olmaktadır.

Uygulanan En Yaygın Zekâ Testleri

Ergenlerde zekâ seviyesini belirlemek için kullanılan ve en güvenilir sonuç veren test WISC-4 Zekâ Testidir. 2003 yılında Amerika’da geliştirilmiş olan bu test, 2011 yılında Türkiye’ye uyarlanmış ve uygulanmaya başlanmıştır. Uzun süredir dünyada uygulanan Wechsler zekâ testleri serisinin Türkiye normlarına uyarlanmış en güncel versiyonudur. 

WISC-4 on beş alt testten oluşmaktadır. Bunların beşi yedek test olup esas testlerin uygulanamadığı durumlarda uygulanmaktadır. Bu alt testlerin zihnin dört farklı beceri kümesini ölçmek üzere gruplanmıştır: sözel kavrama, algısal akıl yürütme, çalışma belleği ve işlemleme hızı. Ergenlerin zekâ haritalarının çizilmesinde önemli bir yer edinen bu testi yalnızca WISC-4 uygulama sertifikası bulunan psikologlar uygulayabilmektedir.

Bir labirent testi olan Porteus Zekâ Testi ise ergenlere uygulanan bir diğer testtir. Ergenlerin zekâ kapasitelerinin ölçülmesi için hazırlanmış olan bu testte bireye yönergeler anlatılarak labirentlerde çıkış yollarının bulunması istenir. Kalem ile çizilen çizgiler aracılığıyla çıkışa ulaşılmaya çalışırken çıkmaz yollara girilmemesi, çizgilerin üzerinden geçilmemesi gibi kurallar uygulanır. Her labirent bir yaş labirenti olarak tanımlanır ve ergenler 3 yaş labirentinden başlatılır. Üst üste iki tane yaş labirentini geçemeyen ergenden testi bırakması istenir ve geçtiği son labirente kadarki puanlarından yola çıkılarak ergenin IQ’su hesaplanır. Yine psikologlar tarafından uygulanan bu test ile toplam IQ puanı üzerinden zekâ seviyesi tespit edilir.

Özellikle üstün yetenekli ve zihinsel engel taşıyan çocukların tanınmasında kullanılan Stanford Binet Zekâ Testi, resmileşmiş ilk zekâ testidir. Her yaş grubuna göre ayrı sorular içeren testte ergenler için diğer yaş gruplarından ayrı sorular bulunmaktadır. Zekâ kavramını sayısal olarak ifade etmeyi amaçlayan bu test, ortalama bir zekâya sahip insanın puanını 100 kabul eder. Testi uygulayacak uzman öncelikle testin uygulanmaya başlanacağı yaşı belirler. Bu yaş genellikle ergenin takvim yaşı ya da takvim yaşının bir yaş altıdır. Ergene sorular sorulmaya başlanır, ergen bu yönergelerde başarısız olursa bir alt yaş dilimine inilir. Bütün soruların doğru cevaplandığı yaş dilimi çocuğun temel yaşı kabul edilir. 

Temel yaş bulunduktan sonra üst yaş dilimlerindeki sorular ergene yöneltilir ve çocuğun hiçbir soruyu bilemediği yaş diliminde test son bulur. Ergenin temel yaş üzerine verdiği doğru cevaplar eklenerek çocuğun zekâ yaşı tespit edilmiş olunur. Son olarak takvim yaşı ve zekâ yaşından hareketle ergenin Zekâ Bölümü hesaplanır ve sonuçlar elde edilmiş olur.

 

Read More

Yoğun ve stresli bir sınav döneminin ardından pek çok öğrenci tercih yaparken de stres ve kaygı yaşamaya devam ediyor. Bir bölümü ve üniversiteyi tercih etmek öğrencilerin pek çok zaman kararsızlık yaşayabildikleri bir konu. Özellikle genç işsizliğinin artmaya başlamasıyla meslek seçiminde iş bulma kaygısı büyük rol oynuyor. Peki, gelecek kaygısı nasıl ortaya çıkar ve bunu gidermek için neler yapmak gerekir?

Gelecek Kaygısı Öğrencilerde Nasıl Ortaya Çıkar, Belirtileri Nelerdir?

Uzman Klinik Psikolog Aslı Özsoy’a göre, tercih döneminde bir üniversiteye ve bölüme karar vermek isteyen öğrenciler, kendilerini neyin beklediklerini bilmedikleri, belki farklı bir şehre üniversite okumaya gittikleri için ve seçtikleri mesleklerin iş dünyasında bir karşılığının olup olmadığını bilmediklerinden gelecek kaygısı yaşayabiliyorlar. (1)

Gelecek kaygısı tercih döneminden başlayıp üniversite son sınıfa kadar artarak devam eden bir sorun. Lisenin sonlarına doğru başlayan iyi bir üniversite kazanma beklentisi öğrencileri zaten büyük bir stres altında bırakırken, tercih dönemiyle birlikte tercih edilecek üniversite, bölüm, yeni bir ortam ve belki farklı bir şehir öğrencileri tekrar kaygıya sürüklüyor. 

Bu kaygı ve stres durumu da pek çok öğrencide dikkat dağınıklığına, uyku bozukluklarına, aşırı heyecana, özgüven problemine yol açabiliyor. 

Ebeveynler Gelecek Kaygısını Önlemek İçin Neler Yapmalı?

Öğrencilerin yaşadığı pek çok stres ve kaygı dönemi aslında çoğunlukla ebeveynler tarafından kaynaklanıyor. Aslı Özsoy’a göre, aileler çocuklarını kendi istedikleri üniversitelere ve bölümlere zorlayarak onların üzerinde büyük bir baskıya neden oluyorlar. 

Bunun yerine, aileler çocuklarının ne istediğine dikkat ederek tercihlerine saygı duymalılar. Kendi düşüncelerini en azından öneri olarak sunmalı ve onları anlamaya çalışmalılar. Eğer bu kararlarından dolayı başarısız olurlarsa “Ben demiştim.” demek yerine çocuklarının yanında yer alarak onlara bir şans daha tanımalılar. Ayrıca çocuklarını yaşıtlarıyla kıyaslamak yerine onları kendi ilgi ve yeteneklerine göre uygun mesleklere yönlendirmeliler.

Doğru Bölüme ve Doğru Üniversiteye Nasıl Karar Verilir?

Ailelerden başka, öğrenciler de geleceğe yönelik kaygılarını azaltmak için öncelikle ilgi ve yeteneklerini, gelecekte ne yapmak istediklerini bilmeliler. Tercih etmek istedikleri bölümün ve üniversitenin artılarını ve eksilerini öğrenerek ve gelecekte onlara nasıl kapılar açacağını bilerek tercih etmeliler. İmkân dâhilinde tercih etmek istedikleri üniversiteden mezun olmuş veya hâlâ okuyan kişilerle görüşebilir ve üniversite tanıtım günlerine katılabilirler. Tercih edilecek şehrin koşulları, hayat pahalılığı gibi konular da öğrencilerin dikkat etmesi gereken noktalardan biri. Üniversite eğitimine başladıktan sonra ise tercih ettikleri bölümlerle ilgili gönüllü çalışma/staj gibi faaliyetler yaparak ya da üniversite dışından eğitimlere ve sertifika programlarına katılarak üniversiteden sonraki hayatlarında da yön verebilirler. 

Kaynakça:

  1. https://www.haberturk.com/eskisehir-haberleri/62030995-sinav-bitti-kaygi-basladitercih-donemindeki-cocuklara-dikkatuzman-klinik-psikolog-asli

https://www.psikoaktif.com/tercih-donemi-stresi-bas-etme/ 

https://www.haberturk.com/eskisehir-haberleri/62030995-sinav-bitti-kaygi-basladitercih-donemindeki-cocuklara-dikkatuzman-klinik-psikolog-asli 

http://www.dualpsikoloji.com/cocuk-ve-ergen/kariyer-ve-gelecek-kaygisi.html 

Read More

Zorlu bir sınav sürecinin ardından üniversite tercih dönemi geliyor. Hayatlarının geri kalanında ne meslek yapacaklarını seçecek olan öğrenciler, bu süreçte de en az sınava hazırlanma dönemindeki kadar zorlanıyor. Seçilen mesleklere gidecek yolda büyük önem arz eden üniversite seçimi ise dikkatle düşünülüp verilmesi gereken bir karar. Biz de tercih döneminde istediğiniz meslek ve bu doğrultudaki üniversite seçimlerinizde nelere dikkat etmelisiniz?

Bölüm Tanıtım Videolarını İzleyin

İstediğiniz meslekle ilgili önünüzde yüzlerce üniversite seçeneği olacak. Puanınıza göre belirli bir grup üniversiteden tercih yapacak olsanız da bu üniversitelerden hangisinin listede kaçıncı sırayı alacağı çok önemli. Bu aşamada yapılacak en doğru hamle arasında kaldığınız üniversitelerin bölüm tanıtımlarını incelemek. Hatta ön sıralara koymadığınız üniversitelerin dâhi bölüm tanıtımlarını izlemek aklınızda hiç bulunmayan bir üniversitenin edinmek istediğiniz meslek için size katabilecek değerleri görmenizi sağlayacaktır. Bölüm tanıtımları üniversitelerin eğitim imkânlarına, mezunların ne iş yaptığına, okurken edinebileceğiniz ders dışı yetkinliklere ve birçok başka bilgiye ulaşabileceğiniz en kolay ve doğru yöntem. Mesleğiniz için üniversite seçmeden bölüm tanıtımlarını kesinlikle pas geçmeyin!

Üniversitelerin Bölüm Müfredatlarını İnceleyin

Bölümlerin üniversitelere göre müfredatlarının değiştiğini unutmamak gerek. Bir üniversitede alacağınız eğitimin diğer üniversitede alacağınız eğitimle örtüşmeyebilir ve bu durum kariyeriniz için önemli bir eksi ya da artı olabilir. Bu sebeple üniversitelerin internet sayfaları üzerinden edinebileceğiniz müfredat bilgisi kariyerinizi seçerken size büyük fayda sağlayacaktır.

Yüksek Lisans ve Doktora Olanaklarına Bakın

Edineceğiniz kariyer sadece lisansla sınırlı kalmayıp yüksek lisans ve doktora ile devam edecek bir kariyerse üniversitelerin lisans sonrası için sunduğu olanakları araştırmalısınız. Yüksek lisansa, lisans eğitimi aldığınız üniversitede devam edecek olsanız da başka üniversitede devam edecek olsanız da eksik bir ders ya da giriş şartlarının farklılığı kariyerinizin önünde engel olmasın istiyorsanız lisanstan ilerisi için de araştırma yapmalısınız.

Üniversitenin Staj Olanaklarını Araştırın

Bazı üniversiteler bölümlerine göre staj zorunluluğu koyuyor. Bu üniversiteler için firmalar zorunlu stajı olan stajyer öğrencilere ek stajyer kontenjanı açabiliyor. Bu da okurken mesleki pratik edinebilmek için önemli bir fırsat. Zorunlu stajı olan üniversiteler öğrencilerini staj yapması için destekleyerek öğrencilerin gelecek kariyerleri için CV’lerine yazabilecekleri deneyimler kazanma ve ileride çalışmak istedikleri yerler ve alanlar için network edinme imkânı sağlıyor.

Read More

Disleksi dil bazlı bir öğrenme bozukluğudur. Genelde çocuklarda görülen bu rahatsızlığa sahip çocuklar akıcı ve doğru konuşurken problem yaşar. Ayrıca okuduğunu anlama ile yazma sorunları olabilir. Çocuklarda keşfedilen disleksi erken aşamalarda tespit edildiğinde doğru yönlendirme ile çocukları başarı kılabilir. (1)

Disleksiyi çocuk okula başlamadan tespit etmek oldukça güç olabilir, fakat bazı göstergeler hastalığın varlığı hakkında ipucu verebilir. Çocuk okula başlama çağına gelince öğretmeni bu rahatsızlığı fark eden ilk kişi olabilir. Hastalığın yaygın tespiti ise çocuklar okumayı öğrenirken gerçekleşir.

Disleksinin temel sebepleri belli olmasa da bazı genlerin beyindeki okuma ve dil süreçlerini etkilediği bilinmektedir. Bunun yanı sıra çevresel etkiler de bir etken olabilir. Ailedeki erken doğum ve hastalık geçmişi risk faktörlerini artırır.

Disleksi Belirtileri

Okul Öncesi

Bir çocuğun disleksi taşıyıp taşımadığını gösteren bazı belirtiler mevcuttur. Bunlar; geç konuşma, yeni kelimeleri öğrenme yavaşlığı, kelimeleri doğru telaffuz etme güçlüğü, isimleri, rakamları, renkleri hatırlamada yaşanan güçlük, ninnileri hatırlama güçlüğü.

Çocuk bu gibi belirtilere sahipse profesyonel yardım almak gerekir.

Okul Çağı

Çocuk okul çağına ulaştığı zaman disleksi belirtileri daha belirgindir. Yaşına göre düşük okuma becerisi, duyduğunu yorumlama problemleri, sorulara verilebilecek doğru kelimeleri bulma güçlüğü, birbirine yakın kelimeleri ayırma güçlüğü, alışılmadık kelimeleri telaffuz etme güçlüğü, yazma ve okuma aktivitelerini geç tamamlama, okuma içeren aktivitelerden kaçınma bu belirtiler arasında gösteriliyor. 

Gençler ve Yetişkinler

 Disleksi çocuklarda olduğu kadar gençler ve yetişkinlerde de görülebilir. Bazı ortak belirtiler şunlardır: Okumada ve özellikle sesli okumada güçlük, yavaş yazma, telaffuzda güçlük, hafıza güçlüğü, matematik problemlerini çözme güçlüğü, yabancı dil öğrenme güçlüğü, “Çantada keklik” gibi ifade ve deyimleri anlama güçlüğü, hikâye özetleme güçlüğü. 

Çocuklar genelde anaokulu veya kreş seviyesinde okumayı öğrense de disleksili çocuklar görsel grafikleri yorumlamada zorluk yaşayabilirler. Çocukların okuma seviyeleri düşükse doktorla konuşmakta fayda vardır. Eğer disleksi erken teşhis edilmezse veya tedaviye başlanılmazsa, okuma zorlukları yetişkinliğe kadar devam eder.

Ebeveynler ya da öğretmenler bir çocuğun disleksisi olduğunu düşünüyorsa çocuktan profesyonel bir değerlendirme testi çözmesi istenebilir. Bu test sayesinde çocuğun sorun yaşadığı durumlar çözülmezse, birkaç farklı rahatsızlığa sebep olabilir. (2)

Problemler:

  • Öğrenme zorluğu: Gerekli desteği görmeyince disleksili çocuklar akranlarına kıyasla hayatın her bölümünde öğrenme zorluğu yaşarlar.
  • Sosyal problemler: Erken tespit edilemezse disleksiye sahip kişilerde düşük özgüven, davranış problemleri, anksiyete ve çevresinden izole olma eğilimi gözlemlenebilir.
  • ADHD: Disleksisi olan kişilerin ileride dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ADHD)’e yakalanma olasılığı olmayanlara göre daha fazladır. (3)

Disleksi olan kişilerin erken teşhisi doğru bir yönlendirme ile hayat kalitesi artar. Disleksi korkulacak bir rahatsız değildir ve disleksi olan kişiler destek ile hayatlarını rahatlıkta sürdürebilir.

Kaynakça: 

1-) https://dyslexiaida.org/dyslexia-basics/

2-) https://www.medicalnewstoday.com/articles/186787.php

3-) https://www.nhs.uk/conditions/dyslexia/symptoms/

 

Read More

Üniversite tercihlerini yapmadan önce her aday kendi yeteneklerinin ve kişiliğinin farkında olursa bölüm ve meslek tercihinde daha rahat kararlar verebilir. Fakat eğitim sisteminden ve okulların müfredat içeriğinden dolayı pek çok öğrenci ve üniversite adayı kendi isteklerinin ve yeteneklerinin farkında olmadan tercih döneminde bilinçsiz tercih yapabiliyor ya da herkes tarafından seçilen popüler bölümlere yönelebiliyor. Peki, kendi yeteneklerinizi ve ilgilerinizi nasıl öğrenebilirsiniz? Bunlar kişilik testleriyle ablaşılabileceği gibi aynı zamandakişinin kendi davranışlarını ve karakterini tanımasıyla da öğrenilebilir.

Öncelikle kendinizi analiz edin 

Bir bölüm ve meslek tercihi yapmadan önce üniversite adaylarının kendilerine sorması gereken pek çok soru var. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

Öncelikle ofis insanı olup olmadığınıza karar verin. Sahada mı yoksa ofis içinde masa başında mı çalışmak istiyorsunuz? Bu soru meslek tercihinizde size çok büyük kolaylık sağlayacaktır. 

İkinci olarak ise insanlarla çalışmaktan zevk alıyor musunuz, bu soru önemli. Pek çok meslek insanlarla birlikte çalışmayı gerektiriyor fakat eğer insanlarla iyi bir iletişim kuramıyorsanız sürekli insanlarla birlikte çalışacağınız mesleklerden uzak durmalısınız.

Üçüncü olarak ise bir takımla çalışmaktan mı yoksa bireysel çalışmaktan mı hoşlanıyorsunuz? Günümüzde pek çok şirket ve işveren grup hâlinde çalışabilen insanlara ihtiyaç duyuyor fakat bireysel olarak yapılabilecek işler de hâlâ mevcut. Bu yüzden meslek ve bölüm seçimi yapmadan bireysel mi yoksa bir takımla birlikte mi çalışmayı mı tercih ettiğinizi belirlemeniz doğru bir tercih yapmanıza yardımcı olacaktır.  

Dördüncü olarak ise ideallerinizi bölüm tercih ederken göz önünde bulundurmanız doğru bir tercih yapmanızı kolaylaştıracaktır. “Gelecekte kendinizi nasıl hayal ediyorsunuz, ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?” gibi sorular kişinin meslek seçiminde yol gösterici nitelikte olabilir. Tabii ki, bu ideallerde biraz gerçekçi olmakta da yarar var. Örneğin sayısal derslerde başarılı değilseniz yazılım alanına yönelmeniz daha sonra size büyük bir hüsran yaşatabilir. 

Kişilik testleri 

Kişilik testleri de kişiliğinizi belirlemede başvurabileceğiniz metotlardan biri. Bu testler belirli sorulardan oluşarak bireylerin kişilik özelliklerini belirlemede kullanılır. Bu testler sayesinde güçlü ve zayıf yönlerinizi ve hangi mesleklere uygun bir kişiliğe sahip olduğunuzu da öğrenebilirsiniz. Pek çok internet sitesinde kişilik testleri mevcut. Aba Psikoloji bünyesinde katılabileceğiniz Kişilik Testi bunlardan bir tanesi. 2-2,5 saat süren bu testlerin sonuçlarını 2-3 hafta içerisinde öğrenebilir ve kişiliğinizi, karakterinizi ve ilgi alanlarınızı belirlemede bu testlerden yararlanabilirsiniz.

Read More