Okul Öncesi Dönemde Testleri Nasıl Uygulamalıyız?

Standardize edilmiş testler, son birkaç yılda gittikçe popülerleşmekte olan konulardan bir tanesi. Çoğu ebeveyn, çocuklarının gerçek öğrenme ile güvenilir bir şekilde ilişkisi olmayan testlere dayanarak yargılandıkları konusunda gayet anlaşılır bir endişe duyuyor. Hem devlet okulları hem de özel okullar her eğitim öğretim yılında standartlaştırılmış değerlendirmeler veya testler kullanıyor.

Standardize edilmiş testler güvenilirlik ve tutarlılık açısından bizi en doğru sonuca götüren testlerdir. Testlerin içeriğiyle ve mevcut durumla bağlantısıyla kaygılanmak ne kadar normalse söz konusu testlerin nasıl, ne şekilde, hangi atmosferde ve kimler tarafından uygulandığı da bir o kadar kaygılandırıcı bir durum olabilir. Ve bu durum okul öncesi çağında bir çocuk için oldukça önemlidir.

Testi Uygulayan Kişiyle İlgili Olarak;

Doğru değerlendirme ve ölçme araçlarını seçme süreci ve bu testleri uygulama süreçleri her erken çocukluk programı için değişir. Yine de bazı prensipler ve yönergeler şöyle sıralanabilir;

  • Değerlendiricinin çocuğu yakından tanıması gerekir; Değerlendirmeyi yapan yetişkinin çocukla süregelen bir ilişkisi olmalıdır. En ideali testi uygulayan kişini eğitimci olmasıdır.
  • Gözlemler süreklilik ve çeşitlilik içermelidir; Kapsamlı bir değerlendirme için, söz konusu çocuğu çeşitli etkinlikler içindeyken gözlemlemek gerekir. çocuğun ilerlemesini tam olarak görebilmek için bu gözlem durumu en az 6 ay devam etmelidir.

Wiatt III Testi Nedir Nasıl Uygulanmalıdır?

Wechsler Bireysel Başarı Testi (WIAT-III), 4 ve 19 yaşları arasında veya 11 aylıktan okul öncesi yaşlarına kadar uygulanan bir testtir. Ergenlerin, yüksekokul öğrencilerinin ve genç yetişkinlerin başarılarını değerlendirmek için kapsamlı ve bireysel bir şekilde uygulanması gerekir.

Wiat III testinin birçok bölümü bulunmaktadır.

  • Sözlü Dil puanı, çocuğun sözlü konuşma akıcılığının yanı sıra ayrıntıları dinleme yeteneğini ölçen görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Toplam Okuma puanı, bir çocuğun kelime tanıma becerilerini değerlendiren ve okuduğunu anlama becerilerini değerlendiren görevlerde ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
  • Temel Okuma puanı, çocuğun hem gerçek hem de telafi edici kelimeleri kullanarak okuma görevlerinde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Okuduğunu Anlama ve Akıcılık puanı, çocuğun okuma ve metinlerin doğru anlaşılmasını gerektiren işler üzerinde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Yazılı Anlatım puanı, çocuğun harf oluşturma ve heceleme gibi temel becerileri ve yazılı kelime akıcılığı ve kompozisyon kompozisyonu gibi daha karmaşık becerileri değerlendiren görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.
  • Matematik puanı, çocuğun sayıları tanımlama ve yazma ve matematik hesaplamalarını çözme, matematiksel ifadeli soruları çözme ve verilen zaman diliminde cevapları hesaplama yeteneğini değerlendiren görevlerde ne kadar iyi performans gösterdiğini gösterir.

References

Read More

WPPSI Testi nedir?

Testlere ve değerlendirme ölçeklerine verilen karmaşık kısaltmalar kafanızı karıştırabilir. Çocukları için birtakım değerlendirme ölçeklerine bakan bir ebeveyn olarak çocuğunuzun hangi değerlendirmeyi alacağını, karmaşık kısaltmanın gerçekte ne anlama geldiğini ve en önemlisi, sonuçların çocuğunuz için ne anlama geldiğini anlamak sizin için elbette çok önemlidir. 

Weschler Okul Öncesi ve İlköğretim Zekâ Ölçeği, 2,5 ila 7 yaş arasındaki çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir zekâ testidir. 2,5 ve 7 yaşları arası çocukların gelişimi açısından önemli yıllar olduğundan ve bu yıllar içinde kritik gelişimsel adımlar atıldığından bu ölçek de gruba ayrılmıştır. Bir tanesi 2-3 yaş arası diğeri ise 4-7 yaşlarını kapsar. 

WPPSI, yine David Wechsler’in tasarladığı, biri yetişkinler için olan (WAIS) ve diğeri 6 yaşın üzerindeki çocuklar için olan (WISC) testlerinden geliştirilerek oluşturuldu. En basit hali ile WPPSI testi küçük yaş grubu için en yaygın olarak kullanılan zeka testlerinden biridir.

Çocuğunuza Neden/Ne Zaman Bu Testi Uygulamalısınız?

WPPSI’nin sonuçları, entelektüel fonksiyonun genel bir göstergesi olarak kullanılabilir. Ayrıca, entelektüel kapasitesini, bilişsel veya öğrenme güçlüğünü tanımlamanın bir yolu olarak da kullanılabilir. Çocuğunuzun sınıfta daha fazla yardıma ihtiyacı olabileceğinden veya daha kişiselleştirilmiş bir müfredata ihtiyaç duymasından endişe ediyorsanız, WPPSI testi size çocuğunuzla ilgili ek bilgiler vererek karar vermenizde yardımcı olabilir.

WPPSI Testinin Güvenilirliği

WPPSI sonuçlarının, bu değerlendirme türü için yüksek bir güvenilirlik seviyesi olan% 89-95 güven aralığında güvenilir olduğu kanıtlanmıştır. Eğitimli bir profesyonel, sonuçların geçerli ve güvenilir olmasını sağlamak için değerlendirme yaparken belirlenmiş bir protokolü izler. Bu, çocuğun teste başlamadan önce test uygulayıcısı ile rahat etmesini sağlamak için bir süre de içerir. Genel olarak, bu değerlendirme, küçük çocukların zekasını değerlendirmek konusunda, profesyoneller tarafından en yaygın kullanılan ve kabul edilen bir testtir.

Bu Testi Çocuğunuza Uygularken Aklınızda Bulunması Gerekenler;

  • Wechsler’in okul öncesi dönemdeki çocukların zihin profillerini çıkarmak için geliştirdiği bir zeka testidir aslında WPPSI testi. 
  • Türk çocuklarına uyarlanmadığı için Amerikan normalarına göre değerlendirme yapıldığından test sonucunda ulaşılan zeka puanı bir anlam ifade etmez. 
  • Aileye bu bilgi verilerek çocukla ilgili bir gözlem yapmak amacıyla kullanılmaktadır genellikle. Çocuğun test sırasındaki işbirliği, davranışları, akıl yürütme, algılama ve dikkat becerileri terapist tarafından gözlemlenir
  • Testi uygulamanın amacı bir zeka puanına ulaşmak değil, sadece klinik gözlem ile seanslar boyunca ulaşamayacağımız ayrıntılı bir gözlem yaparak çocuğun güçlü ve varsa gelişmesi gereken alanlarını tespit etmek ve bu bilgiler ışığında çeşitli konularda (ilerle yaşayabileceği dikkat ve öğrenme sorunları, okul seçimi, öğrenme stili, vs.) aileyi yönlendirmektir.

WPPSI Testi İle İlgili Diğer Yazılarımız;

References

Read More

Ebeveyn Olmak…

Her anne baba çocuğu için olabileceğinin en iyisi olmayı ister. Ancak, kendinden emin, kibar, başarılı, özgüvenli ve ne isteyip istemediğini bilen bir çocuğun nasıl yetiştirileceğiyle ilgili birçok farklı tavsiyeler duymak mümkün. Anne babalık yolunda öncelikleri dengelemeye, sorumlulukları ayarlamaya ve hem çocuğun ihtiyaçlarını hem de diğer aile üyelerinin ihtiyaçlarını gözeterek bunlara odaklanmak önemli ve zor bir iştir.

Günümüzde internetin de sağladığı kolaylıkla birlikte bu konuyla ilgili bilgilere ulaşmak çok kolay bir hal aldı. Ancak birçok farklı görüş ve düşüncenin kafa karışıklığına sebep olması da çok normal. Kime veya neye, hangi yaklaşıma, ne tür disiplinlere güveneceğiniz bilmek bir ebeveyn için zor olabilir. Çocukları için her şeyin en doğrusunu ve güzelini isteyen ebeveynler olarak bu süreçte hem çocuğunuzun benliğine zarar vermemeniz hem de ebeveynlik kalitelerinizi sorgulamamanız önemlidir.

Çocuklara Hedef Koymak veya Hedef Belirlemelerine Yardımcı Olmak Neden Önemlidir?

Birçok anne-baba, çocuklarına hedefleri öğretmenin, onlara genç yaşta yetişkin becerileri kazandırmaktan ibaret olduğunu düşünebilir. “hedef belirlemeleri için bolca zamanları olacak, henüz erken” gibi düşünceleri duymak da mümkün.

Ancak günümüzde çocukların akranlarıyla etkin bir şekilde iletişim kurabilmeleri, hayatlarında bir şeyleri başarabilmeleri için çabalamaları gerekir. Geleceğe dair hedefler ve amaçlar koymak, harçlıklarını yönetebilmeleri, kardeşleri ve akranları ile olumlu ilişkiler içinde bulunmak gibi temel ve elzem becerileri edinmeleri küçük yaşlardan itibaren kritik öneme sahiptir.

Küçük Başlayın

Çocuğunuzun kısa sürede başarabileceği eğlenceli bir hedef düşünmesine yardımcı olun. Belki başlattığı bir kitabı bitirebilir veya okulda başladığı bir projeyi (çocuğunuzla beraber siz de projeler oluşturabilirsiniz) biraz daha ileri seviyeye taşıyabilir.

Seçmelerine İzin Verin, Seçenekler Sunun

Çocuğunuz iyi notlar getirmesini istediğiniz kadar onun nelere ulaşmak istediğine karar verebilmesini de istemelisiniz. O zaman, onun bir şeyleri planlamasına ve bu yolda çalışmasına olanak sağlamalısınız. Merak ettiği ya da ilgili konuları keşfedebilir, müzeleri gezip bilgi toplayabilirsiniz.

Çabasını Takdir Edin

Çocuğunuz hedefler koymaya ve onlara doğru çalışmaya başladığında, sonuçtan ziyade süreci ve onun bu süreçte ne kadar uğraştığına dair iltifatlar etmeyi kesinlikle unutmayın.” Gerçekten böylesine çalışmandan çok etkilendim, merak ettiğin şeylerin peşinden gitmen çok hoş” gibi cümleler kurabilirsiniz.

References

Read More

Çocuk Gibi Düşenebilmek…

Çocuklar dünyayı ebeveynlerin davranışlarından oldukça farklı algılarlar. Çocuğunuzun ihtiyaçlarını gerçekten karşılamak ve bir ebeveyn olarak ona en iyisini sunmak için bir ebeveynin çocuğunun etrafında olan biteni nasıl algıladığını göz önünde bulundurması gerekir.

Çocukları Anlamak İçin Gözlem Çok Önemli

Çocuk psikolojisi hakkında bilgi edinmenin en basit, ama en etkili yollarından biri de gözlemdir. Çocuklarınızın ne yaptıklarına veya söylediklerine ilgi gösterin. Yemek yediklerinde, uyuduklarında veya oyundayken hareketlerini, ifadelerini ve mizaçlarını gözlemlemekte fayda var. 

Ancak her çocuğun biricik ve benzersiz olabileceğini ve her çocuğun gelişim hızının farklı olduğunu unutmayın. Bu nedenle, çocuğunuzu diğer çocuklarla karşılaştırmaktan kaçının. Bu karşılaştırma hem anne babalara yetersiz hissettirir hem de çocuğun sağlıklı bir öz değer geliştirmesine engel olur.

Kendinize Çocukların Psikolojisini Anlamanıza Yardımcı Olabilecek Birkaç Soru Sorabilirsiniz

  • Çocuk en çok ne yapmaktan hoşlanır?
  • Hoşlanmadığı yemekleri yemek, erken uyumak veya ev ödevi yapmak gibi hoşlanmadığı bir şeyi yapması gerektiğinde nasıl tepki veriyor?
  • Ne kadar sosyal? Yeni şeyler paylaşmaya veya denemeye istekli mi?
  • Çocuğun çevresi ile tanışması ne kadar zaman alıyor? Ortamdaki değişikliklere uyum sağlayabiliyor mu?

Bu soruları cevaplarken çocuğu yargılamaktan kaçının. Sadece farkında olmak için gözlemlemek daha iyi çıkarımlar yapmanızı sağlar.

Dinleyin; Çocuklarının Size Hikayelerini Anlatmasına İzin Verin

Konular açarak diyaloglar başlatmak iyidir, ancak çocuğunuzla sohbet ederken dinlemek de önemlidir. Çocuğunuzun konuşması için bir konuşma başlatın ve ardından kendilerini ifade etmeleri için onlara zaman tanıyın. Çocuklar dili yetişkinler gibi yetkin kullanamadığından hayal gücünden beslenerek konuşurlar. Bu yüzden kullandıkları kelimelere, imgelere ve sözel olmayan ipuçlarına dikkat etmelisiniz.

Odaklanmanız Gereken Birkaç İpucu;

Ton: Bir kelimeyi veya ifadeyi vurgulamaları ve bunu yaparken kullandıkları ses tonu size nasıl hissettiğiyle alakalı ipucu verir.

İfadeler: Bu size nasıl hissettiklerini anlamada yardımcı olur. Sevdikleri, korktukları veya onları strese sokan konularla ilgili konuşurken ifadelerine dikkat edin.

Beden Dili: Ne sıklıkla göz teması kurduğuna, ellerine ve beden duruşunu nasıl kullandığına dikkat edin.

Doğru Soruları Sorun

Çocuğunuzun konuşmasını istiyorsanız, doğru soruları sormanız gerekir. Çocuğu ayrıntıları paylaşmaya teşvik edecek açık uçlu sorular sorarak konuşmaları başlatabilirsiniz. “evet” ya da “hayır” cevaplı sorular yerine “bununla ilgili ne düşünüyorsun” gibi sorular sorabilirsiniz.

References

Read More

Çocuklarımızın karamsar ve huysuz olduğu zamanları her anne baba hatırlar ve anlamaya çalışır ve merak eder; “Bu çocuk neden bu şekilde davranıyor”. “kötü ebeveynler miyiz biz, neden üstesinden gelemiyoruz” düşüncelerle birçok anne baba karşılaştırmıştır. Her yetişkin birey de olduğu gibi çocuklarda da ruh hali değişimleri vardır. Anne babalar olarak çocukların bu dünyada olan biten birçok şeyi ilk kez keşfettiklerini unutmamalıyız. Basit birkaç örnek vermek gerekirse; saatlerce süren ev ödevi, oyuna giremediği için hayal kırıklığı yaşayan bir çocuk, rekabet içinde oldukları ortamlar ve daha bir sürü karmaşık durumlar.

Ani değişiklikler gelişimsel olarak çok normaldir.

Duygu durum dalgalanmaları, küçük çocuklar ve genç yaşlar da olduğu gibi, bazı belirli gelişimsel süreçlerde de normal bir karakteristiktir ve bu reçetesi olan bir durum değildir. Sonuçta, onlar hala çocuklar ve kendilerini ifade etmek konusunda yetişkin bireyler kadar becerikli değiller. Dolayısıyla yaşadıklarını ifade etmek için duygusal yollara başvurmaları kadar doğal bir şey yoktur.

Mümkün olduğunca anlayışlı olun.

Ebeveynler için en önemli kural, çocuklarımızın duygularının ne seviyede olduğunu ve davranışlarının gerisinde nasıl motivasyonlar olduğunun anlaşılmasıdır. Ani değişiklikler karşısında hem ona hem de kendinize kızmak yerine sadece yanında olarak destek gösterebilirsiniz.  Onlara neler yaşadıklarıyla ilgili sorular sorun, ancak sorunlarını sizinle paylaşmak istemiyorlarsa zorlamayın. Sadece onların duygularını tanıdığınızı ve her zaman yanında olduklarını bilmelerini sağlayın.

Fazla eleştirel olmayın ve sakin kalmaya çalışın

Çocuklarınızın ruh hali hızlı iniş çıkışlar gösterdikçe sizin de sabrınız zorlanacak ve bu tür durumların asla sona ermeyeceğini düşünüyor olabilirsiniz. Bu tür düşüncelere direnin çünkü eğer çocukları fazla eleştirirseniz kendinizden uzaklaştırmış olursunuz. Unutmayın, onlar da her birey gibi kendi yollarını bulmaya çalışan insanlar. Ayrıca, sinirli davranışlar göstermek aranızda bir güç çekişmesi yaratabilir. Ve çocuklar her zaman haklıdır! Bu yüzden sakin kalabilmek çok önemlidir. Bu noktada bir ebeveyn olarak sizi tetikleyen durumları belirleyip bunların üstüne çalışmak herkes için daha faydalı olabilir.

Çocuğunuzla oyun oynayın

Kötü bir ruh halindeyken, eğlenceli bir oyun oynamasını önerebilir ya da siz bir oyun kurabilirsiniz. Bu onların rahatlamalarına ve sakinleşmelerine yardımcı olacaktır. Ayrıca, birlikte oynamak çocuklarınızla bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Ancak ortada ciddi bir kriz hali var ise çocuğun dikkatini oyunla dağıtmak yerine duygularını aynalayabilir ve yanında olduğunuzu hissettirebilirsiniz.

References

. 

Read More

 

Fiziksel, ruhsal ve zihinsel yönlerden sağlıklı ve tutarlı bireyler yetiştirmek her şeyden önce anne-babaların davranış ve tutumlarından geçiyor. Desteklenerek büyütülen çocuklar, diğerlerine göre girişken, sorumluluklarının bilincinde olan, kendine güven duyan aktif bireyler oldukları için akademik hayatları ile iş yaşamlarında da başarılı oluyor. Ebeveynlerin nasıl destek göstereceği ise çocukların yaşlarına bağlı olarak değişiyor. Özellikle ergenlik gibi duygusal açıdan daha hassas geçen dönemde farklı yolları denemek gerekebiliyor. 

Destekleyici ebeveynlik aynı zamanda çocukların çevrelerindeki akranlarının baskısına karşı bir savunma geliştirmelerini ve duygusal açıdan dengeli olmayı öğrenebilmelerini de sağlıyor. Yazımızın devamında destekleyici ebeveyn tutumu ve davanışının nasıl olması gerektiğine birlikte bakalım. 

1. Aile İçi İletişim

Ebeveynlerin çocuklarına karşı duygularını açık bir şekilde ifade etmeleri son derece önemli. Yaptırım uygulamak yerine ılımlı bir şekilde anlaşma yollarının denenmesi gerekiyor. Bu durum sınırları belirli ancak yine de özgür olan bir ortam yaratmayı da sağlıyor. Çocukların anne babalarını rol model aldıklarını da düşünürsek ilk önce ebeveynlerin birbirlerini dinleyen ve çocuklarına öğretmek istedikleri davranışları önce kendilerinin yapması gerektiğinin bilincinde olan kişiler olması gerekiyor.

2. Birlikte Vakit Geçirmek

Çocuklarla birlikte kaliteli zaman geçirmek aile arasındaki bağları güçlendiren bir diğer ipucu olarak görülebilir. İyi bir dansçı, şarkıcı, sporcu veya sanatçı olmasanız dahi, çocuğunuzun ilgi alanına yönelik onunla sevdiği bir aktivitede birlikte bulunarak onu desteklediğinizi gösterebilirsiniz.

3. Yanında Olmak, İlgilenmek

Çocuğunuzla ilgilenmek, neler yaptığının farkında olmak ve onu umursamak desteklediğinizi göstermenin en iyi yollarından biridir. Ayrıca onun gösteri ve performanslarına katılmak, olmanız gereken yerde bulunmak, size kendisini ispat etmesine izin vermek de ebeveyn ve çocuk arasındaki duyguların güçlenmesini sağlayan bir davranıştır. 

4. Kararlarına Saygı Duymak

Lise veya üniversite seçimi gibi önemli karardan basit bir alışverişe kadar çocukların seçimlerine saygı duymak ve onlara hoşgörülü bir şekilde yaklaşmak da önemli. Onlara seçenekler sunmak, yaptığı hatalardan ders almasına izin vermek ve ortaya iyi işler çıkardığında başarısını içselleştirmesini sağlamak doğru ve sağlıklı gelişimi de beraberinde getiren yaklaşımlardandır. 

5. Dinlemek ve Cesaretlendirmek

Çocuğunuz sevdiği bir şeyden bahsetmeye başlayınca onu mutlaka dinlemelisiniz. Bu durum onu son derece mutlu edeceği gibi sizinle sevdiği şeyleri ve duygularını paylaşmaya devam etmesini de teşvik edecektir. Öte yandan zorluklarla karşılaştığında cesaret veren sözler söyleyerek baş etmeyi öğrenmesine ve güçlü kalmasına da destek olabilirsiniz.

Kaynaklar

Read More

Duygusal açıdan yoğun geçen dönemlerde kendimizi ifade ederken kelimelerin yetersiz kaldığı olabiliyor. Böyle durumlarda konuşarak ve anlatarak çözemediğimiz duygularımız sanatın yardımı ile açığa çıkarılıyor. Sanat terapisi (art theraphy) sayesinde iç dünyamızdaki düşünce ve gelgitler sanat formlarındaki sembol, metafor ve sözsüz mesajlarla anlam kazanıyor.

Sanat Terapisi Nedir?

Sanat ve terapinin birleşmesinden doğan sanat terapileri, kişilerin duygusal sağlıklarını geri kazanmaları ve yeniden sosyal bireyler haline dönüşmelerini sağlayan bir destek olarak tanımlanabilir. Yapılan her türlü sanatsal etkinlikte kişilere ait psikolojik ve duygusal alt tonlar keşfediliyor. Böylece terapiler bir iletişim yöntemi olarak sözle anlatılamayan duyguların doğal yoldan dışa vurumunu sağlıyor.

Terapilerin Faydaları

Terapilerde kişiler farklı yönlerini tanıyıp geliştirme fırsatı buluyorlar. Üstesinden gelinmede zorlanılan durumlar ile yüzleşmeyi sağlayan terapiler sonucunda kişinin özgüveni gelişiyor ve kendisine olan saygısı da artıyor. Duygusal dengenin artması aynı zamanda motive edici bir unsur olarak kişilerin hedeflerine ulaşarak başarı duygusunu tatmalarını sağlıyor.

Bedeninizi kullanmanız gereken dans gibi sanatlar, koordinasyon ve esnekliği geliştirirken sanatsal çalışmalar genel olarak konsantrasyonun gelişmesini sağlıyor. Terapilerde kazanılan yetiler sadece belli bir sorunun çözümünde değil, yaşamın her anında problemlere karşı yaklaşımları da değiştirip ve yaşam kalitesini artırıyor.

Terapilerde Hangi Sanat Dallarından Yararlanılıyor?

Sanat terapilerinin başarılı sonuçlar vermesi için sanatsal bir yeteneğin olması gerekli değildir.  Terapötik süreçler, sanatın değeriyle değil, sanatın bir araç olarak kullanılıp kişilerin duygu dünyalarına inmek için kullanılıyor. Sanat terapisiyle iyileşmek adına resim, tiyatro, hikâye anlatıcılığı, müzik, heykel, dans ve yazı gibi görsel ve performans sanatlarının her dalından faydalanılıyor.

Sanat Terapilerinin Kullanım Alanları Nelerdir?

Sanat terapileri, çocuk, ergen ve yetişkin her yaştan bireye uygulanabiliyor. Kişilerin duygularını ifade edebilmeleri yanında, bağımlılıkları yönetme, stres, kaygı, sosyal fobi veya fiziksel bir eksiklikle başa çıkma konusunda fayda sağlıyor. Sanat terapisi uygulama alanları çok fazla olmakla birlikte terapiler ile kişilerin yaptıkları sanatsal çalışmalardan yola çıkılarak duygu dünyaları analiz edilip teşhis konuluyor. Travma tedavisinde çokça yararlanılan sanat terapilerinde genellikle resimden yararlanılıyor. Kişilerin resimde kullandıkları çizgi, renk ve detaylar sorun hakkında önemli ipuçları veriyor.

Maske yapımı veya hikâye anlatıcılığı ile kişiler senaryo yazıyor, karakterler üretiyor ve bir nevi olay örgüsünü yaşayarak kendi iç dünyalarını konuşturuyorlar. Bu yöntem evlilik ve aile terapilerinde kişiler arası iletişimin sağlanmasını oldukça olumlu etkiliyor. Ayrıca kişilerin kendilerini ifade edebilmeleri kişisel gelişimleri için faydalı bir süreç meydana getiriyor.

Kaynaklar

Read More

Kişinin kendine verdiği değeri ve güveni ifade eden özgüven kavramı sosyal ilişkilerimizi, yaşam kalitemizi, okul ve iş hayatımızı derinden etkiliyor. Manevi bir ihtiyaç olan özgüven, çocukluk dönemi olan 3-4 yaşlarında oluşan bir duygu. Bu nedenle özgüveni yeterince gelişmiş çocuklar yetiştirmek her zaman ebeveynlerinden en önemli görevlerinden biri olarak görülmüştür. 

Çocukların benlik algısına sahip olmaları, kendilerini ne çok değerli ne de çok değersiz görmeyip oldukları gibi kabullenmeleri, problemlerle başa çıkabilme gücünü gösterebilmeleri ve yaşamdan zevk alabilmeleri için özgüvenli bireyler olarak yetiştirilmeleri gerekiyor. Peki, ebeveynler özgüvenli çocuklar yetiştirmek için neler yapmalılar? Gelin bu sorunun cevabına hep birlikte bakalım. 

Önemseyin

Çocuğunuzun kendini rahatça ifade etmeyi ve fikirlerinin arkasında durmayı öğrenebilmesi için her şeyden önce onun düşüncelerine önem vermeniz gerekiyor. Bir konu hakkında çocuğunuzun da fikrini alarak ve onu çözümün bir parçası olarak hissettirerek söz ve tavırlarınızla kendine güvenmesini sağlayabilirsiniz. 

Hatalardan Korkmamayı Öğretin

Çocukların ileriki yaşlarında başarısızlıktan korkmayan, risk almayı bilen cesur bireyler olmaları için başarısız olma korkusunu yenmeleri gerekiyor. Bu nedenle çocuğunuzun herkesin hata yapabileceğini; ancak önemli olanın hatalardan ders çıkarmak olduğunu öğrenmesini sağlayın. 

Beklentilerinizi Makul Tutun

Çocuğunuzun yaş ve kapasitesinden ne az ne de çok bir beklenti içerisine girmeyin. Gereğinden fazla koruyucu olmak veya çocuğu tamamen kendi haline bırakmak yerine onun yavaş yavaş kendisini geliştirmesine izin vermelisiniz. 

Cesaretlendirin

Çocuğunuz sizin isteklerinizi tam olarak karşılayamasa bile gösterdiği çaba için onu takdir edin ve her koşulda onu desteklediğinizi gösterin. Çocuğunuzun sadece başarılarına odaklanmak yerine onun neleri yapabildiğini görmeğe çalışın.

Kıyaslamayın

Çocukları kardeşleri veya arkadaşları ile kıyaslamak onları hayatlarının her anında kıskanç ve mutsuz yapacaktır. Hayat bir yarış değildir. Kıyaslamalar sadece çocukların utanç duymalarına ve kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olacaktır. 

Yeteneklerini Keşfetmesine Yardımcı Olun

Çocuğunuzun çeşitli etkinlik ve faaliyetlere katılmasını sağlayarak ilgi alanlarını bulması ve yeteneklerini keşfetmesini sağlayabilirsiniz. Farklı alanlarda başarılı olduğunu görmek çocuğunuzun sosyalleşmesini ve kendine olan güvenin artmasını sağlayacaktır.

Sorumluluk Verin

Sorumluluk duygusu ile çocuğun özgüven gelişimi birbirine bağlıdır. Çocuğunuzun kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılamayı öğrenmesi ve bağımsız bir birey olması için ona sorumluklar vermeli ve onun başarılarını takdir etmelisiniz. 

Koşulsuz Sevin

Çocuğun özgüven kazanması ve kendini güvende hissetmesi için ebeveynlerinin sevgisini ona göstermesi gerekiyor. Onun varlığından duyduğunuz mutluluğu, başarısız olsa bile ona olan sevginizin değişmeyeceğini ve her zaman onun yanında olacağınızı dile getirmeniz son derece önemli. 

Kaynaklar

Read More

En temel anlamıyla bir iş alanında uzmanlaşmayı ifade eden kariyer, aynı zamanda çalışma hayatı boyunca elde edilen başarı, tecrübe ve sorumlulukları kapsayan bir sürecin tamamı olarak da görülüyor. İş yaşamındaki doyum ve başarı hissi bireylerin günlük yaşamlarındaki tutum ve davranışlarını da doğrudan etkiliyor. 

Diğer bir ifadeyle mutlu bir iş yaşamı olan kişiler aile ve arkadaşlarıyla da sağlıklı ilişkilere sahip oluyor. Bu nedenle hem doğru mesleği seçebilmek hem de halihazırda yapılan meslekte ilerleyebilmek için doğru ve etkili iş planlamaları yapmak gerekiyor. Yetenek ve ilgi testleri kariyer yönetimi yaparken etkili kararlar vermek için geliştirilmiş oldukça önemli testler olarak öne çıkıyor. 

Hedefe Yönelik Faaliyet Planlaması

Kariyer yönetimi eğitimi ile kişilerin ilgi ve yeteneklerine göre kariyerlerinde ilerlemeleri sağlanıyor. Kariyer yönetimini tanımlayacak olursak yeni bir işe başlama, terfi ve pozisyon değişikliği gibi birçok alandaki değişikliklerin planlanması olarak ifade edilebiliriz. Kariyer yönetiminin aşamaları için her şeyden önce bireylerin istek ve hedeflerinin net bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Buna ek olarak kişinin eğitim durumu, iş geçmişi ve kişisel becerilerine uygun olarak performansını maksimum seviyede gösterebileceği bir program hazırlanıyor. 

Kariyer yönetimi sayesinde kişilerin bir sonraki adımlarını ön görebilir olması ve çalışanların kurumlarına olan bağlılıklarının artması geleceğe yönelik hazırlıkların yapılmasını sağlıyor. Bu doğrultuda yapılan kısa veya uzun vadeli hedefler ile planlamaya uygun olan ve gerekli görülen eğitim, seminer ve etkinlikler gelişimde önemli rol oynuyor. 

Kariyer Yönetiminin Faydaları

  • Çalışanların memnuniyetleri ve motivasyonları artar
  • İş verimliliğin artması sonucu iş verenler ile kurumlar kazanç sağlar
  • Kurumların hedeflerine ulaşması kolaylaşır
  • Kurum içi hareketlilik sağlanır

Başarılı Bir Kariyer İçin Yetenek ve İlgi Testleri 

İlgi alanı testleri sevdiğiniz ve dolayısıyla başarılı olacağınız alanları keşfetmenize yarayan ölçümlerdir. Testler, seçimlerinize bağlı olarak en güçlü yanlarınızı belirlemede önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle meslek seçimi, kariyer yönetimi ve iş planları yaparken ilgi testleri ile ana noktaları saptadıktan sonra hedefleri belirlemek başarılı bir kariyerin ilk basamağı olarak görülmelidir. 

Başarılı bir kariyer için yol gösteren diğer bir ölçüm ise yetenek testleridir. Bu testler de meslek seçerken yeteneklere uygun seçimler yapılması temeline dayanıyor. Bireysel özelliklerinizi tespit etmenizi sağlayan ve yatkın olduğunuz mesleği bulmanızı kolaylaştıran yetenek ve ilgi testleri birlikte kullanıldıklarında en başarılı sonuçları veriyor. 

Testler, etkili bir analiz için gerekli verilere sahip olduğu kadar sonuçlar da kısa süre içerisinde alınabiliyor. Bu durum kariyer süreci ve hedeflerin belirlenmesi için sürecin hızlanmasına da katkı sağlıyor.  

Kaynaklar

Read More

İş ve okul hayatının getirdiği sorumluluklar, sağlık sorunları, maddi kaygılar ve aile hayatındaki problemler günlük yaşantımızda kaygılarımızın artmasına sebep oluyor. Herkesin yaşadığı bir duygu olan kaygı, sorunlarımızla baş etmemizi sağlarken, aynı zamanda tehlikeli durumlarda alternatif çözümleri hızlıca bulmamızı sağlıyor. Bu tür kaygılar normal kabul edilen ölçülü duygular olsa da ne yazık ki her zaman kaygı seviyemizi olması gereken değerde tutamıyoruz. 

Kaygılarımız bizi ele geçirmeye başlayıp günlük aktivitelerimizi yapmamızı engellediğinde ve huzursuz bir ruh haline bürünmemize neden olduğunda bu durum kaygı ya da diğer adıyla anksiyete bozukluğuna dönüşüyor. Uzun süreli ve aşırı bir endişelenme durumu olan ve yaşla birlikte artan anksiyete bozukluğunun çocuklarda görülme oranı ise %5 ila 18 arasında değişmektedir. Peki, çocuklarda anksiyete bozukluğu neden olur ve bu durumda neler yapılması gerekir?

Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete, çocukların fiziki, duygusal ve davranışsal gelişimlerini etkilediğinden hem sosyal ve ailevi sorunlar yaşamalarına hem de okul başarılarında düşmelere neden olur. Anksiyete bozukluğu olan çocuklar sürekli huzursuz, gergin, sinirli, öfke nöbetleri geçiren, basit sorunları dahi büyüten, çevrelerindeki insanların sağlıklarından endişe duyan bir ruh hali içerisindedir. 

Ayrıca anksiyeteye sahip çocuklarda uyku sorunları, dikkat dağınıklığı ile baş ve karın ağrıları gibi fiziki rahatsızlıklar da görülmektedir. Kendilerinden beklenenin fazlasını yapmaya çalışan kaygılı çocuklar çevreleri tarafından sorumluluk sahibi ve olgun bireyler olarak görülse de bu yaklaşım aslında onların kaygı durumlarının daha da artmasına neden olabilir. 

Kaygı Bozukluğunda Genetik Yatkınlık ve Çevrenin Rolü

Kaygı bozukluklarının anne baba tarafından çocuklarına aktarıldığını öne süren ve kaygının genetik olduğunu savunanlar da vardır. Öte yandan kaygı bozukluğunda çocuğun yetiştiği çevre de önemlidir. Çocuklar ebeveynleri model alacaklarından onların davranışları ve hatta ruhsal durumları da çocuklarına yansır. 

Kaygılı ve mükemmeliyetçiliğe önem veren aşırı kuralcı anne babalar tarafından büyütülen çocuklarda anksiyete görülme sıklığı diğerlerine göre daha fazladır. Okul ortamında ise sessiz çocuklarla az iletişim kurulması, korkuları ile başa çıkmayı öğrenebilmeleri yerine onlar için her zaman güvenli bir ortam oluşturulması da kaygı halinin artmasında çevrenin etkilerine örnek verilebilir. 

Anksiyete Tedavisi

Çocukların kaygıları da yaşlarına bağlı olarak değişmektedir. İlk 2 yıl anne ve babanın yokluğundan korkan çocuklar 2 ila 5 yaş arasında hayali nesnelerden korkar hale gelmekte ve ilkokul çağında ise başkalarının önünde küçük düşme gibi soyut korkular hissetmeye başlar. Bununla birlikte kaygı sorunu ilaç tedavisi yanında aile ve çocuğun katıldığı terapilerden yararlanılarak tedavi edilebilir bir durumdur. Bu noktada ebeveynler çocuklarındaki değişimi fark ettiklerinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır. 

Çocuklarda Anksiyete ile ilgili daha fazla bilgiye sahip olmak isterseniz; Anksiyete Çağım | Korku, Umut, Yılgınlık ve Huzur Arayışı 

 

Kaynaklar
Read More